Algı Eke... 'AŞIK OLMADAN DA İLİŞKİ YAŞARIM!'

Algı Eke... 'AŞIK OLMADAN DA İLİŞKİ YAŞARIM!'

Başarılı oyuncu Algı Eke, Haftasonu Dergisi'nden Oya Aşılıoğlu’na verdiği röportajda, oyunculuk kariyeri ve özel hayatı hakkında merak edilenleri anlatırken çocukluk hayallerinden de bahsetti.

 

“OYUNCU KOÇU BANA GÖRE DEĞİL”

Rol hazırlık aşamasında nasıl çalıştığını anlatan Eke,  bir oyuncu koçu ile çalışmadığını söyledi ve ekledi: İtiraf etmem gerekirse ben oyuncu koçu fikrine çok sıcak bakan bir oyuncu da değilim. Tabir yerindeyse kendi kendimin koçu olmayı tercih ederim. Hem ben çok sıkı çalışırım, iyi gözlemlerim.

Bir karakterin içine girebilmek için işime yarayacak bütün ipuçlarını toplar not ederim. Sonra beynime kazırım ve hayata geçmesi için dua etmeye başlarım... Sizin anlayacağınız ben çok çalışkan bir öğrenciyim.

“ANNEM BENİ PEK BEĞENMEZDİ...”

Oyunculuk serüveninin nasıl başladığını anlatan Algı Eke, tiyatro aşığı annesinin de bu konuda çok destek olduğunu belirtti. Kendisini küçükken sık sık tiyatroya götüren annesi hakkında, “Annem sanatçılara çok hayran, tiyatroya aşık bir kadındı. Çocukluğum boyunca tiyatroya götürdü beni.

Beni de pek beğenmezdi açıkçası, hep şikayet ederdi. Ben de oyuncu olursam, annem bana da hayran olur, benden şikayetçi olmaz diye düşünürdüm hep! Biraz itici güç oldu benim için diyebilirim” dedi.

Yeni filminiz ‘Yok Artık’, 25 Eylül’de vizyona girdi ve ‘Tam Gaz Komedi’ sloganıyla izleyici ile buluştunuz. Bize biraz filmden bahseder misiniz?

Her yeni projede çok heyecanlanıyorum. Dolayısıyla yine çok heyecanlıyım. Kısaca özetleyecek olursak; film beş ayrı hikayeden oluşuyor. Biri, benim oynadığım karakter Melis’in başından geçenler... Ve diğer bütün hikayeleri birbirine bağlayan bir taksi şoförü var. Umuyorum ki ‘Tam Gaz Komedi’ sloganı yerini bulacak. Biz filmi çekerken çok eğlendik, o duygu seyirciye geçerse, gerçekten seyirci de çok eğlenecek diye düşünüyorum.

Sizin karakteriniz Melis kimdir, mizacı nasıl birisidir?

Melis’i sürekli erkeklerle çalıştığı için biraz onlara benzemiş, aynalarla arası çok iyi olmayan, nasıl göründüğüne kafa yormayı çoktan bırakmış, sevgilisine bile kankası gibi davranan ama çok iyi niyetli ve olduğu gibi olmaktan çekinmeyen çok doğal bir karakter olarak hayal ettik. Role hazırlanmak için uzun bir zamanım olmadı açıkçası. Ama elimden geleni yaptım ve ekip arkadaşlarım da çok yardımcı oldu.

Set ortamınızdan bahsetsek biraz da... 

Sloganımız aslında en güzel özeti durumun. Yeter ki bizim aldığımız o keyif de seyirciye yansısın. Set ortamları her zaman çok yoğun, yorucudur. Ama çok iyi bir ekiple ortak bir dil kurup o şekilde ilerlediğiniz zaman, işin yükü yarı yarıya azalıyor. Bizimki de öyle
bir setti.

Gerçek hayatta aldatıldınız mı hiç?

Aldatılmak küçük düşürücü, çok can sıkıcı bir durum. Evet yaşadım, hatta belki gene yaşarım, bilemeyiz. Bu tip durumlara bir sınav gözüyle bakıyorum ben ve en önemlisi sonrasında ben kendimi aldatmadan durumu sonlandırıyorum (gülüyor). Aklıma gelen çözüm genelde bu oluyor.

Uzun vadeli hayaller kurar mısınız? Bundan 10 yıl sonrasına ışınlansak bir an için... Sizce nerede, ne yapıyor olursunuz?

Bundan 10 yıl sonra 40 yaşında olacağım. Bir çiftliğim olsun çok istiyorum ve hayvanlarım... Çok güzel bir çalışma odam olsun isterim; çünkü yazmak istiyorum. O zaman oyunculuk ikinci plana geçsin, ben hikayeler yazayım istiyorum. Ama tabii bu şu anki hayallerim. Bu soruyu yarın sorsanız bana, belki yarın bile değişebilir bunun cevabı! 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.