Tayanç Ayaydın... 'ÇOCUK SEVERİM, AMA BENİM OLSUN İSTEMEM!'

Tayanç Ayaydın... 'ÇOCUK SEVERİM, AMA BENİM OLSUN İSTEMEM!'

Emre Saygı’nın hazırlayıp sunduğu, Türkiye’nin ilk interaktif talk show programı “Hadi Be”nin konuğu, ünlü oyuncu Tayanç Ayaydın oldu.

 Hayli keyifli anların yaşandığı “Hadi Be” canlı yayınında Emre Saygı ve sosyal medya kullanıcılarının sorularını yanıtlayan Tayanç Ayaydın, samimi açıklamalarda bulundu.

Beni hasta sanıyorlar, kimi görsem “Geçmiş olsun” diyor

“Kırgın Çiçekler” dizisindeki Ejder rolü için saçlarını kazıtıp kilo veren Tayanç Ayaydın, insanların kendisini hasta zannettiğini söyledi: “Seneler sonra ilk defa farklı bir rolle seyirciyle buluştum.

Benim için de heyecanlı bir durum. Saçlar gitti, biraz kilo da gitti. Son dönemde kimi görsem ‘Geçmiş olsun, bir şeyiniz mi var?’ diyor.

Hatta karşı komşum beni ilk gördüğünde çok üzüldü, ‘Sağlıklıyım, bir şey yok’ diye ikna etmem vakit aldı.”

Vejetaryendim, vegan oldum

Tayanç Ayaydın, beslenme şeklini değiştirdiğini ve artık vegan olduğunu söyledi: “Yaş geldi, artık daha dikkat edeyim kiloma dedim.

Uzun zamandır vejetaryendim, son 6-7 aydır da veganım. Vegan beslenmeye geçince artık kilo derdim kalmadı. Hayvansal gıdalar kullanmadığım için artık kilomu stabil tutabiliyorum.

Bu bir karar değil ama. İzlediklerin, gördüklerin, etkilendiklerin senin iştahını kapatıyor. Etobur değiliz ki biz. 12 metre bağırsak var.

Et yediğimde rahatsız da oluyorum. 7 milyar insanız bu dünyada. 14 milyar için yemek üretiliyor günde. 3 milyar insan açlıktan ölüyor.

Ben kendimi bu zincirin içerisinden çektim. Karım sağ olsun iyi yol gösterdi bana. İlk önce vegan olan o, ben onun izinden gidiyorum.”

Ponçik adam tükendi

İlk kez kötü adam rolünde seyirci karşısına çıkan Tayanç Ayaydın, uzun zamandır kötü bir karakteri canlandırmak istediğini söyledi:

“Hayatımda ilk defa izleyicilerin nefretiyle karşılaşıyorum. Ama o ‘ponçik’ adamı o kadar çok kullandım ki, elimdeki o iyilik hakikaten tükendi.”

 Hayvanlara karşı mahcubiyetim var

Tayanç Ayaydın hayvanları çok sevdiğini söyledi: “Ben hayvanla büyüdüm hayatım boyunca. Hayvansız bir hayat çok zor benim için.

Bütün hayvanlarla aram iyidir. Hatta evde karasinek uçuşuyor olsa, camdan çıkarmanın yöntemine bakarım gazeteyle ezmekten ziyade. Böyle hayvana karşı bir mahcubiyetim var.”

 Çocuk severim ama benim olsun istemem

Evli olan Tayanç Ayaydın, “Çocuklarla aran nasıl?” sorusuna ilginç bir yanıt verdi: “Severim ama benim olsun istemem. ‘Zaten çok kalabalığız, birini daha getirmeyelim’ gibi bir şey değil.

Bu zaten ortak verilen bir karar kocanla ya da karınla. Bizim ortak kararımız edinmemek. Şöyle düşünüyoruz; evlat edineceğiz.

Ama 50 yaş sonrasında. Hem biraz daha anne-baba olabilmenin derinliğine inelim hem de birinin hayatını kurtarmış olalım. Ödevimizi oradan yerine getirelim derdindeyiz.”

Evlendikten sonra hayatı daha ciddiye almaya başladım

3 yıl önce Sally Ghalayini ile evlenen Tayanç Ayaydın, evliliğin hayatında ne değiştirdiğini şöyle anlattı: “Hayatı daha ciddiye almaya başladım.

Birbirinin bireyselliğine ve özgürlüğüne çok saygı duyan iki kişinin bir araya gelmesiyle hayatın algılanması ciddiyeti çok önemli yönde değişti.

Beni daha iyi bir insan yapmaya çalışıyor, ben de daha iyi bir insan yapmaya çalışıyorum.”

İsviçre’de sokak tiyatrosu yaptım, 27 Euro kazandım

Tayanç Ayaydın, 2008 yılında “Pazar-Bir Ticaret Masalı” filmiyle Locarno Film Festivali’nde kazandığı ödülü almak için gittiği İsviçre’de, sokak tiyatrosu yapıp para kazandığını açıkladı:

“Locarno’da ‘Pazar’ filminin dünya prömiyerinden sonra ödül seremonisi, Piazza Grande diye bir meydanda gerçekleştirilecek.

8 bin kişi dolduruyor orayı. Ben de hayatımın ilk ödülünü almışım, ‘en iyi erkek oyuncu’ olarak. Orada konuşma yapmam bekleniyor.

Beni götürdüler meydana, ‘İşte burada yapacaksınız konuşmayı, haberiniz olsun’ dediler. Koskocaman bir yer, ‘Aman Allah’ım ne yapacağım’ dedim. O akşam da kendime özel bir gece yaşatmak istedim.

Ama cebimde beş kuruş yok. Bütün her şeyi festival karşılıyor, o yüzden gidebilmişim oralara. Piazza Grande’de, o meydanda oturdum sokak tiyatrosu yaptım.

Ve kazandığım parayla da o akşam kendime güzel bir sofra kurdum. Tek başıma. 27 Euro para kazandım. Ertesi gün de teşekkür konuşması yaptım 8 bin kişiye.

Ve annemleri aradım ‘Bana ödül verdiler’ diye. Benim için oyunculuk hakikaten böyle bir yerde. Önüme şapkamı koydum, Türkçe oynadım, İngilizce oynadım. Bir baktım 27 Euro vardı önümde.”

Paranın idaresi hanımda, ben hanımcıyım

Tayanç Ayaydın, evde maddi konulara eşi Sally’nin karar verdiğini söyledi: “Bizim evde paranın idaresi hanımda. Yoksa idare edilecek para olmaz evde!

Eskiden parasızlık beni çok etkilemezdi, şimdi karım var diye etkiliyor. O yüzden idareyi ona bıraktım. Hanımcıyım, herkese de tavsiye ediyorum.”

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.