Deha; EŞCİNSEL DEĞİLİM AMA GERÇEK BİR EŞCİNSEL HAYRANIYIM!

Deha; EŞCİNSEL DEĞİLİM AMA GERÇEK BİR EŞCİNSEL HAYRANIYIM!

Pop müzikten Rock müziğe transfer olan, Akademi Türkiye ile tanınan şarkıcı Deha Bilimlier yeni albümünü ve klibini anlattı.

Yeni albümün "MUTASYON" geçtiğimiz ay çıktı, bize "MUTASYON"u anlatır mısın?

"Mutasyon"u aslında kariyerimin ilk albümü sayıyorum. Diskografim adına hem köklü bir değişim, hem de gerçekten kendi dinlediğim müziği icra edebilme lüksüne eriştiğim ilk ürünüm.

Albümün prodüktörlüğünü Onur Özışık, müzik direktörlüğünü İskender Paydaş, vokal koçluğunu Pentagram?ın solisti Gökalp Ergen yaptı. Toplamda 2 senede hazırladığımız albümde İskender Paydaş, İsra Gülümser, Sezen Aksu, Tuna Velibaşoğlu, Mert Ekren gibi sektörün önde gelen bestecileriyle çalıştık.

Albümü dinlediğimiz zaman belirli bir tarzı yok diyebiliriz, aslında birçok tarzı içinde barındırıyor. Sen kendini ne tarz müzik yapıyor olarak sınıflandırıyorsun?

Mutasyon aslında rock müzisyenlerinin Pop?a bir bakışı niteliğini taşıyor. İçinde dünya popüler müziğinden rock, house, RnB, Hip-Hop gibi birçok nüans taşıyor. Mesela bir İskender Paydaş bestesi ve düzenlemesi olan ''Tamam?? tam anlamıyla bir Doğu/Batı sentezi. İçinde Doğu motifleri taşıyan RnB bir şarkı. Bunun yanında ''Teşekkürler?? bir Arap bestesi olmasına rağmen rock müziğe yakın bir düzenlemeyle birleştirildi. Ya da Avrupa chansonlarıyla Hip-Hop?ı birleştiren ''Mahkum?? da bu sentezlemeye en güzel örnek olma özelliğini üstlenebilir.

Konu müzik olunca artık janrlara ayırmaktansa bence konuyu daha genelden almak gerekiyor. Günümüz Batı Pop?u Rock ile kenetlenmiş durumda; Türkiye?de artık kendi kültürel harmanıyla bu olguya erişmek üzere. 2000?lerin başında yaşadığımız arabesk poptan uzaklaşıp artık farklı sentezlere yönelmekteyiz. Benim yapmaya çalıştığımta tam anlamıyla bu.

Konserlerinde kendi şarkılarının dışında çok fazla cover seslendiriyorsun. Neye göre seçiyorsun repertuarını?

Gerek albüm repertuarını, gerekse konser repertuarını hazırlarken ekip olarak karar veriyoruz. En önemsediğimiz şey ise gerçekten derdi olan şarkılar seçmek, bu sebeple de aslında popüler kültürden uzak, birçoğumuzun nostalji olarak sınıflandırdığı şarkılardan oluşan bir sahne repertuarım var.

Popüler kültürde şarkıların dertsiz mi olduğunu düşünüyorsun?

Kanımca konuya sektörel bakmak gerekiyor, 2000?lerde hayatımıza giren ve halen sektör olarak adapte olamadığımız bir dijital süreçteyiz. Bu süreçte albüm satışları dibe vurdu ve sektör ağır bir ekonomik krize girdi. Yapımcılar yatırım yapmaktan kaçarak sanatçıların kendi hazırladıkları albümlere kataloglarında yer vermeye başlamasıyla konu tamamen kısır bir döngüye girdi. Artık sanattan çok popüler olup kısa vadede keseyi doldurmak önemsenmeye başladı. Doğal olarak bu durum kaliteyi düşürdükçe düşürdü. Dijital dünyayı tam olarak kavrayamayan yapımcılarımız çağdışı kaldı ve aslında ortalık metresine albüm yapmak isteyen iş adamlarıyla doluştu.

Dertten yoksun şarkılar, teknoloji destekli şarkıcılar ve sonuç çöplüğe dönmüş bir pop müzik dünyası. Kısa bir zaman önce ünlü bir beste fabrikatörümüz beste satarken kredi kartına taksit yaptığını bile açıklamıştı, siz düşünün durumu.

Akademi Türkiye ile tanındın, o evde olan Deha ile şimdi konuşan Deha arasında şüphesiz çok fark var. Sen kendindeki bu değişimi nasıl tanımlıyorsun?

Büyüdüm. Akademi Türkiye kendimi kısa zamanda birçok insana tanıtabileceğim bir reality showdu, fakat bunun bedeli de kendin olmaktan çıkmaktı. Sonucunda TV dünyasında sizlere bir rol veriliyor ve dizilerden farklı olarak o rolün insanlar siz olduğunuzu düşünüyor. Bana verilen rolü iyi oynadığımı düşünüyorum ama yarışma sonrasında o rolü devam ettirmek ağır geldi. Birkaç projede aynı şekilde devam ettikten sonra kendi ilkelerimle ters düşme ağırlığını kaldıramadım ve yarışmada tanınan Deha?yı tavan arasına savurdum.

Yine albüme dönmek gerekirse, video klibin çok farklı, yeni imajın da öyle. YouTube yorumlarını okurken çok eleştiri aldığını gördüm, yazılan eleştiriler seni rahatsız etmiyor mu?

Klibimizin yönetmeni Can Bonomo?nun klipleriyle sektörde adını duyuran Can Saban. Can çok başarılı bir yönetmen, algısı güzel görüntüden çok aslında farklı bir şeyler vermek. İmajıma gelince, ben olduğum gibiyim klipte. Ne fazladan bir makyaj ne de giymeyi reddedeceğim bir kostüm var üzerimde. Eleştirileri ben de okudum, sanırım bu eleştirilerin başlıca sebebi bizleri sınıflandırma yapmaya alıştırmışlar. Farklı gördüğümüz şeyleri illa kategorize etmeye çalışıyoruz. Bülent Ortaçgil?in de söylediği gibi '?Beni Kategorize Etme?? yin :) Yorumlar arasında en çok ilgimi çekenler ise eşcinsel olduğumu ima edenlerdi.

Peki eşcinsel misin?

Eşcinseller yaşadıkları toplum baskısı, farklılıklara olan açık algıları, kanuni haklarını arayışları, sanata olan yatkınlıkları, farklı düşünce yapıları ile gerçekten hayranlık duyulası insanlar. Hayır, hiç eşcinsel deneyimim olmadı; eşcinsel değilim ama gerçek bir eşcinsel hayranıyım.

Nasıl kadınlardan hoşlanırsın?

Çok sıkılgan bir adamım. Alışkanlık edinemeyen bir yapım var, bu yüzden etrafımda herkesin beni diri tutması en önem verdiğim şeydir. Bana bir şeyler katabilen, beni besleyebilen kadınlardan hoşlanıyorum.

Kendine örnek aldığın ünlüler var mı? Hayatlarından, müziklerinden esinlendiğin?

Örnek almak ve taklit etmek arasında çok ince bir çizgi var; evet, örnek aldığım isimler var. Gerçek bir Freddie Mercury hayranıyım.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.