Nur Fettahoğlu... 'GİZLİ GİZLİ OYUNCU OLDUM!'

Nur Fettahoğlu... 'GİZLİ GİZLİ OYUNCU OLDUM!'

Türkiye’nin ilk interaktif talk show programı “Hadi Be”ye “Deliler, Fatih'in Fermanı” filminin başarol oyuncusu Nur Fettahoğlu konuk oldu.

'Hadi Be,' programında Emre Saygı'nın sorularını yanıtlayan Nur Fettahoğlu,  son filmi 'Deliler, Fatih'in Fermanı' başta olmak üzere, bilinmeyen yönlerine dair samimi açıklamalarda bulundu.

Savaşçı ruhu alt metinde görüyoruz ama maalesef bir kılıç tutturmadılar bana

Nur Fettahoğlu son filmi “Deliler”deki karakteriyle ve geleceğiyle alakalı önemli bilgiler verdi: Savaşçı ruhlu bir kadın var.

Zaten o kadar delinin arasında başka ne olabilirdi! Aslında ailesi Hristiyan olan bir kız ama ailesi Vlad tarafından katlediliyor.

Sonra Osmanlı topraklarına geliyor ve sonra demirci olan bir adam evlat olarak benimsiyor, o kültürde büyütüyor ama asla özünü unutmadan.

Sonra Vlad bu kızın ikinci kez ailesini katlediyor, bu sırada Deliler Vlad’ın kellesini almak üzere yola çıkıyorlar, bu köyde benimle karşılaşıyorlar, beni oradan kurtararak başka bir yol serüvenine sokuyorlar.

Sonra biz bir yerde kalıyoruz ve asıl karmaşa ondan sonra başlıyor. Savaşçı bir karakter olmuyor ama bir sonraki işlerde savaşçı ruhumuzu görebiliriz.

Fakat ilk yazıldığında savaşçı bir karakterdi, sonra yolda çekerken birkaç değişikliğe uğradı. At binerken savaşçı ruhu alt metinde görüyoruz ama maalesef bir kılıç tutturmadılar bana, buradan Deliler’e şikayette bulunuyorum.

Deliler’e döndüğümüzde tarihimizi gerçekten yansıtıyorlar; gözü peklikleriyle, kıyafetleriyle adlarından çok söz ettiriyorlar ve aynı şekilde şuan bizim filmimizde de görsel şov var.

Kostümler aynı şekilde konuşturucak, gerçekten Deliler’i izleyeceksiniz.

Gizli gizli oyuncu oldum

Nur Fettahoğlu oyunculuğa nasıl başladığını şu ifadelerle anlattı: Karadenizli bir aileyiz; babam mimar, amcam doktor, halam İngilizce öğretmeni...

E böyle bir ailede büyüyünce ne olmanı bekliyorlar? Doktor, öğretmen, memur ama gel gör ki aile fertlerinden hiçbiri bu meslekleri seçmedi.

Küçükken baleye gitmek istedim, tiyatroya girmek istedim ama hiçbirine izin vermediler, ben de gizli gizli oyuncu oldum.

Gelecekte belki ikinci bir iş yaparım ama asla oyunculuktan vazgeçmem

Fettahoğlu daha önce yaptığı mesleklerle ve gelecekte başka bir meslek yapıp yapmayacağıyla alakalı önemli açıklamalar yaptı:

Borsa muhabirliği yaptım, ondan öncesinde de yedi yıl bankada çalıştım. Gelecekte belki ikinci bir iş yaparım ama asla oyunculuktan vazgeçmem.

Çünkü benim çocukluk hayalimdi. Kardeşimle gizli gizliskeçler yapardık. Okulda bir kere tiyatro kolundaydım, 19 Mayıs, 23 Nisan gibi özel günlerde mutlaka sahneye çıkar bir şey okurdum, eski Omo kutularının arkasındaki yazıları elime duş başlığını mikrofon yapıp onu okurdum, korodaydım falan, hep oradaydım ve hiçbir zaman oradan çıkmak istemedim. 

Senaryo ilk geldiğinde gerçekten o kadar ürktüm ki!

Güzel ve başarılı oyuncu gelecek projelerinden bahsetti: İlk önce Blutv’de 30 Kasım’da yayınlanacak 10 bölümlük bir internet işi.

Orada da çok değerli oyuncularla bir araya geldik. Senaryo ilk geldiğinde gerçekten o kadar ürktüm ki...

Fakat çok güzel senaryoydu, 10 bölümü bir solukta bitirdim. Çok erkek işi ama kadınlar da çok dişi! Böyle bir ağzım kamaşıyor ama bir taraftan diyorum ki; "nasıl olur ki, çıkartabilir miyim?" Çok acayip bir ikilem...

Ayça Bingöl ile iki kız kardeşi oynuyoruz; ikimizin hayatlarının yeniden çakışması. Çok acayip hikayeler var. O da ağır dram mesela, ağlamaktan içi şişecek insanların.  

Benim en büyük karın ağrımdı, ağlayamazdım buz kesilirdim

Nur Fettahoğlu bir karakteri oynarken hangi duyguyu yansıtırken zorlandığını açıkladı: Benim en büyük karın ağrım, ağlayamamaktı, buz kesilirdim.

Galiba artık bütün yaşadığım hissiyatı kanalize ediyorum ama tamamen özümsemem gerekiyor. Yine kolay ağlayamıyorum.

Karakteri çok iyi anlayıp, "neden ağlıyor bu?" deyip onu hissederek ağlayabiliyorum.

Kendimi bu kadar yetersiz hissedeceğimi hiç düşünmemiştim

Annelik ile ilgili duygularını da paylaştı: Kendimi bu kadar yetersiz hissedeceğimi hiç düşünmemiştim.

Bir can dünyaya getiriyorsunuz, o canın karakterini bozmadan ona bir şey vermeye çalışıyorsunuz, onu birey haline getirmeye çalışıyorsunuz ve karakteriyle geldiği için onu da bozmamaya çalışıyorsunuz.

O kadar yetersiz hissediyorsun ki kendini... "Acaba şimdi yanlış mı yaptım?" diyorum. Bir yerde sesim yükseliyor ve sonra kendime "1 dakika Nur, o bunu hak etmiyor" diyorum.

Yani o kadar çok çelişkisi, silsilesi var ki; sanırım hiçbir zaman yeterli hissetmiyeceğim kendimi...

Hiçbir yerimle oyanamayı sevmem, çok doğal bir insanım

Emre Saygı’nın “En çok nereni değiştirmeyi seversin?” sorusuna Fettahoğlu’nun cevabı: Hiçbir yerimle oyanamayı sevmem, çok doğal bir insanım.

Bu bozkırdan sonra içimden bir kadın çıktı ve artık sivri topuk falan yani...

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.