Sinan Akçıl... BAŞKASININ KOLLARINDAKİ ESKİ SEVGİLİYE VEDA MEKTUBU!

Sinan Akçıl... BAŞKASININ KOLLARINDAKİ ESKİ SEVGİLİYE VEDA MEKTUBU!

Bir dargın bir barışık yllardır süren aşkları biten Sinan Akçıl ve Ebru Şallı çiftinden, Ebru hanım Cem Yılmaz ile mutluluk pozları veririken, Sinan Akçıl biten aşkına duygusal bir veda mektubu yazdı.

İşte Sinan Akçıl'ın Hakan Gence'ye verdiği çok konuşulacak röportaj ve mektubu;

Onların ilişkisi üç yıl önce başladı. Ardından aşkları magazin basını tarafından sık sık sorgulandı. Bir ayrılıp bir barıştılar... Söylenen şarkıların alt metninde bile aşkın izleri arandı. Ama yaz başında Sinan Akçıl ve Ebru Şallı kesin olarak ayrıldı.

Evlerini ayırdı. Geçen hafta da Ebru Şallı’nın Cem Yılmaz’la yeni bir aşka başladığı söylendi. Taraflar susarken yeni şarkısı ‘Şarttır Şarttır’ için Sinan Akçıl’ın kapısını çaldık. İlk kez biten ilişkisini, sonrasında yaşadıklarını konuştuk. Ve ondan Şallı’ya bir veda mektubu almayı başardık.

Ebru Şallı’ya bir veda mektubu yazdınız... Bu mektubu bizimle paylaşma sebebiniz ne?

- Ebru’nun yüceliğinin ve üç yıl boyunca yaptığı her fedakârlığın bilinmesini isterim. Bu benim onu, bundan sonrası için birçok kötülükten uzak tutma çabam. En çok emeği o verdi, en çok o üzüldü. Hak ettiği ve yaşattığı her duygunun bilinmesini istedim. İyi bir insan ve bu da ona son mektup.

Ne kadar oldu ayrılalı?

- Matematiğe girersek içinden çıkamayız. Bölmeli, çarpmalı, toplamalı, çıkarmalı.

Ona hala âşık mısınız?

- İlişkinin aşk adına olan bölümü sona erdi. Ama bunun yeni yaşanan olaylarla (İddia edilen Cem Yılmaz ve Ebru Şallı aşkı) bir alakası yok. Bizimki aylar önce sona ermiş bir süreçti. İnsanlar ayrıldıktan sonra rol yapar ama ben gerçekten içimde bir kötülük, art niyet olmadan onun sadece mutlu olmasını istiyorum. Mektubumda da yazdığım bütün o duyguları bana yaşattığı için de teşekkür ediyor, hatalarım için özür diliyorum.

Bugün geri dönse yeniden birlikte olur musunuz?

- İkimiz adına da bir açık kapı görmüyorum.

Cem Yılmaz’la ilgili haberler çıktıktan sonra, sinirlenip bir sürü mesaj gönderdiğiniz ve Yılmaz’la geçmişte de aranızda problemler olduğu yazıldı...

- Hepsi yalan. Zamanında birbirimize sinirle yazdığımız mesajlar oldu ama bu dönemi kapsamıyor. Ayrıca geçmişte birebir tanışmadığım bir insanla da sıkıntı yaşamış olmam mümkün değil.

Peki üç senenin ardından siz de başka birine kısa süre içinde âşık olabilir misiniz?

- Yeni bir aşka yelken açabilirim ama denizin ortasına gelmeden o tekne alabora olur. Çünkü tekrar o yelkeni şişirecek rüzgârın bana gelmesi uzun zaman alacaktır. Biraz zaman ihtiyaç var.

Ebru Şallı’nın yeni ilişkisinin gerçekliğine inanmıyor musunuz?

- Bu konuda yorum yapma hakkım yok. Haddim de değil.

HADİSE DÖVMESİNİ SİLDİRDİM AMA EBRU'YU SİLDİRMEM

Biten bir ilişkinin ardından eski sevgiliyi başkasıyla görmek can acıtıyor mu?

- Normal birinin aşkı dört kişi tarafından bilinirken bizimki milyonlar önünde yaşanıyor. Tabii bunun da baskısı daha çok üzülmene neden oluyor. Ama sen ne kadar üzülüyorsan karşı tarafı da ne kadar üzdüğünü unutmaman lazım. Bu yüzden her şey hayatta dengeleniyor.Mektubunuzda hatalarınızdan bahsediyorsunuz; “Dört mevsimi bana yaşatırken ben beşinciyi aradım” diyorsunuz... Neden daha özverili davranmadınız, bu aşkla yetinmeyip daha fazlasını istediniz?

- Ruhumda bunun bir cevabı yok.

Peki ileride bu şekilde nasıl evleneceksiniz?

- Düğüne psikoloğumla gideceğim herhalde... (Gülüyor)

Hiç aldattınız mı?

- İçimde bir şeyler bitmeden başka bir ilişki yaşamamaya hayatım boyunca özen gösterdim.

Hadise ile birlikteliğiniz sırasında tanıştığınız tarihi dövme yaptırmış, sonra onu mızrak figürüne çevirmiştiniz. Ebru için de sağ kolunuza onun gözüne benzeyen bir dövme yaptırmıştınız... Onu da değiştirecek misiniz?

- Hayır. Bir hırsla değiştirmem. Onun da ensesinde ‘S’ harfi var. Bence bu dövmeler hayatımızda güzel bir anı olarak kalmalı.

En büyük aşkınız kim?

- En son yaşanan aşk, en büyük aşktır!

KATE MOSS DAHA ÖLMEDİ, AŞK YAŞAYACAKSAM ONUNLA YAŞARIM

30 olmak sizde neleri değiştirdi?

- Bazı şeylere küçük yaşlarda kavuştuğum için doyumsuzluk azalmaya, bilinç artmaya başladı. Daha kararlı ve eminim. Artık çocukluktan çıkma vakti geldi. Seneye de Marmaris’te projelerim olacak. Turizmle ilgili işadamlığına atılacağım.

Tanınan isimlerle büyük aşklar yaşadınız. Kalabalıklara konser verip şöhrete kavuştunuz... Savrulduğunuz zamanlar oldu mu?

- 18’lerimde büyüsüne kapılmam dediğim her şeyin büyüsüne kapıldım. 20’lerimde Allah’ın bana bahşettiği yeteneği ve bana getirdiklerini şuursuzca harcadım. 25’lerimde ilk solo albümü çıkardım ve ilk konserimde kendimi çırılçıplak hissettim. Sonra kendimi örtmeyi öğrendim. Şimdi bütün yaşadıklarımı kendimde bir birikim olarak görüyorum. Bunları da kolayca harcamaktan korkuyorum.

İmaj yenileyip bıyık bıraktınız. Justin Bieber’dan Ayhan Işık’a geçiş biraz sert olmadı mı?

- E Amerikan filmlerinden vazgeçip Türk filmine döndüm. Amacım kimseye benzemek değil. Bıyık bırakmayı da planlamamıştım. Uzadı kesmedim insanlar alışınca da böyle çıkmaya karar verdim.

Yeni şarkınız ‘Şarttır Şarttır.’ Bir önceki ‘Tabi Tabi’ydi. Nedir bu ikileme merakı?

- Hep vurgucu bir insan oldum. Şarkılarda da vurgu yapmayı seviyorum. İsmi tek kelime olan şarkılarında tuttuğunu da gördüm. Ama bundan sonra ikileme yapmam.

Klibinizde Kate Moss’un veliahtı olarak anılan model Alona Andruk oynuyor. Çekimler sırasında aranızda yakınlaşma olduğu haberleri doğru mu?

- Kate Moss’a ulaşamadım, paramız ona yetti. Dedikodular doğal ama Kate Moss daha ölmedi, yaşayacaksam onunla yaşarım!

NE ESTETİĞİ, BİR ERKEĞİN DUDAĞINI YAPTIRMASI DÜNYANIN EN KOMİK ŞEYİ OLUR

Aşk benim için bir takıntı değil gereklilik. Bu yüzden ömrümün bazı kısımlarını, bazı kadınlara harcamaktan mutluyum.

 Hiçbir estetiğim yok. Dudaklarım, burnum, dişlerim söylendi. Bir erkeğin dudağına işlem yaptırması dünyanın en komik şeyi olur.

 En iyi marka arabam olsun, en iyi kıyafeti giyeyim heveslerim bitti. Artık en iyi yemeği nerede yerim diye düşünüyorum. Bir ortama girdiğimde önceden bin kişiden hepsi bana konsantre olsun diye düşünürken artık bir kişi olsun ama benim için en özeli olsun istiyorum.

 Şarkılarım ücretlerini bazı arkadaşlarımla konuşmam. Mesela Demet Akalın ve Okan Kurt geldi geçenlerde. ‘Dürbün’ diye bir şarkı verdim. Üçüncü çalışta bir baktım evden gitmişler arkalarında çanta içinde para bırakmışlar.

SÖYLEŞİNİN PERDE ARKASI: YENİ ŞARKI DA EBRU’YA MI?

 Sinan Akçıl’la yeni şarkısı ‘Şarttır Şarttır’ için Maslak’taki stüdyo evinde buluşuyoruz. İki yıldır röportaj vermiyor. ‘Acaba paslanmış mıdır, tedirgin midir?’ diye düşünüyorum. Onun aklında yeni şarkısını konuşmak, benimkinde biten ilişkisini ve geçmişi deşmek var.

Önce yeni şarkısını dinliyor ve klibini izliyoruz... Şarkıdaki “Ölüyorum gözlerine” sözleri aklıma Ebru Şallı’yı getiriyor. “Bu şarkıyı ona mı yazdın?” diye soruyorum... Gözlerini benden kaçırıp sadece gülümsüyor... Cevabımı alıyorum! Şarkının Türkiye için uyarladığı versiyonu da yakında yayımlanacak.

Ama ben ipuçlarını yeni bestelerinde aramaya girişiyorum. Yakında dinleyeceğiniz iddialı Mustafa Ceceli ve İrem Derici düeti ‘Kıymetlim’i çalmaya başlıyor. “Seni benden alamazlar canım canım kıymetlim” diyor sözler... Bu şarkıyı bir önceki ayrılıklarının sonunda barıştıkları gün Şallı’ya önce ‘Kıymetlim’ diyerek ve piyanonun başına geçerek çıkarmış.

Bu sırada iki kere çalan kapı konuşmamızı bölüyor... Akçıl’ın kadın hayranları yeni ev adresini öğrenmişler ve güvenliğe imzalı hayran defterleri bırakıyorlar. Gözleri parlıyor. Bu durumdan faydalanıp ayrılık sebebini deşiyorum. Çıkardığım sonuç ne aldatma ne başka bir şey. Birbirini sevmiş iki kişinin artık yan yana olmayı becerememesi...

 Sonunda Sinan anlıyor pes etmeyeceğimi, “Sana bir mektup vereceğim zaten” diyor: “Dışarıdan bakıldığında parlak, şaaşalı görünen ve çok konuşulan ilişkinin en saf yanlarını anlatan”... Sonra da “Bir daha da bu konuda konuşmayı istemiyorum” diye ekliyor. İşte ilk kez o mektup ve yaşananlar...

Sinan Akçıl’ın Ebru Şallı’ya Hürriyet Pazar üzerinden gönderdiği veda mektubu: 'Sen bana dört mevsim birden yaşatıyordun, ben beşinciyi aradım'

O benim bazen annem, bazen çocuğum, her zaman sevgilim, yeri gelince en büyük sırdaşım olmuştu.

Yani dört mevsimi birden bana yaşatıyordu ama ben bu dört mevsimin beşincisini ararken gerçek olan dört mevsimi de uzaklara itmiş oldum. Çok ama çok çabaladı büyümüz bozulmasın diye, ben de çabaladım, ama olmadı... Artık olamadı...

Mektup yazmayı ondan öğrendim, derdini bana hep mektuplarla anlatırdı, hepsini okudum mu diye test eder, yoksa “Yine sadece başına ve sonuna mı baktın?” der kızar, üzülürdü. Ama ben ayrıldıktan sonra hepsini okudum ve anladım ki gerçek aşkın satırları oradaymış.

En son gün ona, cevap gelmeyeceğini bilerek ben de son bir mektup yazdım. İlk tanıştığımız anda kendimi hasta hissettiğim bir günde, havuzun kenarında bana yapıp içirdiği balkabağı çorbasının tadını her zaman zehir gibi hatırlayacağımı söyleyerek veda ettim. “Yeni kaderimin en uzak kadını, artık hoşça kal” diyerek...

Öfkelerimizin de çarpıştığı çok oldu ama kalbimizde, günahlarımızdan daha çok sevaba sahiptik.

Bu da bizi bir arada tuttu. Son üç yılda onun için yazdığım birçok şarkıda yanımdaydı. Uyku düzenini, tüm hayatını bile değiştirmeye katlandı bu mucize anları beraber yaşamak adına. Sonuç olarak bizim mucizelerimiz sona erdi.

Birbirimize küfür de ettiğimiz oldu, aşk laflarının yetersiz kaldığı anlarımız da...

Mesela onu ‘Altın Kelebek Ödül Töreni’nde alnından öptüğümde, “Reklam yapıyorlar” denilen duygu, aslında bizim için gece eve gittiğimizde ellerimizi daha sıkı tutmamızı sağlayan duygu olmuştu. Mutluyduk.

Zaten geceleri el ele uyumayı da bana öğreten oydu... Dediğim gibi tüm bu yaşanmışlıkların toplamıdır zaten hayat ve bizim hayatımızda birbirimize ayırdığımız bölüm sona erdi.

Dönüşü olmayan yolun hızlanan adımlarındayız, hatta koşmaya başladık.

Buradaki en büyük suç benim, belki etrafımdaki aşırı ilgi, belki yaratıcı beynimin beni rahat bırakmaması, belki şu, belki bu... Sebebini tam bilemiyorum.

Ona hep derdim ki “Silah çekseler düşünmeden önüne geçeceğim tek insan sensin.”

Yapardım da gerçekten, lafta kalmazdı. Ama ilişki yaşama konusundaki beceriksizliğim bana ateş etti ve kimse de önüne geçemedi. Buna izin vermedim.

İçi kan ağlarken, gücünden ve gururundan dolayı sürekli gülen veya gülmeye çalışan bir insandır Ebru.

Ama artık gerçek gülüşlere sahip olmayı hak ediyor. Bizim onunla karşılıklı olarak insan doğasının da üstünde bir sevgimiz vardı, bunu bana çok fazla hissettirdi.

Ben de onu çok mutlu ettiğim kadar, çok da üzdüm.

Hatalarım oldu...

Benim için kişiler önemli değil, Cem olur, Sinan olur, Ahmet olur, Mehmet olur, her kim olursa olsun benim önceliğim onun bundan sonra geriye kalan hayatını mutlu geçirmesidir.

Onun yüzünü her kim güldürüyorsa, farkında olmadan benim de yüzümü güldürmüş olur. Mutlu olsun...

Sinan

25 Ağustos 2016, İstanbul

 

Kaynak:HÜRRİYET Hakan Gence

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum