Mart ayına bir girdik pir girdik. Hem takip ettiğimiz dosyalarda gelişmeler yaşandı hem de yepyeni gözaltılar geldi. Öncelikle takip ettiğimiz dosyaları masaya yatıracağız bu hususta iki ünlü isim mevcut. Biri Ünlü İş insanı İnan Kıraç ve vasilik dosyası diğeri de Eskimeyen manken Deniz Akkaya ve bitmek bilmez dosyaları. Yeni durumlar da mevcut tabii; Dilan Polat’ın jet gözaltı kararı ve basına yaptığı açıklamayı inceleyeceğiz. Aynı zamanda son dokunuşları Özcan Deniz ve aile draması ile yapıp, noktayı Seren Serengil’in jet hızıyla kapanan soruşturma dosyasıyla koyacağız.

***************

Bir önceki yazımda dile getirdiğim gibi 87 yaşındaki ünlü iş insanı İnan Kıraç , kızı İpek Kıraç tarafından yapmış olduğu evlilik gizli olduğundan sebep iptalini isteyebilmek için vasi tayini için mahkemeye başvurmuştu. Bu durumda Adli Tıp Kurumunun raporu çok önemliydi ve İnan Kıraç randevusuna gitmemiş durumu sürüncemede bırakarak zaman kazanıyordu. Ancak durumun mahkemenin zorla getirmesi gibi gazetelere manşet olabilecek çirkin görüntüler vermek istemediğinden olacak randevusuna gitmiş ve mahkemenin değerlendirebilmesi için gerekli olan rapor dosyaya sunulmuş. Adli Tıp Kurumu raporunda FİİL EHLİYETİne haiz olmadığını deklare etmiş ve mahkeme rapora dayanarak vasi atanmasına hüküm vermiş. Fiil ehliyeti ne demek kısaca açıklıyorum: Türk Medeni Kanunu’nun 9-16. maddeleri arasında açıklanan fiil ehliyeti; kişiye hem hukuki haklarını kullanma hem de yükümlülüklerini üstlenilebilmesine dair kişinin yetkin olması durumudur. Kısaca, fiil ehliyeti, kişinin hukuki işlemleri bağımsız olarak yapabilme kapasitesinin bir göstergesidir. Bu hukuki işlemlere evlenme de girdiği için evliliğin iptali mümkün olmuş oluyor çünkü evlilik için fiil ehliyeti şartlardan birisidir ve bu şart ortadan kalktığında hükümsüz olması olasıdır. İpek Kıraç’a ailesinin maddi manevi mirasını savunmak için çabaladığı bu hukuki süreçte sabır diliyorum.

****************

Deniz Akkaya ile devam ediyoruz. Deniz hanımın inanılmaz bir medya algı yönetimi yeteneği mevcut lakin Selin Ciğerci ile girmiş olduğu sözlü polemiği hafife almış olacak ki işler şu an kendisinin pek arzu ettiği gibi ilerlemiyor. Aslında gazete manşetlerine iki tık fazla almak için atıldığı gibi de değil durum. Deniz Akkaya ve Selin Ciğerci arasındaki dava konusu alenen hakaret ve suça konu kelime de ‘hırsız’. Asliye Ceza Mahkemesinin konusu olan durum dosyada karar çıkması ile haber olmamış. Dava hala devam etmekte sadece savcılık suçun sabit olduğu ve suça dair istenilen cezayı açıklamış. Ancak magazinkolik’ten değil bilgi kirliliği ve tık bağımlısı magazin sayfalarına baktığınızda sanki Deniz Akkaya  2 yıl 2 ay hapis cezasına hüküm almış gibi manşetler görüyoruz. O sebeple diyorum magazinkolik’ten şaşmayın doğru haber için diye. Çünkü Deniz Akkaya ve Selin Ciğerci arasındaki dava hala devam etmekte savcılığın açıkladığı mütalaayı hakim tarafların kabul ve itiraz yönündeki beyan ve savunmalarını dikkate alarak karar verecek. Yani savcı ne derse hakim evet ona da hüküm verebilir ama bambaşka bir şekilde savunmayı dikkate alıp beraat bile verebilir. Deniz Akkaya’ya geçmiş olsun diyorum ve yapılan manşet oyunları sebebiyle magazine algı yönetimi yapmasını empatiyle karşıladığımı kendisine hak verdiğimi buradan duyuruyorum.

Ateşten gömlek olan şöhreti giydiği günden itibaren bağımlısı olduğunu henüz kendisinin anlamadığı ama kendisini seven sayan herkesin farkında olup defalarca uyardığı bir diğer isim Dilan Polat ve yayınladığı hikaye savcılık tarafından re’sen mi gözetildi yoksa bir düşman hikayeyi hedef göstererek şikayet mi etti bilmediğimiz bir garip uyuşturucu madde kullanma suçundan gözaltına alınması hadisesine gelelim. Dilan Polat’ın gördüğü ilginin sadece niceliğini önemsediği, niteliğini ise boşverdiğini düşündürten günlerini izliyoruz hep beraber. Savcılık çıkışı yaptığı ilk açıklamada tüp bebek tedavisi gördüğünü, görüntülerin 3 ay öncesine ait olduğunu dile getirmiş. Anlaşılan Dilan Hanım bilişim uzmanlarını çok hafife alıyor ya da tüp bebek tedavisi olan herkesin tedaviye uygun hareket edeceğine herkesin inanacağını sanıyor. Savcılık neler neler gördüğü için bebek tedavisi oluyor olmanın sorumsuz davranmaya engel olmayacağını bilir ve kim olursa olsun ortada bir suç var mı yok mu diye herkese eşit mesafede ve şüpheyle yaklaşır.

Bir diğer husus bilişim ilgili videoyu alıp kaç ay öncesine ait bulabilir çünkü çekilen her fotoğraf ve videonun ne zaman hatta nerede çekildiği bilgisi bilişimin ulaşmakta çok da zorlanacağı bilgiler değil. Dilan Hanım’ın bu ifadelerinin ne derece doğru olduğunu savcılık elbet araştıracak ve sonucu hep birlikte takip ediyor olacağız. Fakat şahsi kanaatim Dilan Polat’ın yasaklı madde almadığı yönünde. Bence çok konuşulan ve etkileşim alan bir kadındı hapise girmeden önce ve çıkınca da bu ivmenin düşmemesini istiyor. Bu durum kendisine ve ailesine zarar vermekte naçizane tavsiyen profesyonel bir destek alarak aşırı ilgi ve etkileşim isteğini daha sağlıklı bir düzeye indirgemesi yönünde olacak. Yine de evli ve çocuklu bir kadın olarak kendisine bu üzücü iddiadan dolayı üzülmüş olması neticesinde geçmiş olsun diyorum.

***********************

80’lerin sonu 90’ların başına doğmuş her genç kızın ‘Asmalı Konak’ ile platonik aşkı olan Özcan Deniz’e gözümüzü çeviriyoruz. Hakkında iki iddia mevcut bu sebeple Özcan Deniz şüpheli sıfatı ile ifadesi alınmak üzere 05.03 2025 Çarşamba günü saat 10.30 Cumhuriyet Başsavcılığı imar suçları bürosuna ifadeye çağrılmış. Bu suçlar: Kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanununa muhalefet diğeri İmar kirliliğine neden olma bu suçun cezası, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. Şimdi imar kirliliğini herkes az çok tahmin etmiştir sanırım, izinsiz yapılar vs olarak değerlendirebilir. Bahse konu 3 villada projede olmayan ve izin alınmamış eklentiler ve havuzlar olduğuydu. Nitekim basına yansıyan dosya içeriğinde görülmekte. İlginç olan Kültür ve Tabiat varlıklarını koruma kanununa muhalefet iddiasıydı ki hemen açıklıyorum; Suça konu taşınmazların olduğu yer sit alanı olarak geçmekte bu durumda özellikle havuz yapımı için kazı yapılması gerektiğinden izin almadan yapılamaz. Çünkü sit alanında tarihi eser bulunması ihtimali olduğundan izne tabii bir durumdur. Gençliğimizin platonik aşkı bu sebeple ifade vermiştir, umarız iddialar asılsız çıkar çünkü her ne kadar adli para cezası ya da eski haline getirme ile çözülebilecek suçlar olsa da niteliği değişip hapse hüküm olunmasını istemeyiz. Ailesi ile de zor günler geçirmekte olan ünlü yıldızımıza da geçmiş olsun diyoruz.

********************

Son ama kesinlikle en az önemlisi değil: Seren Serengil’in Cübbeli Ahmet Hoca’nın korumaları ile geçen tatsız olaya. Seren hanım basından takip ettiğim kadarıyla oldukça duygularını coşkulu yaşayan bir isim. Bu nedenle olacak ki şikâyetçi olduğu isimlerin Cübbeli Ahmet Hoca’nın koruması olması hasebiyle ya suç duyurusunda bulunduğunda Cübbeli Hoca’nın azmettirici olarak değerlendirileceğini sanmış. Oysaki ki suç bireyseldir evet azmettiricilik de bir suçtur lakin unsurları vardır burada bir talimat söz konusu değil. Üstelik basına sızan takipsizlik kararında Seren hanımın üzerine kendisini öldürmek maksadıyla sürüldüğünü iddia ettiği aracın ve olayın görüntüleri savcılık tarafından izlenmiş ve fren yapıldığı anlaşıldığı için kovuşturmaya gerek yok yani takipsizlik kararı verilmiş. Bu ülkede güç dengeleri kimi zaman yargıyı etkilemiyor mudur? Pek tabii mesleğini korkularına teslim eden vardır ancak bu olay özelinde savcılığın kararı ortada video ile bir delil mevcut ve bu delile göre karar verilmişken olay Sümen altı edildi demek adalete çok büyük haksızlık olur. Yine de yaşamdan anladığımız ne ise onu hissettiğimiz gerçeği sebebiyle kendisini birisinin öldürmeye çalıştığını düşündüğü için oldukça korkmuş olduğunu tahmin ettiğim Seren Serengil’e geçmiş olsun diyorum.

Mart ayını da hızlı bir şekilde yaşamaktayız, takipte kalın ki gerçekten önemli hukuki magazin analizinde doğru ve sade bilgiye ulaşın takipçilerim. Bu güzel bahar aylarını sevgiyle selamlarken sahurlarınız doyurucu, iftarlarınız muhabbetli olsun sevgili okuyucularım. Haftaya görüşmek üzere sevgiyle kalın.