Coşkun Sabah... BAŞARISININ SIRRI İSTİKRAR!

Coşkun Sabah... BAŞARISININ SIRRI İSTİKRAR!

Coşkun Sabah, 2,5 milyonluk albüm satışıyla "Rekor bende" diyor.

1990'da yaptığı albümle krallık tacını taktığını Sabah, "Coşkun Sabah Klasikler adlı albümümde şarkılarımı yeniden aranje edip, rock sound'unu yakaladım. Hedefim 8 milyon üniversite gençliği" diyerek iddiasını sürdürüyor.

Yeni albümünüz hayırlı olsun. Neden bu kadar beklediniz?

- Hálá kendimi 89-90-91 yıllarındaki Altın Plak kazanmış, 2,5 milyon satışlara imza atmış Coşkun Sabah olarak görüyorum. Kendimi korumaya aldım. İstediğim şeyi tam anlamıyla yakalayamayacağımı hissettiğimde geri adım attığım için bu kadar zaman geçti. Anormal bir üretim var. Arkadaşlarımız canavar gibi müzik sektörüne dört koldan hücum ediyor. Medyayı ve video klip kanallarını sarmış durumdalar. Son bir ayda albümü çıkarmaya hazırlanırken, piyasadaki anormal yüklenmeyi gördüm. Harcanacağımı ve ezileceğimi düşündüm. İsteyen megaloman, isteyen gerçekleri çarpıtıyor desin. Durumu böyle gözlemlediğim için eski pozisyonuma gelemeyeceğim ortamlardan hep uzak durdum. İkinci adam olmayı hazmedemiyorum. Kendimi hálá kral olarak görüyorum. Krallık tacımı 1990 yılındaki

albümde taktım. O gün bugündür kendimi hiç aşağılarda görmedim.

Peki adınızın eskisi gibi anılmamasının nedeni nedir?

- Benim medyayı iyi kullanamamam, yayın organlarında yer almamam, hatta hiç olmamam. Televizyon programlarına bile çıkamıyorum. Çünkü her yere bizi yalvar yakar çağrıyorlar, gittiğimiz yerde de harcamaya çalışıyorlar.

Ama çıkmak isterseniz, çıkarsınız. Bu, kendinizi koruma şekliniz haline mi geldi?

- Evet, bu bir kendini koruma şeklidir. Yakın arkadaşlarımın da teklifleri oluyor, onları da kırmak durumunda kalıyorum. Bir tek TRT bizi o konuda üzmüyor. Halkın yoğun ilgisiyle karşılaşıyorum. Şu an Türkiye'nin en çok iş yapan şarkıcısıyım.

KAYSERİ DÜĞÜNLERİNDE REKORTMEN BENİM

Başka sanatçıların da aynı koruma şekline ihtiyaçları olduğunu düşünüyor musunuz?

- Benim problemim aynı zamanda gerçek sanatçıların problemidir. Selami Şahin, Zekai Tunca, Muazzez Abacı'nın da problemidir. Onlardan biraz daha şanssızım, çünkü yeri geldiğinde onları onore eden programlarda var olduklarını görüyorum. Nedense Coşkun Sabah'a nankörlük yapılıyor. Sevgi seli yaşamama rağmen medyadan destek görmediğime şaşırıyorum. Mesela "Popstar Alaturka"da neredeyse her hafta bir bestem okunuyor. Yeri geldiğinde bestekár hakkında çok güzel yorum yapıyorlar, ancak benim bestem okunduktan sonra sadece "Coşkun Sabah bestesi" diyorlar. Bu konuda çok üzülüyorum, çünkü değer verilmeyi hak ettiğimi düşünüyorum. Avrupa'da tüm sanatçılar yaptıklarıyla anılırlar. Mesela Julio Iglesias 13 yıldır albüm yapmıyor ama kimse onu konsere çağırmaktan ya da haber yapmaktan geri durmuyor. Sesimi de kaybetmedim, aynı udu çalıyorum. Allah'ın lütfudur ki fizikte de göbek dışında bir kayıp yok. Bana 'uçaktan düşmüş, eski günlerini arıyor' gibi davranıyorlar.

Tüm bunların nedeni kıskançlık mı?

- Kıskançlık olabilir. "Uyuyan devi uyandırmayalım" da olabilir. Yılların hıncını mı çıkarıyorlar benden, anlamıyorum. Bir sebep de bulamıyorum. Coşkun Sabah'ın değerini bilmiyorlar. 2008'e geldik, 1970'lerin sonunda biten 'ayakta alkış'ları halk bana hálá yapıyor. Gerekli ilgiyi görmeyince de kendimi koruma altına aldım. Başkası korumuyorsa ben kendi kendimi korurum.

Düzenli bir hayatınız var. Coşkun Sabah olmayı ve aile babası olmayı nasıl başarıyorsunuz?

- Çok fazla çıkmıyorum, gezmiyorum. Ailemle bir yerlere gittiğimizde çok insanın olmadığı yerlere gidiyoruz. Ailemi bu işin içerisine sokmuyorum. Gece hayatımız yok. Televizyon programlarında eşimi ve çocuğumu görüntülemek istiyorlar ama buna izin vermiyorum. Buna izin verdiğiniz zaman, yayınınızdaki herhangi bir hanımefendi yanlış bir anlaşılmaya neden olabilir. Önlemimi ortadan kaybolarak aldım. Ekstralarımın avantajını da görüyorum. Türk gelenek ve göreneklerine bağlı olan kesim, düğünlerinde beni tercih ediyor. Mesela Kayseri düğünlerinde rekortmenim diyebiliriz. Özellikle "Anılar" ve "Aşığım Sana" Türk halkının gönlüne öyle kazınmış ki, silinmiyor.

Coşkun Sabah Klasikleri "best of" niteliği taşıyor. Burada asıl amaç neydi?

- Albümde 22 şarkı bulunuyor ve tüm klasikleşmiş eserlerim yer alıyor. Bu albümde açıkçası üniversite gençliğine göz diktim. 8 milyon üniversiteli gencimiz var ve onların hayatında müzik önemli yer tutuyor. Sadece Teoman ve Nil Karaibrahimgil gibi isimler müzik açısından iyi isimler ama gençliğin tek müzik zevki bunlar olmamalı. Bizim şarkılarımızın niteliği üst düzeyde ama gençlerin anladığı batıya yönelik bir aranje şekli var. Klasik şarkılarımızın aranjelerle tarzını değiştirdik. Gençlerin anlayabileceği şekilde, rock sound'uyla bir albüm yaptık.

Gülben ve Petek nasıl başarıyor

Albümün tanıtımını neden sonbahara bırakacaksınız?

- Yazın hareketli müzik piyasasından parsa kapmak isteyen şarkıcılar, kanallarda yığılma yapmış durumda. Tam bir kurtlar sofrası haline geldi. Günde bir kez şarkısı yayınlanan kimseye şans vermiyorum. Gülben (Ergen) ve Petek (Dinçöz) hanımlar nasıl başarıyorlar, bunu da anlamış değilim. Böyle bir ortamda şarkın harcanıyor, dinletecek birilerini de bulamıyorsun. Şu anda albümü ve kendi promosyonunu yapmak isteyen ve bu yola kafalarını koymuş canavar arkadaşlarımız var. Bunlar daha pasif, iyi huylu insanları eziyorlar. Coşkun Sabah da bunlardan bir tanesi. Sanırım kendi içine dönük, sadece halkın sevgisiyle yaşayan tek sanatçı benim.

Koyu bir Galatasaray taraftarısınız. Bu konuda çok da fedakárlık yaptınız.

- Sanatçılar arasında en koyu ve eski Galatasaraylı benim herhalde. Düşünün, Cüneyt Tanman'ı biz evlendirdik. Galatasaray'da dört nesil gördüm. 70'lerden beri camia içerisinde bir saygınlığımız var. Kongre üyesiyim. Her yönetimde bir yönetici gibi Florya'ya girip çıkarım. Hakan Şükür ve Hasan Şaş ile kardeşlik seviyesinde bir ilişkim var. Ailece görüşürüz.

Hiçbir şey kafamı müzik kadar yormuyor

Şarkıcılık dışında işadamlığı yönünüz de var...

- İş yapmak, sanatçılıktan çok daha kolay. Altı yıldır Bayrampaşa'da işlettiğim Coşkun Sabah Sinemaları adında bir sinema salonum var. Kendi kayıt stüdyom var, son olarak Petek Dinçöz'ün kayıtları yapıldı stüdyomuzda. 'Bardakta mısır'ı üç ortak Romanya'ya götürdük, orada da ticarete başladık. Bunların hiçbiri, inanın müzik kadar kafamı yormuyor.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.