ŞAHANE BİR MÜZİSYENİ DAHA EBEDİYETE UĞURLADIK!

Zeliha SUNAL

Zamansız gidişi ile hepimizi yasa boğan Harun Kolçak bizim tabirimizle sağlam bir basçıydı. Her tür müziği keyifle çalardı. 

Konserlerine gittim görüp hissettiğim Sahnede bas çalarak şarkı söylediğinde daha mutluydu. Sadece şarkı söylediği programlara bir göz atın. Elini kolunu nereye koyacağını bilemeyen çırpınışlarda.. Aynı durum Levent Yüksel'de de vardı ama o elinde gitarla çıkarak çözdü işi. 

Harun 90 larda star olarak ustalar tarafından hazırlanmıştı . Aslında istese bas gitarist olarak seçkin müzisyenlerle de devam edebilirdi.  

Ama 80 li yılların sonunda müzisyenlik zorlaşmış ,tek tekçi diye tabir ettiğimiz piyanist şantörler piyasayı kaplamış, iş yerleri daha ucuz ve moda diye onları çalıştırıyordu. Ümit Besen ,Ferdi Özbeğen gibi ünlü piyanistler tek başlarına

çok büyük fiyatlara ekstralara gidiyorlardı. 

Ayrıca arabesk almış yürümüş,   Ajda Pekkan ,Nilüfer bile arabesk nağmeli şarkılar yapmaya başlamıştı. 

Bu müzikal ortam içinde Onno gibi müzisyenler pop müziğe bir çıkış yolu aramaktaydı

İşte o dönemlerde izleyicilerle hep birlikte şarkı söyleme dönemi Akrep Nalan ve  "Karlar düşer " şarkısıyla başlamış, devamı yağmur gibi gelmişti. 

Harun Kolçak işte bu dönemde bas gitaristlik mesleğini şarkıcılıkla değiştirdi. 

Neler hissettiğini çok iyi anlıyorum. Ben de gitar çalmayı bırakıp şarkı söylemeye geçmiştim.  Benimde ellerimi nereye koyacağımı bilemediğim günlerim olmuştu. 

Benzersiz bir sesi ve ses aralığı vardı. Sezen Aksu'nun okulundaki diğer sesler Aşkın Nur Yengi, Levent Yüksel gibi..

Çok iyi şarkılar,düzenlemeler,sözler onu hızla yükseltti. O dönemde tekrarlayan nakaratlar slogan niteliğindeki şarkı sözleri şarkıların daha iyi tutmasını sağlıyordu. "Gir kanıma " hariç diğer şarkılarında böyle bir yol izlemedi. 

Hayat ne garip ...

Bir kaç ay önce onunla Şişli Etfal Hastanesi yoğun bakım servisinde ilgilenen bir doktor dostumla konuşmuştuk. Çok ağır hasta olarak yoğun bakıma geldiğini ve bir süre hastahanede bakımını sürdürdüklerini söylemişti. Daha sonra götürdükleri Maslak' taki hastahanede yatarken ise dostları onu kolunda serumlarla resimlemek veya selfilemekte sakınca görmemişti. 

Çok sevgili arkadaşım Umut Kuzey onun son albümünü gerçekleştirdi  ve bize bir hatıra kalmasını sağladı. Binlerce teşekkür. 

Harun Kolçak naif ,incinebilir bir adamdı. Belki yıllar yılı İç yüzünü bilemediğimiz neler yaşamıştı kim bilir.Yaşam biçimini kökten değiştirdiği zaman bir sohbetimiz olmuştu. Beslenme tarzını değiştirip nasıl zayıfladığını anlatmıştı. Hayvan sevgisi dillere destandı. İyi kalpliydi. Sevgi doluydu. 

Ben hep güzel anmak isterim gidenleri. Hepimiz hayatımız boyunca binlerce hata yaparız. Bunlardan bazıları başkalarına da zarar verebilir. Ama en büyük yarayı kendimize açarız. Bazı insanlar   genellikle  yaşanan kötü şeyleri 

hatırlar..! Dile getirmez ama unutmaz da.. yazarlar  çizerler arkamızdan. Gazetecilik arşivciliktir. Bu onların işidir. Yıllarca topladıklarını uygun zaman kollayıp böyle zamanlarda okuyucuya  açarlar. 

Giden gitti.. Şahane bir müzisyen daha göçtü bu dünyadan... Bize bıraktığı güzellikler için alkışlarla uğurluyorum. 

Güle güle Harun Kolçak.

Zeliha Sunal