Depremle gelen evlat

'3 Maymun' filmindeki Hacer rolüyle Cannes Film Festivali'nde ardından Altın Portakal Film Festivali'nde dikkat çeken Hatice Aslan, Kanaltürk'teki 'Orada Neler Oluyor' programında hayatıyla ilgili ilginç bir gerçeği açıkladı. 3 gün önceki filminin galasına oğlu Ekin Ergök ve kızı Ece Dizdar ile birlikte katılan Hatice Aslan "Ekin'in biyolojik olarak annesiyim. Ama Ece manevi kızım. Ece gerçek annesi-babası ve tüm yakınlarını 17 Ağustos 1999'daki Gölcük depreminde kaybetti. O da deprem sırasında oradaymış. Ben Ece'yi evlatlık aldım. Bana geldiğinde 16 yaşındaydı. Kızım, yavrum o kadar kötüydü ki, günlerce, aylarca, yıllarca birlikte ağladık. Onun üzüntüsü benim de üzüntüm oldu. Her şeyi beraber atlattık" dedi. Ece'nin sevdiklerini kaybetme korkusu ve deprem travmasını geçen yıl atlatabildiğini söyleyen Hatice Aslan "Kızım bana sık sık 'Hayatta kimsem kalmadı. Ama iyi ki sen varsın Hatice Sultan' diyor. Bu mutlu olmama yeter. Kızım artık 24 yaşında. Konservatuara girdi, çok başarılı bir tiyatro öğrencisi. Aşık oldu, yakında evlenecek. Ben de onun sayesinde kayınvalide sonra da anneanne olma mutluluğunu tadacağım. Hayatta her şeye karşı 3 maymunu oynamamalıyız işte. Gördüğümüz, duyduğumuz, konuşabildiğimiz sürece hayat yaşanmaya değer" dedi?Hatice Aslan özel hayatıyla ilgili çarpıcı açıklamalar da yaptı.

Aşkta 3 Maymunu oynamam

"Aşkta asla 3 Maymun'u oynayan bir kadın değilimdir. Gerektiği yerde tepkimi koyarım. Görür, konuşur ve duyarım da... Aşkta hep şanslı bir kadın oldum. 20 yıl evli kaldım. Boşandım, ama hiç yalnız kalmadım" dedi. Şu an hayatında biri olmadığını söyleyen Hatice Aslan "Bu kadar ünlü festivale katıldıktan sonra havaya girdiniz mi?" sorusunu da şöyle cevapladı: Ben zaten havalı ve hoş bir kadındım. Kırmızı bir halıda yürümeye ihtiyacım yoktu ki...

Sevişme sahnesinde tek sorun odanın sıcaklığıydı

3 Maymun filminde Yavuz Bingöl ile yakınlaştığı sahneye de açıklık getiren Hatice Aslan "O sahne de Yavuz da, ben de çok rahattık. Herhangi bir gerginlik yaşanmadı. Tabii ki bir gün öncesinden soğan, sarmısak yemedik. Oyuncuların bu tür yakınlaşma sahnelerinde dikkatli olması lazım. O sahnede kendimi teslim ettiğim kişi yönetmen Nuri Bilge Ceylan'dı, başkası değil. Tek şikayetim; ortamın çok feci sıcak olmasıydı. Çünkü Nuri cereyanda kalınca boynu tutulduğu için kapıları, pencereleri ve klimayı kapattık. O çok meşhur kırmızı kombinezonu ise Nuri'nin çok değerli eşi Ebru Ceylan seçti. Orada sevişen ben değildim, Hacer'di" dedi.