GİREN DE ÇIKAN DA TOPMUŞ MEĞER! BİLDİĞİNİZ MEŞİN TOP!

Fenerbahçe, Avrupa macerasına Portekiz’in Braga takımıyla devam edecek. 10 Mart’taki ilk maça bi şey kalmadı.. Eh; madem biz (Galatasaray), Avrupa’da yokuz.. Fenerbahçe’yi destekleyeceğiz..

Fenerbahçeliler yıllar önce Abdi İpekçi’de bir Yunan takımıyla basketbolda önemli bir maç oynuyor.. Ben de TV’den seyrediyorum..

‘Hadi oğlum.. Bastır oğlum.. Pas ver.. Pota altına gir..’ kendimi yırtıyorum.. Sonuçta bir Türk takımını izliyorum.. Tam o sırada:

Hani Barış Manço unutulmaz şarkısında diyordu ya:

‘Tam elini tutmak üzereyken/ Aşkımı itiraf edecekken/ Sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyam/ Domaaates bibeeer patlıcaaaan..’

Ben de o duruma düşüyorum, ekrandan gelen o sesle yıkılıyor dünyam.. F.Bahçe, her sayı atışta tribünler yıkılıyor:

‘Giren de Cim Bom’a.. Çıkan da Cim Bom’a..’

Anlamam mümkün değil.. 1- F.Bahçe, o sırada Cim Bom’la oynamıyor ki! 2- Girip çıkandan maksat kasıt nedir? 3- Acaba çok ayıp bi şey midir ki seyirci çok mutlu ve mesut olmaktadır..

-Asker; nedir olum bu giren çıkan?..

-Toptur Paşam toptur..

-Nasıl toptur?

-Basketbol topudur Paşam..

Yemedim!                                                               

Neyse Fenerbahçeliler artık ‘Son 8’ rüyası görmeye başlayabilirler..

+ + +

Rüya dedim de.. Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan Memiş Hoca’dan haber var..

Ekranlara dönüyormuş!

Mart ayında yeni yayına başlayacak olan Biran adlı TV’de.. Bir gün bilinmeyenler konusunu işleyecekmiş, Pazar günlerini de rüya tabirlerine ayıracakmış..

Hadi bakalım ‘Medyum Memiş ile Hayra Çıksın..’

-Ne dersin asker, programı tutar mı?

-Ben rüya görmem Paşam..

+ + +

Biran TV; Medyum Memiş’i; bando ile kapıda karşılar artık.. Bando dedim de..

Hayatımda iki bandoyu unutamam; 1- Haydarpaşa Lisesi Bandosu ki solo trampeti ben çalardım.. 2- Şener Şen’in unutulmaz ‘Selamsız Bandosu’.. Bando Şefi Murat rolündeki Ali Uyandıran’ı unutamam..

Bizim bandonun (Haydarpaşa Lisesi) Şefi Ercan Turgut’u da unutamam..

ercan-turgut-1.jpg

Bando toplanmış, okuldan çıkmışız.. Doğancılar yoluyla Üsküdar.. Oradan arabalı vapur ile İnönü Stadı.. 19 Mayıs gösterilerine katılmışız.. Arabalı ile Üsküdar’a dönüş.. Oradan.. Yok yok Doğancılar yoluyla değil Bağlarbaşı üzerinden Karacaahmet’i geçip okula varacağız..

Yolu niçin uzatıyoruz?

Şefin sevgilisi Bağlarbaşı’nda oturuyor, majör sopasını havaya fırlatıp fırlatıp, ona hava atacak da onun için.. Kulakların çınlasın canım şefim, değerli kardeşim..

Ayaklarımıza kan oturmuştu ama onun canı sağ olsun..

Bağlarbaşı’ndaki kız mı?..

Yok be, bizimki iki ay sonra yeni bir sevgili bulup ondan ayrılmıştı..

+ + +

Laf sevgiliden açıldı.. Murat Boz, sevgilisi Aslı Enver’i ‘Kış Güneşi’ adlı dizisinden almak için tam 4 saat kapıda beklemiş..

Soranlara ‘Değil dört.. On dört saat beklerim’ demiş..

Ah be Murat (Niye güldün asker?)

-Fener tur at demek geldi içimden Paşam..

-Anladım ben onu! Sana bi tur attırırım.. Tövbeee!

Yarım kaldı.. Ah be Murat..

Hele benim yaşıma gel; 4 saat değil 40 dakika dayanabilecek misin bakalım?

Benim yaşım mı?..

Aloooo aloooo, tünele girdik sanırım, duyamıyorum!

murat-boz.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.