Bertan Üsküdarlı... 'GÖNÜL YAZAR'DAN 3 DEFA DAYAK YEDİM!'

Bertan Üsküdarlı... 'GÖNÜL YAZAR'DAN 3 DEFA DAYAK YEDİM!'

Türk Sanat Müziğine gönül vermiş bir çift. Birbirlerine sevgi ile bakarken aşk ile de musikilerini icra ediyorlar. Bertan Üsküdarlı ve zarif eşi Ceyda Görk‘ü Mecidiyeköy Gülbağ’daki kutu gibi nostalji kokan sıcacık evlerinde ziyaret ettik.

Röportaj; Özlem CİNİC

Bir yandan keyifli sohbet ederken diğer yandan doyumsuz bir müzik ziyafetiyle kulaklarımızın pası silindi. İşte olay yaratacak açıklamaların yer aldığı röportajımızı Magazinkolik okuyucularımızla paylaşıyoruz.

-Bertan bey dikkat ediyorum kıpır kıpırsınız, yerinizde duramıyorsunuz. Bu halinizle çevredekilere pozitif enerji veriyorsunuz. Sizi tanımaya  ‘Üsküdarlı’ soyadınızdan başlayalım mı?

-‘’Sabah vakti doğduğum için adımı Bertan koymuşlar. Asıl soyadım Alyüz. Babam Emin Ongan’ın talebesiydi. Zaman zaman beni cemiyete götürürdü. Alyüz yerine çoğu zaman Akyüz diye çağırırlardı.

Birgün Emin Ongan hocam sen Üsküdarlı’sın git soyadını bu şekilde değiştir dedi. Ben de mahkeme kararıyla ‘Üsküdarlı’ ismini aldım. Hatta buna dair bir anım vardır aklıma geldikçede gülerim.

Abdullah Öcalan bir zamanlar radyo müdürüydü. Abdullah beyle merhabalaştık soyadımı kanunla değiştirdim dedim. Hayırlı olsun ne lüzumu vardı be oğlum, bana söyleseydin bugün Beykoz’a giderdik yarın Haliç’e’diye nüansta bulunmuştu’’.

BERTAN ÜSKÜDARLI'NIN ARŞİVİNDEN HİÇBİR YERDE GÖREMEYECEĞİNİZ TARİH KOKAN FOTOĞRAFLAR;

Şu an nerede fasıl yapıyorsunuz?

‘Herkes okuyabilir ama Ceyda’nın okuduklarını okuyamaz’

- ‘Kuruçeşme’de yeni bir yere başladık. Mekanın tüm eksiklilerini tamamladım, A’dan Z’ye elden geçirdik. Bayağı masraflı oldu.

Şimdi bir solist getireceksin, gecede 300- 500 ona vereceksin.  Herkes şarkı söyleyebilir ama Ceyda Hanım’ın okuduklarını okuyamaz!

Onda yok yok… Varsa böyle repertuarı zengin olan gidip onu dinleyeyim. Ama dediğim gibi Ceyda bu konuda bir numara’’.

-Yıllarını müziğe adamış bir Bertan Üsküdarlı ve sizde şiirleri, güfteleriyle önemli eserlere imza atmış birisiniz. Neden sizi görsel ve yazılı medyada göremiyoruz?

- ‘’ Çünkü magazinsel bir halimiz yok. Neden gelip bizi bulsunlar ki? Buna istinaden ben de sosyal medyayı yoğun kullanıyorum.

Evde olduğum zamanlar canlı yayın yapıyorum. İnanın acayip izleniyor. Size bir rakam vermem gerekirse ortalama 1500-1800 kişi kadar.

Devamlı istek yolluyorlar ben de söylüyorum. Sadece şarkı değil kendi şiirlerime de yer veriyorum. Cengizhan Sönmez’in yaptığı ‘Bir Tutam Hasret’ benim şiirimdir. Çok şükür şiir, edebiyat konusunda hiçbir sıkıntım yok’’

Ceyda hanım bir söyleşinizde ‘Şiirsiz ve musikisiz hayat çok ıssız olurdu ‘demişsiniz. Yaşamanızın anlamı şiir ve musiki mi?

‘Ebru Gündeş, Sibel Can Türk Müziği Sanatçısı değiller’

-‘’ Bu benim hayat felsefem. Yoksa hayvanları da seviyorum, eşimide, hayatıda seviyorum ama musiki başka bir şey. Çünkü biz radyo çocuklarıyız. Radyo ile büyüdük. O zamanlar bu kadar dejenerasyon yoktu.

Şayet bir toplumu yozlaştırmak istiyorsanız ilkönce onun konuşmasını ardından musikisini bozacaksınız. Bunu yaptığınızda zaten amacınıza ulaşıyorsunuz.

Şu an TRT’nin bazı spikerlerini dinliyorum inanın konuşmayı bilmiyorlar. Onları dinledikçe saçımı başımı yoluyorum.

Diğer müzik konusuna gelince bana göre TRT, sanatçılarını özel televizyonlara göndersin. Sanatçılarda orada musikilerini icra etsinler. Velhasıl bunlar olmayınca yerini iyice arabesk müzik aldı.

Zaten bana göre pop müzik diye bir şey de yok. Sizce ‘Ebru Gündeş, Sibel Can Türk Müziği Sanatçısı mı? Tabii ki değiller’’…

-Şiirlerinizi bestelenmesi ya da okuması için kimlere verdiniz?

-‘’Hiçbir zaman şu gözlüğe benim demem. Çünkü her şey emanettir bize. O yüzden kimseye şu şiirimi bestele, şu şarkımı oku ömrümde demedim demem de!..

-Belli bir çizgiye sahip olan birisiniz. Sesinizde çok güzel. Çocukluğunuzda  şarkı söyler miydiniz?

‘Bertan sahneye çıktığında ben 9 yaşındaydım’

-‘’ İnsan evindede şarkı söyler fakat ömrümde şarkı ezberleyen biri değildim. Annem inanılmaz sosyal biriydi. Tiyatro, konser, revü aklınıza gelebilecek her türlü etkinliğe giderdi. Ayrıca annem inanılmaz hoş biriydi.

5 yaşında fasıl okumaya başladım. Size komik bir şey söyleyim mi? Bertan Maksim’e çıktığında ben 9 yaşındaydım. Şimdi bakıyorum artık öyle bir nüfuz etmiş ki bunun farkına bile varmamışım. Adımı unutuyorum ama şarkıyı unutmuyorum olacak bir şey değil bu’’.

(Bu arada Ceyda Hanım o güzel sesiyle bize şiirlerinden güzel örnekler veriyor.)

- Bertan bey, size dikkat ediyorum Ceyda hanım şiirlerini okurken adeta kendinizden geçiyorsunuz.

- ‘’Ceyda’nın babası Erzincan’dan ama kökeni Kafkasya’dan gelen Türklerden. Ceyda radyo imtihanını kazanmış ama babası demiş ki sen eğlendireceğine seni eğlendirsinler demiş kabul etmemiş.

Daha sonra ikinci bir bela geldi başına babasından sonra Bertan Üsküdarlı diye bir adam çıktı sahneleri bilen, çalmadığı sanatçı yok. Şimdi birlikte birbirimize yarenlik yapıyoruz’’.

-Bertan bey uzun yıllar Maksim’de çaldınız. En çok tercih edilen müzisyenlerden biriydiniz. Nasıl bir duygu bu?

‘Gönül Yazar tarafından dövüldüm’

- ‘’O zamanlar çalmam için büyük paralar teklif ederlerdi. Ama hiçbir zaman para benim için bir şey ifade etmedi. Fahrettin beyin en sevdiği müzisyenlerdendim. Hem severlerdi hem döverlerdi.

(Burada Bertan bey muzipçe gülümsüyor) Fahrettin bey beni dövmüştür, Mustafa kanununla beni dövmüştür, Gönül Yazar tarafından günde üç defa dövülürdüm.

İşte böyle… Bir zamanlar paylaşılamayan bir müzisyendim. Çalmadığım sanatçı kalmadı. Bu bana çok gurur veriyor’’.

-Zeki Müren’e çalan birisiniz. Onunla ilgili anılarınız var mı?

‘Bana bir küfür etti, yıldırım çarpmışa döndüm’

-‘’Olmaz mı? Bayramlarda normalde bir kutu şeker alırsınız dimi? Oysa ben Galatasaray’da bir dükkandan en büyük kutu içinde şeker alıyordum. Oradan doğru Zeki Müren’in Levent’te ki evine bayram ziyaretine gidiyordum.

Allah rahmet eylesin oturup uzun uzun konuşurduk. Tabii o zamanlar Gönül Yazar ve birkaç sanatçıyada çalıyordum.

Ne olduysa beni o güne kadar seven, kollayan Zeki Müren’in tavrı ansızın değişti. Hani sahnede perde olur ya ben o tarafa dönünce o da başını çeviriyordu. Müzisyen arkadaşım Rıdvan Koran’a dedim ki, Allah selamet versin bu hayra gidiş değil.

Seni yollarlarsa ben de giderim. Bilmiyorum ki Asıl Zeki bey bana yıldırım gibi çarpacak. Ama yüreğim ağzımda her an bir olay olacak diye.

Bize derlerdi fazla hareketli çalmayın, gülüşmeyin eğer yakalanırsanız da her türlü cezaya razı olun. Ve o beklenen an geldi.

Müzisyenlerin başına hep gelir. Sahnede enstrümanımın teli koptu. O da ayaklı mikrofonda okuyor tabii ses farklı çıkınca şöyle bir döndü’ başkalarına çalarken adeta kendini yırtıyorsun’ Tabii burada söyleyemeyeceğim okkalı bir küfür etti...

Sonradan Fahrettin bey beni çağırdı. Ben ona çalmayacağım çünkü küfür etti bana dedim. Sen git çal dedi paran aynı. Bir anda Zeki bey içeri girdi Bertan nerede dedi. Bende kendisine sahnedeki durumu izah ettim. O da çalan çalsın çalmayan gitsin dedi’’.

-Peki çaldınız mı?

Yüz tane Gönül Akkor’a çalsam bir tane Zeki Müren etmezdi’

-‘’Nerde… Tüm süksem gitti, bir haftada o kadar kilo verdim ki. Yüz tane Gönül Akkor’a çalsam bir tane Zeki Müren etmezdi. Matineler bir yandan devam ediyor. Maksimde bir kulis var yanında da tuvalet. Onun duvarına dayanmış dururken o tüm haşmetiyle içeri girdi.

Üzerinde bornozuyla karşıma geçti. Arkasını döndü bornozunu açtı. Söyle bakalım çaldığın o kişilerin hangisinde böyle bir pembe ten var. Sen büyük saz üstadı oldun da bana mı çalmıyorsun. Hadi bugünde çalma da göreyim dedi.

Şimdi bile düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. Büyük adamdı, bağırmasıyla bile gönül alırdı’’.

-Hangi sanatçılara çalmak sizi mutlu ediyordu?

-‘’Hakikaten çalarken en büyük keyif aldığım kişi Zeki Müren’dir. 20 sene dile kolay. O kadar güzel okuyor ki 15 tane şarkı çalıyorsa bastığın nota yarı yarıyadır. Çünkü saz ister istemez kendini gösteriyor’’.

-‘Maksim’ demek unutulmaz anılar demek. Yine o günlere dair bizle neler paylaşmak istersiniz?

‘Muazzez Abacı beni ekmeğimden etti!

 -  ‘’Abacı ile bir anım var ki evlere şenlik. Eski Albay Emeklisi Burhan Atakan vardı. O dönem Maksim müdürü. ‘Abacı’ seni istiyor repertuarını yapacaksın dedi. Vali Konağı Caddesi’nin en sonunda büyük bir binaya gittim.

İçeride Ömer Şan var. Oturduk Muazzez hamım ile bir şeyler içtik. İzzet ikram, iltifat çok. Lavaboya gidiyorum elimi yıkıyorum kapıda havluyla bekliyor.

Birlikte repertuarı hazırladık. 1. Bolümün programını yaptım. 2.bölümün programının 2.kısmında Bertan ne yapsak hareketli parçalar yapsak mı? Bana sen oku kulağımız alışsın diyor. Muazzez hanım siz okuyun dedim yok yok Bertan sen oku dedi.

Ben şarkıya girdim meyana dayandım sonra bana dur böyle okunur mu diye diklendi. Resmen kabadayılaştı. Kendisine bunun sol üstüne okunmayacağını en az sizin kadar biliyorum ama konuştuğumuz gibi kulağımız alışsın şarkıya böyle girdik dedim.

Nur içinde yatsın Ömer Şan’a döndü ondan hatırlatmasını istedi. Rahmetlide Türk Sanat Müziğini bilirim ve çok severim ama ben bilemem dedi’’.

-Peki Muazzez hanımın bu sözlere tepkisi nasıl oldu?

-  ‘’Siz zaten ne bilirsiniz folklorcular, hepiniz ayısınız, hırtsını’z dedi Abacı. Buz gibi bir hava esti hiç bu laf söylenir mı? Neyse uzatmayalım biz programı yaptık. Sonra allahaısmarladık dedik Muazzez hanımın yanından ayrıldık.

Camiada bir haber dolaşıyor Fahri bey diyormuş ki aman dikkat edin bu kadına. 2 senedir çalışmıyor, ondan çok iş bekliyorum .

Rahmetli Muzaffer Özpınar’ın Maksim’e kendi takımını getireceği haberi geldi. Tüm saz ekibinin tamamı tedirgin. Bir gün dedim ki arkadaşlar, sanatçı gelir bir sazıyla bilemedin iki sazıyla beraber ama Fahri bey tüm orkestrayı değiştirmez.

Neyse provalar başladı. Bir masa sahne önünde, defteri, kalemi, çayı falan konmuş üstüne Muazzez hanımda orada. Repertuara ‘ Gecenin Mahtemi’ni ‘koymuştum.

Döndü bana onu okuyacağım ama onun yerine okuyabileceğim başka bir şarkı öneriniz var mı?  Herkes bir şey hatırlatıyor her kafadan bir ses çıkıyor ama Muazzez hanım herkesi tersliyor.

Bir tek ben fikrimi sunmadım. ‘Oğlum Bertan sus sonunda söz nasıl olsa sana gelecek’. Sonra Selahattin Erköse bir şarkı ismi söyledi aman dedim o şarkı söylenir mi? O şarkıyı bende biraz biliyorum.

‘Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde okuyordum biraz sesim vardı sonra kanunu sanatçısı oldum. Ona bağırdı buna bağırdı sıra bana geldi. Söyle Bertan dedi. ‘’Aşkın bana bir gizli elem oldu , güzel yar mehtaba bakıp, sonra döndü orkestraya önce siz bunu bir çalın ben öyle söyleyeceğim dedi. 

Yahu sen radyo sanatçısısın ben seni bozmak için söylemiyorum dedim. Kaymak gibi şarkı. 4 -5 tane arkadaşı var masada onların yanına masaya gitti oturdu. Fikret Karahan ‘İzmir Radyosu’nda okuyucuydu rahmetli sonra kemana geçti. Bende güfteler var ben okuyayım dedi.

Biz çaldık o okudu. Bir an homurdanmaya başladı. Eyvah şimdi ucu bana dokunacak diye düşündüm. Eski mikrofonlar vardı demir ayaklı gece saat 11:00-11:30 hartt diye kaldırdım mikrafonu.

Muazzez hanım siz bizden şarkı istediniz bizde el birliğiyle size yardımcı olmak için birer birer şarkı söyledik ister okuyun ister okumayın’ dedim hani Kasımpaşa hikayesi var ya.

Kalktı ayağa bir hışımla çağırın bana Fahri bey’i diyerek aynı hızla Fahri beyin yazıhanesine girdi, dedim ki arkadaşlar bana narş narş var. 10 -15 dk geçti paltosu omuzunda Fahri bey yazıhaneden gelip şöyle hepinizin Allah belasını versin der gibi sahneye baktı.

Adam haklı iş bekliyor. Bu arada İçeride kıyamet kopuyor Bertan aşağı Bertan yukarı … Ben rahatım çünkü benden bir pislik çıkmadı.

Fahri bey ,arkadaşlar çok dikkatli olalım biliyorsunuz 2 senedir çalışmıyor, iş bekliyorum  hepimiz ekmek yiyeceğiz.

Prova bitti o gece hiç uyuyamadım rahmetli eşime sabah direkt Burhan Atakan’a gideceğim bari  kovulmadan istifa edeyim dedim.

Sabah 10 gibi erkenden gittim, ağabey senden bir şey rica ediyorum. Burası benim müessesem siz beni Abacı’dan affedin başka solist başladığında tekrar gelirim dedim. Nereden çıkarıyorsun şimdi kadın bu saat oldu bir şey demedi.

 Yakaladım ben bırakır mıyım !..  Israr etmeye devam ettim. Yok oğlum yapma kadından ses seda yok benim kafamı bozma dedi. En son Fahri bey, Abacı Bertan’ı istemiyorum deyince o adamın konuşma stili öyle benimle bile böyle konuşuyor demiş.

Şimdi ben bu adam için canımı vermem mi ?..

-Bu arada Abacı ile aranız nasıl?

‘Abacı üzerime saldırdı, tırnaklayacak diye ödüm koptu’

-‘’Fahri bey o aralar Londra’ya gitti. Ama burada dönen her şeyden de haberi var. Ama biliyorum ki Abacı bana gittikçe bileyleniyor. Küfür etsede benim susmam lazım çünkü Fahri beye söz vermiştik. Sahnede çalışmaya devam ediyoruz.

Bir akşam sahnede şarkı söylerken şarkının arasında geldi benim kulağıma şu an ağzıma alamayacağım bir küfür söyledi. Bütün gece kurdum kurdum içeri girdik birbirimize saldırdık araya girdiler, ödüm patladı tırnaklayacak diye’’

-Anlaşılan olaylar oldukça büyümüş. Aranızda sulh sağlayabildiniz mi peki?

‘Abacı, Fahrettin beye kendisine asıldığımı söylemiş’

-‘‘Yok canım! Oğlum Tolga mamayla büyüyor. Bir kış yaptı sormayın!.. Burhan Atakan’dan, Sacit Aslan’dan bir haber yok.

Paralar, takılar bitti borçlar birikti, markete borçlar yükseldi. En sonunda Fahrettin bey beni çağırdı. Abacı’yla aranızda bir şey olmuş sordum soruşturdum ona ters ses vermişsin Abacı’da seni istememiş.

Sonra Abacı’nın kendisine sordum dedi o da bana asıldı pas vermeyince ters ses verdi diyor. Siz inanıyor musunuz? Diye sorduğumda hayır dedi. Bertan gel işe başla dedi çıkarken cebime içinde büyük bir meblağ olan para zarfını koydu. Zor günlerime ilaç olmuştu’’

-Mesela bazı isimler var tek kelimeyle alalım sizin için ne ifade ediyor?

 ‘ Emel Sayın’a güvenip iş yapamazsın’

Muazzez Abacı : Müzisyenine sahip çıkabilir.

Zeki Müren: Tam anlamıyla bize sahip çıkardı.

Bülent Ersoy: Fena değildir.

Müzeyyen Senar: Tam baba kadın.

Hamiyet Yüceses: Hakikaten yüce gibi yüce sesi olan bomba gibi bir sanatçıdır.

Perihan Altındağ Sözeri: Klas kadındır

Gönül Akkor: Canım ciğerimdir.

Emel Sayın : Çok kibar, müzisyenleri seven fakat ona güvenip iş yapamazsın.

-Yeni nesilden sağlam ses dediğiniz kimler var örneğin Tarkan’ nasıl buluyorsunuz?

-‘’Tarkan mükemmel bir çocuk. Türk Sanat Müziği kökeninde var. ‘Üsküdar Türk Sanat Cemiyetine’ gitmiş, eğitim almış. Pop müziği de okusa o lezzetten vazgeçemez’’

-Bir konuşmanızda ‘Hayatı keskin sirke tadında yaşamayı bıraktım ‘demişsiniz

-‘’Ben mi söylemişim? (Burada kendisi de bu söze gülüyor)

-Cemiyetlerin, Türk Sanat musikisine katkıları nelerdir? Cemiyet hayatından gelmek ayrıcalık mı?

-‘’Talebelerimiz var yetiştiriyoruz. Ne kadar yorgun olsak ta derneğe gittiğimde daha da çalsak diyorum. O öğrencilerin enerjisi, Türk Sanat Musikisinin o tınısı bizi tedavi ediyor gençleştiriyor’’

-Gençler genel olarak pop müzik seviyor gözüyor ama Türk Sanat Müziği ile ilgilenenlerde var. Bu durum sevindirici değil mi?

-‘’Bazı insanlar üzülüyor biz alaturkacıyız ama çocuklarımız popçu. Hiç merak etmeyin diyorum 30 yaşını biraz geçtikten sonra şarkıların anlamlarını aşık oldukları zaman anlarlar ve hoşlarına gider’’

-Türk Sanat Müziğini sevdirmek için neler yapılabilir Genel olarak televizyonlarda pop müziği görüyoruz?

‘Türk Sanat Müziğinin televizyonlarda yaygınlaşması için Tayyip Erdoğan’ gibi başkan olmam lazım’

-‘’Bunu başarabilmem için ‘Tayyip Erdoğan ‘gibi başkan olmam lazım. Kimsenin hiçbir televizyona karışmaya hakkım yok ama kardeşim iki günde bir ya da bir günde 20 dakika TRT sanatçılarından Melda Kuyucu’yu okutacaksın ve o gençlerde bu sesleri dinleyecekler’’.

-Ceyda hanımla uyumunuz çok güzel nasıl tanıştınız ?

 ‘ Ceyda’nın yazdığı şiir benim ilk bestemdi’

-‘’İşlerin çok olduğu zamanlar. Dikkat ediyorum siyahlar giyinmiş bir kadın ara sıra arkadaşlarıyla mekana geliyor. Bir gün şefe nasıl bir hanım o da çok iyi biri bol bol bahşiş veriyor dedi.

Tabii ben masaları dolaşıyorum hoş şimdi de beraber dolaşıyoruz. Gittikçe Ceyda hanım hoşuma gitmeye başladı onunda hoşlandığını hissediyorum.

Yağmur, kar demeden dinlemeye Ankara’dan geliyor. Sohbet için Ankara’da havalar nasıl dedim bana bir bozuk attı bırak şimdi Ankara’yı benimle Ankara’da çalar mısın dedi. Bir küfür salladım içimden. Biz konuşmaya telefonlarda başladık.

Epey zorluk çekiyordum evliydim. Bana bir şiir yazmıştı benim ilk bestem uşak makamında ‘Şu geçen her güne kalbim yazıyor hasretine. Gülüyor sanma gönül hep yaşıyor matemine.

Ne o yollar ne o yıllar silecek sanma. Seni gülüyor sanma gönül hep yaşıyor hasretinle’. Radyoda geçen şarkılarımdan’’.

-Bertan bey ile kaç yıldır birliktesiniz?

-‘’31 yıldır birlikteyiz’’.

-Bertan bey, Ceyda hanım en çok neye kızar?

-‘’En çok bestelemek istediğim şiirler, üzerinde çalışırken şayet kelimede hata olursa içeri ki odadan hemen uyarı tonunda sesi gelir. Olmadı diye... Bende en son sesini duymamak için pencere, kapı kapatıyorum’’.

-Kaç tane şarkınız oldu?

-‘’Valla bayağı olmuştur hatırladığım 54 tane değişik makam vardı’’.

-Bu işte hiçbir zaman oldum dememeli değil mi hocam?

-‘’Hep talebeyiz yoksa başka türlü zevk alıp yapamazsın ki!

-Peki oldum diyenlere ne oluyor?

-‘Bir halt olmuyor’.

-Sahne aldığınız yerlere muhakkak başka solistlerde geliyordur. Sizin ilginç bir intikamınız varmış. Anlatabilir misiniz?

-‘’Ben dalavereye gelmem, kim ne şarkı isterse okurum. Mesela bir arkadaşım mekana sevdiği bir sanatçıyı getiriyor. O kişilerden bazıları benim 2000 şarkılık repertuarım var diyor.

Ben de içimden şimdi düştün ağıma diyorum. Kolay mı? Sen kimsin? Sahnede madara etmem lazım. Bizim çocuklar ön masalardan müşteriden gelmiş gibi şarkı isteğini soliste servis ediyor.

Tabii ki şarkıyı bilmiyor. Hocam bu şarkı sizde var mı diye dönüyor. Kızım burası er meydanı diye cevabı yapıştırıyorum’’

-Bertan bey, Ceyda hanım ne zamandan beri solistlik yapıyor. Bu kararı almasında sizin rolünüz neydi?

‘ Tüm mafya arkadaşımdı bizi dinlemeye gelirlerdi!

-‘’Ceyda’nın müthiş bir repertuarı var. Ayrıca şöyle bir kabiliyete de sahip.  Mesela Hicaz okuyorsun ama sabaha da bir şarkı istiyorsun.

İnanın uyumaz sabaha kadar hepsinin güftesini yazar. Arapça ve Farsça olmadan aruz kalıbında şiir yazıyor. Ben onun şiirlerinden değişik 54 makamda beste yaptım.

Ceyda’nın solistlik hikayesine gelince biraz evveline gitmek isterim. Zincirlikuyu’da bir mekanda müziğimizi icra ediyorduk. O zamanlar bütün mafya arkadaşımdı.

Dündar Kılıç, Oflu Osman sayabildiklerimden bazıları. Bunun yanında avukatı, hakimi gelmedik kimse kalmıyordu. Orası bir süre sonra kapandı yerine inşaat yapıldı.

Ardından Gayrettepe’de ‘Meşale Restaurant’ denilen bir yer vardı orada yüzde ile çalışıyordum, 3 sene gazino yaptım maalesef iflas ettim. Bir gün kendime Bertan ölümün yaklaştı, kaç yaşına geldin, şu kadını fasıla çıkar da gözün açık kalmasın dedim.

Gerçekten düşündüğümü yaptım ve onu fasıla çıkardım. Ama gel gör bende aşağılık kompleksi var ya anlatıyorum herkese Ceyda’nın repertuarı çok geniş ondan sahneye çıkarıyorum.

Rahatım ama bir o kadar da tedirginim. Biri gelir ya Bertan’a bak karısını sahneye çıkardı diyecek diye çekiniyordum.

Çok çevre yaptım ama kimseye minnet etmedim, İflas ettim ama hatırdan gönülden sevgiden saygıdan dışarı çıkmadım’’

-Ceyda hanım ilk  sahne tecrübenizde neler yaşadınız?

-‘’Ayaklı mikrofon telsizi hazırladık kenarda duruyor. Ortam kalabalık. Telsizle  hareket etmek lazım ve ansızın mikrofon düştü . Mikrofonla okumayacağım dedim. Çıplak sesimle mikrofonsuz ‘Gözleri Ahuy’la ‘bir başladım öyle devam ettim’’.

-Daha önce çıkmak istemediniz mi sahneye ?

-‘’İnanın hiç düşünmemiştim. Ama kısmet oldu bende şarkılarımı severek söylüyorum’’.

-Şu an nerede fasıl yapıyorsunuz?

‘Herkes söyleyebilir ama Ceyda’nın okuduklarını okuyamaz’

-‘’Kuruçeşme’de yeni bir yere başladık. Mekanın tüm eksiklilerini tamamladım, A’dan Z’ye elden geçirdik. Bayağı masraflı oldu. Şimdi bir solist getireceksin, gecede 300- 500 ona vereceksin.  Herkes şarkı söyleyebilir ama Ceyda Hanım’ın okuduklarını okuyamaz!

Onda yok yok… Varsa böyle repertuarı zengin olan gidip onu dinleyeyim’’.

-Ceyda hanım eklemek istedikleriniz var mı?

‘ İddialıyım çünkü kimsenin bu kadar okumaya cesareti yok.’

-‘’Türk Müziği solistliği konusunda iddialıyım . Çünkü kimsenin bu kadar klasik okumaya cesareti yok.

Rahmetli Erdem Coşkun’dan sonra kimsede ekol kalmadı. 20 tane saz çalsa ben Bertan hocanın çaldığı tavrı alırım’’.

- Bertan bey bu güzel söyleşimizi bitirmeden Gönül Yazar’la bir anınız var ki, biraz da trajik komik. Bahsedebilir misiniz?

 ‘ Gönül Yazar’a postamı koydum!..Fahrettin Bey’den de övgüyü aldım’

-‘‘ Caddebostan  Maksim’de Gönül Yazar’a çalıyoruz . o dönemin en önemli solistlerinden. Solist orkestraya kendi sazından bir iki kişi ilave eder.

Orkestra da Allah rahmet eylesin Coşkun Erdem’de var. Gönül Yazar sahnede büyük kanun üstadından şimdi taksim dinleyeceksiniz diyor. Bu böyle her gece devam ediyor.

Ben iyice şişmeye başladım ne yapacağım belli olmaz Coşkun Erdem’e baktım o da Gönülcüğüm üstatlarım de ayıp oluyor, Bertan’da var burada. Ama nafile.

Herkes Gönül hanıma benle ilgili uyarıda bulunuyor. Yine Gönül Yazar sahnede taksim anonsu yaparken en büyük kanun üstadı Coşkun Erdem’den dinleyeceksiniz dediğinde artık dayanamadım ayağa kalktım bağırarak en büyük kanun üstadından değil üstatlarından dedim ve seyircilerden bir alkış tufanı koptu ben ömrümde böyle alkışlanmadım.

Gönül hanım kıyafet değiştirip sahneye geldi sahneyi kazasız belasız bitirdik. Ben Bertan’ı istemiyorum dedi. Hırsımdan kuduruyorum. Fahrettin bey benim o halimi görünce ne olduğunu sordu bende olanları anlattım. Verdiği cevap çok iyi yapmışsın ağzına sağlık dedi’’

 

-Ceyda hanım, Bertan Üsküdarlı Mecidiyeköy Musiki Derneğinin çalışmaları nasıl gidiyor?

 Bertan Bey­in adını verdiğimiz derneğimiz 2008 ekim ayında resmi olarak çalışmalarını sürdürmeye başladı. 2008’den bu yana çalışmalarımıza yılda iki kere ismine özel konserlerle devam ediyor. Şimdi de 2017 kış ve 2017 bahar konseri olarak faaliyetlerimizi gerçekleştireceğiz.

Tam karar veremedik ama Bertan Üsküdarlı Şarkıları yapmak istiyoruz. Bertan koronun şefliğini ben de repertuar hocalığını üstleniyorum.

 

 

Magazinkolik ailesi olarak bu güzel röportaj için kendilerine teşekkür ederek ayrılmak istediğimizi söylüyoruz. Bize mini bir konser vermeden bırakmak istemediler. Muhteşem misafirperverliklerini notalara döktüler ve müzik keyfi yaşattılar. Evlerinden ayrılırken hem duygularımız doymuş hem birlikte çıktığımız zaman yolcuğundan dersler alarak ayrıldık.

bertan_ceyda_uskudarli_ozlem.jpg

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.