Survivor benim favori programım ve onun içinde olmayı istiyorum. Çünkü küçüklüğümden beri oyun oynayarak sonra da oyun oynatarak bu noktalara geldim. Maddi olarak sunuculuk yapmaya hiç ihtiyacım yok. Ama bu olayı yaşayıp hissetmem lazım. Bunun da ekrana yansıdığını düşünüyorum. Şimdi de oynattığım oyunun ortasında olmak benim için büyük zevk.

Uçma zehirlenmesine yaklaşık 12 yıl önce ‘Acun Firarda’da yakalandım. Bütün dünyayı dört tur döndükten sonra artık uçmak benim için bir insanın taksiye binmesiyle aynı şey. Sen bir taksiye binerken ne hissediyorsan, ben de uçağa binerken onu hissediyorum.

Katılamam. Çünkü o şartları ben kaldıramam. Belli oyunlarda başarılı olabilirim ama bu şartlara uygun değilim ve uygun olmayanların da katılmamasını tavsiye ediyorum.

Oylamalardaki değişkenlik. Çok baskın karakter olduğu için ileri çıkan çok yarışmacı oldu ve bu da oylamanın seyrini çok değiştirdi.

O bir Survivor klasiği. Tabii orada ben durumdan zevk almıyorum ama yarışmacıların yemeği gördüğü zaman motivasyonu beşle çarpılıyor.

Buna inanmıyorum. En sakin Survivor’ımız bile yüksek reyting aldı. İnsanlar fikrini söylemeli. Ama kavga limiti aştığında her zaman müdahale ettim.

Yapı itibariyle kontrollüyüm. Sinirlerimi de iyi kontrol ederim.

Her Survivor’dan biraz ders çıkardım ama Allstar’dan aldığım dersler bu işin üniversitesi gibi oldu. Çünkü her Survivor’ın en iz bırakanları burada ve aylar boyunca büyük bir mücadele verdiler. Her Survivor’da yeni insanlar tanırken bu sefer tanıdığımız insanların karakterlerinin analizi gibiydi.

İnsanlar zorlukla mücadeleyi seviyor. Ve eğer başarılılarsa zorluk onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. Survivor’dan aldığım izlenim başarının insan motivasyonu üzerindeki etkisi. Bu biraz hayatımın da özeti. Ben de çok zor şartlarda, mücadeleler verdim. Baktığımda başarı geldiği zaman motivasyonun artığını gördüm.