SEÇİMLER HAKKINDA; NE GEREĞİ VAR?

Erol IŞIK

Bilenler bilir, Hürriyet’ten ayrıldıktan sonra Sarıyer, Gaziosmanpaşa ve Büyükçekmece belediye başkanlarına danışmanlık hizmeti vermiştim.

Kurumsal danışmanlık işlerine halen devam ediyorum.

Seçim tarihi açıklandıktan sonra ayrı partilerden üç milletvekili aday adayı danışmanlık yapmam için bana teklifte bulundu.

Ak Parti, CHP ve Deva Partili bu üç aday ile de anlaşmadım.

Çünkü üç farklı parti ve adayı için de çok özel söylemlerim olmasına rağmen onları aday olmamaları konusunda ikna ettim.

Altılı masanın küçük ortağı Deva Partisi’nden aday olma ihtimali olan iş insanı arkadaşıma, Millet İttifakı’nda verilmiş sözler var, bu sözler içerisinde milletvekili olsan da kaçıncı sıradan aday olacağın önemli, dedim.

CHP’den milletvekili adayı olmayı hedefleyen bir diğer iş insanı arkadaşıma da aynı şekilde sıralamanın belli olmasını beklemesini söyledim.

Ak Parti’den aday olmayı planlayan ünlü bir isme de parti içinde çok büyük değişiklikler olacağını, yaklaşık yüzde 60-65 milletvekilinin değişeceğini, bu yüzden de sıralamayı beklemesi gerektiğini söyledim.

Nitekim tam da söylediğim gibi oldu. İş insanı arkadaşlarım ittifak içinde kendilerine yer bulamadı. Ak Parti’den aday olmaya hazırlanan ünlü ismin de hevesi bir başka seçime kaldı.

* * *

Tam yine iyi bir iş başardım diye düşünürken hiç beklemediğim taraftan darbe yedim.

30-35 yıldır tanıdığım, fikirlerini beğendiğim, sohbet ettiğimizde keyif aldığım, birbirimizi sevdiğimiz ve saydığımıza inandığım sanatçı dostum Mehmet Aslantuğ, Türkiye İşçi Partisi’nden adaylığını açıklamasın mı?

Mehmet’ciğim, bu ülkede 80 milyon kişiden en az yarısı senin oyunculuğunu, sanatçı kişiliğini, fikirlerini beğenir. 40 milyon kadının da en az yarısı sana aşıktır. Ana muhalefet partisinden aday olsan anlarım ve sana da yakıştırırım ama Türkiye İşçi Partisi’nden aday olmanı hiç yakıştıramadım.

Nemrut’un Hz. İbrahim’i ateşe attığında alevleri söndürmek için su taşıyan karıncanın “tarafım belli olsun” dediği gibi sen de tarafını belli etmek için bu işe kalkıştıysan bence hiç gereği yoktu.

Senin, tarafını cümle alem biliyordu zaten.

Hatta bu cümle alemin bir kısmı da seni bu yüzden de seviyor zaten…

Milletvekili adaylığının sana kazandıracağı ya da kaybettireceği hiçbir şeyin olduğunu sanmıyorum.

Öyle dolduruşa geleceğini pek sanmıyorum ama ilkelerinden vazgeçmeyen, duruşunla tüm kesimlerin takdirini kazanmış biri olarak seni kim ikna etti, nasıl bir ruh haliyle bu adaylığı kabul ettin, anlam veremiyorum.

Şöyle bir çevrendekilere bakmanı ve yeniden değerlendirmeni bir dostun olarak tavsiye ediyorum.

Ne gereği var!

* * *

14 Mayıs seçim sürecinde bir darbe de yine yakın arkadaşlarımdan birinden yedim.

Bugüne kadar iş disiplini ve yaptığı organizasyonlarla birlikte en önemlisi arkadaşım olarak Banu Noyan’ın Vatan Partisi’nden milletvekili adayı olmasına çok şaşırdım.

Banu’yu çok uzun zamandan beri tanırım.

Bazı organizasyonlarında da danışmanlık yaptım.

Birkaç özel konuda da dostça tavsiyelerde bulundum.

Ama görüyorum ki, milletvekilliği adaylığı konusunda fikrime ihtiyaç duymamış.

Olsun, Mehmet Aslantuğ’a söylediğim gibi ben yine de söyleyeceğim.

Sevgili Banu, zaman zaman çevrendekilere dikkat etmeni daha önce söylemiştim, şimdi de tekrarlıyorum.

Kitabının isminde olduğu gibi “Biraz Söz Dinle!”

Bilmem anlatabildim mi?

Seçimleriniz size mutluluk versin!

Kalın sağlıcakla…