BODRUM`DA SEZON NASIL GEÇTİ? YA İSTANBUL`DA ?..

Özlem MEKİK

Bütün kış yazın özlemini kuruyoruz, yaz gelse şöyle yapacağız, böyle yapacağız, şuraya gideceğiz, şunları yapacağız diye. Ve nazlı mevsim en sonunda gelip çatıyor ancak göz açıp kapatıncaya kadar da bitiyor!

Ama şunu bilmenizi isterim ki; ben keyif ve lezzet keşifçiniz olarak bu yaz çok gezdim ve çok güzel tadımlar yaptım.

Evet, aklımda yaza dair çok şey var, eminim hepiniz için de geçerlidir bu ama yine dudaklarımıza aynı söylem yerleşiyor hep: "Bu yaz ne zaman bitti, hiçbir şey anlamadık!"

Şahsen ben daha bir nazlı yazım daha olsa devam edebilirdim keyif yapmaya artık en son rotamı Bodrum'a çevirdim.

Sahiden de öyle, ne kadar çabuk geçti, her şeyi nasıl da çabuk tükettik hayretler içindeyim. Koca bir sezonu yaz tarihine gömdük. Bazen iyi, bazen hüzünlü, bazen çok eğlenceli anılarımız oldu ama sonuca bakarsak nazlı mevsimimiz yine kendini çok sevdiremeden gitti.

Kendini özletmeyi çok iyi başarıyor bu yaz!

İşin edebi yönünü bırakıp aklımızda kalanlara bakarsak...

Bu yaz İstanbul için son derece hüzünlüydü aslında. Hiçbirimizin istemediği, yüreklerimizin daraldığı olaylara tanıklık ettik. Tabii ki sadece biz tanıklık etmedik, tüm dünyanın da gözü İstanbul'daydı.

Ama yine de yaralı bir kuş gibi ilerleyen eğlence sektörü kör - topal bir şekilde devam etti. Tatile çıkan İstanbul mekanları kendilerini çok aratsa da, yerleri pek doldurulamasa da klasik özel eğlence mekanlarımızla idare ettik bu yaz İstanbul'da.

Sunset şehirdeki bar boşluğunu doldurarak oldukça eğlenceli saatler yaşamamıza neden oldu. Lucca ve La Boom bol dedikodulu sohbetlere, toplantılara ve kısmen de olsa eğlencelere ev sahipliği yaptı.

Reina ve Sortie'de de her yaz olduğu gibi çılgın eğlenceler yaşandı. Cahide ve Ziyade Fasıl, Nossa Costa, Nanna, Paysage, hiç soluksuz gece eğlencelerini sürdürdü.

Bodrum ve Çeşme'ye gelirsek...

Hiç kuşkusuz bu yaz "Bodrum mu Çeşme mi?" çekişmesi yerini "Türkbükü mü, Yalıkavak mı?" çekişmesine bıraktı. Evet Türkbükü çok eğlenceliydi ama Yalıkavak Palmarina sayesinde hem yerli hem de yabancı turisti son derece memnun eden bir belde oldu.

Billionaire Club, Yalıkavak gecelerini resmen salladı. Palmalife Beach'te düzenenlenen Cumartesi partileri de İstanbul sosyetesini buluşturdu.

Palmarina'daki mekanlar her daim full çekti; Nusret, Sait Balıkçı, Loft, Mezzaluna, Kitchenette çok popülerdi bu yaz. Özellikle Nusret'te iğne atsan yere düşmek bilmedi.

Türkbükü'nün de aşağı kalır yanı yoktu Yalıkavak'tan. Biber, Sess, Bodrum Mantı, Arnavutköy Balıkçı gibi mekanlarla küçük bir İstanbul kurulmuştu adeta orada.

Yılların Ship A Hoy'u başlarda biraz sakin gibi görünse de yaz sonlarına doğru toparladı ve hepimizin çok sevdiği özel gecelerini yaşattı bizlere.

Uzun yazının kısası; yaz bitti diye üzülüyoruz ama ardımızda da pek keyifli geceler bırakmışız. Bunları düşünüp hüzünlü mevsimin kollarına daha mutlu sarılabiliriz.

Çünkü şimdi İstanbul zamanı. En büyük aşkımız, ilk göz ağrımız, eski sevgilimiz İstanbul canlanmaya başladı. Mekanlar tatilden dönüyor artık ve birer ikişer açılış müjdeleri gelmeye başladı.

O yüzden derim ki yaz hüznünden çıkıp şehrin enerjisini bir an evvel yakalamalı! Çünkü eğlence bizde asla bitmez, eğlenceye nokta konmaz. Ümit Yaşar'ın da dediği gibi nokta koyan sınıfta kalır!

Hepinize şimdiden bol lezzet ve keyif dolu bir kış diliyorum.

Yorumlarınız için : ozlem.mekik@magazinkolik.com