Müjdat Gezen...'HAYATIMI İYİ İNSAN OLMAK İÇİN HARCADIM!'

Müjdat Gezen...'HAYATIMI İYİ İNSAN OLMAK İÇİN HARCADIM!'

Duayen sanatçı Müjdat Gezen, siyasi mizahın insan üzerinde fena halde stres yaptığını söyleyerek, "İtiraf ediyorum, siyasi mizah beni çok yordu" dedi.

Siyasi mizahın dert, keder getirdiğini ifade eden Gezen, "Bir espri yapıyorsun ertesi gün şafak sökmeden evine polisler geliyor" diye tepki gösterdi.

Gezen, bir televizyon programında, “Herkesi azarlıyor, herkese parmak sallıyor, millete 'haddini bil' diyor.

Bak Recep Tayyip Erdoğan, sen benim, bizim vatanseverliğimizi sınayamazsın. Haddini bil" sözlerinden dolayı gözaltına alınmış, Gezen'in hakkında soruşturma başlatılmıştı.

Sözcü'den Yüksel Şengül'ün sorularını yanıtlayan Gezen'in açıklamaları şöyle:

"Yılmaz Özdil'in Mustafa Kemal adlı kitabını aynı adla oyunlaştırdım, Barış Taşkın yönetecek. Mustafa Kemal oyunu 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda perde açacak.

Oyunun finalinde konuşmacı olarak sahneye çıkacağım ve oyunun hazırlanışını, Yılmaz Özdil'in neden bin 500 liraya Mustafa Kemal kitabını sattığını açıklayacağım.

Hangi sebepten 15 bin liraya satılan Padişahlar Serisi, 3 bin 700 liraya satılan Abdülhamid kitapları konu edilmiyor da, Mustafa Kemal kitabının konu edildiğini anlatacağım."

"Türkiye'yi üç şey kurtaracak, sevgi, sevgi ve sevgi"

"Yaşadığım tüm zorluklara rağmen 60 yıl bana mutluluk verdi, bu dünyadan gözü açık gitmem. 60 yıl içinde kimseyi üzmeyen iyi bir insan olmaya çalıştım.

Hayatımı iyi insan olmak için harcadım. Benim beynim kötü olan her şeyi siler, geriye kalan hep iyilikler ve sevgi olur.

Zaten Türkiye'yi üç şey kurtaracak, sevgi, sevgi ve sevgi. Ben sevmeyi seviyorum. Olumsuzluklar sona erse, belki de mutluluklar kendiliğinden çoğalacak.

Askerlerimiz başka topraklarda şehit olurken nasıl mutlu olabiliriz. Ayrıca, adı olan ama kendi olmayan demokrasinin hali de yürekler acısı."

"Düşünmek, yazmak ve konuşmak suç olmasa..."

"Siyasi mizahın en etkili olanları bu tür sıkıntıları olan ülkelerden çıkıyor. Düşünmek, yazmak ve konuşmak suç olmasa her şey bir anda düzelecek.

Bu siyasi mizah dedikleri de insanın üzerinde fena halde stres yapıyor. Seyirciler de buruk değil, tatlı tatlı gülmek istiyorlar.

İtiraf ediyorum, siyasi mizah beni çok yordu. Çünkü siyasi mizah dert getiriyor, keder getiriyor. Bir espri yapıyorsun ertesi gün şafak sökmeden evine polisler geliyor."

'MUSTAFA KEMAL BU KADAR PARA EDER Mİ' DEMEK İSTİYORLAR'

Hedefe konulan Yılmaz Özdil değil, 'Mustafa Kemal bu kadar para eder mi?' demek istiyorlar. Amaçları bu, küçümsemek. Oysa bu tür saldırılarla Mustafa Kemal'i daha çok yüceltiyorlar. Kızım Elif, geçen hafta yaşadığı Hollanda'ya döndü. Ben en çok, kızımı ve Atatürk'ü özlüyorum.

 

'ADI OLAN AMA KENDİ OLMAYAN DEMOKRASİNİN HALİ YÜREKLER ACISI'

Yaşadığım tüm zorluklara rağmen 60 yıl bana mutluluk verdi, bu dünyadan gözü açık gitmem. 60 yıl içinde kimseyi üzmeyen iyi bir insan olmaya çalıştım. Hayatımı iyi insan olmak için harcadım. Benim beynim kötü olan her şeyi siler, geriye kalan hep iyilikler ve sevgi olur. Zaten Türkiye'yi üç şey kurtaracak, sevgi, sevgi ve sevgi. Ben sevmeyi seviyorum. Olumsuzluklar sona erse, belki de mutluluklar kendiliğinden çoğalacak. Askerlerimiz başka topraklarda şehit olurken nasıl mutlu olabiliriz. Ayrıca, adı olan ama kendi olmayan demokrasinin hali de yürekler acısı.

'DÜŞÜNMEK SUÇ OLMASA HER ŞEY BİR ANDA DÜZELECEK'

Düşünmek, yazmak ve konuşmak suç olmasa her şey bir anda düzelecek. Bu siyasi mizah dedikleri de insanın üzerinde fena halde stres yapıyor.

Seyirciler de buruk değil, tatlı tatlı gülmek istiyorlar. İtiraf ediyorum, siyasi mizah beni çok yordu. Çünkü siyasi mizah dert getiriyor, keder getiriyor. Bir espri yapıyorsun ertesi gün şafak sökmeden evine polisler geliyor.

Halk rahat gülmek istiyor. Son dönemde sahnelediğimiz Sevgi Müzikali, Yedi Kocalı Hürmüz ve Şarkılar Seni Söyler, hem beni hem de seyirciyi rahatlattı.

İnsanlar müzikallere gelerek yaşadıkları sıkıntıları unutmaya çalışıyor. Şimdi yeni bir müzikal geliyor.

'HERKES OKUMALI Kİ ÇAĞDAŞ BİR ÜLKE OLABİLELİM'

Çok acı bir istatiği açıklamak istiyorum. Türkiye'de halkın yüzde 98'i hayatında hiç tiyatroya gitmemiş, yüzde 60'ı da hiç okumuyor, ne gazete, ne dergi, ne kitap.

Oysa herkes hem izlemeli hem okumalı ki çağdaş bir ülke olabilelim. Ayrıca okumayan ve izlemeyen insanları herkes kandırabilir.

Ayrıca bir de kara mizah var, İstanbul nüfusunun yarısı hayatında hiç deniz görmemiş.

'O KADAR ÇOK YARGILANIYORUM Kİ, YARGILAYACAK HALİM KALMIYOR'

Ekrem İmamoğlu'nu çok severim. Ne hakaret ediyor, ne küfür ediyor, ne de kimseyi aşağılayıp yargılıyor. Ben de kimseyi yargılamam.

Çünkü o kadar çok yargılanıyorum ki, yargılayacak halim kalmıyor. Eminönü alt geçidini su bastı, yandaş basın İmamoğlu'nu hedef alarak ‘Nerdesin başkan?' diye manşet attı.

Adam göreve yeni geldi. Son 17 yıldır o alt geçidi her zaman su basıyor ama İmamoğlu'ndan hesap soranlar bu konuyu bir kez bile manşete taşımadı.

Asıl o gazetecilere sormak lazım, 'Siz neredeydiniz muhteremler?'"


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.