Gülşen'den ilginç itiraflar... "AŞK ANINDA ÇOK UTANIYORUM"...

Gülşen'den ilginç itiraflar... "AŞK ANINDA ÇOK UTANIYORUM"...

Ailem kesinlikle şarkıcı olmamı istemiyordu. Annemin yapmadığı etmediği dua kalmadı. Şarkıcı olmayayım diye evde sürekli Yasin okuturdu.

Sanatçı acıyla beslenir" sözü tam Gülşen için söylenmiş

Mimar sevgilisi Fahrettin Aykut ile o kadar mutlu ki bu yüzden şarkı sözü yazamaz hale gelmiş. İlham perisini geçici olarak servis dışı bırakmış. Single'nda bulunan tek şarkıyı bile metin yazarı bir arkadaşına yazdırmış. Şarkının adı "Yapamazsan yok". Kıpır kıpır, hareketli. Tıpkı kendi gibi. Ruhunun pozitifliği şarkıya geçmiş, hayat felsefesi şarkıya yansımış: "Geçmişin izlerinden kurtul, hedefe kitlen ve hayatı doyasıya yaşa".

Albümde tek şarkı var fakat sözü sana ait değil. Neden?

Bu soruyu ben de kendime sordum ve cevabını yeni buldum. Çok mutluyken şarkı yazamadığımı anladım. Mutluluk o anlamda bana yaramıyor. Yazmayı denedim ama orta- ya çiçekler böcekler çıktı, olmadı. (gülüyor)

Acı çekince sanatçı daha mı üretken oluyor?

Sanatçının bir tarafı hep melankolik olmalı. Çok derin şeyler yaşamalı, hissetmeli. Hatta geçen albümde kendimi sevgilim Fahrettin (Aykut) ile zorla kavga moduna bile soktum. O mod sonucu geçen albümde "Detay"ı çıkardım. Bu konuda kredimi tükettim. Mutluyken insan gerçekten yazamıyor. Ama bu böyle devam etmeyecek. Yazın enerjisi sonbahara döndüğünde yeni albümün hayallerini kurmaya başlayınca ilham kendiliğinden gelecektir.

Hayatının bu yeni döneminde neler oluyor?

Bu dönemimde hayata aynı pencereden bakan ve aynı şeyi gören iki insan var. Birbirimize gerçekten çok değer veriyoruz.

Bir sanatçıyla birlikte olmak zor gelmedi mi ona?

Celebrity bir ismin yanında olan kişinin durumu gerçekten çok zor, çok ağırdır. Buradaki püf nokta o kişinin kendine, karşısındakine ve ilişkiye çok güveniyor olması. Bu üç şey çok önemli. İki insan birbirini tanıdıktan sonra birbirinin isteklerine saygı gösterdikten sonra hiç sorun olmuyor. Bir de ben tutkulu bir insanım. Aşkta da çok dibine kadar yaşamayı seven bir insanım.

Hayatına girecek erkeği nasıl seçersin?

Herkesin belli başlı kriterleri var aslında. Kimisi uzun boylu olsun, esmer olsun vs.. Ama benim öyle kriterlerim yok. Birinci sırada yer alan şey insan elektriği. O anda neyin eksikliğini ya da neyin açlığını hissediyorsam o benim ilgimi çeken şey oluyor.

Aşık olunca nasıl bir Gülşen ortaya çıkıyor?

İlk anda yemek yiyemiyorum, çok utanıyorum. Utanma sürecim çok uzun. Dışarıdan çok cool çok kendine güvenen kız imajı çiziyorum. Evet kendime çok güveniyorum ama ikili ilişkilerde biraz utangacım. Ama hislerime çok güveniyorum. Eğer karşı taraftan kötü bir elektrik almamışsam karşımdakine her şeyimi açabiliyorum.

Hislerinde yanıldığın olmuyor mu?

Bunun bir formülü yok. Bu tamamen bir his. Ya zamana bırakırsınız ya da kötü şeyler hissetsenizde aşıksanız o umrunuzda olmaz. Aşkta öyle bir şey yoktur, onu yaşayarak anlamak istersiniz.

Böyle olunca hata yapmaz mısın?

Aşıkken sağlıklı düşünemediğim kesin. Ben kurgulu yaşamayan bir insanım, içimden geldiği gibi yaşıyorum. Bu yüzden hata yapma şansım yüksek. Aşık Gülşen hata yapabiliyor. Karşımdaki insan bunu suistimal edebilecek yapıda biriyse kolaylıkla suistimal edebilir.

Birçok kadın "piyasada erkek kalmadı" diye dertli. Gerçekten öyle mi?

Bence bu durum biraz ne istediğine bağlı. Mutluluk çok zor yakalanan bir şey değil. Çok büyük şeylerde mutluluk aramak yanlış. Küçük şeylerde mutluluk arandığı zaman kendin doğru yaşıyor olursun. Doğru insanı bulmak daha kolay olur.

Eskiden seksi dediklerinde utanıyordum

Türkiye'nin en seksi kadını olarak anılmak seni rahatsız ediyor mu?

Güzel olmak her kadının hoşlanacağı bir şeydir. Kadın güzel, hoş olmak ister, beğenilmek ister. Benim yaptığım işte görsellik önemli. Bu benim için işimin önüne geçmediği müddetçe bir artı. Güzel ve seksi bulunuyor olmanın benim bir artı olduğunu düşünüyorum. Kendimi de öyle hissediyorum. Bu insanın doğasında olmalı.

"Ben seksi bir kadınım, bu benim doğamda var"ı kaç yaşında fark ettin?

İlk albümümü 20 yaşınmdayken çıkarttım. Ekranda ve fotoğraflarımda ışığım olduğunu fark ettim. O zaman seksi olmanın ne demek olduğunu bile bilmiyordum. Öyle yazdıkları zaman utanıyordum. Çünkü öyle bir çaba içerisinde değildim. Pijamalar içindeyken "masum seksi" diye haberler yapıyorlardı. Çıkan haberleri okudukça seksi kelimesinin anlamını öğrendim.

Artık sen de seksi kıyafetler tercih ediyorsun. Hayatındaki erkek sana bu konuda müdahale etmiyor mu?

Bana bu konuda müdahale edecek tek kişi styling'imi yapan insan olabilir. Özel hayatındaki insan işimle ilgili bölüme girmeye çalıştığında ilişki ilişki olmaktan çıkar, buna izin vermem. Müziği çok seviyorum. Bu kadar zorlu bir yolda kendimizi yorarken mücadele ederken bir de özel hayatındaki insanın sana herhangi bir müdahalede bulunması bütün emeklerin çöpe atılmasına neden olur. Ben bu kadar amatör bir insan değilim.

İnandığım şeylerin peşinden giderim

Gülşen'i üç kelimeyle nasıl anlatırsın?

Zeki, inatçı, samimi.

Çok mu inatçısın?

Çok inatçıyım. Birisi bana "saçının rengini hemen değiştir" desin asla değiştirmem. "Saçın güzel olmuş" desin tam tersini yapar hemen değiştiririm. Tabii bu şaka. (gülüyor)

n Bu kadar inatçı olmak iyi bir şey mi?

Bildiğim bir şeyin arkasından sonuna kadar giderim. İnsanın inandığı şeylerden vazgeçmemesi güzel bir duygu. Ben bu inadım sayesinde şarkıcı oldum.

Nasıl oldu?

Ailem kesinlikle şarkıcı olmamı istemiyordu. Annemin yapmadığı etmediği dua kalmadı. Şarkıcı olmayayım diye evde sürekli Yasin okuturdu. Evde sürekli "Allah'ım bu işten vazgeçsin" diye dualar okuttu. Benim ailem Karadenizli ve çok tutucudur. Şarkıcı olacağım zaman bana zarar geleceğini düşünerek çok korkuyorlardı. Kesinlikle istemiyorlardı. Ben 10 yıldır bu işi yapıyorum, 6 tane albümüm var, Türkiye'ye çok fazla hit şarkı kazandırdım. Ailem artık benimle gurur duyuyor. O an inat etmeseydim şu anda bulunduğum noktada olamayacaktım. Şarkıcı olmasaydım hiçbir şey olmazdım. Belki başka bir iş yapardım ama asla kendim olamaz mutlu olamazdım.

Aileni nasıl ikna ettin?

Konservatuvara giderken o zamanın popüler mekanlarının birinde sahne alıyordum. Annem, babam, anneannem, babaannem, teyzem her gece sahne aldığım mekana geliyordu. Ben utanç içindeydim. Utancımdan yerin dibine giriyordum. Çalışma hayatını onların sürekli benim yanımda olmaları şartıyla kabul ettirdim. Albüm çıkaracağım zaman da hep yanımda oldular. Ondan sonra evlendim, kurtuldum. (gülüyor)

Bu yüzden mi evlendin?

Bilinç altımda ne hissetiğimi bilemiyorum ama tabii ki tamamen hislerimle hareket etmiştim. Eşimle severek evlenmiştim. Ama şimdi bilmiyorum bilinç altımda hangi duyguyla hareket ettiğimi. (gülüyor)

Tutucularsa kıyafetlerinde de rahatsız oluyorlardır...

Onlar çok hoşlanmıyorlardı. Hatta bir tane dergi çekimi yapmıştım. Çekimde bikini üstü giymiştim. O fotoğraflara çok köpürmüşlerdi. Ama sonra bu durumu anladılar.

Evlenmen için baskı yapıyorlar mı?

Her aile çocuğunun hayatının bu yönde olmasını ister. Onlar da evlenmemi istiyorlar. Ama doğru zamanı ben nasıl bekliyorsam onlarda bu yönde bir baskı yapmıyorlar.

Evlilik teklifi aldın mı?

Evet ama zamanına karar vermedik.

Damat adayını sevdiler mi?

Sevdiler. Zaten ben hep babam gibi bir insan olsun, "Babam gibi bir adam var mıdır" diye arayıştaymışım aslında. Onu bulduğuma inanıyorum. Efendi, dürüst, iyi bir adam.

İlişkini ne bitiririr?

İlgisizlik.

Ama ilgi bir zaman sonra ister istemez azalmıyor mu?

Olmuyorsa ben o ilişkinin içinde olmam. Aşk önce saygıya sonra sevgiye dönüşür diyorlar ya benim için böyle bir şey yok. Dönüşürse ben de dönüşürüm. Her şey ilk günkü gibi olmalı. Ben böyle yaşıyorum.

O ilgi nasıl hep aynı tutulur?

Bir şeylerin sıradanlaşmasından korkma duygusu beni hep ayakta tutar. Bu da her günü aynı yaşamama neden olur.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.