Hulusi Tunca? BİZ VARKEN KİMSE YALAN YAZAMAYACAK? YALAN SÖYLEYEMEYECEK?

Hulusi Tunca? BİZ VARKEN KİMSE YALAN YAZAMAYACAK? YALAN SÖYLEYEMEYECEK?

Kusura bakmayın ama Allah bana ruh ve beden sağlığı verdiği sürece 70'li, 80'li ve 90'lı yıllara ait magazin olaylarında asla ve asla hiçbir gazeteci YALAN yazamayacak hiçbir sanatçı YALAN açıklamada bulunamayacak..

Yoksa.. Karşılarında bizi bulacak.. Hem meslekdaşlarım hem de sanatçı dostlarım.. Şu an olduğu gibi..

Dün bir olay yaşandı ve önce VATAN gazetesinde, ardından da internetteki hemen hemen tüm magazin sitelerinde rahmetli Zeki Müren ile sevgili Bülent Ersoy'un dudak dudağa çekilmiş bir fotoğrafı yayınlandı..

VATAN Gazetesi; habere şöyle girmişti:

Bülent Ersoy ile Zeki Müren'in dudak dudağa poz verdiği, ilk kez gün ışığına çıkan bu fotoğraf?

YALAN 1: Hayır efendim.. İlk kez 'gün ışığına' çıkmıyordu bu fotoğraf.. Bundan tam 29 yıl önce 'gün ışığına' çıktığında, bunu şimdi haber yapan kardeşlerimin çoğu dünyaya gelmemişti bile..

Şimdi 29 yıl öncesine gidelim..

HEY ve TELEMAGAZİN dergilerini çıkartıyoruz.. Mekanımız; Cağaloğlu'nda Milliyet gazetesinin en üst katı..

Her iki derginin de Genel Yayın Yönetmeni; sevgili Doğan Şener ağabeyim, Yazı İşleri Müdürü; rahmetli Yener Süsoy ağabeyim.. Ve İstihbarat Şefi de 'bendeniz' Hulusi Tunca..

HEY'i perşembe sabahları basardık, TELEMAGAZİN'i de cumartesi.. Gene bir cumartesi sabahı.. Telemagazin basılmış, 'gazeteciliğin en güzel, en tatlı yanlarında biri' olan sohbet toplantımız başlamıştı.. Büyüklerimiz anlatıyor, biz dinliyoruz anılarını..

Öğleye doğruydu sanırım.. Kapı açıldı ve içeri 'şimşekkk gibi' bir muhabirimiz girdi.. O zaman Milliyet'in en acar polis muhabirlerinden biri..

'Telemagazin'i bastınız mı?' dedi.. Ve elimizdeki prova baskıyı görünce, 'Ben olsam baskıyı durdurur, kapağı değiştirirdim..' dedi..

Rahmetli Yener Abi; heyecanla sordu:

'Gene ne yakaladın kardeşim?..'

Cevap çok netti:

'Zeki Müren'le Bülent Ersoy'u dudak dudağa öpüşürken..'

Yener Abi hemen makine dairesini aradı: 'Baskıyı durdurun..'

Savaş devam etti: 'Filmler banyoda.. Birazdan elinizde olur..'

Bilgisayar yok.. İnternet yok.. Digital fotoğraf makinaları yok.. Resim çeken cep telefonları icad bile edilmemiş.. 36'lık filmler var, koca koca fotoğraf makinaları var.. Flaşlar var..

Azz sonraaa filmler banyodan geldi.. Hemen en iyi kareler seçildi.. Renk ayrımını gitti.. Sayfalar yeniden yapıldı.. Ve sevgili Nurcan Sabur'un uzun uzun anlattığı o 'tarihi Telemagazin' yeniden baskıya girdi..

O zamanlar; bizim haftalık dergilerimizin, günlük gazetelere haber atlattığı günler.. Bütün bir hafta Telemagazin'deki fotoğraflar konuşuldu..

Bir sonraki hafta çıkan 8 Aralık 1980 tarihli HEY dergisinde ise Zeki Müren'le Bülent Ersoy'un bu olayla ilgili görüşleri ve açıklamaları vardı..

VATAN gazetesine göre Bülent Ersoy 29 yıl önceki bu fotoğraflar için şöyle demişti:

"Nigar Uluerer'in doğum günüydü. Zeki Bey dudaklarını uzatınca ben de uzattım. Dudaklarımız kesinlikle birbirine değmedi, öpüşmedik. İkimiz de profesyonel sanatçılarız. Sosyal ilişkilerde sevmek değil ama saygı duymak mecburiyetindeyiz. O gece de iki taraf birbirine saygı gösterdi. Normalde Zeki Bey'e dudaklarımı uzatmaya cüret edemem çünkü benim tarzım değildir. Zeki Bey ise öpüşmeyi çok sever. Zeki Bey'e duyduğum saygıdan ötürü dudaklarımı ona doğru uzattım. Kendimi çekemezdim. Zaten o öpücük his öpücüğü değil saygı öpücüğüydü. Sonuçta bu bir şov. Özelimde de öyle öpüşmeyi sevmem, tarzım değil. Birlikte olduğum insanlarla da mesafeliyimdir, vıcık vıcık olmayı hiç sevmem. Sanki küçülürmüşüm gibi gelir bana. Zeki Bey benim ustamdı ama birbirimizi sevmezdik. Buna rağmen öldüğünde morgda onu ilk ben gördüm ve yanaklarını öptüm. Buz gibiydi, gözünün rimelleri akmıştı. Yüzünü sevdim ve hakkımı helal ettim.."

YALAN 2:

Şimdi dönelim o haftaki HEY'e.. Üst başlık ve başlık aynen şöyle idi:

İki dev sanatçı kendilerini yorumladı:

BÜLENT ERSOY: 'Zeki Bey'in Busesi Hala Dudağımda..'

ZEKİ MÜREN. 'Güzel Bir Kadını Öpmek Sevaptır..'

Gelelim açıklamalara:

ZEKİ MÜREN: "Çok saygılı bir insandır.. El öper, saygı gösterir.. Bizim sahnede öpüşmemizi 'Rezalet' başlığı ile değerlendirmişsiniz.. 'İki erkek nasıl öpüşür?' demişsiniz.. Bu çocuğu 'homoseksüel' olarak kabul etmeyin.. Şunun şurasında ameliyatına bir ay kalmış.. Gelişmiş göğüsleri ile güzel bir kadındır o.. Hatta bir kadından da kadın.. Neden öpmeyeyim sanat yaşamında başarıdan başarıya koşan bu güzel kadını?.."

BÜLENT ERSOY: "Zeki Bey, benim hakkımda ne diyorsa, ne düşünüyorsa onun dediklerini aynen benim için de yazın.. Güzel bir kompozisyondu değil mi sahnede ikimizin el ele, dudak dudağa bulunması.. 'Ölseler birbirlerinin cenazesine gitmezler' diyenler utansın.. Zeki Bey'in busesi hala dudağımda..'

..VE YALAN 3:

YAPMA NİGAR ABLA..

Uzun yıllardır Doğan Medya Grubu'nun Bodrum temsilciliğini yapan sevgili Yaşar Anter, yine 'gazetecilik' yapmış ve iki hafta önce geçirdiği mide ve beyin kanaması nedeniyle kaldırıldığı hastaneden taburcu olan Nigar Uluerer'i ziyaret edip, görüşlerini alan tek gazeteci olmuş.. Konuşmuş.. Güzel bir söyleşiye imzasını atmış.. Hürriyet'in internet sitesinde şimdi okudum..

Nigar Uluerer, iki yıldır kaleme aldığı ve 'Yıldızlar da Söner' adını vereceği kitabının sanat dünyasında ses getireceğini belirterek, sahnede yaşananları ve herkes tarafından doğru bilinenlerin aslında yanlış olduğunu günışığına çıkmamış fotoğraflarla anlatacağını söylemiş..

Sonra da sözü Zeki Müren'le Bülent Ersoy'un öpüşme fotoğraflarına getirerek şöyle demiş:

"Türk Sanat Müziği'nin iki ünlü ismi Zeki Müren ve Bülent Ersoy ile 1980 yılının Aralık ayında aynı sahneyi paylaştık.."

Hayır Nigar Abla.. Yaşınız 82 olmuş.. Allah daha nice uzun ömürler versin.. Ancak bazı şeyleri yanlış hatırlamışsınız..

Zeki Müren ile Bülent Ersoy.. 1980 yılında.. Bırakın sizinle.. Onlar birlikte asla aynı sahneyi paylaşmadılar..

O 'günün fotoğrafı' sizin bir galanızda çekildi.. Onlar da o gece konuklarınızdı.. Zeki Müren, her zamanki gibi zamanında gelmiş ve en öndeki masalardan birindeki yerini almıştı.. Her zamnki gibi geç gelen Bülent Ersoy ise arkalarda bir masaya oturmak zorunda kalmıştı.. Ve gecenin ilerleyen saastllerinden birinde davetiniz üzerine sahneye çıkarak, o meşhur fotoğrafın çekilmesine neden olmuşlardı..

Yazımın başına dönüyorum:

Kusura bakmayın ama Allah bana ruh ve beden sağlığı verdiği sürece 70'li, 80'li ve 90'lı yıllara ait magazin olaylarında asla ve asla hiçbir gazeteci YALAN yazamayacak hiçbir sanatçı YALAN açıklamada bulunamayacak..

Saygılarımla.. Sevgilerimle..

[email protected]

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.