65’LİKLERİN PAZAR KEYFİ

Tarih 9 Mayıs… Saat 16.30… Çarşı, pardon sokak izninden bir gün önce yazdıklarım…

10 Mayıs Pazar günü, in ile cinin top oynayacağını tahmin ettiğim sokaklarda iki aya yakın bir süredir ev hapsinde olan 65 ve üstü dedeler, nineler  “ZOMBİ” gibi dolaşacağız…

Ne çocuklar, ne torunlar bizi kutlayamayacak “Anneler günü” için. Çünkü bu defa onlara sokak yasak…

Hep birlikte sabah 11.00’de Nazım Hikmet’in “Akın var akın / Güneşe Akın”  dizesindeki gibi koştururken, inşallah, temiz hava çarpmasından hastanelik olmayız dermişim!  

Ama her halde büyüklerimiz ambulansları dolaştıracaktır değil mi?!.

Sayıları 7 milyonu geçen bu yaşlılar arasında çocukluğunun bayramları gibi akşamdan hazırlanan var mı bilemem.

Ama ben, yani şahsım çok yönlü bir program yaptım…

Marmaray’a binip Gebze’de Halkalı arası tur atacağım. Güvenlik “Evin nerede, sen nerede dede?” diye sorarsa  “Bunaklığa” bağlayacağım işi…

Hava güzelse Suadiye Plajı kumlarında güneşleneceğim… “Plaj - deniz” yasak demediler ki! 

Bostancı sahilinde evden getirdiğim cips - cola keyfini yapacak, sonra çimlerde öğlen uykusuna yatacağım…

Nereye gitmek istersem vızır vızır geçen görevli-basın arabalarına el kaldırıp,

 “Evladım, ben kayboldum, beni evime  bırakın” diyeceğim. Botokslu, ful makyajlı muhabirlerin ,”işte evini kaybeden gariban bir dedemizin hali” diye zevkle yorum yapmalarına çanak tutacağım.   

Benimle kafa bulmalarıyla, kafa bulacağım…

TARİH 10 MAYIS… SAAT 14.30… SOKAK İZNİNDEN SONRA YAZDIKLARIM…

Nazım Hikmet, 1938 yılında cezaevinde yazdığı  “Bugün Pazar / Bugün ilk defa güneşe çıkardılar” dizeleriyle yazdığı şiir, ile  sanki 2020 yılında evlerine hapsedilen 65 yaş ve üstüne de selam yollamış…

Evet,  Bugün pazar... 2 ay sonra ilk kez sokağa, güneşe çıkıyor,  kambur gibi görünen 65 yaş ve üstü…

Evden 12.00 gibi çıktım… Hedefim direk sahil… Merak da ediyorum, göreviler var mı, yasaklanmış mı?

Ooo, sahil ana baba değil,  dede - nine günü gibi… Bu kadar yaşlıyı bir arada görmedim ömrüm boyunca…

Bakıyorum da, ömürlerinin sonbaharında 2 ayları ev hapsinde geçen ve bu arada kas-kemik erimesi, psikolojik sıkıntı, kilo alma, hazımsızlık gibi onlarca sorun yaşarken kimsenin bu güne kadar çözüm için kılını kıpırdatmadığı yaşlıların sabırları çatlamış, taş olup, hepsi sokağa atmış kendini…

Kimi, banklarda, kimi yürüyüşte. Genel bir sessizlik hakim, 3-5 yüksek sesle konuşan dışında…

Arkamda söğüt ağaçları, önümde  adalar düşünüyorum… Sahil oldukça kalabalık, ama enerji, ruh yok… Bir gülme, kahkaha sesi duymadım vallahi…

Demek ki,  insanları ayırmayacaksın, ayrıştırmayacaksın. Çocuğu, ergeni, genci, orta yaşı ve yaşlısıyla ancak o zaman bir bütün ve hayat dolu oluyor toplum, millet…

Umarım önümüzdeki günlerde daha insani çözüm bulurlar, “Ben yaptım oldu” yerine… Sonra sonrası yok bitti…

Dolap beygiri gibi dolaşmanın ne yararı var… Oysa Suadiye plajına gitmek gibi planlarım vardı ama…

Ne heves, ne neşe, ne ortam… Hiç biri yok… Çimenlere uzandım, hafif rüzgar yüzümü okşarken, gökyüzünü seyredip çocukluğuma kadar gittim…

Hadi, suyunu evden getirirsin ama, çişin ne olacak çişin…50 yaş üstü erkeklerin prostat sorunu olacağını sağır sultan bile biliyor, ama ne aynı sorunu yaşayan yetkililer, ne bilim kurulu düşünmemiş, belediyeye ait tuvaletlerin açık tutulması gerektiğini…

Mecburi istikamet ev… 5 dakikalık ihtiyaç molasının ardından sıra geldi kredi kartı borçlarını ödemeye…

Bizi 2 aydır  eve hapsedenler, kredi kartı borcumuzu öteleyin diyordu, ama ne faizi düşünüyordu, ne kabul etmeyen bankaları…

Ne de sürekli gelen öde uyarılarını… Marmaray alt geçidine girerken tren geldi. … Hani - Halkalıya kadar gidecektim ya, aklım sıra.

Hamle yaptım, görevli uyardı: “ 65 Yaş üstü binemez”

İyi ki bindirmedi… Bomboş 15-16 vagon… Boşuna gidip geliyor “ Tren gelir hoş gelir, odaları boş gelir” türküsündeki gibi…

Neden? Yok mu bunun tasarruf edilecek yanı…

Sıra sıra 8-10 banka var ve hepsi dolu ATM’lerin. Yaşlılar  kuyrukta… Cadde oldukça kalabalık,  aralara sızan gençler de az değil…

Hele özel araçlar, çoğu görevli değil besbelli…

Evet, o da bitti… Küskün, yılgın, bezgin onlarca yaşlı var etrafta… Bizi duydukları için olsa gerek kedi ve köpeklerin de çoğu çıkmamış sokağa…

Hani ağızlarımıza pelesenk olmuş bir söz var: “Yapacak bir şey yok.” Aynen öyle… Her yer kapalı, insanlar keyifsiz…

Eve dönerken düşündüm. 7 milyonu aşkın 65 yaş ve üstü vatandaşlar arasında ülkemize sosyal, kültürel, sportif, tarihi, bilim, ilim, jeoloji, tıp, sinema, müzik, ekonomi, tiyatro gibi hemen her alanda çok büyük hizmetleri olan ve hala buna devam eden kimler var; bu insanlar olmasa şimdi ne halde olurduk diye…

Haftada BİR gün 4 saatlik izin dışında;  berbere, kuaföre gitmesi, araba kullanması, AVM’ye ’ye gitmesi, şehirlerarası yola çıkması yasak olan bu isimlerden kısa bir örnek verelim:

 

SANAT DÜNYASI 

Kadir İnanır, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Ajda Pekkan, Edip Akbayram, Hayko, Emel Sayın, Haluk Bilginer, Nebahat Çehre, Çetin Tekindor, İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu, Bülent Ersoy, Genco Erkal, Servet Kabaklı, İlham Gencer ve daha niceleri…

İŞ DÜNYASI 

Erol Sabancı, Rahmi Koç, Semahat Arsel, Suna Kıraç, Can Kıraç, Bülent Eczacıbaşı,  Hüsnü Özyeğin, Deniz Şahenk,  Nazif Günal, Erol Tuncer, A. Nazif Zorlu  ve daha pek çok isim..

SPOR DÜNYASI 

Fatih Terim, Şenol Güneş, Mustafa Denizli, Nihat Özdemir, Mustafa Cengiz, Samet Aybaba,  Erman Toroğlu… Liste uzayıp gider

BİLİM İNSANI/AKADEMİSYEN

 Prof. İlber Ortaylı,  Prof. Canan Karatay, Prof. Birgül Sönmez, Prof. Celal Şengör, Prof. Rasim Küçükusta, Prof. İbrahim Saraçoğlu, Prof. Naci Görür, Prof. Ahmet Ercan ve  diğer yüz aklarımız…

Karar vericiler şunu unutmasın: 65 yaş ve üstü olmazsa,  ülkemizin geçmişle olan bağı, sosyal ve  kültürel yaşamı, ekonomisi ve hayati deneyimleri kısaca tüm değerleri darmadağın olur…

Hani bizi bırakın da bari onlara gözünüz gibi bakın…

NOT : 2 saat boyunca bir tane polis gördüm o kadar. Hiç muhabir yoktu. Sanırım onlar yine Eminönü ve İstiklal Caddesindeydi. Malum İstanbul’da başka yer yok!...

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.