Erkan Petekkaya... İSTANBUL'DAN GİDİİYOR!

Erkan Petekkaya... İSTANBUL'DAN GİDİİYOR!

Mestet adlı bir kasap dükkanı olan Erkan Petekkaya şimdi de 'Sosyete Pazarı' kuracak. Ama İstanbul'dan da gitmeyi planlıyor.

Ticareti sevdiğini söyleyen Petekkaya "Ticaret yapmak çok zevkli; risk de zevklidir! Riske hükmediyorsanız, şeytanla oynuyorsunuz demektir. Çünkü risk şeytandır" diyor

Biz onu son yıllarda hep 'Ali Kaptan' olarak ansak da Erkan Petekkaya bugüne kadar rol aldığı tüm projelerde başarılı oyunculuğu ile adından söz ettirdi. Ne var ki başarılı kariyeri ile

yetinmeyen yakışıklı oyuncu ticarete de el attı. Önce 'Mestet' adlı bir kasap dükkanı açan Erkan Petekkaya, şimdi de Şişli'de 'Sosyete Pazarı' adında bir merkez açmaya hazırlanıyor. Ayrıca doğal ürünler satan bir şirkete ortak olan Petekkaya, yeni işlerini ve hayatı için aldığı yeni kararları anlattı...

Sanatçıların çoğu "Bizim aklımız ticarete basmaz" der; sizin için bunun aksi geçerli sanırım...

Şartlar böyle gerektiriyor artık... Eskiden sanatçıların yaptığı diğer işler pek duyulmuyordu. Mesela; Türkiye'nin en büyük starlarından birinin kepçeleri, kamyonları var.

HEM KALİTELİ HEM UCUZ

'Sosyete Pazarı' açmak nereden aklınıza geldi?

Pazar bizim kültürümüzde olan bir şey. Çarşı, pazar gezmek çok keyiflidir. Pazarlarda ürünler halka en az aracıyla ulaşır, dolayısıyla da fiyatları daha uygun olur. Bizim pazarda da tüketiciler ürünleri çok daha uygun fiyatlara alabilecek.

İsmindeki 'sosyete' ibaresi tüketiciyi 'Acaba pahalı bir pazar mıdır?' diye korkutmaz mı sizce?

Yok, hayır! Eskiden Ulus'ta kurulan ve 'sosyete pazarı' denilen pazardan esinlenerek bu ismi koyduk. Biz tüketiciye "Kaliteli, sosyetenin de kullandığı malları bu pazardan alabileceksiniz" diyoruz.

NEZİH BİR PAZAR

Alıştığımız pazarlardan çok farklı olacak gibi...

Evet, Şişli'deki Nova Baran adlı dört katlı alışveriş merkezini pazara dönüştürüyoruz. Isıtması, havalandırması, tuvaletleri olan, çamuru olmayan, nezih, kaliteli bir pazar olacak bizimki. Haftanın yedi günü açık olacak ve içinde turizm firması da olacak, organik ürünler de, bijuteri de, kıyafet de, hediyelik eşya da... 250-300'e yakın esnaf yer alacak. Neye ihtiyacınız varsa, nezih bir ortamda, uygun bir fiyata alabileceksiniz. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'e de bize verdiği destek için çok teşekkür ediyorum.

Bildiğim kadarıyla bir de doğal ürünler satan bir firmaya ortak oldunuz, değil mi?

Dört-beş ay önce rahatsızlanıp hastaneye yatmıştım. Türkiye'nin dört bir yanından insanlar şifa olsun diye bir sürü ürün gönderdi. Ben de bunların hepsini yiyip içtim. Bir arkadaşım da Sidra ürünlerinden oluşan bir karışım getirdi. Bu karışım bana çok iyi geldi, hâlâ da kullanmaya devam ediyorum. Alternatif tıbba inanırım; eskiden aktarlara gidip kendime karışımlar yaptırıyordum. Bu ürünleri de araştırdım, doğal ve sağlıklı olduğunu gördüm ve şirkete ortak olmaya karar verdim.

KÜÇÜLECEĞİM

'Öyle Bir Geçer Zaman ki'den bu sezon sonunda ayrılacağınız konuşuluyor. Neden böyle bir karar aldınız?

Benim ağzımdan böyle bir şey hiç çıkmadı ki! Sadece "Yoruldum" dedim, o kadar. Hatta başka bir diziyle anlaştığımı, 13 bölümün parasını peşin aldığımı da söylediler ama yok böyle bir şey! Şu an devam eden bir iş varken böyle bir şey yapamam. Tabii ki her işte herkesin bir misyonu vardır. Benim de misyonum doldu mu, dolmadı mı diye bakıyoruz hep birlikte.

'Öyle Bir Geçer Zaman ki'den sonra, nasıl bir projede yer almak istersiniz?

Bu zor bir soru ama hayatımla ilgili verdiğim birtakım kararlar var. İstanbul'dan da çok yoruldum çünkü. Hayatımı küçültmek istiyorum, her şey çok dağıldı.

Bu kadar işi birden yaparken nasıl küçülteceksiniz ki?

Hayatını küçültünce o kadar işi daha başarılı yaparsın diye düşünmeye başladım. Mesela artık İstanbul'da değil, daha küçük bir şehirde yaşamak istiyorum. Çünkü İstanbul çok zor... Ben insanlara "Hayır" diyemediğim için de İstanbul'da çok dağılıyorum, bir sürü şeye vakit ayıramıyorum. Dolayısıyla daha lokal bir hayat yaşayıp aileme ve yaptığım işlere daha çok zaman ayırmak istiyorum.

Ama sektör burada...

Fark etmez, ne olacak; iletişim çağında yaşıyoruz. Artık uçaklar her tarafa gidip geliyor... Sosyal medya da işimizi kolaylaştırıyor bu anlamda. Hayatımı küçültmeye karar verince; İstanbul'dan gittikten sonra da bu hayatın içinde olabilmek için sosyal medyayı kullanmaya başladım. Bu yüzden Twitter ve Facebook hesabı açtım.

Gideceğiniz yer belli mi?

Henüz netleşmiş bir şey yok.

'ALİ KAPTAN' ERKEKLERE "AKILLI OLUN" DEDİ

'Ali Kaptan' izliyoruz. Geçen sene oynadığınız karaktere herkes saydırırken, bu sene sempatiyle bakılıyor. Memnun musunuz bu durumdan? Geçen sene oynadığım 'Ali Kaptan' gibi adamlar varsa onlara örnek oldu işte! Onlara; "Akıllı olun" dedi! (Gülüyor) Ya ben oyuncuyum, bana ne verilirse oynarım. 'Ali Kaptan' kötü değil, kişilik bozuklukları olan bir adam bence. Benim bu rolü oynamamdaki sebep de böyle dişi bir rol olmasıydı. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir adam çünkü 'Ali Kaptan'. Gerçekten çok zor, oyunculuk performansı ve üzerinden çok çalışılmayı gerektiren bir roldü; ben de zoru seviyorum ve Allah'a şükür başardığımı düşünüyorum. Bu benim için kariyerimde çok önemli bir roldür ve bir daha olsa, bir daha oynarım. Bu rolü oynamama vesile olan herkese de çok teşekkür ederim.

KASAPLIĞA DEVAM

Yeni kasap dükkanları da açacağım ama her şeyin yavaş yavaş olması gerekiyor. Hatta ileride eti pişireceğim bir restoran da açacağım, et üretmek için çiftlik de kuracağım ama bunları adım adım yapmak gerekiyor. Yoksa şeytan size galip gelebilir! (Gülüyor)

Ne olursa olsun gıda sektörü hiçbir zaman ölmüyor. Türk insanı et yemeyi sever; bir eve ne olursa olsun 200 gram kıyma girer. O yüzden güzel iş yani (Gülüyor).

Başta bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemiştim ama büyüdü.

Et pişirmeyi bilmem. Sadece mangal yapabilirim. Bir de oturup yerim!

RİSK ZEVKLİDİR

Yeşilçam'ın büyük yıldızlarının çoğu neredeyse sefalet içinde hayatını kaybetti; sizce bu durum sanatçıları daha tedbirli olmaya itti mi?

Biz daha şanslıyız bu konuda; iyi para kazanıyoruz, yatırım yapıyoruz, uğraşıyoruz. Evet; belki onlar bize ders oldu. Bir gün devran ters dönebilir, böyle bir olasılığa hazırlıklı olmak gerekiyor. Kazandığımız dönemde, çalışamayacağımız dönemleri düşünerek hareket etmemiz gerektiğine inanıyorum.

Kimi sanatçı gayrimenkule yatırım yapıyor, kimi taksi plakası ya da kepçe alıyor; siz neden ticareti tercih ettiniz?

Ticaret yapmak çok zevkli; risk de zevklidir. Akıllıca davranıp doğru adımlar atarak riske hükmetmek en zevklisi. Riske hükmediyorsanız, şeytanla oyun oynuyorsunuz demektir. Risk şeytandır çünkü. Ama dediğim gibi akıllı adımlar atıp riskin iki adım önünde gitmek gerekiyor. Bir de insanlara iş imkanı tanımak, evlerine ekmek götürmesine sebep olmak da çok güzel.

BIYIK GİDECEK

'Ali Kaptan'ın bıyıkları fenomen oldu. Rol bitince bıyıklardan kurtulacak mısınız?

Anında, hemen keserim! Düşünsenize; iki senedir rahat rahat çorba içemiyorum, yoğurt yiyemiyorum. Bıktım, usandım; rahat rahat çorba içmek istiyorum ya! (Gülüyor) Her kaşığı aldığımda elimde bir peçete... Rezalet bir durum yani. Tamam elimizi, yüzümüzü yıkıyoruz ama insan bıyığını sabunlar mı ya! Çok absürt! (Gülüyor)

Biz onu son yıllarda hep 'Ali Kaptan' olarak ansak da Erkan Petekkaya bugüne kadar rol aldığı tüm projelerde başarılı oyunculuğu ile adından söz ettirdi. Ne var ki başarılı kariyeri ile yetinmeyen yakışıklı oyuncu ticarete de el attı. Önce 'Mestet' adlı bir kasap dükkanı açan Erkan Petekkaya, şimdi de Şişli'de 'Sosyete Pazarı' adında bir merkez açmaya hazırlanıyor.

Ayrıca doğal ürünler satan bir şirkete ortak olan Petekkaya, yeni işlerini ve hayatı için aldığı yeni kararları anlattı...

Sanatçıların çoğu "Bizim aklımız ticarete basmaz" der; sizin için bunun aksi geçerli sanırım...

Şartlar böyle gerektiriyor artık... Eskiden sanatçıların yaptığı diğer işler pek duyulmuyordu. Mesela; Türkiye'nin en büyük starlarından birinin kepçeleri, kamyonları var.

HEM KALİTELİ HEM UCUZ

'Sosyete Pazarı' açmak nereden aklınıza geldi?

Pazar bizim kültürümüzde olan bir şey. Çarşı, pazar gezmek çok keyiflidir. Pazarlarda ürünler halka en az aracıyla ulaşır, dolayısıyla da fiyatları daha uygun olur. Bizim pazarda da tüketiciler ürünleri çok daha uygun fiyatlara alabilecek.

İsmindeki 'sosyete' ibaresi tüketiciyi 'Acaba pahalı bir pazar mıdır?' diye korkutmaz mı sizce?

Yok, hayır! Eskiden Ulus'ta kurulan ve 'sosyete pazarı' denilen pazardan esinlenerek bu ismi koyduk. Biz tüketiciye "Kaliteli, sosyetenin de kullandığı malları bu pazardan alabileceksiniz" diyoruz.

NEZİH BİR PAZAR

Alıştığımız pazarlardan çok farklı olacak gibi...

Evet, Şişli'deki Nova Baran adlı dört katlı alışveriş merkezini pazara dönüştürüyoruz. Isıtması, havalandırması, tuvaletleri olan, çamuru olmayan, nezih, kaliteli bir pazar olacak bizimki. Haftanın yedi günü açık olacak ve içinde turizm firması da olacak, organik ürünler de, bijuteri de, kıyafet de, hediyelik eşya da... 250-300'e yakın esnaf yer alacak. Neye ihtiyacınız varsa, nezih bir ortamda, uygun bir fiyata alabileceksiniz. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'e de bize verdiği destek için çok teşekkür ediyorum.

Bildiğim kadarıyla bir de doğal ürünler satan bir firmaya ortak oldunuz, değil mi?

Dört-beş ay önce rahatsızlanıp hastaneye yatmıştım. Türkiye'nin dört bir yanından insanlar şifa olsun diye bir sürü ürün gönderdi. Ben de bunların hepsini yiyip içtim. Bir arkadaşım da Sidra ürünlerinden oluşan bir karışım getirdi. Bu karışım bana çok iyi geldi, hâlâ da kullanmaya devam ediyorum. Alternatif tıbba inanırım; eskiden aktarlara gidip kendime karışımlar yaptırıyordum. Bu ürünleri de araştırdım, doğal ve sağlıklı olduğunu gördüm ve şirkete ortak olmaya karar verdim.

KÜÇÜLECEĞİM

'Öyle Bir Geçer Zaman ki'den bu sezon sonunda ayrılacağınız konuşuluyor. Neden böyle bir karar aldınız?

Benim ağzımdan böyle bir şey hiç çıkmadı ki! Sadece "Yoruldum" dedim, o kadar. Hatta başka bir diziyle anlaştığımı, 13 bölümün parasını peşin aldığımı da söylediler ama yok böyle bir şey! Şu an devam eden bir iş varken böyle bir şey yapamam. Tabii ki her işte herkesin bir misyonu vardır. Benim de misyonum doldu mu, dolmadı mı diye bakıyoruz hep birlikte.

'Öyle Bir Geçer Zaman ki'den sonra, nasıl bir projede yer almak istersiniz?

Bu zor bir soru ama hayatımla ilgili verdiğim birtakım kararlar var. İstanbul'dan da çok yoruldum çünkü. Hayatımı küçültmek istiyorum, her şey çok dağıldı.

Bu kadar işi birden yaparken nasıl küçülteceksiniz ki?

Hayatını küçültünce o kadar işi daha başarılı yaparsın diye düşünmeye başladım. Mesela artık İstanbul'da değil, daha küçük bir şehirde yaşamak istiyorum. Çünkü İstanbul çok zor... Ben insanlara "Hayır" diyemediğim için de İstanbul'da çok dağılıyorum, bir sürü şeye vakit ayıramıyorum. Dolayısıyla daha lokal bir hayat yaşayıp aileme ve yaptığım işlere daha çok zaman ayırmak istiyorum.

Ama sektör burada...

Fark etmez, ne olacak; iletişim çağında yaşıyoruz. Artık uçaklar her tarafa gidip geliyor... Sosyal medya da işimizi kolaylaştırıyor bu anlamda. Hayatımı küçültmeye karar verince; İstanbul'dan gittikten sonra da bu hayatın içinde olabilmek için sosyal medyayı kullanmaya başladım. Bu yüzden Twitter ve Facebook hesabı açtım.

Gideceğiniz yer belli mi?

Henüz netleşmiş bir şey yok.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.