BU AY BAŞINI SEYREDİNCE SONUNU BİLECEĞİNİZ FİLMLER YOK!..

BU AY BAŞINI SEYREDİNCE SONUNU BİLECEĞİNİZ FİLMLER YOK!..

Merhabalar,

Baksanıza Mart ayının ikinci yarısına geldik bahara hoş geldine az kaldı, acaba zaman mı hızlı geçiyor, yoksa biz mi hızlı zamanı yaşıyoruz..

Bu ay oldukça değişik filmler ile dolu... En azından başını seyredince sonunu bileceğiniz filmler yok..

Ugur Yücel yönetmenliğinde "Soğuk" diye bir film var inanılmaz.. Kars'ta çekilen bu filme sinemadan çıkınca artık soğuk mu sıcak mı siz karar vereceksiniz..

Mavi Ring Fuat Kav'ın kitabından esinlenilerek beyazperdeye aktarılan filmin yönetmen koltuğunda Ömer Leventoğlu bulunmakta..

Amerikan filmlerini aratmayan nitelikte harika bir film resmen alkış..

"Mavi Ring"in hücrelerine tıka basa doldurulan mahkûmlar kollarını kesen zincirlere ve Ağustos sıcağına rağmen daracık hücrelerde saati, süresi, yönü ve sonu belirsiz bir ölüm yolculuğuna çıkartılırlar.

Bu yolculuk Binbaşı Mustafa için intikam yolculuğu olsa da, mahkûmlar için ölüme giden yoldur.

Kısaca Film, hapishane yönetimini protesto etmek için açlık grevinde bulunan bir grup mahkumun işkence dolu sevkiyatını anlatıyor..

"Peri Masalı" ismi harika olan bu filmin adına hiiiiç aldanmayın, yanınıza da bir kaç paket mendil almadan da gitmeyin derim..

Biray Dalkıran'ın yönetmen koltuğunda oturduğu film, baş karakteri Mert'in hem ailevi çatışmalarına hem de aşık olduğu kadın Peri ile olan ilişkisine odaklanıyor.

Başarılı yönetmen Biray Dalkıran'ın yazıp yönettiği Peri Masalı filmine, Amerika'nın en ünlü dublaj stüdyolarından New York Dub Audio tarafından büyük bir jest yapılmış. New York Dub Stüdyolarının sahibi, Dalkıran'a filmi merakla beklediğini söyleyerek fragmanı İngilizce dublajlı hale getirmiş.

Yönetmen mevcut renk düzenlemesinden mutlu olmadığı için tüm filmin tekrar renklendirilmesini sağladı. çok daha sıcak ve canlı renkler kullanılarak, gerçek bir masal dünyası havası yakalanmış.

Mart ayı ikinci yarı bana ulaşan vizyon filmlerinden kısacık notlar vermek istedim seyrettiğim diğer 3 film ise huzurlarınızda,

Dilerim seyreder ve bol bol keyif alırsınız.. Hepinize iyi seyirler.

HAZİNE AVCILARI / THE MONUMENTS MEN

Bu filmi izleyin, bir avuç vatansever insanın kendi kültürel hazineleri korumak için neler yaptığını bizde ise yok etmek için neler yapıldığını bir düşünün derim..

Film, İkinci Dünya Savaşı döneminde geçiyor.

Filmde Nefes kesici macera için yönetmen koltuğuna geçen aynı zamanda başrollerden birini oynayan George Clooney, filmiyle ilgili de şöyle açıklamalarda bulunuyor: "Aslında bu filmi tam anlamıyla "savaş filmi" olarak düşünmedik, bu bir soygun filmi....Onların asıl hikâyesini günümüzde çok az insan biliyor. Sanatçılar, sanat tüccarları, mimarlar bu insanlar savaşa alınma ya da gönüllü olma gibi düşünceleri olmayan insanlardır. Bu maceraya kültürün yok edilebileceğini düşündükleri için atılmışlar. Eğer başarısız olurlarsa, bu 6 milyon sanat eserinin harap edileceği anlamına gelecekti. Bunun olmasına asla izin veremezlerdi ve hakikaten de izin vermediler.

Sonra ilk gün sete gittik ve herkes askeri teçhizatı giydi, kasklarını taktı.

Biz alaycı filmler yaptık, ama genelde çok da alaycı insanlar olduğumuz söylenemez, bu sefer alaycı olmayan bir film yapmak istedik, dosdoğru, eski moda, sonuca doğru ilerleyen bir film."...

Kısaca anlatmak gerekirse;

Amerikan-Alman yapımı olan Hazine Avcıları, Robert M. Edsel'n aynı adlı kitabından beyazperdeye uyarlanan filmde, bir grup tarihçi ve sanat uzmanın bir araya gelmesiyle oluşan ekip, askerlikle herhangi bir ilişkisi olmayan, ortak noktaları sanata değer vermeleri olan yedi insanın, Roosevelt tarafından Almanya'ya gidip Nazi hırsızları tarafından ele geçirilen ve her an yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan önemli sanat eserlerini kurtarıp gerçek sahiplerine ulaştırmak için görevlendirilen İkinci Dünya Savaşı'ndaki belki de en olmadık askeri birliğinin hikayesini anlatıyor.

1000 yıllık bir tarihin ortadan kalkmasına engel olmaya çalışırken insanoğlunun en önemli eserlerini korumak için hayatlarını riske atıyorlar.

Filmin başrollerini ise Matt Damon, George Clooney ve Cate Blanchett paylaşıyor.

21 Mart itibari ile sinemalarda olacak,

İyi seyirler,

Fragman >>

AMMAR

Daha vizyona girmeden eleştiri bombardımanına tutulmuş sıra dışı bir Türk korku filmi; "AMMAR "

Anlam olarak peygamberimizin döneminde İslamiyet'in ilk şehidi olan ailenin çocuğunun ismi, ve aynı zamanda insanların arasında bulunan, yerleşen ve göç eden cinlere denirmiş..

Bence oldukça başarılı bir film..

Yönetmenliğini Özgür Bakar'ın üstlendiği, Filmin Senaryosunda da Özgür Bakar'ın yanı sıra Alper Kıvılcım'ın da imzası olan yapım, özellikle görsel efektleri ve makyaj teknikleriyle öne çıkıyor.

Film'in kadrosunda, dizilerdeki başarılı oyunculukları ile dikkat çeken Burak Sarımola, Ozan Akbaba, Duygu Paracıkoğlu, Dilşah Demir, Eylül Su Sapan gibi genç oyunculara Turan Özdemir gibi bir usta ve Halil Sezai, Berke Hürcan, Selim Erdoğan gibi sürpriz isimler eşlik ediyor.

Filmin müziklerinde Ercüment Vural'ın imzası bulunurken Hayko Cepkin'de sevilen parçası "Bertaraf Et"i "Ammar"a hediye etti.

Filmin yapımcılığını ise 5. Boyut üstleniyor...

Filmin konusu aynen şöyle;

Feride, sevgilisiyle beraber ev arkadaşını ve Barkın'ı da alarak haftasonunu bir dağ evinde geçirmeye karar verir. Feride'nin amacı güzel bir tatil yapmak ve ev arkadaşıyla Barkın'ın arasında bir çekim oluşmasını sağlamaktır.

Ancak yolculuğa son anda dahil olan beşinci bir kişi, planların yönünü biraz değiştirir. Canan'ın katılımıyla beş kişi olan grup, gizli bir gerginlikle yola çıkar. Gezileri sırasında birbiri ardına, açıklanamayan korkunç olaylar gelişir. Kaçmak için çabalarlar ama artık çok geçtir.

Çünkü kötü ruhlar etraflarını kuşatmıştır. Acaba korku kapanına dönüşen bu geziden sağ kurtulabilecekler midir? Korku ve gerilim türündeki film, bir laneti tekrar uyandıran bir grup arkadaşın yaşadığı dehşeti beyazperdeye taşıyor.

21 Mart itibari ile sinemalarda olacak,

İyi seyirler,

Fragman >>

YVES SAINT LAURENT

Özellikle smokin tasarımıyla öne çıkan tasarımcının, başarılarla dolu 45 yıllık kariyeri ve özel hayatı biyografik bir filmle bizlere sunuluyor.

Tek kelime ile müthiş, dolu dolu bir aşk, dolu dolu görsellik ve zorluklar!.. Özellikle bizdeki genç tasarımcıların gidip görmesi gereken bir film hiç kimse hoop diye merdivenin en

üst sırasında olmadığını anlatıyor..

Modaevinin arşivinden yararlanan filmde gerçek tasarımların kullanılması oldukça ilgi çekici.

Aslında filmi kısaca özetlemek gerekirse;

Ünlü modacı Yves Saint Laurent'in hayat hikayesini sadece bir modacı olarak değil, yaşadığı zorluklar ve tek aşkı ile birlikte anlatacak olan filmi 1957 Paris'inin büyülü sokaklarında dünyanın en ünlü modacılarından biri olacak.

21 yaşındayken yanında çalıştığı modanın vazgeçilmez ismi Christian Dior'un vefatı sonrasında büyük bir sorumluluk altına giren Yves Saint Laurent hayatının en zor görevini yerine getirecektir.

Kimsenin tanımadığı bu genç asistan Christian Dior anısına ilk defilesini hazırlama görevini üstlenir, ilk tasarımını hazırladıktan sonra ünü tüm hızıyla yayılmaya başlar.

Bir moda şovu sırasında ise Pierre Bergé ile karşılaştığında ise hayatını tamamen değiştirecek bir ilişkiye adım atmış olur. Birbirlerine aşık olan ikili, iş hayatında da birlikte hareket etmeye başlarlar. Üç yıl sonra ise kendi markasını, Yves Saint Laurent'i yaratmış olur.

Ne varki Yves Saint Laurent'in yaratıcılığı hem özel hayatını hem de iş yaşamını etkiler hale gelir.

Filmde bir yandan Yves Saint Laurent'in kendi moda markasını kurma çabasını ve bir yandan da özel hayatının sırları yer alıyor. Hem hayat hem de iş ortağı olduğu Pierre Berge ile birlikte kurdukları bu moda imparatorluğunun kurulma macerası oldukça etkili.

Jalil Lespert'in yönetmenliğinde çekilen film, Laurence Benaïm'n kitabından Jacques Fieschi, Jalil Lespert ve Marie-Pierre Huster tarafından beyazperde'ye uyarlandı.

Filmde Yves Saint Laurent'e hayat veren Pierre Niney ise, hem onurlu hem de kırılgan, ilgi çekici ve karmaşık karakterleri ile güçlü bir hikaye olduğunu, yönetmenin ise sadece Berge ile Saint Laurent'in 50 yıllık ilişkisini değil, yaşadıkları zorlukları da anlatmak istediğini belirtiyor.

Filmin diğer başrol oyuncuları ise Guillaume Gallienne ve Charlotte Le Bon.

Müziklerin pek çoğunda Trompetçi İbrahim Maalouf ismi yer alıyor.

28 Mart itibari ile sinemalarda olacak,

İyi seyirler,

Fragman >>

MART AYI İKİNCİ YARI VİZYON FİLMLERİ REHBERİ..

21 Mart

AMMAR

Yönetmen: Özgür Bakar - Oyuncular: Duygu Paracıkoğlu, Eylül Su Sapan

HAZİNE AVCILARI / THE MONUMENTS MEN

Yönetmen: George Clooney - Oyuncular: George Clooney, Matt Damon

MAVİ RİNG

Yönetmen: Ömer Leventoğlu - Oyuncular: Ezgi Çelik, Nazmi Kırık

NON-STOP

Yönetmen: Jaume Collet-Serra - Oyuncular: Liam Neeson, Julianne Moore

SOĞUK

Yönetmen: Uğur Yücel - Oyuncular: Cenk Medet Alibeyoğlu, Ahmet Rıfat Sungar

28 Mart

ADALET İÇİN / AGE OF UPRISING

Yönetmen: Arnaud des Pallières - Oyuncular: Mads Mikkelsen, Mélusine Mayance

BİNLERCE KEZ İYİ GECELER / A THOUSAND TIMES GOOD NIGHT

Yönetmen: Erik Poppe - Oyuncular: Juliette Binoche, Nikolaj Coster-Waldau

GÜZEL VE ÇİRKİN / BEAUTY AND THE BEAST

Yönetmen: Christophe Gans - Oyuncular: Vincent Cassel, Léa Seydoux

PERİ MASALI

Yönetmen: Biray Dalkıran - Oyuncular: Burcu Kıratlı, Emre Kızılırmak

UYUMSUZ / DİVERGENT

Yönetmen: Neil Burger - Oyuncular: Shailene Woodley, Miles Teller

YVES SAİNT LAURENT

Yönetmen: Jalil Lespert - Oyuncular: Pierre Niney, Guillaume Gallienne

Sevgisiz ve beni takipsiz kalmayın

[email protected]

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.