Nida Uğurlu yaşadığı üzücü olayı özetle şu cümlelerle ifade etti;

''Ediz, Mart 2015 doğumlu yani şu anda 3 yaşında. Doğumundan sonra hastaneden çıktığımız andan itibaren onun eğitimi için her zaman ne yapabileceğimizi düşündük.

8 aylıktan itibaren de fizyoterapi ile birlikte ev destekleriyle elimizden geldiğince eğitimini aksatmamaya çalışıyoruz.

Ediz; 2-2,5 yaşındaki normal gelişim gösteren çocuklarla bir arada gayet uyum içerisinde derslerini yapabilir durumda.

Biz de bundan yola çıkarak; yeni dönemde bir anaokulu'na başlaması için kayıt yaptırmaya gittik.

Okuldaki yetkili kişinin Ediz' in down sendromlu olduğunu söylediğim anda ifadesi değişti ve sonra başladı sorguya…

Bizi ötekileştirmek onun için doğaldı.

Geçen yıl okullarında kaslarıyla ilgili özel bir durumu olan  öğrencinin kendilerini oldukça  zorladığını, kaydını yenileyemediklerini ve bu konuyu psikologlarıyla değerlendirmeye almaları gerektiğini anlatmaya başladı.

Siz sadece tabiri caiz ise kolay çocukları kabul ederek iyi eğitimi mi ilke edindiniz? Buna başarı mı diyorsunuz?

21 Mart’ta da sosyal medyaya hepimiz aynıyız mesajları yazıyorsunuzdur eminim.”

Nida Uğurlu sosyal medyada ki bu paylaşımı sonrasında; down sendromlu çocukların ve ailelerinin +1 farkla önde olduklarını unutmamamız gerektiğini zira bu durumun bir dezavantaj olmadığını ve yine down sendromlu çocukların eğitim hakkının sınırlanmamasının ve ötekileştirilmenin söz konusu bile olamayacağını bir kez daha hatırlattı.

Uğurlu ailesinin bu paylaşımına; sanatçı çevresinden ve sevenlerinden gelen destekler de, aslında yaralı olan kalplere tuz basan değil o kalpleri iyileştirmek için tedavi yolları arayacak kadar vicdan ve merhamet sahibi bir millet olduğumuzu da gösterdi.