Mehmet Can Mertoğlu’nun senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği, ilk uzun metrajlı filmi ‘Albüm’ geçtiğimiz akşam İstanbul Medya Akademisi ve Uluslar arası Boğaziçi Sinema Derneği’nin düzenlediği 4. Uluslar arası Boğaziçi Film Festivali’nin “Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması” Finalistlerinden biri olarak Atlas Sinemasında seyirci karşısına çıktı.  

Cannes'da Eleştirmenler Haftası bölümünde "Yılın En Yenilikçi Yönetmeni”,  23. Altın Koza Film Festivali "En İyi Yönetmen", "En İyi Sanat Yönetmeni", "En İyi Senaryo",  Kudüs Film Festivali "Uluslararası En İyi Film (FIPRESCI)", Saraybosna Film Festivali "En İyi Film" ) ödüllerini kazanan Uzun metraj filmi ‘Albüm’ şimdi de 4. Uluslararası Boğaziçi Film Festivalinde ‘Ulusal Uzun Metraj Film’i olarak yarışıyor. 

ŞEBNEM BOZOKLU SETTE KÜÇÜK BİR KAZA GEÇİRİNCE FESTİVAL GÖSTERİMİNE GELEMEDİ…

Başrollerini Şebnem Bozoklu ve Murat Kılıç’ın paylaştığı filmin festival kapsamındaki gösterim sonrasında gerçekleşen söyleşisine yönetmen Mehmet Can, başrol erkek oyuncu Murat Kılıç ve filmin yapımcısı Yoel Meranda katıldı.

Filmin başrol kadın oyuncusu Şebnem Bozoklu, dizi setinde geçirdiği küçük bir kaza sonucunda festivalin gösterimine çok istediği halde katılamadığını ekibi vasıtasıyla iletirken filmin başrolü Murat Kılıç ise filmdeki rolüne nasıl hazırlandığını salondaki seyirciyle paylaştı.  

MURAT KILIÇ:

FİLM İÇİN 4 PAKET SİGARA İÇTİM, ÇOK KİLO ALDIM VE KİMSEYLE GÖRÜŞMEDİM…

Filmde, Bahar karakteriyle (Şebnem Bozoklu) evli, çocuk sahibi olamadığı için evlatlık edinen tarih öğretmeni Cüneyt rolünü üstlenen Kılıç filme hazırlanma sürecinde rolünün inandırıcılığını sağlamak adına günde 4 paket sigara içtiğini, belirtti.

Kendisine yöneltilen ‘Bu tarz filmde daha önce oynadınız mı?” sorusuna, “Bu tarz filmde diye tanımladığım bir şey yok. Çünkü Mehmet Van’ın tarzı ilk defa karşılaştığım bir şeydi.

Ama tanışıklığımızdan itibaren ve nasıl bir dünya yaratacağına dair ipuçları ve onun bana verdiği ödevlerle kafamda bir şeyler canlandı. 26 yıldır oyunculuk yapıyorum.

TV’de iyi birkaç projede yer aldım. Uzun metrajlı birkaç iyi filmde oynadım. Albüm’de farklıydı. Çünkü genelde oynamadan bir oynam halini yaratmak zordu.

Ama işte o zaman ortaya bir şeyler çıkmaya başladı. Mesleki tatmine hem yönetmen hem de siz varıyorsunuz. Ben Mehmet Can’ı anlamaya çalıştım ona itiraz etmedim.

Oyuncu karşı çıkışlar, baş kaldırı yapabilir ama bu sizin kendinizi yönetmeninize bırakmanız ile alakalıdır. Mehmet Can’ın istediği şey de bu idi aslında.

Ben gençlik yıllarımdan bu yana sahnede uyguladığım bir teknikten bahsedebilirim. Bedensel duruşun getirdiği iç duygulanma durumu diye kısaca özetleyebileceğim bir teknik vardır.

Ben kafamda bunu oturttum. Zorlandım mı ? Çok zorlandım! Mizaç olarak bana çok ters bir karakter. Bu karakterin olabileceklerini yapmak için sessiz kaldım. Günde 4 paket sigara içtim, çok yemek yedim çok kilo aldım.

Asosyal olmaya çalıştım. Bunu da set aralarında çay içerken ya da sonrasında kopmalar yaşanabiliyor. Ben yaşamak istemedim.

Hem 35 mm çekiyor olmamın disipliniyle hem de uzaklaşmaktan korkusu hep vardı. O yüzden asosyal bir çekim süreci yaşadım.

Ve düz konuşmaya çalıştım, havada kalır gibi cümlelerimi kurdum. Bu karakterimdi oluşturduğum ve evet zorlandım. Ama sonuç güzel oldu diye düşünüyorum.” Dedi. 

MEHMET CAN MERTOĞLU : “FİLMİ 23 YAŞINDA YAZDIM 27 YAŞINDA ÇEKTİM” 

Yönetmen Mehmet Can Mertoğlu: filmin hazırlık aşamasının 4,5 yıllık süreciyle ilgili “Çok uzun bir zaman dilimi değil mi?” sorusuna  “ Bu normal maalesef. Bu sadece Türkiye’de değil Avrupa’da birkaç ülkede dışında ki Almanya, Fransa’yı söyleyebilirim ama oralarda da zor, süreç böyle işliyor.

İlk filminizi yapmak şayet ticari bir film yapmıyorsanız çok uzun zaman alabiliyor. Türkiye’de filmlerinize destek bulabileceğiniz yegâne yer Kültür Bakanlığı. Onun haricinde özel sektörün bu tip filmlere özel desteği yok.

Böyle olunca bu işin bürokrasisi biraz zaman alıyor. Biz 2013 Kasım’da bakanlığa başvurduk ve 7 ay sonra belli olmuştu filmimize destek verecekleri.

Onun haricinde de bürokrasi aynı işliyor. Ama ben kendi adıma çok da yakınmıyorum. Çünkü nice güzel, değerli projeler var ve gerçekleştirilme fırsatı bulamıyor. Ben bunu yazdığımda 23 yaşındaydım ve çektiğimde 27 yaşına gelmiştim.

Ama yine de çok genç addediyorum kendimi. Umarım bundan sonraki projelerim için süreç daha kısa olur.