JÜRİLER ARASI TREKKİNG!

Hulûsi TUNCA

Jüri üyeliği... Zamanında ben de oturdum o koltuğa... Ekranda değil; Spor ve Sergi Sarayı'nda...İzmir, Ankara, Adana ve Bursa'nın en büyük spor salonlarında...

Yarışmanın adı; Milliyet Gazetesi Türkiye Liselerarası Müzik Yarışması idi ve o koltuk bana bu işin duayeni, Hey Dergisinin kurucusu Doğan Şener ağabeyimden mirastı...

Yıllarca jüri başkanı olarak liseli gençlere oy verdim durdum. Yarışma uzun yıllar sonra kaldırıldı, bizim jüri üyeliği maceramız bitti.. Şimdi ekran gene yarışmadan ve jürilerden geçilmiyor..

Acun Ilıcalı'nın jüri üyeleri muhteşem... Acun Bey, bu işi biliyor (Bu arada laf aramızda ondan hala, "Acun... Sevgili Acun" diye hitap edilmesini içim kaldırmıyor... Beyler; karşınızda kocaman bir TV kuruluşunun patronu var unutmayın.. Hadi Aydın Doğan Bey'e de "Aydın... Sevgili Aydın" diye hitap edin bakayım!..)

Neyse.. Başarılı bulduğum kadar jüriler kadar taktığım jüriler de var ki başında Show'un "Bu Tarz Benim"i geliyor.. Kendini jüri üyesi sanan sunucu kızımızdan başlamak istiyorum önce;

KÜL KEDİSİ EBRURELLA:

"Bu Tarz Benim" yarışmasının Show'da yeniden oluşturulan jürisi adeta; Kül kedisi Sindrella'nın üvey annesi ve onun kızları.. Üvey anne kim?.. Siz söyleyin... Ama üvey kız açık seçik Ebru Akel.. Mesleği sunuculuk olan bu kızımızın, daha ilk bölümden kendini jüri üyesi ilan etmesi, "Beni sunucu sanmayın, ben burada aynı zamanda artistik puan vereceğim" demesi..

O verdiği puanları bugüne kadar kimsenin görmemesi.. Sırf kameranın görüş açısına gireceğim diye sık sık o gazeteci hanım kız ile Cemil Abi'nin arkasına geçip kendini gösterme çabası.. En son olarak.. Kendini de aşıp, çıkıp jüri masasının üzerine oturup bacak bacak üstüne atması..

Bu kıza birinin çıkıp, "sen sadece sunucusun" demenin reytingi pardon zamanı geldi de geçiyor bile...

TV 8'de Öykü Sertel nasıl sadece sunuculuk yapıyorsa o da işine sadece sunucu olarak etmeli.. Bu arada bir "asker selamı" sorunu çıktı. Öykü, "Her şeyimiz taklit ediliyor hiç olmazsa benim asker selamımı taklit etmesinler" dedi.. Ama sevgili Öykü; biz bu selamı, sen daha "Anne bu amcalar n?ayıpor?" derken konserlerde Burak Kut'tan gördük bilgin ola!..

SİBEL ARNA: Üvey annenin büyük kızı.. Bugüne kadar gazeteci kimliği ile tanıdığımız değerli meslektaşımda meğer ne cevherler varmış.. . Oryantal dansları da.. Mankenleri kıskandıracak güzellikteki bacakları da..

Benim diyen vamp oyunculara taş çıkartan göğüsleri.. Mükemmel ya! Yalnız bir korkum var, bugün yarın gazetede birlikte çalıştığı arkadaşları,"Artık gazeteye ekrandaki giysilerinle gelmeni istiyoruz" derlerse ne yapacağı?.."

CEMİL İPEKÇİ: Onu değil eleştirmek;tek bir laf edersem, dilim lal olur! İşte moda yarışmalarının gerçek starı.. Öbür taraftaki mi?.. Tövbe yanlış anlaşılmasın yani karşı ekrandaki mi?.. Yani; NUR YERLİTAŞ.. 'Turkish Stone? olma çabaları.. El hareketleri, şarkıya eşlik ediyorum numaraları.. hepsi ama hepsi bana çok yapmacık geliyor.. Maksat; gelsin paracıklar.. Bakın; reklam filmi bile çevirdi.. Oh yandan yandan Nurella.. Yapıştıııııır!

CHLOE LOUGHNAN ORTAÇ: Serdar Ortaç kardeşimizden dolayı 'yengemiz? ve de "bacımız"!.. Belli ki; "sahici"... "Bu Tarz Bizim"in yarım Türkçeli (aslında yarım da değil çeyrek...) İvana Sert'ine karşılık masaya oturtulmuş..

Türkiye'deki geçmişi, İvana'nın binde biri kadar olsa da Türkçesi ondan çok çok çok iyi.. Serdar'in bu işte bir parmağı olmalı.. Ama laf aramızda bu konuda ikisi de Galatasaray'ın süperstarı Wesley Sneijder?in karısı, son yengemiz, bacımız Yolanthe'nin eline su dökemez..

Kız; mükemmele yakın konuşuyor dilimizi.. "Sunucu Kız"ın "Co Co" diye seslendiği Chleo, biraz da modadan anlasa diyeceğim ama o yönüne bakan kim değil mi?..

UMUT EKER: Adını kusura bakmasın ilk kez bu yarışma ile duydum.. Ama duruşu ve oylarıyla belli ki sıkı ve haktan yana bir delikanlı..

BURAK KUT VE NİHAT DOĞAN'A YAZIK OLDU:

ATV'de yayınlanan, sunuculuğunu Behzat Uygur'un yaptığı, jüri koltuğunda Hande Ataizi, Nihat Doğan ve Burak Kut'un oturduğu 'En Sevdiğim 3 Şarkı" ekranda 3. haftasını göremeden reyting kurbanı oldu gitti. Oysa; format mükemmeldi...

Tam Türk izleyicisine göre (bol ağlamaklı, bol acılı şarkılı türkülü).. Sunucu mükemmeldi.. Burak ve Nihat Doğan zaten keyif veriyordu.. Eee kim kaldı geriye?.. O kaldı..

Yani Hande Ataizi.. Her tohuma maydanoz kızımız, paranın sihirli büyüsünden kendini alamadığı için oturuverdi altına uzatılan koltuğa.. Oysa onun yerinde bir Yıldız Tilbe olsaydı.. İnanın tadından yenmezdi.. Değil iki haftada veda etmek, kışı çıkartır, yaz sezonunda bile devam ederdi...

Diyeceklerim bundan ibaret Hakim Bey!