“360 Derece Emel’ce” birbirinden farklı konu ve konuklarıyla ekranları renklendirmeye ve seyirciyi eğlendirmeye devam ediyor. 26 Ekim Salı Gecesinin konukları kendine has yorumu, sıra dışı şarkılarıyla adından sıkça söz ettiren şarkıcı Betül Demir ve dizilerin, filmlerin, tiyatro oyunlarının, yetenekli oyuncusu, bakışı ve duruşuyla kalplere taht kuran güzel insan Durul Bazan’dı.

Ben giderek parlayan bir yıldızım…

Türk Pop Müzikte adından sıkça söz ettiren, sıradışı şarkıların sesi Betül Demir, 360 Derece Emel’ce programına konuk oldu.

90’larda herkesin elinden tutan Sezen Aksu için “Acaba birgün bana da yardım eder mi? diye düşündüğü dönemlerde ilk sahnesinde karşısında Sezen Aksu’nun oturduğunu dile getiren Demir, sözlerine “Onun şarkısını karşısında söylerken, gözlerim kapalı birden yanağımda onun elini hissettim.

Ve gözlerimi açtığımda gerçekten o Sezen Aksu’ydu. Çok şanslı oldum hep. Bana diyorlar ki; “Neden daha iyi yerlerde seni göremiyoruz?” Benim için müzik sonsuz bir basamak.

Bu insanları da anlamıyorum. Herkesin ışığının parladığı zamanlar vardır. Benim ışığımda yavaş yavaş parlıyor. Ben giderek parlayan bir yıldızım.” Diye devam etti.

5 kardeş olan ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nden aldığı eğitiminden sonra albüm yapan Betül Demir o dönemi şöyle anlattı; “Albümden önce beni bilen bir kesim vardı.

2006 yılında kardeşim Sude ile bir prodüksiyon şirketi kurduk ve ilk albümü yaptık. Babamın da sesi çok güzel. Babam tekstilci ama sesi çok güzel olduğu için anneme sık sık aşk şarkıları söylerdi.”

Babasının annesini küstürdüğü zaman söylediği barışma şarkısı olan “Ah bir Ataş Ver” isimli türküyü Emel Müftüoğlu ile seslendiren Demir sesi ve güzelliği ile izleyenleri büyüledi.

“Aile tek evli olmayan benim.”

“Çok sevgi dolu bir ailede büyüdüm. Kardeşlerimle annem ve babamla, kuzenlerimle çok sevgi dolu bir ortamdı bizimkisi.

Ailede herkes teker teker evlendi, bir tek ben bekar kaldım” diyen Betül Demir, “Doğru kişi karşıma çıkmadı.”diyeifade etti. 

Demir ayrıca işine karışılmasını sevmediğini ve bugüne kadar birlikte olduklarının işine karışmasından dolayı duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.  .

Arkadaşım ile “Helalleşemedik”…

Emel Müftüoğlu’nıun “Bir röportajında helalleşemediklerimiz var” dediğini hatırlatması üzerine Betül Demir, 2013 yılında seslendirdiği “Helalleşemedik” isimli şarkısının öyküsünü paylaştı:

Demir sözlerine; Bir arkadaşım vardı. Adı Arzu’ydu. Şarkıcı ve oyuncu olmak istiyordu. Birbirimize hem fiziken hem de ruhen çok benzerdik.

Ben ondan daha konservatif olduğum için o yaz küs ayrılmıştık. O tatile Antalya’ya gitmişti. En son birlikte izlediğimiz filmi bir gün televizyonda izlerken ölüm haberi geldi.

Tatilde kaza geçirmişti ve ben küs ayrılmıştım. Büyük travmaydı, benim için.  Yıllar geçtikçe, ben müzikte ilerledikçe ve onu özledikçe her yıl doğum gününde ona mutlaka şarkı gönderirim.

Çok içime dokunmuştu, ölümü.  2013 yılında söylediğim “Helalleşemedik şarkısını da onunla helalleşmek için okudum. Herkes onun bir aşk şarkısı olduğunu düşünür. Bu nedenle ben  insanlardan kolay kolay gidemiyorum” diye devam etti.

Çağan Irmak ile çalışmak istiyorum.

Bu aralar kalbinden geçenleri bir bir olduğunu ifade eden Betül Demir, yakın zamanda Müjdat Gezen ve Emel Müftüoğlu ile bir müzikal projeleri olduğunu ilk kez programda açıkladı. Ayrıca Betül Demir Çağan Irmak’ın bir sinema filminde de oynamak istediğini dile getirdi.

Dizilerin karakter oyuncusu, usta dublaj sanatçısı Durul Bazan 360 Derece Emelce’nin konuğu oldu. Hayatında ilk defa İstanbul dışında dizi çekecekken uzun uzun pazarlıklar yapan ve o dönem Emel Müftüoğlu ile aynı dizide çalışan Durul Bazan, yaşadıkları keyifli anları, sohbetleri programda paylaştı.

Tamer Karadağlı, Feride Çetin, ve Zerrin Sümer ile başrolleri  paylaştıkları Son Ağa dizinde birlikte rol alan ikili sette çocuklar gibi oyunlar oynadıklarını ve bir yerde uzun süre kaldıklarından dolayı kendileri çeşitli eğlenceler yarattıklarını dile getirdiler.

“Babam beni evden kovdu.”

Orta halli bir ailenin çocuğu olan Durul Bazan, “Oyuncu olmak için babam beni evden kovdu. Bütün hayatını benim bir iktisatçı olmam için kurmuştu.” diye anlattığı oyunculuk servüni için sözlerine şöyle devam etti;

“Onlardan gizli tiyatro sınavlarına girdim ve kazandım. İktisat okurken kaydımı sildirdim ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü’ne kaydımı yaptırdım.

Akşam eve gittim. Nabızlarını yokluyorum. Neyse ben söyledim. Söyler söylemez babam önce kendini mi denedin? Diye, sordu. Ben de hayır, ciddiyim! diyince yemek yediği tabağı bir anda duvara fırlattı. Gitmemi belirten o kilit  cümleyi sarf etti, annem de kal demedi.

Bir tane arabam vardı. Anahtarları bıraktım. Yazlık evdeydik, o sırada. Kışlık eve döndüm. Bekledim bakalım ne yapacaklar, diye.  Kaydımı da sildiremeyeceğimden dolayı artık, dedim ki ben evden ayrılayım.

Ayrılmasam sürekli benim başımın etini yiyeceklerdi. Ben de tek çocuğum, öldürmezler diye düşündüm ve evden ayrıldım.  Okulun karşısında ev tuttum arkadaşlarımla. Okula ev yakın olunca okumak da zor oldu tabii”

Hayatta oynayan insanlar sahnede oynayamaz…

Benim ekran yüzü olup meşhıur olma kavramım hiç yokken, bir diziyle anlaştım. Ve dizi yayınlandığının ertesi günü marketten alışveriş yapıyordum. Kasadaki hanımefendi “Bir imzanızı alabilir miyim? dedi. “Ben de peşin ödedim, kartla ödemedim. Bu yeni bir uygulama mı?” Diye sordum.  Artık bu tarz şeyler çabuk gelişiyor. Sosyal medyada özellikle. Nasıl algıyorsan ortamlarda öyle davranıyorsun. “Hayatta oynayan insanlar sahnede oynayamaz” derdi Müşfik Kenter. “Ben sadece sahnede oynayanlardanım.” diye konuştu…