Arif Şentürk... RUMELİ TÜRKÜLERİNİN EFENDİSİ!

Arif Şentürk... RUMELİ TÜRKÜLERİNİN EFENDİSİ!

Rumeli türküleri, beş yüz yılı aşkın Rumeli-Türk yaşantısının özeti gibi…’Aman Bre Deryalar’ türküsünü onun sesiyle sevdik. Kendisiyle dünden bugüne bir zaman yolculuğuna çıktık.

Röportaj; Özlem CİNİC

Rumeli türküleri, beş yüz yılı aşkın Rumeli-Türk yaşantısının özeti gibi…

’Aman Bre Deryalar’  türküsünü onun sesiyle sevdik. Kendisiyle dünden bugüne bir zaman yolculuğuna çıktık. Rumeli Müzikleri neden sevilir? Berberlik yaparken hangi türküyle milyonların sevdiği sanatçıya dönüştü? Gazinolarda sahne arkalarında neler yaşanırdı? Rumeli türkülerini kime emanet edecek? Arif Şentürk, tüm samimiyetiyle sorularımızı yanıtladı.

-Arif bey söyleşimize sizi tanımakla başlayalım mı?

-‘’Bir kış gecesi 1941 yılının 27 Aralık’ta Yugoslavya’nın Kumanova kasabasında doğdum. Şentürk ailesinin 5 kardeşlerinden en büyüğü benim.

1947’de okula başladım. İlk ve ortaokul eğitimimi orada tamamladıktan sonra 11 Haziran1956 yılında bir perşembe günü trene binip 13 Haziran cumartesi günü tam 13.30’da Sirkeci Garı’na geldik’’.

İŞTE HAYATINIZ; ARİF ŞENTÜRK'ÜN BUGÜNE DEK

BELKİ DE HİÇ GÖRMEDİĞİNİZ FOTOĞRAFLARI;

-Kaç yaşındaydınız?

-‘’15 yaşındayım ve o sene en kolay dediğimiz berber çıraklığına başladım.1-2 sene çıraklık yaptıktan sonra dükkan açtım. O zamanlar Zeytinburnu Bulvar’da fazla dükkan yoktu.

1961’de dükkanı birisine devredip askere gittim. Askerliğimi Yozgat’ta yaptım. 30 ay sonra döndüğümde dükkanımı açtım.

Bütün gün radyo açık zaten. Hem mesleğimi yapıyorum hem bütün gün müşterilere şarkılar söylüyordum. Türkülere çok merakım vardı. Gencim, içim kıpır kıpır’’.

 

-Berberlikten müziğe geçişiniz nasıl oldu?

-‘’1975 yılında radyodaki bir anonsu duydum ve gidip İstanbul Radyosundaki Amatör sesler yarışması vardı gidip kaydoldum. Sonrasından bana bir tebligat geldi. Radyoya gelin sesinizi dinleyelim diye. Bir çarşamba günüydü kalktım gittim.

Radyoda herkes sırasını bekliyor bende sıram geldiği zaman içeri girdim. Bir Ege türküsü ile başladım. ‘Eklemedir Koca Konak’. O ara ben türkü okurken jüri odasında Nida Tüfekçi hoca varmış.

İçeri girdi bende türkümü kestim. Nereli olduğumu sordu. Rumeliliyim deyince be oğlum maden Rumelilisin neden Anadolu türküleri okuyorsun zaten gırtlağa kadar bunlarla doluyuz dedi. Bir tane okumamı istedi. Hocam şu anda hiç aklıma gelmiyor dedim.

O da çık dolaş sonra gel. Çıktım tüm Harbiye’yi dolaştım. Neyse tekrar geldim. ‘Debreli Hasan, Vardar Ovası’nı okudum. Herkese dedikleri gibi sen git dediler, sonra bana haber yollayacaklarını söylediler.

Bir çarşamba günü kapalı bir zarf geldi beni programa bekliyorlarmış. Büyük bir heyecanla gittim, okudum. Aradan bir süre geçti. Unkapanı tarafında işim vardı bir taksiye bindim.

Radyoda bir müzik çalıyor oldukçada tanıdık geliyor. Müziğin bitiminin şan kısmına gelince baktım ben söylüyorum. Abooo!.. Taksi dolu.

Şoför tanıdık çıkmaz mı? Ağabey dedi anons ederken ’ Kumanovalı Berber Arif Şentürk ‘dediler. Çok gururlanmıştım. İkinci kez çağırdılar o gidişimde de ‘Deryalar’ı okudum. Ve bu türkü resmen patladı. Günde 5 kere radyoda çalınıyordu. Başka radyo, televizyon yok. Sadece TRT vardı’’.

-Tanınmaya başlamışsınız, sizi bekleyen sırada neler vardı?

‘Borç para ile elbise aldım, televizyona çıktım’

-‘’Kısa bir süre sonra Ankara’dan aradılar, televizyon programına davet ettiler. Müthiş bir heyecan paramda yok borç para buldum, Aksaray’a gidip kendime takım elbise aldım. Uçakla gideceksin dediler. Hiç uçağa binmemiştim.

Korkunç bir heyecan. Ankara’da programımızı yaptık ve yayınlanacağı zamanı beklemeye başladık. Çünkü şimdiki gibi canlı yayınlar yok.

Bir pazartesi günü televizyonda yazıyor, Arif Şentürk şu saate diye. İlk defa kendimi televizyon karşısında izliyorum. Ve böyle başladı. Haftada en az 3-4 kere Ankara’ya gidiyordum’’.

-O günlerde başka Rumeli Türkülerini söyleyen sanatçıları

 var mıydı?

‘Rumeli Türküleri söylenmeye benle başlandı’

-‘’Hayır. Hepsi benden sonra başladı. Sonrasında Soner Özgü’de söyledi. Ardından plak yapmak istediler o zamanlar long-play var. Beni kandırdılar.100 bin lira verdiler hepsi onluk. Neyse plakçım Türkiye’nin en büyük müzisyenlerini tutmuş.

Plak çıkınca her yerde bangır bangır çalınmaya başladı. Bu sefer de simsarlar düştü peşime. Hiç menajerlerle uğraşmadım. Kendi işimi hep kendim gördüm. Daha sonra gazino çalışmalarım oldu. Bornovalı Nuri nur içinde yatsın kendisi gazino sahibi.

5 sene orada çalıştım. Herkesi kovarlardı ama ben  bankoydum. Sıfırdan gelmişim, istekliyim. Akşamları gazino tıka basa doluyor.

 Nereden geliyorlar biliyor musunuz? İzmir Çamaltı’ndan  hepsi  macır.

Neyse basın, röportajlar, filmler, cd’ler derken bugüne kadar geldim’’.

-Kaç CD’niz oldu?

-‘’3 senede bir çıkarıyordum. Şimdiye kadar 12 tane oldu’’.

-Türk Halk Müziğine kazandırdığınız ‘Rumeli Balkan Türküleri’ adı altında derlemeleriniz mevcut. Neler?

-‘’Çoğu TRT repertuarına girdi . ‘’Aman Bre Deryalar, Drama Köprüsü, Çıksana Takoş’um Balkona’ aklımdakilerden bazıları. 24 tane derlemem var.

Bu arada Zeytinburnu Belediyesi benim adıma ‘ Kumanova’dan Gelen Delikanlı’ kitabını çıkardı. Ayrıca Bir sokağa ismimi verdi’’.

-Ciddi  bir duruşunuz var. Genel yapınız nasıldır?

-‘’Saygısızlığa, yalana ve şımarıklığa hiç gelemem. Çünkü Rumelili olduğum için ciddi olmalıyım. Torunum bazen der, dedem aksi gözükür ama pamuk gibidir.

Gerçekten beni tanıyanlar çok yumuşak huylu olduğumu bilirler. Ancak birisinin bir yanlışını görürsem anında onu orada bozarım.’’

-Sizin camianızda’ Arif Şentürk benim babam’ diyen biri varmış?

‘Taklit ediliyorum. Çünkü 70’li yıllarda yakaladığım şöhreti kimse yakalayamıyor’.

-‘’Bizim gençlerden biri. Ama daha çok pişmesi lazım. Nasıl mı bu kanıya vardım? Bahsettiğim kişi Cüneyt Şentürk.  Bir konser programında ilk ben sahneye çıktım, türkülerimi söyledim ve sıramı tamamladım. 

Sıra ona geldiğinde sunucu kıza bir kağıt uzatmış Rumeli’nin en karizmatik, en tanınmış, en şöhretli sanatçısı olarak anons et. Sunucuda burada efsane varken sizi böyle takdim edemem diyerek iyi bozmuş.

Kendisini bir kenara çektim ilk önce adam ol dedim. Ondan sonra böyle büyük laflar konuş. Zaten böle böbürlenmeler yapanlar silinip giderler. Evet, taklit ediliyorum. Çünkü 70’li yıllarda yakaladığım şöhreti kimse yakalayamıyor’’.

Gelelim turne zamanlarına. Kimlerle çalıştınız?

-‘’Şanslıyım, 20 sefer turneye gittim. Şu an kimse gidemez. 5 sene İzmir Fuar’ında Ajda Pekkan, İbrahim Tatlıses, Emel Sayın, Barış Manço, Edip Akbayram, Zeki Alasya, Metin Akpınar ve aklınıza gelebilecek tüm ünlü sanatçılarla çalıştım.

Yeni nesil arkadaşlarımız buna ulaşamazlar. Benim şansım vardı. Allah yüzüme güldü. Hiç hayal etmediğim şeyleri verdi’’.

-Fuar olurda anılar olmaz mı?

‘ Hülya Süer’in sesi korkunç olduğu halde bomba derdim’

-‘’Çok. Hülya Süer’le Belkıs Akkale aynı gazinoda çalışırlardı. Hülya kendini sosyete türkücüsü, Belkıs’ı da kıro türkücüsü olarak görürdü. Hülya programdan sonra bana gelir nasıldım diye sorardı. Bende korkunç olduğu halde iyi derdim. Halbuki Belkıs’ın bangır bangır sesi vardı’’.

-Bir zamanlar çapkın olduğunuz söyleniyor…

-‘’Tövbe… Tövbe… İnanın hiç o tür işlerle ilgim olmadı. Bir gün benim hakkımda bir yazı yazmışlardı çok kırılmıştım. Güya ben yanımdaki folklorculardan biriyle kırıştırıyormuşum. Hiç öyle bir şey olur mu? O zamanlar Kadir Çelik’e yazısından dolayı gönül koymuştum’’.

-Sizden sonra Rumeli türküleri kime emanet?

-‘’Ekrem Pehlivan’ı buna çok yakıştırıyorum.  Duruşu ve tavrı bana çok benzer. Ama kızıyorum. Ona klasik Rumeli türküleri yakışıyor. Pop onun tarzı değil. Ama söz verdi bundan sonra ağırlık bu yönde olacak.

Ayrıca Orhan ve Kemal’i de çok seviyorum. Eşek sıpaları… ‘’Hap Koydum, Kaynana’’ şarkıları ile parayı götürüyorlar’’.

-Albümleriniz satış rekorları kırdı, en sevilen sanatçı seçildiniz, peki bu sanattan para kazandınız mı?

‘ İbrahim’in çiğköftesine karşılık bende elimde pırasamla mücadelemi veriyordum’

 -‘’Bakın, buna bir örnek vereyim. Folkloru Türkiye’ye ben getirdim. 15 folklorcu, 5 saz toplam 20 kişi. Ben para kazanamamışım ki! Olsun şanım yürüdü. Çok güçlü isimlerle anıldım.

Bir gazeteci İbrahim Tatlıses, Selahattin Alpay, İzzet Altınmeşe, Ali Rıza Gündoğdu, Süheyla Davulcuoğlu, Hüsamettin Subaşı, Kamil Sönmez gibi birçok türkücülerle baş edebiliyor musun diye sordu.

Onlarda hamsi, çiğköfte bende onlarla pırasa ile mücadele ediyordum. Allaha şükür o günlerde tektim başkada arkamda kimse yoktu. Bornovalı Nuri sağ olsun çok destek vermiştir. Herkesten yevmiye kesilirdi bir benden kesmezdi.

Kazandıklarımı sazcılara harcıyordum. Otuz beş senedir hala aynı sazcılardan bazılarıyla çalışıyorum. Çünkü artık birbirimizi tamamlıyoruz. En sinirli anımda bağırsam da onlar için sorun değil ben onların psikolojilerini bilirim. Bugüne kadar bırakın tartışma aramızda incinme bile olmamıştır’’.

-Yeni nesil gençlere nasıl destek oluyorsunuz?

-‘’Elimden geldiğince birikimlerimi aktarıyorum. Bu gençlerin hepsini televizyona ben çıkardım. Ama diyorlar ki neden bunları çıkarıyorsun? Pes yani. Bu bir kazan Herkes birer kepçe alır. Türkiye’ye Rumeli Müziği diye bir müzik kazandıran kişiyim’’.

-Yapmak istediğiniz bunu hayata geçiremezsem gözüm açık gider dediğiniz bir proje var mı?

-‘’Allah’tan ne istediysem verdi. Ancak TRT’nin ‘Rumeli Türküleri’ adı altında bir yarışma projesi var. Jüri olmam için teklif getirdiler. Bende kabul ettim. Jüride Belkıs Akkale ve birkaç arkadaş daha olacak. Çekimler İzmir, Eskişehir, Edirne , Bursa’da yapılacak. Hedefimiz yeni seslerin ortaya çıkması.  Ancak adam gibi olmaları önemli’’.

-Rumeli kelimesine takıntılısınız. Neden?

-‘’Mesela Rumeli Kasım, Rumeli Osman … Böyle şey olur mu? Bu yeni başladı eskiden bunlar yoktu. Herkes ismi soyadı ile çıkardı. Rumeli takısı koymalarından artık tiksiniyorum’’.

-Yarışmalarla aranız nasıl?

-‘’İyi ki sordunuz. Nuri Sesigüzel, Rahmetli Kamil Sönmez ile birlikte Mehmet Ali Erbil’in ‘Çarkıfelek’ yarışmasına katılmıştım. Şans hep benden yanaydı.

Onlar pişiriyor ben yiyordum. Tüm hediyeleri kazanmıştım. Kamil’in isyanını hiç unutamam, bir daha senle yarışmam deyip durmuştu’’.

-Filmlerinizden bahsedecek olursak, kaç film yaptınız?

-‘’ 10 film yaptım. Hepsinde başrolde ben vardım. Güzel günlerdi. Sağlam dostluklarım oldu’’.

-Arif usta, bu kadar türkünün içinde sizi en çok etkileyen hangisi?

-‘’İlk okuduğum türkü ‘Bahar Gelir Seher ile ‘ ve ‘Ayletme Beni’ benim için çok özellerdir. Yeni bir türküm var ki ‘Kumanova  Yollarını Yokuş mu Sandın’’ çok ses beğenilecek’’.

-Türkiye genelinde bu kadar tanınmanızın sebebi nedir?

-‘’Aman Bre Deryalar türküsü ülke genelinde yiğitlik algısı yarattı sanırım. Ayrıca sanatçılar geçimsizdir, ben kimseyle takışmadım hep işimi yaptım. Bu kişiliğimden dolayı sayıldım ve sevildim’’.

Bazı kelimeler sizin için ne ifade ediyor? Mesela…

Aşk: Bir yaşam biçimi…

Sevgi: Sevgide bir yaşam biçimi ama sevmesini bilene…

Kumanova: 15 sene yaşadığım doğduğum kasaba. 60 senedir buradayım ama. Adını duydukça bir yanım sızlar.

Zeytinburnu: Benim dünyam. Ben burada büyüdüm, burada sanatçı oldum.

Doğa: Şimdiye kadar kimse keşfedemedi.

-Arif bey, bu samimi sohbetiniz için çok teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz var mı?

-‘’Magazinkolik ailesine çok teşekkür ederim. Sizi bu ayın 27 ‘sinde ‘Cemal Reşit Rey Konser Salonu’ndaki konserime bekliyorum. Rüstem Avcı ve Faruk Yılmaz ile birlikte Rumeli Türkülerini icra edeceğiz. Güzel bir buluşma olacak’.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.