Atasözlerini bulan heyetin lideri Hüseyin ve diğer üyeleri yine bir araya gelmiştir. Hüseyin, şikayetçi bir patron olduğu için Mesut yardımcısı olarak atanır. ‘Komşu komşunun külüne muhtaçtır’ sözünü bulan Mesut’a herkes hayrandır. Hüseyin, gelir gelmez ilgi odağı olan Mesut’u kıskanır.
İbrahim, hastaların bilim kurulu tarafından değerlendirildiği bir odadadır. Bilim kurulu, garip sesler çıkaran İbrahim’in durumunu anlamaya çalışırken içeri İbrahim’in eşi Yeter girer. Çok konuşan, eşine söz hakkı tanımayan ve onu sürekli ezen Yeter’in bu tavırları, İbrahim’in tiklerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Paşa, kadınların pazarcı erkekleri çekici bulduğuna dair bir makale okuyunca pazarcı olmaya karar verir. Tezgahına gelen kadınları tavlamaya çalışır ancak her defasında reddedilir.
Psikolog Naime, ofisine gelen danışanlarına mesleğine tamamen tezat bir şekilde yardımcı olmaya çalışır. Çift terapisine gelen Ayşe ve Zeki’ye ‘Sen bu adamdan ayrıl, daha iyilerine layıksın’ derken, bunalımda olan Jale’ye ise kendini iyi hissetmesi için ‘gün tabağı ve dedikodu’ önerir.
Bilal, Fikri ve Mesut mahallenin kabadayılarıdır. Bilal, sevgilisinin kendisine ‘çok yaşlı gösteriyorsun’ demesi üzerine estetik yaptırmaya karar verir ve arkadaşlarını da buna ikna eder. Ancak estetiği abartan üçlü artık kimse tarafından ciddiye alınmaz.
Çiçek, ünlü bir dizi oyuncusudur. Kafede, Çiçek’in yanına annesi Jale gelir. Jale, tüm karakterini ‘Çiçek’in annesi’ olmak üzerine inşa etmiştir ve sürekli bununla övünür. Öyle ki hesabı getiren garsona bile imza verir.