Çağıl Yaman... "CESEDİNİZ DİRİNİZDEN DAHA DEĞERLİYSE!.."

Çağıl Yaman... "CESEDİNİZ DİRİNİZDEN DAHA DEĞERLİYSE!.."

Son dönemin parlayan yazarlarından Çağıl Yaman, bilinmeyenlerini ve merak edilenlerini takipçileriyle paylaştı.

Çağıl Yaman ile Güneş Makinesi Kararma Kitabı Hakkında Söyleşi....

Kendinizden biraz bahseder misiniz? Nerelerde eğitim aldınız? Yazmaya nasıl karar verdiniz ?
 
1989 yılında İstanbul’da doğdum. 8 yaşımdayken gazetenin hediye olarak verdiği bir Agatha Christie romanını okuduğumda yazar olmam gerektiğini anladım. Özellikle suçlunun kim olduğunu bulmaya çalışmanın verdiği heyecandan çok etkilenmiştim. Okuyucuya ters köşe yaparak aynı şekilde etkileyebilmenin farklı bir tatmin ediciliği olduğunu düşünmüştüm.  Klasikler, masallar, aşk romanları, polisiye romanlar… Elime ne geçerse okumaya başladım. Bu süreçte Kadir Has Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Yönetim Bilişim Sistemleri bölümünü tam burslu olarak üçüncülükle bitirdim. Üniversite yıllarında tiyatroyla tanıştım. Tiyatro grubumuzda metin yazarlığı ve yönetmenlik yaparak Jean Paul Sartre, Arthur Miller, Bertolt Brecht, Anton Çehov, Frederico Garcia Lorca gibi pek çok yazarı yakından tanıma fırsatı buldum. Yazdığım metinlerin görsele dönüşmesinden de hoşlandığımdan senaryo yazmaya başladım. Sinema Tv mezunu bir arkadaşımla dizi senaryomuzu bitirdik. Ayla Algan’dan ve Sadri Alışık Kültür Merkezinden dersler aldım. Durmadan okudum, yeni evrenler hayal edip yazdım. Bu tutku vazgeçemeyeceğim bir parçam haline geldi.
 
   Genellikle Türk yazarlarda distopya türünde romanlar görmeyiz. Sizi distopya yazmaya çeken ne oldu?
 
Aslında distopya yazmak amacıyla başlamadım. Güneş Makinesi’nden önce günümüz İstanbul’unda geçen hikayeler yazıyordum. Aldığım eğitim sırasında yaratıcı düşünmemizi amaçlayan çalışmalar yapıyorduk. Masal uydurmamız istendi. Aklımıza gelen ilk şeyi kalemi kaldırmadan yazmak zorundaydık.  Ben de içinde mücevher insanların yaşadığı bir köy hakkında yazmaya başladım. İnsanlar öldüğünde ya da vücut parçaları koptuğunda elmasa dönüşüyordu. Tabii bu durumları normal insanların yaşadığı çevre köylerin de ilgisini çekiyordu. Bu konu o anda aklıma geldi. Sınıfın da ilgisini çekti. Aklımdan çıkaramadım, gece gündüz bunu düşünmeye başladım. Böyle bir durum çocuk masallarında değil de yetişkinlerin dünyasında yaşansaydı nasıl olurdu? Nasıl sonuçlar yaratabilirdi? Bunları düşünürken hikayenin geçtiği güneşsiz bir evren oluştu. Gerisi ise acımasız insan doğasına kaldı. Yazmak istediğim geleceksizlik, adaletsizlik, suçlu ve suçsuzu taraf tutmadan irdelemeye çalışan bir dünyaya dönüştü. Distopya türündeki sonsuz ihtimalleri seviyorum. Günümüz dünyasını yazarken olduğumdan daha özgür hissediyorum.
 
   En sevdiğiniz distopya türünde yerli/yabancı kitaplar nelerdir?
 
Fahrenheit 451,1984 ve Otomatik Portakal favorilerim. Stephen King’den Azrail Koşuyor ve Zamyatin’den Biz de okuma listemde.
 
   Defalarca izledim/izlerim dediğiniz distopya filmler hangileridir? 
 Battle Royale, Otomatik Portakal, Matrix, Pleasantville, 12 Monkeys, V for Vendetta favorilerim. En son Mad Max’i izledim, oradaki dünya düzeni de çok hoşuma gitti.
 
 Beyaz Baykuş & Destek Yayınları ile nasıl tanıştınız?
 
İnternette yayınevi araştırması yaparken, yayınevinin sahibi Yelda Cumalıoğlu’nun bir röportajına denk geldim. Yeni yazarlara karşı olan pozitif görüşlerinden etkilendim ve kitabımı yolladım. 3 ay sonra olumlu cevap geldi.
 
 İlk kitabı çıkan taze çıkan bir yazar olarak, zorluklar yaşadınız mı ? Yazar olmaya hevesli kişilere vereceğiniz tavsiyeler var mı ?
 
Dosyanızı gönderdiğinizde yayınevlerinin dönüş yapma süresi genelde 6 aydır. Belirsizlikle geçen aylar sonunda gelecek cevap olumsuz da olabilir.  Bu sürecin kendilerini tüketmesine izin vermesinler. Kitaplarının türlerine göre alternatif yayınevleri araştırıp, her türlü bilgiyi toplamaya çalışsınlar. Kitap dosyalarını eksiksiz olarak göndersinler. Hatta kitapla birlikte kitabın özetini yollamak da yararlı olacaktır. Yayınevi sahipleri ve editörlerinin röportajlarını okumak da çok önemli. Benim kitabımın türü dolayısıyla seçeneklerim sınırlıydı. O yüzden kapsamlı bir araştırma yaptım. Distopya ya da bilimkurgu türlerini basmaya hevesli fazla yayınevi yoktu. Ama fark yaratan bir kitabınız varsa ilgi çekeceğine inanıyorum. Umudumu hiçbir zaman kaybetmemeye çalıştım ve kitabımı raflarda gördüğüm an her sıkıntıya değdi.
 
 
   Güneş Makinası Kararma bir seri kitabı mı ? Seri ise ikinci kitabın çıkış tarihi belirli mi ?
 
Karakterlerin hikayeleri daha bitmedi. İkinci kitabın üstünde yeni yeni çalışmaya başladım dolayısıyla çıkış tarihi belli değil.
 
  Kurguyu oluştururken size ilham kaynağı olan şeyler nelerdi ?
 
Gizemin yavaş yavaş çözüldüğü, okuyucuyu şaşırtan ve düşünmeye sevk eden romanları severim. Güneş Makinesinin kurgusunu bu doğrultuda şekillendirmeye çalıştım. 
 
 
   Kitabı elime alır almaz İlknur Muştu’nun çizgilerini gördüm , konunun içeriği ile oldukça uyumlu bir kapak olmuş. Siz kapak tasarımı hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
Kitabın kapağı konusunda hassas olduğumu itiraf etmeliyim. Okuyucuyu çeken en önemli etkenlerden biri. Dediğiniz gibi konunun içeriği ile uyumu ve ruhunu yakalaması beni çok sevindirdi.  İlknur Hanım’ın ellerine sağlık.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.