Hasan Yalnızoğlu... "MERVE AÇLIKTAN İKİ DEFA BAYILDI!"

Hasan Yalnızoğlu... "MERVE AÇLIKTAN İKİ DEFA BAYILDI!"

"Survivor"da birinciliği Nihat Altınkaya'ya kaptıran Hasan Yalnızoğlu, yarışmada yemek verildiğini öne süren Merve Büyüksaraç'ın açıklamlarını garip bulduğunu söyledi.

On parmağında on marifet olan oyuncuların başında gelen Hasan Yalnızoğlu, 105 günlük "Survivor" yarışmasını geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyor. Yarışmada finale kalan ancak birinciliği Nihat Altınkaya'ya kaptıran Yalnızoğlu, yakında yeni projeleriyle seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. 2002 yılında Camoka'yı oynadığı "Karaoğlan" dizisinin bu kez film versiyonunda aynı karakteri canlandıracak olan Yalnızoğlu ile sorularımızı yanıtladı.

Kendinizi nasıl anlatırsınız?

Üsküdar'da doğdum. İlkokulu Üsküdar'da tamamladım. Ortaokul ve lise dönemim Kaynarca Pendik'te geçti. Üniversite yıllarım ise Büyükçekmece'de.... Okul hayatım boyunca her yaz farklı işlerde çalışarak aileme katkıda bulunundum. Lise yıllarında okula ara verip 4 sene eğitim hayatımdan uzak kaldım ve bu 4 yıl bir tekstil fabrikasında çalıştım. Bir yandan da tekvando sporunda hem sporculuk, hem de eğitmenlik yaptım.

Aynı yıllarda BJK Spor Kulübü'nde kürek çektim. 4 yıl sonra liseye dönerek lise ve üniversiteyi birincilikle bitirdim. Okul yıllarında başlayan mankenlik hayatım halen devam etmekle beraber, dansla ilgilenmeye başladım ve birkaç yıl sonra oyunculuk hayatım başladı. Sinema, dizi hem de tiyatro ile uğraştım. Şu an Amerikan güreşi organizasyonları yapmaktayım. Son olarak hayatımın en büyük deneyimi olarak söyleyebileceğim "Survivor"da dolu dolu 105 gün yaşadım.

Oyunculuk maceranız nasıl başladı, bir anınız var mı?

Oyunculuk hayatım 2002'de Abdullah Oğuz'un çektiği "Karaoğlan" dizisiyle başladım. O yıllarda "Sultans Of The Dance" ile Türkiye turnesi yapıyorduk ve İstanbul'da Harbiye Açıkhava'da sahnedeydim. 3 bin cast arasından Camoka rolü için 5 kişide karar verememişler. Hepsinin bir özelliği iyiymiş ama hem ata binebilen, hem dövüşmeyi bilen, hem ok atabilecek, hem de oynayabilecek bir oyuncu arıyorlarmış. Beni sahnede gören Abdullah Oğuz, 1967'de Suat Yalaz'ın sanki beni kaleme aldığını görmüş ve "Bu adam Camoka olmalı" demiş.

Bana sordular yapabileceğimi söyledim. Ata binebildiğimi, dövüşebildiğimi ve ok atabildiğimi söyledim. Derken oyunculuk hayatım başlamış oldu. Anı olarak ise ilk çekimlere başladığımda sert ve kötü karakter olan Camoka'yı kendi sesimle oynadığımda sesin ince kaldığını gördük ve ben de o zaman o meşhur henüz gündemde olmayan kalın ses tonuyla oynadığımda oradaki bulunan set ekibinin ürktüğünü gördük ve komple set kahkahaya boğulmuştuk.

"Sultans Of The Dance"ın ilk yıllarından beri vardınız. Sonra "Night Of The Sultans"ın kurucularından oldunuz. Dansı neden bıraktınız?

İlk olarak dansı bırakmadığımı söylemek isterim. Ben hem oyunculuk, hem de mankenlık yapmaktaydım. O anki talep ve yoğunluğa göre hangi işi ne kadar yoğunlukta yapmam gerektiğini düzenledim sadece. Çok sevdiğim oyunculuktan zaman kaldığı sürece hem dans hem de mankenlik yapmaya devam ettim. Bulunduğum dans gruplardan ayrılma nedenim ise kendimi iyi hissetmediğim ortamlardan hep uzaklaştım ama bir müjdem var. Yakında dünya çapında bir dans gösterisiyle ve ekibiyle birlikte sahnelerdeyim.

Mankenlikte Türkiye'nin en uzun süre podyuma çıkmış isimlerinden birisiniz, neden hâlâ podyumdan kopmadınız?

Evet, doğrudur. Yaklaşık 17 yıldır mankenlik yapmaktayım ve hiç ara vermeden bu mesleği yaptım. Çünkü ben mankenliği bir meslek olarak görenlerdenim ve asla bu işi basamak olarak görmedim. Mankenliğin gereklilikleri olan her noktaya önemle dikkat ettim. Bana talep olduğu sürece ve sağlıklı ve bakımlı olabildiğim sürece yapmaya devam edeceğim. Mankenlik mesleği ancak meslek olarak yapılırsa uzun sure yapılabilir ve kalıcı olunabilir.

Dövüş sporları yapıyorsunuz, tehlikeli değil mi?

Çok uzun yıllar oldu. Bir tehlikesini görmedim. Her insanın kaldırımdan düşüp ayağını burkma riski vardır ve tabii ki de risk olması da son derece normaldir. Kontrollü olup gerekli önlemler de alındığında hiçbir sporun tehlikeli olabileceğini düşünmüyorum. En azından ben böyle bir tehlike yaşamadım.

'Yapımcı beni kırınca yarışmaya katıldım'

* "Survivor"a katılma nedeniniz neydi ve yarışma size neler kattı?

Yıllardır oyunculukla ilgili bir takım uğraşlar veriyordum. Fakat birçok işin saçma sebeplerden iptal olduğunu gördum ve en son yaşadığım bir olay beni çok kırdı. Bir yapımcı bir rol için aslında benim uygun olduğumu ama daha ünlü birini düşündüklerini söyledi. Ben "Daha fazla ünlü mü olmak ha" dedim. Tam da o anda "Survivor"dan teklif gelmişti. Acun abi ile elektiriğimiz de uyunca kabul ettim.

Bana kattığına gelince ilk olarak tanınırlığım arttı ve benim için ünlü olmaktan daha önemlisi kendimi ifade edebileceğim bir platform oluştu ve bunu gerçekleştirdim. Bir de dünyada 7.5 bin insanın içinde 10 bin kişiden biri olup böyle paranla satın alamayacağın bir tecrübe yaşatarak hayatımda önemli olan her şeyin bir kez daha farkına varmamızı sağladı.

"Survivor"da kırgın olduğunuz arkadaşlarınız var mı?

Benim "Survivor"da kırgın olduğum kimse yok. Çünkü onun bir oyun formatı olduğunu bilerek orada yaşananların orada kalmasını düşünenlerdenim. Fakat unutamadığım bir olay var. Kıbrıs'a ilk gidenlerdendim ve gelen herkesi ben karşıladım. Arkadaşlarımdan birini kucaklamaya çalışırken bana uzak olduğunu ve kindar baktığını hissettim. Ona da kırgın değilim ama şunu söyleyebilirim ki, onun içten içe beslediği o kin kendi kalbinde yayılıp kendi kalbini pisletir. Gerek yok. Geçmişteki birçok şeyi unutmalı.

Merve Büyüksaraç "Adada bize yemek veriyorlardı" dedi. Gerçekten yemek verdiler mi?

Bu garip bir durum... Merve benim bildiğim 2 kere baygınlık geçirdi ve sebebi açlıktı. Onun dışında ben 105 gün adada kaldım ve kimseden bir lokma bile yemek almadım. 20 kilo verdim. Yemek verselerdi sanırım bu kadar kilo veremezdim. Bir de kimsenin o riske gireceğini sanmam.

Merve Büyuksaraç'ın Acun'a meydan okumasına ne diyeceksiniz?

Okuma yazma bilen herkes okuyabilir. Önemli olan okuduğundan ne anladığındır, anlayana...

'İsim açıkladığında bir süre canım acıdı'

"Survivor"da 2. oldun, "Birincilik benim hakkımdı" dediğin oldu mu?

Ada performansım, oyunlardaki başarım, insan ilişkilerim, kısacası "Survivor"u doyasıya yaşayan biri olarak son ana kadar hem birinci olmayı hedefledim ve hak ettiğimi düşündüm. İsim açıklandığında bir süre canım acıdı ama uzun sürmedi. Nihat kardeşimin elini ben kaldırdım, onu ben kucakladım. Yani olması gerektiği gibi... Ben birinci olsaydım eminim ki, o da beni öyle kucaklardı.

Hayatınızda pişmanlıklarınız oldu mu?

Hayatımda en büyük pişmanlığım basketbol olmustur. O da imkansızlıklar nedeniyle, büyük konuşmayı sevmem ama ben vücut yapım ve psikolojım açısından basketbol için yaratılmışım diye düşünüyorum. Güzel bir klüpte basketbol oynamayı çok isterdim.

Size gelen projeleri neye göre kabul ediyorsuz, yönetmen mi yoksa yapımcı mı belirleyici oluyor?

Doğruyu söylemek gerekirse ilk olarak yapımcı ve yönetmenin duruşuna dikkat ediyorum. Sonra tabii ki de senaryo çok önemli... Yönetmen konusunda önyargılarım yok. Çünkü biliyorum ki, boynuz kulağı her zaman geçebilir.

Sosyal sorumlululuk projelerinde yer alır mısınız?

Alırım ve şu ana kadar bir sürü projede yer aldım. Bundan sonra da alacağım Allah'ın izniyle ve en son katıldığım "Survivor"da örnektir.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.