Ünlü sanatçılar Aşkın Nur Yengi ve Haluk Bilginer, 4.5 sene önce kızları Nazlı'yı kucağına aldı. Doğru bir zamanda anne olduğunu söyleyen Yengi "Çocuk, siz hazır olduğunuzda hayatınıza girmeli. Bir de; Tanrı'yla tanışmak istiyorsan mutlaka çocuğun olmalı!" diyor

Müzik dünyasına çok küçük yaşta adım atan ve kariyer basamaklarını hızlı çıkan Aşkın Nur Yengi, son zamanlarda kendini kızı 'Nazlı'ya adamış durumda. Zorlu bir hamilelik süreci yaşayan sanatçı, son dönemde ise bu sürecin ardından kucağına aldığı kızıyla hayatının tadını çıkarıyor. Tabii eşi Haluk Bilginer'le birlikte...

Yeni albümünüzdeki 'Gözümün Bebeği' isimli şarkıyı size Sezen Aksu hediye etmiş. Bu, kızınızla ilgili bir şarkı öyle değil mi?

Sezen Aksu bu şarkıyı verirken şöyle demişti: "Ben seni hayatıma soktuğumda, sen benim gözümün bebeğiydin. Şimdi senin de gözünün bebeği var, o da kızın Nazlı." İnsanın evladı gözünün bebeğidir. Çünkü ilk defa senden önemli bir şey oluyor. Senin önüne geçiyor.

SAĞLIĞIM BOZULDU

Doğumdan sonra sahne çalışmalarına neden ara verdiniz?

Ben, 'her zaman şarkı söylerim ama iki seneyi kızımla geçirmek istiyorum' diye düşündüm. Ben hayatımdaki dengeleri oturttuktan sonra anne olmayı seçtim. Bu benim hayatım için doğru karardı. Ama şunu da söyleyeyim, anne olmak için çok da geç kalmamak gerekiyor. Bir kere sabır çok önemli bir unsur annelikte. Her şeyin bir zamanı olduğu gibi, çocuk da kendinizi hazır hissettiğiniz zaman hayatınıza girmeli. Bir de, eğer Tanrı'yla tanışmak istiyorsan çocuğun olmalı!

Zor bir hamilelik geçirdiniz. Depresyon yaşadınız mı?

Benim rahmetli doktorum Erdal Ulakoğlu bana "Hamilelikte gençleşirsin derler ya, o külliyen yalan, hormonlar tamamen alt üst olduğu için yaşlanırsın aslında. Her doğum kadından beş yaş alır, bunu bil" demişti. Doğum sonrasında muhakkak kendimi kötü hissetmişimdir. Ama bunun fakına bile varamadım çünkü benim 'Doğum sonrası depresyon yaşıyor muyum?' diye soracak durumum yoktu, büyük bir rahatsızlık geçirdim.

Nasıl bir rahatsızlıktı?

'Plasenta previa' rahatsızlığı. Nazlı'ya hamile kalmadan önce, bir önceki bebeğimin cinsiyetini öğrenmeye gittiğimizde, bebeğin ölmüş olduğunu öğrenmiştik. Çok travmatikti. İki ay sonra Nazlı'ya hamile kaldım. Fakat çok erken hamile kalmıştım. İlk bebeğimden sonra vücudum kendini toparlayamamış, bir yıl geçmesi gerekiyormuş. Hamilelikte, bebeğin 14'üncü haftadan sonra yukarı çıkması gerekiyor ama bende çıkmadı, aşağıda büyüdü. Bu hem sizin için hem de bebek için riskli bir süreç. Hamileliğim süresince, hiç kıpırdamadan yatmam gerekti; ne sağa ne sola dönmeden...

UZAKLAŞMAK GEREK

Zor bir annelik yaşayanlar için söyleyeceğiniz bir şey var mı?

En önemlisi; annelerin kendini sakinleştirebilmesi. Bir şeyler alt üst olabilir hayatta. Böyle durumlarda biraz bebekten uzaklaşmak lazım.

Neden?

Çünkü bebekle aranda tuhaf bir ilişki oluyor; bir an dönüp de 'Senin yüzünden uyuyamıyorum' diyebiliyorsun. Kendime dedim ki, 'Lüks bir şey yapacağım, arabama bineceğim ve tek başıma gidebileceğim en uzak yere kadar gideceğim.' Gittim bir çay bahçesine oturdum, alışveriş yaptım. İki-üç saat sonra sakinleşip geri döndüm. Sakinleşmenin en güzel yolu uzaklaşmak.

KIZIMIN SEVGİ DOLU OLMASINI İSTERİM

Nazlı şimdi kaç yaşında? Anne-kız ilişkiniz nasıl?

4.5 yaşında. Her şeyi yapıyoruz; yürüyoruz, oyun oynuyoruz, alışverişe çıkıyoruz, tatile gidiyoruz. Enerjimin yettiği kadar tabii. Eve yorgun geldiğimde bunları yapamıyorum. Ablam var, dadımız var. Dadısı ablası gibi zaten, çok seviyor. Bunlar hayatı kolaylaştıran şeyler, iyi ki varlar. Bu aralar Nazlı'da 'anne gibi olmaya çalışma' durumları var. Hep "Annem gibi giydir, annem gibi yap" diyor etrafındakilere.

Babasıyla ilişkisi nasıl?

Baba daha çok işte olduğu için evde onunla daha az vakit geçiriyor. Ama aralarındaki aşkı elbette çok net görüyorsun. Aslında kız çocukları babalarıyla daha iyi anlaşır ama sosyal aktivitelere benimle katıldığı için şu sıralar benimle ilişkisi çok kuvvetli.

Çocuğunuz büyüdüğünde nasıl biri olmasını istiyorsunuz?

Herkes gibi pozitif olan her şeyi istiyorsunuz; sevgi dolu, kendiyle barışık, özgüveni yüksek bir çocuk olmasını isterim. Ailenin çocuğa neler kattığı önemli. Allah karşısına iyi insanlar çıkarsın. Çünkü tahtını yapıyorsunuz da bahtını yapamıyorsunuz.