BEYAZ & SEDA SAYAN: TAŞ YERİNDE AĞIRDIR!

Kuzguna yavrusu şahin gözükür.. En baba  atasözlerimizden biri.. Anlamı; insanlar sevdikleri kişilerin yetenek ve özelliklerini olduğundan daha üstün görürler..

Burada kuzgunlar; Seda Sayan ve Beyazıt Öztürk.. Onları şahin gören de Hakan Ural.. Yalnız burada şöyle bir durum var; kuzgunlar, şahin gözükmek zorunda..

Neden?.. Her üçü de aynı kanalda, Acun Ilıcalı’nın TV8’inde ayrı ayrı program yapmakta da ondan..

Ama biz seyircilere –hadi kendi adıma konuşayım- ben seyirciye ne yazık ki kuzgunlar, şahin gözükemedi..

BEYAZ: Uzun yıllardır kendi adını verdiği şovunu büyük bir keyifle izlediğim usta programcı, ‘taş yerinde ağırdır’ sözünün en büyük kanıtı oldu.. Bismillah programa başlar başlamaz, şaka da olsa ‘Artık O Ses Türkiye ve Beyaz Şovu’u birlikte yapacağız’ demesi.. İbrahim Büyükak’ın arkasından ‘Sakın anneme burada olduğumu söylemeyin, o beni Kanal D’de sanıyor’ demesi.. Kendi şovunda çok güldüğüm ama burada bir türlü tebessüm bile edemediğim esprileri.. Beyaz; TV8’de uzun ömürlü olamayacağını gösterdi bana..

SEDA SAYAN: Bacım.. Canım.. Yıllardır kendi adını verdiği şovlarında başarıdan başarıya koşan Seda’cım; burada komşuda altın gününe katılan mahallenin sıradan kadınlarından biri gibi.. Bir türlü olaya giremiyor, boş gözlerle sağına soluna bakınıyor, belli ki kendi şovunu arıyor.. Seda da ‘taş yerinde ağırdır’ dedirtiyor..

HADİSE: O Ses Türkiye’nin artık demirbaşlarından.. Ama attığı kahkahalar TV8’den aldığı paracıklara karşılık mı yoksa gerçek mi tartışılır.. Öylesine yapmacık ve yalan kokuyor ki.. Sahicilikten çok çok uzak.. Nerede bizim Güzide Kasacı’nın sahici kahkahaları nerede Hadise’ninkiler..

MURAT BOZ: Mazhar-Fuat-Özkan’ı isterim.. Gökhan’ı isterim.. Hatta Yıldız Tilbe’yi isterim der gibi.. Başka söze gerek yok..

+ + +

İSTENİNCE OLUYORMUŞ

Uzun zamandır ortalarda gözükmeyen sevgili Saba Tümer, yeni bir deterjan reklamı ile ekranlara döndü..

O meşhur ‘yalancı kahkahaları’nı atmadan..

Bir yardımcı oyuncuyla birlikte.. Nasıl da bayıldım, keyifle izliyorum.. Reklam başlarken ‘Hah şimdi atar kahkahasını’ dedim ama atmadı..

Sevgili Saba; o kadar sahicisiniz ki ikinize de bayıldım.. Aynen devam.. Reklamı yaratanları da ayrıca kutluyorum.. Eh; bi koli deterjan gönderirsiniz artık..

(Bu satırların yazarı, yemek programı sunan ve her programda biraz daha kilo alıp sezon sonunu 120 kg olarak tamamlayacak olan abla var ya.. O olsa yeminle açık açık isterdi.. Ben bu kadar yüzsüzünü görmedim.. Yarışmacı ‘Yarım saatte baklava yaparım’ diyor.. Cevap: Hadii hadiii.. Başka da bi şey demiyorum..

+ + +

BİRAZCIK DERS ZAMANI

Onur Büyüktopçu (Yemekteyiz): Yarışmacının telefonundaki yıllar önce Hürriyet’te yayınlanan çizgi roman Bizimkiler’in kahramanlarından biri olan Hüdaverdi’ye son derece benzeyen küçüğün resmine baktı baktı ve şöyle dedi: ‘Hüdaverdi diye bir çizgi film vardı..’

Dış ses de aynen onayladı.. Evet evet vardı ve çok ses getirmişti..

GoogLusi: Hüdaverdi diye bir çizi film asla olmadı. Ya ne oldu?

Sezgin Burak’ın çizgi romanı Tarkan’dan sonraki bir başka unutulmaz çizgi bandı Hürriyet’te yayınlanan ‘Bizimkiler’di. 1971 yılında ‘Hüdaverdi ile Pırtık’ adıyla beyazperdeye transfer oldu. Bizimkiler çizgi bandı pek çok karaktere sahip olmasına karşın yayınlandığı dönemde okurlar özellikle Hüdaverdi ve Pırtık karakterine ayrı bir ilgi göstermişti.

Bu ilgiden dolayı filmin adı da bu iki karakterden geliyordu. Ancak filmde sürekli bir konu örgüsü yoktu, çizgi bantta olduğu gibi kısa kısa hikayelerden oluşuyordu. Ve Bizimkiler; ne yazık ki Hürriyet’te yakaladığı başarıyı Yeşilçam’da gösteremedi. İki haftada gösterimden kalktı.

Bizimkiler ‘Hüdaverdi- Pırtık’ (1971- Oraloğlu Film) Eser: Sezgin Burak, Yönetmen ve Senaryo: Lale Oraloğlu, Oynayanlar: Haldun Dormen (Ali Bey), Can Dirim (Gönül Hanım), Önder Tekin (Hüdaverdi), Ercan Yazgan (Pırtık), Pekcan Koşar (Topal), Suna Pekuysal (Halime), Yüksel Gözen (Faruk), Mehmet Yıldırım (Kaptan), İhsan Yüce (Zurna), Öcal San (Zurna’nın Kardeşi)

+ + +

İZLENMEYEN BİR KONSER NASIL YAZILIR?

Ajda Pekkan; Ağustos 1977’de bir altın plak aldı.. Ödülü sanatçıya İstanbul- İzmir uçağında yerden binlerce kilometre yükseklikte verildi.. Programa göre daha sonra İzmir’de Ajda Pekkan onuruna Zeki Müren tarafından bir yemek verildi.. Ve aynı gece iki sanatçı Efes Havuzbaşı’nda muhteşem bir konsere imzasını attı..

Büyük Efes Oteli'nde Ajda Pekkan'ın onuruna verilen yemekte Zeki Müren, 
hazırlattığı pastayı Ajda Pekkan'a ikram etti. Ajda Pekkan da pastayı Zeki Müren'e elleri ile yedirdi..

Peki; yemek-konser arasındaki boşlukta neler oldu?.. Biz HEY Ekibi (Hulusi Tunca, Bektaş Türk ve Haluk Aktar) tam odamıza çıkıyorduk ki, unutulmaz şarkı sözü yazarı Ülkü Aker’le karşılaştık. ‘Yemeğin üzerine birer viski iyi gider çocuklar’ diyerek üçümüzü odasına davet etti.

Gittik.. Bir.. İki.. Üç.. Viskiler su gibi akıyordu.. Neden sonra gece izleyeceğimiz konseri düşünüp izin istedik.. Odamıza çıktık.. İzmirli Bektaş, ‘Üzerimi değiştireyim’ diyerek evine gitti.. Ben Haluk’la (kafalar bin beş yüz) biraz kestirip, sonra bir duş alıp aşağı inmeye karar verdik.. Dalmışız.. Bektaş’ın sesiyle uyandık:

-Uyanın artık uykuculaaaar!

Saat kaç?

-03.30..

Nasıl 03.30?..

-Sabaha az kaldı..

Olum manyak mısın konser var..

-Ohho konser mi kaldı?..

Bir anda ayıldık. Konseri atlamıştık.. Doğan Şener ve Yener Süsoy’un yüzüne nasıl bakacaktık?:. İkinci gece konserini izlememize imkan yoktu çünkü saat 13 uçağı ile İstanbul’a dönüyorduk.. Bir plan yapıp döndük..

Uçakta çekilen resimleri Yener Abi’ye teslim ettik..

-Konser resimleri?..

Abi o film makaralarını Milliyet İzmir Büro’da unutmuşuz.. Bektaş bugün gönderecek..

-Hımmm..

O sırada Bektaş; Yeni Asır gazetesinden aldığı konser resimlerini bize göndermekle meşguldü..

Durumun resim kısmını böyle kurtarmıştık..

Peki ya yazı?..

İzlenmeyen konserin yazısı..

İzmirli 40 yıllık gazeteci dost sevgili Erkan Sevinç’i aradım.. Konser notlarını aldım.. Ve bu notlar üzerine konseri izlemiş gibi yazdım..

Doğan ve Yener ağabeylerim.. Bizi affettiniz mi?

+ + +

7 ŞEHİT ORADA.. ZUHAL TOPAL’DA SALLA SALLA VUR DUVARA..

Onlar kar-kış, gece-gündüz, dağ-bayır demeden bu ülkenin topraklarını koruyan, bile bile ölüme yürüyen kahramanlar. Ay yıldızlı bayrağın gölgesinde güven ve huzur içerisinde yaşama sebeplerimiz. İşte bu kahramanlardan 7’si alacakaranlığın ışığa döndüğü sabahın karanlığında terör örgütü PKK’nın kalleşçe saldırısıyla şehit oldu.

Yas ilan edilmedi.. YUH.. Bayraklar yarıya indirilmedi.. YUH.. Televizyonlar normal yayınına devam etti.. YUH.. Ve geldi çattı Amerikan firması FOX TV’nin kör topal programı Yemekteyiz’e..

Aradan saatler geçmiş.. Program canlı değil.. Banttan yayın.. Zuhal ve saz arkadaşları ekranda Salla Salla Vur Duvara diye göbeciklerini atıyor.. Çok mu zordu makası vurmak.. Allah sizleri duvardan duvara vura e mi.. Çok merak ediyorum; bu çirkinliği, bu saygısızlığı, bu rezilliği kaç kişi izledi ve programı kaçıncı sıraya koydu?.. Tek kelimeyle: YUH..

Ve Zuhalcik göbeciğini atarken.. Alay eder gibi alt yazı geçiyor:

TÜRKİYE ŞEHİTLERİNE AĞLIYOR.. 19 FOX HABER’DE..

Bu Zuhal’in ilk göbek vakası değil.. Daha önce de göbek attırmış sonra da ‘Şehit var ama hayat devam ediyor’ demiş, gelen tepkiler üzerine de ne kadar milliyetçi olduğunu anlatmıştı..

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.