Habesha... İSTANBUL`UN GÖBEĞİNDE HABEŞİŞTAN MUTFAĞI!..

Habesha... İSTANBUL`UN GÖBEĞİNDE HABEŞİŞTAN MUTFAĞI!..

Şimdilik daha çok İstanbul`da yaşayan turistler tarafından keşfedilen Habeşiştan mutfağını İstanbul ve tüm Türkiye`ye tanıtmak, bir Afrika restoranının varlığından haberdar etmek için 18 Mart Salı akşamı Habesha, egzotik bir geceyle davetlilere tanıtıldı.

Haber ve Fotoğraflar; Mehmet KARADEMİR

Habeşiştan mutfağını İstanbul ve tüm Türkiye'ye tanıtmak, bir Afrika restoranının varlığından haberdar etmek için 18 Mart Salı akşamı Habesha'da düzenlenen egzotik geceye, Tuğba Özay, Meriç Erkan, BKM Mutfaktan Metin Keçeci, magazinkolik.com Genel Yayın Yönetmeni Nurcan Sabur, magazinkolik.com editörü Mehmet Karademir, magazinci.com Genel Yayın Yönetmeni Nurettin Soydan, MHP Beşiktaş Belediye Başkan Adayı gazeteci Burhan Akdağ, gazeteci Tayyar Işıksaçan, basın, iş, sanat ve cemiyet hayatından bir çok seçkin isim katıldı.

Tarlabaşı Polis Karakolu'nun karşısında henüz açılalı yaklaşık altı ay olan Habesha'ya adımınızı atar atmaz kendinizi tabiri caizse Afrika'da buluyorsunuz. Hayvan postlarının çokça kullanıldığı geleneksel Afrika masa ve sandalyelerinin yanı sıra duvarlarda da Afrika'ya özgü hayvanların fotoğraflarının olduğu mekan son derece mistik ve egzotik ambiansıyla sizi düşler alemine götürüyor.

Alçak masa ve sandalyelerden oluşan Habesha'nın her objesi ve de yemeklerde kullanılan tüm malzemeleri Afrika'dan getirilmiş.

Duvarda asılı dev ekranda gözterilen Afrika'ya özgü videolar, danslar, sunumlar, ziyaretçileri iyiden iyiye Afrika moduna sokuyor. Müziklerin ve danscı Habeşli kızların gösterileri de bunun en iyi kanıtı.

Mekânın sahibi Sammy Bey Etiyopyalı ve sağlık turizmi için geldikleri İstanbul'da hem Türkiye'ye gelen Afrikalılara sıcak bir atmosfer oluşturmak hem de Afrika mutfağını Türkiye'ye tanıtmak adına ailesinin de desteğini yanına alarak böyle bir restaurant açmaya ve de bu eksiği gidermeye yönelmiş.

Afrika mutfağının en önemli özelliği her şeyden ufak porsiyonlar hâlinde sundukları tepsiden hemen hemen tüm menüyü tatmak. Bu tadımlıklar, Türk mutfağında ki paylaşımlık mezelerle bu anlamda çok örtüşüyor. Bizdeki mezeler gibi onlarda da yemekler paylaşımlık.

Tepsi injera adını verdikleri, akıtma diye bildiğimiz bir çeşit hamur ile kaplı olarak geliyor. Sadece biraz daha ekşi ve tuzlu. Ekmek Türk sofrası için neyse, injera da onlar için o. Rulo şeklinde gelen injera'lar, kaşık çatal niyetine bütün yemekleri şamandıraya banar gibi yemek için kullanılıyor.

Parça parça koparıp yemekleri bu şekilde alarak elinizle yiyiyorsunuz. Haşlanmış pancar, mercimek, dana incik, kuzu ve tavuk eti, mısır ve salata. Üstelik sararak yediğiniz injera yemeklere farklı bir tat katıyor.

Mutfaklarında dana, kuzu ve tavuğun bizdeki gibi önemli bir yeri var. Afrikalıların hiçbir yerde bulup da içemeyeceğiniz kendilerine özel bir şarapları var. Adı 'bal şarabı'. Alkol oranı düşük olan ve saf baldan yapılan bu içkinin adına aldanmayın, tadı şaraba hiç benzemiyor ama denemeye değer. İçtikçe alışılan ve menüde yer almayan 'bal şarabı' yemeklerle ikram ediliyor.

Habesha'da Afrika dansları, geleneksel kahve seremonileri gibi etkinlikler de var ve mekândan Afrika kültürüne ve yemeklerine doyarak ayrılabilirsiniz. Çarşambadan pazara her akşam 20.00-01.00 arasında geleneksel Afrika dansı ve canlı müzik de var mekânda.

Mekan Pazartesi - Cuma: 13:00 - 24:00 arası açık ve en üst kat gece 24.00 den sonra kulüp olarak hizmet veriyor.Etnik müzikler, Afrikalı dj'ler eşliğinde gelenlere tam anlamıyla bir Afrika rüzgarı estiriyor.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.