Müzik dünyasında YILIN transferi: BARIŞ MANÇO + MOĞOLLAR = MANÇO & MONG

Hulûsi TUNCA

Teoman müziği bıraktı. Mısır'daki işitme engelli sultan bile duydu. Yıllardır sahnede Teoman'a eşlik eden özel orkestrası da Pop'un genç starlarından Murat Boz'la birlikte ve geçtiğimiz günlerde birlikte bir Anadolu turnesine çıktılar. Haber, Günaydın'da 'Yılın Transferi' başlığı ile verildi. Oysa müzik dünyasında yılın transferi; bundan tam 40 yıl önce Paris'te yaşanmıştı. İşte HEY'in sararmış sayfalarından o muhteşem transferin öyküsü..

Heyecan Verici Bir Olay

Ve Pop Müzik dünyamızda beklenen bomba patladı: MANÇO & MONGOL. Müzik çalışmalarını Paris'te sürdüren BARIŞ MANÇO ile Eylül 1970'de ERSEN'den ayrılarak Paris'e giden ve Avrupa'da kariyer yapmak isteyen MOĞOLLAR grubunun birleştikleri haberi 'Heyecan Verici Bir Olay' başlığı ile duyuruluyordu HEY dergisinde. Müthiş haberle ilgili olarak ilk açıklamayı Barış Manço, Hey muhabiri Cengiz TÜNAY'a yaptı:

"Artık biz bir bütünüz. Ne ben; onların şarkıcısıyım ne de onlar benim orkestram. Kafaca anlaşan, aynı fikir seviyesine gelmiş, yaptıklarımızın daha iyi olması için sesimizi bütün dünyaya kuvvetlice duyurabilmek adına başbaşa vermenin zamanının geldiğini anladık..."

Soluklarını dört yıldır duyuran Moğollar ile on yıllık bir müzik geçmişi olan Barış Manço, Paris'te aldıkları birleşme kararının ardından bir de görev bölümü yaptılar!

Barış MANÇO: Grubun şarkıcısı. Beste ve aranjman konularında Murat Ses ile işbirliği yapacak. Ayrıca grubun demirbaşları ile ilgileniyor. Kısacası 'Depocu'.

Murat SES: Klâvyeli sazları çalıyor. Beste ve aranjman çalışmalarının yanı sıra plâk şirketleri ve organizatörlerle bağlantıları o kurulacak. Grubun kaldığı evin temizliğinden sorumlu.

Engin YÖRÜKOĞLU: Davulcu. Paris'teki bir araba mezarlığından bulup çıkardıkları minibüsün 'yürümesi'nden sorumlu. İstanbul'da alamadığı ehliyeti Paris'te aldığı için de çok mutlu. Grubun yemekleri Cahit'le birlikte ondan sorulur.

Cahit BERKAY: Gitarist. Grubun; hesap- kitap uzmanı. Yemek listesini hazırlamak onun görevi. Arkadaşları arasında 'Yemek raconunu o keser' diye anılıyor.

Taner ÖNGÜR: Bas gitarist. Hayranlardan gelen mektuplara cevap vermek, gazetecilerle ilişki kurma ve randevuları alma, topluluğun basında yer alan çalışmalarını arşivleme görevleri ona ait. Taner'in kimselere söylemek istemediği bir görevi daha var ki o da bulaşıkçılık! [17 Şubat 1971]

Kısaca MOĞOLLAR Anadolu Pop tarzına Avrupa kapılarını açan ilk grubumuz MOĞOLLAR; 1 Ocak 1968 tarihinde Aziz Azmet [solist-solo gitar], Murat Ses [org, piyano], Cahit Berkay [gitar, saz, keman], Hasan Sel [bas gitar] ve Engin Yörükoğlu [davul] tarafından kuruldu. HÜRRİYET'in Altın Mikrofon yarışmasında 'Ilgaz' ile 3. oldular [1968].

Daha sonra Moğollar'ın Anadolu Pop tarzındaki ilk 45'likleri 'Dağ ve Çocuk/ İmece' çıktı [Ocak 1970]. Aziz Azmet gruptan ayrıldı yerine Ersen geldi [Temmuz 1970]. Ersen'den ayrılarak Paris'e gittiler [Eylül 1970]. Fransa'da yaptıkları 'Mogol/ Danses et Rythmes de la Turquie A'Aujourd'hui' adlı albümle Academie Charles Cros Grand Prix Du Disque ödülünü kazandılar [Mart 1971].

Muhteşem buluşmayı Cahit BERKAY'dan dinleyelim:

BARIŞ MANÇO VE OĞULLARI

Aldı sazı Moğollar'dan Cahit BERKAY söylemiş bakalım ne söylemiş: "Paris'e gittiğimizde 'Boşuna para harcamayın, benim evimde kalın' demesi Barış'la bizi birbirimize daha da yakınlaştırmıştı. Onun da zaten bir ayağı dışarıdaydı. Kraliyet Akademisi öğrencisi olduğu için sık sık Belçika'ya gidip geliyordu.

Bizim de çalışmalarımız sırasında bir soliste ihtiyacımız oldu. Paris'ten aradık ve 'Albüm yaptık ama lisan bilen biri lâzım bize' dedim. Hınzır bir sesle 'Beraber çalışmak mı istiyorsunuz?' diye sordu. Atladım trene yanına gittim. Sonra yine onun minübüsüyle Paris'e döndük.

PARALAR suyunu çekti! 'Türkiye'de bir turneye çıkalım da para kazanalım' dedik. Manço & Mongol adı altında birleşip, düştük yollara. Şansımız daha doğrusu şanssızlığımız benzinden yana açılmış ya! Turne sırasında bir gece yarısı gene benzinimiz bitti.

Bir yerden aldık. Ortağız ya birlikte fatura kestiriyoruz 'Barış Manço-Moğollar' diye. Yola koyulduk. Sabah 'Oğlum Cahit' diye bana seslendi. Sonra da elindeki faturayı gösterdi. Meğer benzinci yanlış anlayıp, faturayı 'Barış Manço ve Oğulları' diye kesmiş. Kahkahalarla gülmüştük.

Zaten hiçbir ciddi konuyu beş dakikadan fazla konuşamazdık. Üç dakikada konuyla ilgili fikirlerini açıklar, sonra da müziğe geçerdik. Olayları yumuşatıp, sevimli hale getirip, bizi yönlendirirdi. Yaptığı işi ciddiye alır, içinde bulunduğu şartları sonuna kadar zorlar, imkânlarının elverdiğince en iyisine ulaşmaya çalışırdı. Bu yüzden de yaptıklarının hepsi dört dörtlüktü.

Bu ülkenin vatandaşı olduğu kadar dünya vatandaşıydı da! 1992'de Kazakistan'a gittik konser vermek için. Otelin kapısında Barış'la burun buruna geldik. Bu adama rastlayamayacağımız bir yer yoktu. Kutuplar'a bile gitseniz orada da mutlaka karşınıza çıkardı..."

Sofya'da TERÖRİST sandılar! Barış Manço & Moğollar, 5 Ocak 1971'de Türkiye'ye döndü. Ama ne dönüş! Bırakın benzin almayı karınlarını doyuracak paraları bile kalmamıştı. Sofya'da kar fırtınasına yakalandılar. Minibüsün camı kırıldı. Benzinleri bitti. Yapacakları tek şeyi yaptılar ve Sofya Büyükelçiliği'mizin kapısını çaldılar. Kapının açılmasıyla, kapanması da bir olmuştu. Çünkü konsoloslukta bulunanlar, bu uzun sakalları, saçlarına karışmış adamları TERÖRİST sanmışlardı. Dertlerini güç belâ anlatıp BORÇ para aldıktan sonra İstanbul'un yolunu tuttular.