BENDEN EN FAZLA FISTIKLI BAKLAVA OLUR

Duruşunuzu önce dışardan görünüşünüz belirler. O yüzden dış görüntüye takıntılıyımdır. Bir giydiğimi bir daha giymemeye özen gösteririm.

Bir ara burnumu estetik yaptırmayı düşünüyordum ama yaptırmadım. Kas yapan meslektaşlarımı takdir ediyorum ama ben yazıldığım spor salonuna iki ay gidebiliyorum. Baklavalarım hiç çıkmadı benden en fazla fıstıklı baklava olur.

O da fazla kaloriden. Transparan giyen, oje süren erkeklere de hiç lafım yok. Ben sürmem ama isteyen istediğini giymeli. Kimse kimsenin özgürlüğüne karışamaz. Sanatçı insan kendini istediği gibi ifade etmeli.

EVLENMEK BENİM İÇİN TABUYDU

Benim için evlenmek zordu, tabuydu. Açıkçası kolay bir insan da değilim. Eşimle beraber gülebiliyoruz ki bu çok önemli. Hayata, müziğe aynı pencereden bakıyoruz. Bir şey izlerken aynı espriyi yakalayıp birlikte kahkaha atabiliyoruz.

Ortak bir dilimiz var. Bu noktada mutlu evlilik devam edebiliyor. Yoksa benim de işim gereği evlenebiliyor olmam aklımın ucundan bile geçmiyordu. Yapamam diyordum. 

HERKESİN BİR GENÇLİK HATASI VARDIR 

Pantolonunu sevdim çıkar onu bebeğim şarkısı 96 senesinde albümümüze girdi. Benim bestem de değil sözde benim değil. Ama o dönem için ses getirecek bir şarkıydı. 90’ların olayı biraz da buydu.

Yıllarca sahnede söylemedim şarkıdan bir çekindim. Beş sene önce bu durumla barışıp eğlenmeye başladım. Sahnede şarkıyı seyircim ile beraber söylüyoruz.

Bittiğinde de “Bu şarkıya rağmen yıllardır benim yanımda olan herkese sonsuz teşekkürler. Evlat olsa eldivenle sevilmez böyle bir şarkı okuyan adam. Ben olsam kesinlikle bir daha görüşmezdim” diyorum.

Ve konuyu şöyle bağlıyorum: “Herkesin bir 18 yaş hatası vardır iyi düşün. Bu da benim ki. Girişte hata yaptık ama sonrasında toparladık.” diyorum. Eğlenceli oluyor.