Janserey Nalân Yıldız... DİGİTAL ÇAĞIN MANİFESTOSU; 'ZİHİN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ' OKUNDU!
Janserey Nalân Yıldız, son kitabı “Düşünüyorum Öyleyse Vurun! – Siperden Siber’e: Kodlanmış Gerçeklik”ğin lansmanı, 1 Kasım Cumartesi günü Süzer Plaza Zero Wellness'de gerçekleşti.
Futursuz Futurist Janserey Nâlân Yıldız’ın Dijital Çağın Manifestosu: “Düşünüyorum Öyleyse Vurun!” ve Dünyada İlk Kez Yayınlanacak “Zihin Hakları Evrensel Bildirgesi” yayınlandı.
Kitabın lansmanı 1 Kasım Cumartesi günü Süzer Plaza Zero Wellness'de gerçekleşti.
Lansman; Türk Müziği'nin efsane sesi Attila Atasoy, dans üstadı Seval-Muzaffer Mutlu, Diş hekimi Lale-Güven Andıç çifti, Kamer Yayınları Sahibi Erdal Özkan, Ankara ve İstanbul bürokrasinden isimler, Elif Tunalı Gönençer, Yasemin Şenol, Günay Kapıcı, Ezgi Kurt, İş dünyasından Jale Nergis, Dr.Cankutay Müderrisoğlu, spor dünyasında Erkin Sümer, Ekonomist Mehmet Uludağ, işadamı Mehmet Moldibi, www. magazinkolik.com Genel Yayın Koordinatörü Esin Sabur, Projenin asistanı Ezgi Kurt katılımıyla gerçekleşti.
Futursuz Futurist Janserey Nâlân Yıldız, kitabı yazarken yola çıkış noktasını şu sözlerle anlattı;

'Bugün burada yalnızca yeni kitabımı tanıtmak için değil, insanlığın son zihinsel kalesini savunmak için buluştuk. Hepimiz, farkına bile varmadan dâhil olduğumuz, dijital çağın görünmez savaşının tam ortasındayız. Dünya belki de tarihinin en sinsi sömürge biçimini yaşıyor; nöral kolonizasyon. Artık ülkelerden önce, bilinç haritaları işgal ediliyor, sınırlar değil, zihinler yeniden biçimlendiriliyor.
Bir zamanlar petrol, sonra bilgi, şimdi ise zihin, çağın en kıymetli madeni. Silahlar kodlardan, mermiler verilerden, cepheler ise algoritmik ara yüzlerin arkasında kuruluyor. Gerçeklik artık bir olgu değil, bir yapay mutabakat. Düşünceler izleniyor, sezgiler değerlendiriliyor, sessizlik bile veri olarak arşivleniyor. Bu yüzden ekonomi artık sadece enerjiyle, sermayeyle değil; dikkat, duygu ve düşünce üzerinden işliyor.

Günümüzün en sofistike kölelik biçimi “zihinsel kapitalizm. Yapay zekâ her gün daha fazla öğreniyor, biz ise her gün daha az düşünüyoruz. Gerçeğin bize sunulan sürümünü doğru kabul ediyoruz. Bize kodlanan duyguları hatta düşünceleri özgür irademizle seçtiğimizi sanıyoruz. Kodlar konuşuyor, düşünceler susuyor.
Zekâsını makineye emanet eden insan, kendi aklının gölgesinde kayboluyor. Yapay zekâ akıllandıkça, insanlık aptallaşıyor, kendi zekâsının inşa ettiği makineye tapıyor. Bu kitap, “Zihinsel İşgalin Anatomisi”nden “Kodlu Tanrı ve Veri Ontolojisi”ne, “Dijital Teoloji”den “Kodokrasi”ye uzanan zihinsel bağımsızlık haritası çiziyor. Her bölümde, nöral manipülasyonlar, veri teolojileri, dijital ayinler gibi modern çağın görünmez savaşlarını açığa çıkarmayı amaçladım.
Zihin, tüketilecek bir kaynak değil, korunması gereken bir bilinç ekosistemi, Düşünüyorum Öyleyse Vurun! o ekosistemin ilk direniş günlüğü. İnsan olmanın ve düşüncenin onurunu koruma sorumluluğu artık hepimize ait: İnsan artık sadece bedeni ile değil, zihni ile de korunmaya muhtaç. Artık mesele “düşünce özgürlüğü” değil; “düşüncenin özgürlüğü”nü korumak.
Kitapta “Zihinsel İşgalin Anatomisi”nden “Kodlu Tanrı ve Veri Ontolojisi”ne, “Dijital Teoloji”den “Kodokrasi”ye uzanan bir bilinç coğrafyası çiziyorum. “Düşünüyorum Öyleyse Vurun- Siperden Siber’e: Kodlanmış Gerçeklik”’i bu çağın zihin haritasını, zihin işgal kroniğini ortaya çıkarmak için yazdım.
Bu kitap yalnızca bir anlatı değil, yeni bir düşünme biçimi önerisi. Felsefi, sosyolojik ve teknolojik terminolojiyi birleştirerek literatüre ilk kez kazandırılmış pek çok özgün kavramı içeriyor. Bu kavramlar yalnızca teorik değil; “Zihin Hakları Evrensel Bildirgesi”’ne de zemin oluşturdu.
Bildirge, Yapay zekâ ve nöroteknoloji çağında bireyin bilişsel özgürlüğünü, sezgisel alanını ve iç sesini koruma altına alan bir bilinç anayasası. Yalnızca insanı değil, insan olma hâlini koruma çağrısı, veri çağının eşiğinde, bilincin dokunulmazlığını yeniden tanımlayan ilk etik belge. Dolayısı ile bu kitap yalnızca bir uyarı değil, çağımızın yeni etik felsefesine temel oluşturabilecek bir düşünsel altyapı önerisi sunuyor.
Tarihte ilk kez, zihnin korunmasını bir insan hakkı olarak ilan ediyor. “Zihin Hakları Evrensel Bildirgesi” yalnızca Türkiye’ye ait bir girişim değil; insanlığın dijital geleceğine dair bir çağrı. Bu yüzden bildirge, Avrupa Parlamentosu Kültür Komitesi, UNESCO Yapay Zekâ Etik Bölümü, Oxford Internet Institute ve MIT Media Lab gibi kurumlara ulaştırıldı. Çünkü artık mesele yalnızca ifade özgürlüğü değil, bilişsel özgürlük de…Bugün ulusların değil, veri imparatorluklarının çağında yaşıyoruz.
İnsan zekâsı, algoritmik sistemler tarafından yeniden tanımlanıyor. O yüzden uluslararası kamuoyunun bu metinle yüzleşmesi gerekiyor. Tıpkı Dr. Strange’in zamanı savunması gibi, biz de artık zihnimizi savunmak zorundayız. Çünkü düşünmek artık yalnızca bir hak değil, bir direniş eylemidir. Ve belki de, hâlâ en büyük büyü insan zekâsıdır' dedi.
Dünyada İlk: Zihin Hakları Evrensel Bildirgesi
Lansman'da 17 maddelik “Zihin Hakları Evrensel Bildirgesi” sanatçı Attila Atasoy tarafından okundu.

Bu bildirge, yapay zekâ, nöroteknoloji ve dijital gözetim çağında bireyin zihinsel mahremiyetini, bilişsel özgürlüğünü ve düşünsel egemenliğini koruma amacıyla hazırlanmış ilk küresel etik metindir.
“Zihin Hakları Evrensel Bildirgesi”, yalnızca bir felsefi çağrı değil; aynı zamanda dijital çağın yeni “insan hakları beyannamesi”. Janserey Nalân Yıldız bu metinle, “Zihinsel Direniş” kavramını küresel düşünce gündemine taşıyor.
ZİHİN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ
Madde 1- Zihnin Dokunulmazlığı
Her insan, kendi zihninin mutlak sahibi ve koruyucusudur. Zihin, dijital ağlar tarafından izlenemez, sınıflandırılamaz, simgelenemez. Zihin bir alan değil, bir varlıktır.
Madde 2-- Zihinsel İşgal ve Manipülasyon Yasağı
Hiçbir kişi, kurum, devlet veya dijital yapı; bireyin zihnini fark ettirmeden etkileme, yönlendirme, programlama ya da duygusal-ideolojik müdahalede bulunma hakkına sahip değildir. Zihinsel manipülasyon, bireyin özgür iradesini aşındıran, algılarını saptıran ve eleştirel düşünceyi devre dışı bırakan her türlü sistematik etki biçimini kapsar. Bu tür müdahaleler, savaş silahı gibi değerlendirilir; zihin egemenliğine karşı suç ve insanlık dışı bir dijital işgal eylemi olarak kabul edilir. Zihin, yalnızca özgür irade ile şekillenir. Fark ettirilmeden yapılan her yönlendirme; bir özgürlük gaspıdır, bir dijital işgal suçudur.
Madde 3 - Düşünce Özerkliği Hakkı
Hiçbir yapay model, sistem ya da algoritma; bir bireyin düşüncelerini önceden tahmin etmeyi ya da şekillendirmeyi hak olarak göremez.
Madde 4 - Sezgi ve Sessizlik Hakkı
Zihin yalnızca ifadeyle değil; sessizlikle, duayla, düşle ve boşlukla da kendini var eder. Sessiz kalmak bir suç değil; ontolojik bir haktır.
Madde 5 - Algoritmasız Alan Hakkı
Her bireyin, günün bir bölümünü dijital sistemlere bağlı olmadan geçirme, düşüncelerini algoritmalar dışında geliştirme hakkı vardır. Bu alan, modern çağın kutsal alanıdır.
Madde 6 - Veri Olmayı Reddetme Hakkı
Hiçbir birey, varlığını veri olarak tanımlamak zorunda değildir. İnsan veri değildir. Etkileşim, ölçüm ya da tıklama ile tanımlanamaz.
Madde 7- Zihinsel Derinlik Hakkı
İnsan, hızla akan dijital içerikler karşısında durma, derinleşme ve yavaş düşünme hakkına sahiptir. Düşünce bir işlem değil; bir oluş sürecidir.
Madde 8 - İçsel Zaman Hakkı
Her insanın kendi ritmine göre düşünme, hissetme ve karar verme hakkı vardır. Algoritmaların hızına değil; ruhun zamanına göre yaşamak, bir direnç değil, haktır.
Madde 9 - Bilinç Mahremiyeti
İnsan, sadece bedenini değil; düşünce biçimlerini, sezgilerini ve iç sesini koruma hakkına da sahiptir. Zihin, son sığınaktır.
Madde 10 - Koddan Kurtulma Hakkı
Her bireyin, sistemin verdiği kimlikten sıyrılma; kendi anlamını sıfırdan kurma ve varlığını yeniden tanımlama hakkı vardır.
Madde 11- Zihin Hakları Koruma Kurulu Kurulması ve Yaptırım Hakkı
Zihin Hakları Evrensel Bildirgesi’nin uygulanabilirliği, ulusların sınırlarını aşan, bağımsız, tarafsız ve etik temelli bir düzenleyici–denetleyici–yargılayıcı üst otoritenin varlığına bağlıdır. Bu nedenle, tüm devletler, platformlar, şirketler Zihin Hakları Koruma Kurulu adıyla kurulan bağımsız uluslararası etik mahkemeye bağlı olmak zorundadır.
12- Zihinsel Temsil Hakkı
Zihin hakları yalnızca bireysel düzlemde değil; hukuk, teknoloji, sağlık, eğitim gibi alanlarda da temsil edilme hakkına sahiptir. Bireylerin, zihinsel bütünlükleri adına karar verme süreçlerinde etik danışmanlık, nöro-hukuk ve zihin hakları temsilciliği alma hakları olmalıdır.
13- Nöroveri Güvencesi ve Zihin Verisi Mülkiyeti
EEG, fMRI, beyin dalgası ölçümleri, duygusal izleme sistemleri gibi yöntemlerle elde edilen nöroveri, kişiye aittir ve mülkiyet hakkı ile korunur. Hiçbir şirket ya da devlet, kişinin beyin dalgasını, dikkat eşiğini ya da duygusal tepkisini izinsiz kaydedemez, satamaz, anlamlandıramaz.
14- Anlam Üretme Hakkı ve Kodun Tekeline Karşı Direnç
Her birey, dışarıdan dayatılan yorumlara, hazır anlam kalıplarına ve algoritmaların sunduğu açıklama tekeline karşı; kendi anlamını üretme ve anlatısını kurma hakkına sahiptir. Bu hak, edebiyat, sanat, felsefe, yaratıcı düşünce yoluyla desteklenmelidir.
15- Zihinsel Ayrışma ve Farklılık Hakkı
Nöro çeşitlilik ve zihinsel farklılıklar (örneğin otizm, disleksi, hiperempati gibi) sapma değil; zihin ekosisteminin bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Zihinsel farklılıkların algoritmalar tarafından filtrelenmesi, ortalama normlara indirgenmesi ya da görünmez hale getirilmesi hak ihlali sayılır.
16- Algoritmik Karar Mekanizmalarına Karşı Savunma Hakkı
Yapay zekâ, skorlama sistemleri ve algoritmik değerlendirmeler sonucu alınan kararların (örneğin kredi puanı, işe alım, mahkûmiyet risk tahmini vs.) birey üzerindeki etkileri, itiraz edilebilir ve şeffaf olmak zorundadır. Gerekçelendirme yükümlülüğü, açıklanabilirliği ve insan denetimi olmalıdır. Bireyin, zihinsel yeterliliğini etkileyen tüm algoritmik sonuçlara karşı kendi lehine savunma geliştirme hakkı vardır.
17- Zihinsel Miras ve Gelecek Kuşakların Zihin Hakkı
Bugünün dijital sistemleri yalnızca şimdiki bireyleri değil, gelecek kuşakların zihinlerini de şekillendirmektedir. O hâlde, bugünün insanı; geleceğin zihinsel özgürlüğü için etik yükümlülük taşır.
Gecenin sonunda Janserey nalan Yıldız katılım saplayan konuklarına kitabını tek tek imzaladı.
Yazar Hakkında
Janserey Nalân YILDIZ
Hacettepe Üniversitesi Türkoloji ve İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunu olan Yıldız, akademik birikimini siyasal düşünce, edebi tarih, toplumsal analiz ve dijital çağ felsefesi alanlarına taşımıştır.
Gazeteci ve televizyoncu geçmişinden gelen deneyimiyle güncel siyaset tartışmalarını fütürist bir bakış açısıyla ele alan Yıldız, medya sektörünün ardından kamuda basın müşaviri olarak görev yapmıştır. Fütürizm, anlatı savaşları ve zihin hakları üzerine özgün düşünce sistemleri geliştirmiştir.
Yıldız, “Fütürist Söyleşiler” dizileri ile Metaverse’den yapay zekâya uzanan geniş bir yelpazede uluslararası akademisyenlerle tartışmalar yürütmüştür.
Kitapları
Erdemle Kırbaçlayan Kadın – Jüliet (2006)
Haşhaşilerden Jön Masonlara – Sırra Kalem Basanlar (2014)
Işınla Beni Scotty! – Fütursuzca Fütüristim (2019)
Yıldızların Altında (2022)
Düşünüyorum Öyleyse Vurun! – Siperden Sibere: Kodlanmış Gerçeklik (2025)
@futursuzfuturist
Kamer Yayınları


HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.