Gökhan  Keser... "BÜTÜN KADINLAR HAKETTİKLERİ DEĞERİ GÖRMELİ!"

Gökhan Keser... "BÜTÜN KADINLAR HAKETTİKLERİ DEĞERİ GÖRMELİ!"

Başarı ivmesini yukarıya taşımak ve kendini sürekli geliştirmek için elinden gelenin en iyisini yapan genç sanatçı Gökhan Keser Elite Dergisi'ne konuştu.

Röportaj: Büşra ŞEN

"AKLIMDA HEP MÜZİK VARDI." GÖKHAN KESER

İçine kapanık, utangaç bir çocukken 14 yaşında modellik yaparak kendini tanıttı. "Selena" dizisinin yakışıklı Burak hocası olarak oyunculuk konusundaki yeteneğinide gösterdi. Fakat küçük yaştan beri içinde olan müzik aşkı onu ilk önce singel daha sonra da kendi adını taşıyan albümünü yapmaya itti. Başarı ivmesini yukarıya taşımak ve kendini sürekli geliştirmek için elinden gelenin en iyisini yapan genç bir sanatçı Gökhan Keser...

Albüm öncesinde neden single çıkartma gereği duydunuz?

Aslında en başında aklımızda böyle bir çalışma yapma fikri yoktu. Repertuar aşamasındayken gelişen bir durum. Parçalar belli olurken "Hadi Ordan" ortaya çıktı. Hepimiz çok heyecanlandık, o heyecanla klibinide çekelim dedik. Yani önceden: Albüm çıkmadan önce single çıkaralım, gibi bir düşüncemiz yoktu. Herşey supontene gelişti. Güzel de oldu güzel tepkiler aldık. Zaten sadece dijital platformda yayınlandı. Şimdide albümde.

Albümünüzde kimlerle çalıştınız?

Sony Müzik etiketi ile piyasaya çıkan albümümün prodüktörlüğünü Sıla Gençoğlu ve Efe Bahadır yaptı. Albümde; Sıla Gençoğlu, Efe Bahadır, Sevingül Bahadır,Tuba Önal, Dünya Kızılçay ve Sibel Gürsoy vokal yaptı. Can Hatipoğlu ve Arzu Alsan remix yaptı. Albümün ilk klibini Serdar Ferit yönetmenliğinde çektik. Albüm fotoğrafları için Gökhan Ertem ile çalıştım. Aranjeleri Nedim Ruacan, Efe Banadır, Burak Erkul ve Arzu Alsan yaptı. 2 yıllık çalışmanın meyvelerini topluyoruz artık.

Albümünüzün içeriğinden bahseder misiniz?

10 parçadan oluşan bir albüm oldu. Albümün içinde 8 şarkı 2 remix bulunuyor. Albümde Sıla Gençoğlu, Efe Bahadır'a ve bana ait parçalar var. Can Hatipoğlu "Hadi Ordan" parçasına, Arzu Alsan da "Bazen" parçasına remix yaptı. "Bazen" parçasında son dakika oluşan bir düetimiz var. Genel anlamda genç dinamik bir albüm oldu. Çıkış parçamız "En Kötü Günümüz Böyle Olsun". Sözleri Sıla'ya ve bana ait, müziği bana ait olan bir parça.

Bu albümün üstünde ne kadar zaman çalıştınız?

Albüm 2 senelik bir çalışmanın ürünü. Sıla'nın vokalistliğini yaparken hem konserlere çıktım, hemde albümün üzerinde çalıştım. Yorucu ve yoğun bir süreçti. Parçaları seçiyor, konser aralarında stüdyoya kapanıp kayıtları yapıyorduk.

Sizin için herşey çok daha yeni gelişiyor. Fakat şimdiden çok önemli insanlarla çalışıp, ciddi bir kitleye sahipsiniz. Bu başarı grafiği sizi tedirgin ediyor mu?

Ben daha yolun çok başındayım. Adım adım gidiyorum. Şu anki gidişattan da çok memnunum. Bu çizginin ivmesini daha da yukarılara taşımak için elimden geleni yapıyorum. 2 yıllık sıkı bir çalışma sonucu oluşan bu albümün de şu an meyvelerini topluyoruz. Bundan sonraki işlerde de daha iyi olması için çalışacağım.

Kliplerinizde kimlerle çalışıyorsunuz?

İlk klibim "Hadi Ordan"ı İspanyol Yönetmen Fernando Vallejo çekti. Aslında daha önceden Sıla'nın "İnşallah" parçasının klibinde oynadığımda tanışmıştık. Benimde albümümün ilk klibini çekti. Bence çok güzel bir klip oldu. "En Kötü Günümüz Böyle Olsun"u da Serdar Ferit çekti. Maurice Jarre görüntü yönetmenimizdi. En kötü günümüz böyle olsun dediğimiz kareleri yakalamaya çalıştık, çok eğlenceli bir çekimdi.

İkinci klip için yavaş yavaş karar vermeye başladınız mı?

Tabiki öne çıkan parçalar var. Daha hiçbirşey belli değil. Fakat zamana bıraktık, zamanla belli olacak.

Gününüzün ne kadarını işte geçiriyorsunuz?

Şu sıralar her günümü işte geçiriyorum. Şan derslerime devam ediyorum. Söz yazıyorum ve o konuda kendimi geliştirmeye çalışıyorum.

Modellik ve oyunculuk yaptın. Şimdi ise şarkıcı kimliğinizle karşımızdasınız. Tekrar modelliğe veya oyunculuğa dönme ihtimaliniz var mı?

Aslında modelliği 2006 da bıraktım, 6 yıl oldu ve geri dönmeyi düşünmüyorum. En başından beri müzik vardı aklımda. Hobi olarak 14 yaşında başladım modelliğe ve benimde beklemediğim bir boyuta geldi. Yaptığım işin en iyisini yapmaya çalışmak prensiplerim arasındadır. Bunun da getirisiyle İzmir'de iyi işler yaptım. Ayrıca bu durum İstanbul'a yerleşmeme ön ayak oldu. 18 yaşında geldiğim İstanbul'da hayatımı itham ettirmem gerekiyordu. Teklifler de geliyordu. Bu teklifler içinden "Selena"yı seçtim. "Selena" uzun süre devam etti, çok iyi tepkilerde aldı. Bu süreç içindeyken de hayatımda müzik vardı. Bu nedenle birkaç istisna hariç hiçbir programa katılmadım, hiçbir şekilde röportaj yapmadım. Çünkü kimse beni şarkıcı kimliğim dışımda tanımasını istemiyordum.

İşinizin dışında neler yapıyorsunuz?

Evcimen biriyim. Pek evden çıkmam. Evde olduğumda, özellikle yanlız kaldığımda söz yazmaya gayret ediyorum. Bu konuda kendimi geliştirmeye çalışıyordum. Spor yapıyorum. Çok fazla dizi ve film izlerim. Tabiki gezmeyi de severim arkadaşlarımla görüşürüm. Ama genellikle lokal yaşayan biriyim. Günlerim böyle geçiyor. Öyle aham şaham birşey yapmıyorum.

Söz yazarken ilham perileriniz, objeleriniz var mı?

Yok öyle takıntılarım. Her an birşeyler karalayabiliyorum. Mesela daha yeni taşındım. Taşınırken elimde eşyalar vardı ve aklıma bir nakarat geldi. Hemen kaydettim. Ama öyle mum yakarım filan gibi şeylerim yoktur. Yalnızca ortamın sessiz olmasına dikkat ederim.

Ne zamandır yazıyorsunuz? Bunu ne zaman fark ettiniz? Yazdıklarınızı Sıla ile mi paylaşıyorsunuz?

Aslında uzun zamandır birşeyler yazıyorum. Fakat önceden çok utanırdım hatta ailem bile bilmezdi. Evde odama kapanır kendi kendime şarkı söylerdim. Sonradan aileme de açıkladım. Söz yazmaya teşfik eden kişi de Sıla'ydı. Sıla bana "Kötü olsa bile yaz." dedi. Bu 2 sene boyunca daha da üstüne düştüm ve bu yazdıklarımı da Sıla'ya gösterdim. Sıla bana bu konuda da çok yardımcı oldu. Yazmaya hala devam ediyorum. İlk albümümde 2 tane parça bulunuyor. Daha sonraki albümlerde daha fazla kendi parçalarıma yer vermeye çalışacağım.

Bir gün baba olursam, umarım babam gibi bir baba olurum.

Çocukluğunuzdan ve ailenizden bahseder misiniz? İçine kapanık bir çocukken nasıl bu şekilde gelişti süreç?

O zamanlarda da müzikle ilgileniyordum. Söylediğin gibi içime kapanık bir çocuktum. Fakat daha sonra yavaş yavaş bu durumdan kurtulmaya başladım. Ailem bu süreçte bana çok destek oldu. Kararlarımı vermeden önce her zaman danışırım. Onlarda doğrusunu yanlışını anlatır ve son kararı bana bırakırlar. Bana her zaman böyle yaklaştılar. Çok şanslı bir çocuk olarak görüyorum kendimi. Çünkü çok mutlu bir ailede büyüdüm. O yüzden her zaman söylerim; birgün baba olursam, umarım babam gibi bir baba olurum. O yüzden benim için çok özeller.

Diyet ve spor yapıyor musunuz?

İşimin bir parçasıda şov olduğu için kendime dikkat ediyorum. Daha önce diyet yaptım ama şimdi özel bir yemek programım yok. Diyet yapmıyorum, fakat yediklerime dikkat ediyorum. Spor yapmaya çalışıyorum.

Bütün kadınlar hak ettikleri değeri görmeli.

8 Mart Kadınlar Günü...

Kadınlar çok özeldir. Kadın deyince aklıma ilk olarak anneler geliyor. Şiddet içerikli kadınlarla ilgili haberler gördüğümde çok üzülüyorum. Bu haberlerin tarihe karışmasını istiyorum. Bütün kadınlar hak ettikleri değeri görmeli bence.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.