Safiye Soyman... EN BÜYÜK HAYALİ NEYDİ?
“Nazlı Ilıcak’la Pazar Gezmesi”nin bu haftaki konuğu ünlü sanatçı Safiye Soyman.
. Tarabya’da ki evinin kapılarını Nazlı Ilıcak’la Pazar Gezmesi için açan ünlü sanatçı, samimi açıklamalarda bulundu.
Soyman, 19 yaşındayken Ms hastalığına yakalanan oğlu Harun’u iyileştirmek için verdiği mücadeleyi ve o günleri şu sözlerle anlattı:“Ben o zaman Maksim Gazinosu’nda çalışıyordum. Oğlum da üniversiteye gidiyor. O zamanlar bazen ayakları birbirine dolanıyordu, bazen çift görüyordu. Bakışları şehla. MR çekildi ve bana telefon açtı, ‘Anne ben ms’im’ dedi. Ben ms’in ne olduğunu bilmiyorum. Bunu öğrenince peruğumu, kirpiklerimi, tırnaklarımı çıkarttım attım. Tuvaletlere fırlattım. Dedim ki ‘Safiye bir dur’. O günden sonra sahneye 2 sene ara verdim. Bizim ms’imiz çabuk ilerledi. 15-16 seneden beri tedavileri devam ediyor. Çok zor günler, üzüntüler geçirdik.”
Ünlü sanatçı, Ms olduktan sonra oğlu Harun’un hayatına nasıl devam ettiğini ise şu şekilde dile getirdi: “Harun, ms olduktan sonra 2 üniversite bitirdi, ms olduğunu saklayıp askere gitti. Benim söylediğimi anlıyor, bana cevap veriyor ama hareket edemiyor. Normal hayatımız devam ediyor. Ben onu konserlerime, restoranlar götürüyorum. Gezmeyi, dışarı çıkmayı çok seviyor. Tatile gidiyor, denize giriyor.
Tam gençlik çağında onu eve kapatmak istemiyorum. Bazen konuşuyor da. ‘Anne’, ‘çok iyiyim’ diyor, öpücük gönderiyor. Nefes alıyor ya ben buna da şükrediyorum, beterin beteri var diyorum.” Safiye Soyman, 11 kez yılın annesi seçildiğini de sözlerine ekledi.
13 yaşında nikah masasına oturan Soyman: “Kocam, babamın arkadaşının oğluydu. Bana evcilik oyunu gibi geldi. Geldiler, istediler, annem ve babam da beni verdi. Talibim 24 yaşındaydı, ben 13. 15 gün nişanlı kaldım. Yaşımı büyüttüler. Babam hakimin karşısına çıktı ve ‘ 15 gündür nişanlı, yaşını büyütmek istiyoruz, eş dost iyi gözle bakmıyor’ dedi.
Çok küçük yaşta evlendiği için sadece ilkokul mezunu olan ünlü sanatçı; “Evlendikten sonra ortaokul ve liseyi bitirdim. 10 parmak daktilo kursuna gittim. Bir gün geç gelince ‘Nerede kaldın? Böyle hep sabaha karşı geliyorsun, sana börek yapıyorum’ dedim. Bunun üzerine bana, ‘Karışma bana, istediğim saatte gelirim. Sen kazan da ye, hazır ekmek düşmanı’ dedi. O laf bana yetti. Buradan ona teşekkür ediyorum, iyi ki de söyledi bu lafı bana. Ben bir hırslandım. Arkadaşlarımın çocuklarının kitaplarıyla okulu bitirdim. Eşime söylemeden yaptım bunları” dedi.
Eşinin haberi olmadan Özer Altın’dan müzik dersleri alan Safiye Soyman “Eşim, müzik dersleri aldığımı duyunca çok büyük tartışmalar yaşamaya başladık ve sonunda ayrıldık. Biz ayrıldığımızda kızım 10, oğlum 8 yaşındaydı. Çok etkilendiler. Çocuklarımı ben aldım yanıma. Sonra devlet sanatçısı oldum. 6 yıl devlet sanatçılığı yaptıktan sonra gazinolara çıkmak ve Türkiye’nin beni tanımasını istedim. Sanat hayatına böyle atıldım.”
Soyman, Fahrettin Aslan’ın kendisini nasıl keşfettiğini : “Fahrettin Bey beni televizyonda solodayken görüyor. ‘A bunda çok iş var’ demiş ve Maksim’e çağırdı. Hatta Bülent Ersoy da ‘Bu kız da çok büyük işler var, çok iyi yerlere gelecek’ demiş. Maksim Gazinosu bir okuldu. Hep arzum gazinoya çıkmaktı, hatta bir gece rüyamda Fahrettin Aslan’ı gördüm. Ramazan ayıydı, tam da Kadir Gecesi’ydi. O gün çok dua ettim. Ertesi gün Fahrettin Aslan aradı. İnanamadım, konuşamadım. Çok heyecanlandım” sözleriyle dile getirdi.
“Şöhret olunca kendimi hiç kaybetmedim çünkü ben eğitimliyim, sonradan görme değilim. Okuyarak geldim. Ben konuşmasını, ne yapacağımı, nerede olacağımı bilen bir insanım. Şöhret beni şımartmadı.”
Hayat arkadaşı Faik Öztürk ile işlerinin yoğunluğu nedeniyle hiç görüşemediğini anlatan Safiye Soyman; “Faik Bey işkolik ve kendi özel hayatını da anlatmayı hiç sevmez. Onun da 2 çocuğu var. Benim çocuklarımla arası da çok iyi ve Harun’a çok iyi bakar. Zaten 15-16 senedir benim onunla hayat arkadaşlığım bana olan saygısından dolayı devam etti. Benim de ona olan saygım büyük. Faik Bey’in çocukları beni hiçbir zaman üzmedi, bana hep cici anne derler.”
Faik Bey çok şakacı bir adam diyen Soyman, sözlerine şöyle devam ediyor: “Ben onun yüzüne bakıyorum, gerçek mi söyledi, şaka mı yaptı anlamıyorum. Bazen şakanın dozunu da artırıyor. Ben Faik Bey’in şakalarına hiç kızmıyorum ama bazen, çok nadir kızdığım olmuştur. Eve gidince kulağını çekiyorum tabii. Aile dostlarımız geldiği zaman millet yerlere yatar, çok espritüel bir insan. Beni o kadar çok seviyor ki, onun bana olan sevgisi beni bazen rahatsız ediyor. Beni çok kıskanıyor. Ama şimdi o kıskançlığı birazcık kayboldu.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.