Gerçek adı Tuğba Çetin. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji mezunu. İlk filmini 13 yaşında çekti. 1980'lerin en seks sembolü oldu. 100'e yakın filmde oynadı. Bir dönem Maksim Gazinosu'nda sahne aldı.

Ahu Tuğba, en son Ulus'taki evinde yangın çıkınca gece vakti güneş gözlükleriyle ekrana yansıdı. Kimseye bir şey olmadığı için şükrediyor. Tuğba, en çok günümüzdeki ilişkilerden şikayetçi. "80'lerde Maksim Gazinosu'nda bin tane erkek varsa, 35-40 kadın olurdu.

Şimdi bir gece kulübünde 150 tane kız varsa, 20-30 tane jean'li oğlan var. Erkekler o zaman bize korkunç sahip çıkarlardı. Araba hediye eder, kadına bakarlardı. 80'ler çok büyük yıllarmış" diyor. "Kadir İnanır, kendini yenileyemedi" diyen Hülya Avşar'a, "İnsanlar haddini bilsin. Amerika'ya otobüsle kaç saatte giderim dediği günleri unutmasın!" diyerek tepki gösteriyor.

80'lerin seks sembolü olarak anılmak nasıl bir duygu?

O yıllarda sinema bitikti, filmlerimle sektör canlandı. Bana seks sembolü denmesi de yanlış. Çünkü ben sadece öpüştüm. Elimi tutuyorlardı, sırtımı öpüyorlardı, hepsi o. Şimdikiler gibi açık açık yapmadık. Ben "Olay budur" diyen, Türk Sineması'nda öpüşme yasağını kaldıran kadınım.

Müjde Ar, Serpil Çakmaklı, Banu Alkan'la rekabet var mıydı aranızda?

Yoktu. Müjde, 70'li yılların seks sembolü. İkimiz de düşen kadınları canlandırdık. Hayatla ve uyuşturucu ile mücadele temalarını işleyen filmlerdi. Narkotik polisiyle çalıştık. Biz öğrettik, gençlik o durumlara düşmesin diye, ama daha berbat duruma geldi. Şimdi daha çok var o kadınlardan! Erkekler de onlara yöneliyor.

"Öğretmenim Kadir İnanır"

Tarık Akan, Kadir İnanır, Kemal Sunal, Cüneyt Arkın, İbrahim Tatlıses gibi yıldızlarla film çektiniz. En çok hangisiyle oynamak keyifliydi?

Sinemada bana her şeyi öğreten Kadir İnanır'dır. Uğurlu geldi bana. Gözümü ilk onunla açtım. Serttir ama çok yumuşak kalplidir.

Şimdi set aşkları moda, sizin başınıza gelmedi mi hiç?

Yok, hayır. Ne patronumla, ne prodüktörümle, ne film çektiğim insanla aşk yaşayamam. Aşkla işi hiç karıştırmadım, karıştırmam da.

Kaç kez evlendiniz?

Sekiz defa. Şimdiki aklım olsaydı, çocuğumun babasının dışında hiçbiriyle evlenmezdim. (Amerikalı Timmy Alejtanij'i kastediyor.) Adam gibi bir adamdı. Beyaz atlı prensimin kıymetini bilemedim. Aslında resmen boşanmadık hâlâ onunla evliyim.

Belki barışırsınız!

Görüşmeyeli beş yıl oldu. O kafamda prens gibi kalsın. Allah tuttuğunu altın etsin. Piyangoydu, çok güzel ve sadık bir evlilikti. O kadar akıllıydı ki, aklıyla baş edemediğim için hırs yaptım, ayrıldım. Bir tek kelime yüzünden bıraktım. İnsanların dolduruşuna geldim. Şimdi nerede o akıl veren dostlarım diyorum ya! Beni yiyen dostlarım yüzünden biten bir evlilik.

Pişman mısınız bunca evlilikten?

İlk evliliğim devam etseydi ben sanatçı olamazdım. Sahneye çıkma izni, film çekme iznini koca veriyordu. Onun için evlilik yaptım. Hiçbirinden ne nafaka aldım, ne para pul aldım. Son eşim hariç hiçbirine hakkımı helal etmiyorum! Utanmadan, "Aldatmadım" diye Kuran'ı öperlerdi, inanırdım. O kadar hıyardım, temizdim. Hizmetçimle, arkadaşımla, en yakın dostlarımla yaptılar. Ben bu şerefsizliği yapmadım. Allah'a inanıyorlarsa, öbür dünyada beni sırayla beklesinler!

Ya aşk?

Aşk katiliyim! Hiç aşık olmadım!

Hiç mi aşk evliliği yapmadınız?

Hayır. Mantık daha ağır bastı ya da sevgi. Allah da beni kimseye aşık edecek kadar ucuzlatmasın. Aşkı yakalamak için koşmadım. Yakalanacağım anda bırakır giderim! Aşkın ne olduğunu bilmek dahi istemiyorum. Acı güzeldir, yaşadığını hissetmektir ama aşkı hiç yaşamayayım daha iyi. Ben acı çekmek istemiyorum.

Portakal sandığında seks!

Beren Saat'in, "Sevişirken yastık koyuyoruz" demesi çok tartışıldı.

Tartışılacak bir şey yok, tekniktir bu. Kamera üstten yetişmezdi, benim altıma da portakal sandığı koyarlardı, Cüneyt Arkın'ın da. Mesela çekimlerde vücudum yapışmasın diye göğüslerimi bantlardım, sırtım açık görünürdü ama göğüslerim bantlı. Ve yaklaşıp öpüşüyoruz. Bakan da, "Allaah, ne götürmüş Cüneyt Ahu'yu" diyordu.

Verdiğiniz pozlardan pişmanlık duyuyor musunuz?

Yok hayır. O yıllarda korkunç güzel bir vücut, korkunç güzel bir kadındım. Erkekçe'ye pozlar verdim. Vücudum iyi, her yerim güzel.

Babanızın sizi evlatlıktan reddettiği yazılmıştı.

Kendi bilir. İçimde çok büyük bir yara. 11 yaşından beri görmüyorum. Hadi beni bırak, bir tane torunu var, onu merak eder insan. Ne olur yani bana sorma, ağlamak istemiyorum. Ben 'baba' kelimesine muhtacım!

Nuri Alço ile yakın dostsunuz, değil mi?

Tabii. Birlikte bir yere gidiyoruz, 10 tane 20 tane kız asılıyor Nuri'ye. "Gazozuma hap atar mısın?" diyorlar. Ben bildim bileli bu böyle. Birlikte çok filmimiz var. İlk benim gazozuma hapı attı, sonra gerisi geldi! Uğurlu gelmişim. Nuri, çok kadim dostumdur, ilk evliliğimden son evliliğime kadar hepsini bilir. Trilyonu götürenler var ama ne olduğuna değil ne olacağına bakacaksın!