Sosyal Medya Yasası... YÜRÜRLÜĞE GİRDİ. HAYATIMIZDA NELER DEĞİŞECEK?

Sosyal Medya Yasası... YÜRÜRLÜĞE GİRDİ. HAYATIMIZDA NELER DEĞİŞECEK?

Kamuoyunda ‘Sosyal Medya Yasası’ olarak bilinen ve sosyal medya şirketleri başta olmak üzere teknoloji şirketlerine bir dizi yaptırım ve düzenleme getiren yasanın birçok maddesi 1 Ekim'den itibaren yürürlüğe girdi...

Temmuz ayında TBMM Genel Kurulunda kabul edilen düzenleme günlük erişimi 1 milyondan fazla olan Facebook, Twitter, Instagram, YouTube, Tiktok gibi yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılar ile kullanıcılar arasındaki ilişkiyi düzenlemeyi amaçlıyor.  

Bir yandan ifade hürriyetinin kısıtlanması ve sosyal medyaya sansür uygulanması amacıyla kullanılabileceği için eleştirilen yasal düzenleme diğer taraftan internet kullanıcılarının kişisel başvurularında veya kamu kurumlarının bildirimlerinde yaşanan zorlukların aşılması için sosyal ağ sağlayıcılarla muhataplık ilişkisi kurulmasını sağlayacak. 

SOSYAL AĞ SAĞLAYICI NEDİR? WHATSAPP YASA KAPSAMINDA MI? 

Yeni yasanın getirdiği yeniliklerin başında ‘sosyal ağ sağlayıcı’ kavramı bulunuyor.  5651 sayılı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’ ile hayatımıza giren ‘yer sağlayıcı’ ‘içerik sağlayıcı’ ve ‘erişim sağlayıcı’ gibi kavramlara ek olarak yasada tanımlanan ‘sosyal ağ sağlayıcı’ sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi verileri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişileri ifade ediyor. 

Yasa teklifinin kamuoyuna sunulmasının ardından tartışılan konulardan bir tanesi, sosyal ağ sağlayıcı kavramının içine Whatsapp gibi mesajlaşma uygulamalarının girip girmeyeceği idi. Konuyu yorumlayan hukukçular WhatsApp’ın bir sosyal mecra değil kişiler arasındaki iletişimi sağlamaya yarayan bir teknoloji olduğundan yasanın kapsamının dışında olduğu görüşünde birleşiyor.  

 TEMSİLCİLİK İLE MUHATAPLIK İLİŞKİSİ KURULACAK 

Yasanın internet kullanıcılarına ne gibi değişiklikler getireceği ile ilgili değerlendirmelerini Siber Bülten ile paylaşan Kavlak Avukatlık Bürosundan Av.Deniz Mina Küpana, yasa ile sosyal medyada kişilik haklarını zedeleyen içeriklerin kaldırılmasının hızlanacağını ve sosyal ağ sağlayıcılar ile hem devlet hem de kullanıcılar arasında bir muhataplık ilişkisi kurulacağını ifade etti.  

“Yasa ile gelen önemli değişikliklerden bir tanesi, günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarının Türkiye’de en az bir kişiyi temsilci olarak belirlemesinin zorunlu hale gelmesi. Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) ve adli ve idari makamlar nezdinde bu kişi temsilci olacak. Temsilcilik ile sosyal ağ sağlayıcıların Türkiye’deki mevzuatlara uyumu sağlanacak. Türkiye’deki kanunlara riayet ederek faaliyetlerine devam edecekler.” 

VERİ LOKALİZASYONU GENEL BİR STRATEJİNİN SONUCU 

Yasa ile şirketlere gelen yükümlülüklerden başka bir tanesi de Türkiye’deki kullanıcılardan elde edilen verilerin Türkiye’de tutulması gerekliliği. Yeni yasada sosyal ağ sağlayıcılarının Türkiye’deki kullanıcı verilerini Türkiye’de bulundurmak için “gerekli tedbirleri alacağı” hükmediliyor.  

Deniz Mina Küpana, yasadaki bu hükmü Ankara’nın ‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalacak’ stratejisi çerçevesinde atılmış bir adım olarak değerlendiriyor. Geçtiğimiz senelerde Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun kurumsal e-posta hizmetinin yabancı bir ülkede bulunan bir sunucu üzerinden verilmesini ‘verilerin yurtdışına aktarılması’ olarak gören kararını hatırlatan Küpana, 2019/12 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleri Genelgesinin de bu kararla aynı çerçevede olduğunu belirtti.  

Cumhurbaşkanlığı genelgesinde güvenliği tehdit edebilecek veya kamu düzeninin bozulmasına yol açabilecek kritik türdeki verilerin, yurt içinde güvenli bir şekilde depolanması şartı getirilmişti. 

UNUTULMA HAKKI TALEBİ ARTIK YASAL 

Kamuoyu tarafından her ne kadar ‘Sosyal Medya Yasası’ olarak anılsa da yeni yasanın arama motorlarını ilgilendiren tarafları da bulunuyor. Bunların başında unutulma hakkı geliyor.  

Unutulma hakkı kişi ve kurumların internette kendi adlarıyla arama yapıldığında derlenen sonuçlar arasında kendileriyle ilgili bilgi, fotoğraf, belge gibi verilere yer verilmemesini isteme hakkı olarak biliniyor.  

Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanı’nın verdiği ve ‘Gonzalez kararı’ olarak bilinen karara göre özel hayatın gizliliğini korumak amacıyla Google arama motorunun kişisel arama sonuçlarını silmesi gerekiyor. Dava, evinin açık artırmaya çıkarıldığına dair bir ilanın Google arama sonuçlarında çıkmasıyla gizliliğin ihlal edildiğini savunan İspanyol kullanıcı Mario Costeja Gonzalez tarafından açılmıştı. Google uzun bir hukuki sürecin sonunda kararı kabul etmiş ve unutulma hakkını AB ülkelerinde tanımıştı.  

Deniz Mina Küpana, yasadaki değişiklikle birlikte unutulma hakkının sulh ceza hakimliği nezdinde talep edilebilecek bir hak haline geleceğini belirtti.  5651 no’lu yasanın mevcut halinde içeriklerin erişime engellenmesi hakkının bulunduğunu belirten Küpana, değişiklik ile birlikte erişim engellenmesinin uygulamada yarattığı sorunların da önüne geçilebileceğini ekledi. 

Kaynak:siberbülten

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.