TELEVİZYONU BÖYLE OLANIN!...

TELEVİZYONU BÖYLE OLANIN!...

Televizyon yayınlarında ekrana taşınan haber programları da olmasa ekranlarda izlenecek hiç bir şey kalmadı demek abartılı olmaz..

Ha, bu arada haksızlık etmeyelim? Son yıllarda; yönetimi, hakemleri ve doğal olarak da futbol kalitesi ile yere çakılan futbolumuz ve buna bağlı olarak içerik zaafı çeken futbol içerikli programlarımız hala ekranların hafta sonu kurtarıcıları olduklarını unutmayalım..

Bu arada, bazı kişileri ekrana çıkarmak uğruna, hatıra gönüle yaratılan bazı programların ekranlarda yarattığı görüntü kirliliğini de unutmayalım?

Genel görüntü böyle olunca eleştiri yazmak için o programlarda ekrana yansıyan ipe sapa gelmez konuları eleştirmek zorunda kalıyorsunuz? Şunu dedi, şu gafı yaptı, şunu giydi tarzında benim hiç tarzım değil.. Benzeri şeyleri gazette, dergilerdeki köşelerinde televizyon eleştirileri yazanlar fazlasıyla yapıyorlar.. Köşelerinde programları kıyasıya eleştirirken ekrandaki programlarda eleştilecek bir çok şeyle yüklü olarak izleyici karşısına çıkabiliyorlar..

O nedenle yazılacak pek fazla bir şeyler olmasa da diziler ve bazı programlar hala kurtarıcı rolünü üstlenebiliyorlar..

Sözün özü; Televizyonu böyle olanın?.

REYTİNG CANAVARINA BİR KURBAN DAHA

Televizyonlar, dizilerin yayınları konusunda deneme tahtasına döndü? Bir bakıyorsunuz ekrana yeni bir dizi geliyor ama, kısa bir sure sonra, çoğunlukla televizyon izleyicisini salak yerine koyarcasına birden bire ekrandan kaldırılıyor..

Neymiş efendim ''Yeterince reyting almadığı için''miş?

Geçin efendim geçin.. Reytinginizin ne olduğunu, reyting adına neler tezgahlandığını bilmeyen kalmadı? Halkımız bu reyting masalınıza zerre kadar inanmıyor. Hiç olmazsa televizyon izleyicisini kandırmak için bu modası geçmiş bahanelere sığınmayın..

Cesaretiniz varsa çıkın açık açık nedenini dile getirin?

Bir dizi daha Reytin kubanı oldu dedik? Uzunca bir süre ATV'de ilgiyle izlenen ES-ES dizisi her ne hikmetse birden bire etrandan yok oluvermişti? Bu konuda ekranseverleri, Es-Es'in izleyicisini bilgilendirmek amaçlı bir açıklama yapıldığına hiç rastlamadım.. Bellki ben atlamışımdır ama bu dizi benim izlediğim ve izlerken de keyf aldığım bir dizi idi ve onunla ilgili bilgi her ne şekilde olursa olsun kulağıma gelirdi.. Ama o dönem izleyici yokmuş gibi davranıldı.

Tam Es-Es'i unutmaya başlamışken bu kez, kısa bir sure once Show TV ekranlarında özlemle beklenen dizi ''Es-Es çok yakında'' anonsunu gördüm. Ve ilan edilen tarihte yayına başladı da? Farklı bir kanalda yayına başlamanın ve reyting baskısı tedirginliği hissediliyordu dizide? Her bölüm sonu açık, sözde merak uyandırıcı olaylarla donatılmıştı? Pek mantıklı olmayan ve de giderek sıradan bir avantür dizi görünümüne dönüşen dizideki bu radikal değişimden tutkun izleyisici oldukça rahatsızdı..

Zaten olan da oldu? Gazete televizyon haberlerine düşen bilgiye göre yeni görünümlü Es-Es Show TV yöneticilerini de mutlu etmemiş ve ''yeterince reyting almadığı'' gerekçesiyle gelecek hafta yapacağı ''final bölümü'' ile sona erecekmiş?

Televizyon izleyicisine de, dizide yer alan sanatçılara da yazık?

Show TV ekranına ve diğer televizyon ekranlarına şöyle bir göz gezdirin, izlenme oranları konusunda yerlerde sürünen bir çok dizi ve program varken onlara göre sıralamada daha yukarıda olan dizileri kurban edilmesi niye?

Bu uygulamanın tamamen ekonomik olduğunu çıkın açıklayın lütfen... Açıklayın da dizi izleyicileri hayal kırıklığına uğramasın

''YETENEK SİZSİNİZ TÜRKİYE''DE FİNAL KOMEDİSİ

Ekrana taşıdığı programlarla oldukça ilgi çeken ve iyi yapıtlara imza atmasıyla ünlenen Acun Ilıcalı, son programı ''Yetenek Sizsiniz Türkiye''nin finalinde izleyenleri hayrete düşürdü.. Başlarken temposu düşük olan giderek oturan ve finale doğru ilgiyle izlenen bir yarışma programına dönüşen ''Yetenek Sizsiniz Türkiye'', hayal kırıklığı ve şaşkınlık yaratan final gecesi ve sonuçları ile izleyenleri çıldırttı..

Acun Ilıcalı, Hülya Avşar ve Ali Taran'dan oluşan ve tüm yarışma süresince oldukça başarılı olan bir jürisi ve finale yaklaştıkça ilgiyle izlenen yetenekleri ile ekran başındakilere keyfli anlar yaşattılar.. Bu güzellik final gecesine kadar sürdü.. Final gecesi de iyi başladı, ta ki sonuçların açıklanmasına kadar da zirve yapmış görünüyordu.. Ama iş sonuçları açıklanmasına gelince tam anlamıyla çuvalladılar? Oldukça başarılı olan yarışmacılar, sözde halk oyu denilen bir yöntemle elendiler ve ilk dörde kalamadılar.. Finale kalanlar içinde en az yetenekli olanları ilk dört olarak seçen halk oylaması sonuçları, salondakileri ve ekran başında sonuçları heyecanla bekleyen izleyicileri şoke eti, hayak kırıklığına uğrattı.. Bu tür yarışmaların sonuçlarını sadece halk oylamasına bağlamanın yarattığı hayal kırıklık bundan önceki bir çok yarışmada dikkat çekmişti ve şikayet konusu olmuştu... Bu finalde de böyle oldu..

Yazık oldu güzelim programa, yazık oldu finali gerçekte hakeden yeteneklere? Ayıp oldu finali hakettiği halde finale çıkamayanlara..

Bu sonuçlardan jürinin de hoşnut olmadığı yüzlerinden belliydi.. Özellikle Hülya Avşar'ın, aklından geçen final adayları seçilenler değildi.. Bu çok net anlaşılıyordu..

Halk oylamalarında duygusallık her zaman ön plandadır ama, emeği hiçe sayarak hakedenleri yok saymak ayıp.. Bu kadarına da pes doğrusu..

DÖVSEYDİNİZ BARİ!

Ekranda program yapanların bazıları; izleyicilerden gelen maillere, canlı yayında programa telefonla bağlananlara kızarak, mail göndereni veya canlı bağlananı dövmekten beter etmeyi alışkanlık haline getirdiler..

Bu konuda başı çeke Okan Bayulgen'in zaman zaman, programına telefonla bağlanan izleyicileri aşağılayıcı, azarlayıcı tavırlarına artık alıştık?

Ancak; iyi bir tarihçi, araştırmacı, gazetesi ve bu konuda önemli uzmanlardan biri olarak tanınan Murat Bardakçı'nın hazırlayıp sunduğu, Habertürk ekranlarında gece yarısından sonra yayınlanan ''Tarihin Arka Odası'' adlı programda mail gönderenlere karşı tavırlarını anlamak mümkün değil? Bazan işi o kadar abartıyor ki, mail göndereni dövmekten(!) beter ediyor. Bazan da aşağılayıcı bir tavır sergiliyor..

Habertürk Ekranlarında yayınlanan ve ilgiyle izlenen, ''Tarihin Arka Odası'' programı'nda; Murat Bardakçı, Erhan Afyoncu, Pelin Batu, tarihin üzerinde hiç durulmamış ve az bilinen birbirinden ilginç konuları değişik bir formatta gündeme getirerek tartışılıyor. Ayrica Yaprak Sayar isimli Sanatcinin güzel sesiyle okuduğu şarkılar programa renk katiyor.

Sayın Murat Bardakçı; Konusunun uzmanı olduğunuz, iyi bir tarih araştırmacısı olduğunuz, yazdığınız eserlerle tarihin bir çok sayfasına ışık tutuğunuz tartışılamaz? Ancak; ekranda Pelin Batu, Erhan Afyoncu ve zaman zaman katılan konuğunuzla tartıştığınız konularla ilgil mail gönderenlerin sorduklarına veya zaman zaman sizi eleştiren yorumlarına daha hoşgörülü davranmak size daha çok yakışacaktır.. Konunuzda çok bilgili olduğunuz belli ama unutmamak lazım ki; anımsayamadığınız, yanlış telaffuz ettiğiniz veya yanlış bilgilenme sonucunda yanlış yorumladığınız şeylerin olabileceğini, bu nedenle de zaman zaman hatırlatma yapılmasına, eleştirilmenize bu denli tepki vermemeniz gerektiğini de unutmamanız, daha olgun davranmanız size daha çok yakışacaktır.. Programnızı fırsat bulduğumda veya ilgimi çeken konular olduğunda dikkatle izliyorum. Çok sık olmasa da bir kaç konuda yanlış bilgilenmeden kaynaklanan tanımlamalar veya yorumlar yaptığınıza şahit oldum? Hatta bu konuda yanlış bilgi aktadığınızı bildiren bir mail de gönderdim ama okuyup okumadığınızı bilemiyorum çünkü herhangi bir yanıtınız olmadı?

Bir de, her programda sizin tambur çalarak eşlik ettiğiniz klasik müzik konusunu zaman zaman yapsanız daha iyi olur diye düşünüyorum.. Şarkıları yorunlayan Yaprak Sayar'ın yorumuna ve güzel sesine söyleyecek bir şeyim yok da, her programda ekranda sizi tamburunuzla görmek bana pek ilginç gelmiyor..

Ekranda zaman zaman agresiz tavırlar sergilemenize ise hiç bir anlam veremiyorum..

MAGAZİN PROGRAMLARINDA EROTİK SHOW

Başlığımız belki biraz abartılı oldu ama inanın magazin programlarını sunan sunucu kızlarımızın bazıları için bu başlık bile hafif kalır?

Kadın güzeldir.. Daha doğrusu kendinin güzel gösterebilen kadınlar her zaman güzeldir. Ancak; Magazin programlarının bir çoğunu sunan sunucu kızlarımızdan bazıları neredeyse yarı çıplak ekrana çıkıyorlar?. Bunu; programın reytingini yükseltmek için mi yoksa ilgi çeken bir sunucu olduğunu göstermek için mi yaparlar bilinmez ama bu görüntülerin ekranda yoğun bir şekilde erotizm kirililiği yarattığı kesin? Bu tür sunuculara bazı spor programında da rastlıyoruz..

Bu konuda tutucu olduğumu düşünmeyin? Kadın güzelliğine estetik açıdan bakmasını iyi bilen biriyim..

Yapmayın beyler? Bu iş gazetelerin arka kapak güzellerini de geçti.. Sadece seksi onlara göre güzel kadın fotoğrafı yayınlamak amacı dışında hiç bir özelliği olmayan bu uygulamalara okurların yoğun tepkisini de unutmayalım..

Bunlar için isim mi istiyorsunuz.. İzin verin de o isimleri buralara taşımayalım.. Hemen hemen tüm kanallarda yayınlanan bu tür magazin programlarını izleyenler, bunların kimler olduklarını iyi biliyorlar.

[email protected]

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.