BEYAZ KELEBEKLER’İN KARA GÜNÜ..

Beyaz Kelebekler’in ikinci solisti, Orhan Gencebay’ın ilk eşi, oğlunun annesi Azize Gencebay, gazetelerde yer alan bir haberi nedeniyle TV EM’de ‘Her Şey Konuşalım’ programında gündeme geldi..

Konu döndü dolaştı Beyaz Kelebekler’e geldi.. Tayyar Işıksaçan, Aykut Işıklar, Erol Köse ve Pakize Suda’nın ilk akıllarına gelen 3 kelebeği gencecik yaşta bu dünyadan alıp götüren feci trafik kazası oldu.. Ancak hiçbiri bu kazanın ayrıntılarını hatırlayamadı.. Hatta Pakize Suda, ‘Ben o zaman yoktum’ dedi..

Ben de çocuktum ama çok iyi hatırlıyordum o kazayı.. Kaza; Türk Nostalji sitesinde öylesine ayrıntılı anlatılmıştı ki sizlere oradan nakledeceğim..

18 ocak 1970 Pazar gününe kadar her şey yolunda gidiyordu.. Beyaz Kelebekler, zirveye doğru tırmanıyorlardı. Fakat pazarı pazartesiye bağlayan gece bir felaket yaşandı. Feci bir trafik kazası, 3 Beyaz Kelebek'in yanarak ölmesine, Beyaz Kelebekler'in kolunun, kanadının kırılmasına sebep oldu...

Beyaz Kelebekler pazar gecesi Maksim'deki programlarından sonra iki otomobile binmişler, Adapazarı'ndaki konsere gidiyorlardı. Öndeki otomobilde menajerleri Turgut Akyüz, Ercüment Ateş ve Ender Akacan vardı. Arkadaki Chevrolet'de ise Altan ve Rıfat Eke kardeşler ile, Behzat Kutlubağ, topluluğun kadın solisti Ülkü Üst ve Bülent Ortaç...

Eşme köyüne kadar yolculuk gayet iyi geçmişti. Şakalaşıyorlar biraz sonraki konseri konuşuyorlardı. İşte tam bu sırada Azrail bir kamyonun içinde Beyaz Kelebekler'in önüne çıktı. Şoförün bütün gayreti boşunaydı. Korkunç bir fren sesi, kaygan caddede Chevrolet'nin kamyonla alt alta üst üste dönmesi ve şarampole yuvarlanış...

Benzin deposu patlamıştı. 5 Beyaz Kelebeği taşıyan Chevrolet cayır cayır yanıyordu. Öndeki araba, kazadan habersiz süratle Adapazarı'na doğru yol alıyordu. Adapazarı'na vardıkları zaman bir süre arkadaki arkadaşlarını beklediler. Fakat 5 Beyaz Kelebek'ten ne ses vardı ne nefes.

Sahneye çıktılar. Arkadaşlarının geciktiğini söyleyip seyircilerden özür dilediler ve programa eksik bir kadroyla başladılar. Tam o sırada "kötü haber" geldi:

Altan ve Rıfat Eke kardeşlerle Behzat Kutlubağ fecî trafik kazasında yanarak can vermişlerdi. Cesetleri kömür haline gelmişti. Otomobilde bulunan diğer iki Beyaz Kelebek ise mucize kabilinden ölümden kurtulmuştu.

Altan, Rıfat, Behzat... Beyaz Kelebekler'in her şeyiydi bu üç pırıl pırıl genç. Üçü de aynı okulda, Şişli'deki Özel İktisadi Ticari İlimler Akademisi'nde okuyordu. Geleceğe ümitle, güvenle baktıkları bir devrede, hayatlarının baharında ecel onları sahnelerimizden apar topar alıp götürmüş, arkadaşlarını, bütün Türkiye'yi tarifsiz bir acıya boğmuştu.

21 Ocak'ta Feriköy Mezarlığı'na defnedilen üç başarılı müzisyen, büyük bir kalabalık tarafından uğurlandı. Grup üyelerinden geride kalanlar, kısa bir süre sonra mezarlarını düzenleyip, arkadaşları için Beyaz Kelebek'ten bir mezar taşı yaptırdı.

Nurlar içinde uyusunlar…

Not: Bu konu açıldığında programın böcekleri, programın çiçeği ile feci bir ağız dalaşına girmişlerdi. Konu Pakize’nin bir türlü elinden düşürmediği telefonu ve yorum yapmamasıydı.. Özellikle Aykut ve Erol fena haşladı Pakize’yi.. O da ‘Tamam’ dedi ‘Bundan sonra telefona bakmayacağım..’ Ama bunu söylerken bile telefona bakıyordu.

Pakize Abla; adama boşuna para vermezler aman ha.. Ekmeğinden olma..

beyaz-kelebekler.jpg

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum