Avukat Aslı Nur Çanakçı

Avukat Aslı Nur Çanakçı

HUKUK FAKÜLTESİ: PAPARAZZİ EK BİNASI

               

Türkiye’de magazin sayfaları sadece ünlülerin kıyafetini, aşklarını değil; doğrudan Türk Ceza Kanunu’nu, Borçlar Kanunu’nu ve hatta Adli Tıp Kurumunu sahneye taşıyor. Son günlerde bunu intihar mı? Cinayet mi? sorularıyla meşgul eden arabeskin kraliçelerinden Gül Tut ’un vefatıyla yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Bir gün kira davası ki sadece yazımızda geçtiği gibi Hülya AVŞAR özelinde bir problem değil yıllar yılı süregelen bir problemdir tahliye davaları, ertesi gün hakaret ve darp, öteki gün yağma iddianamesi… Adaletin terazisi bu ülkede magazin gündeminden eksik olmuyor. İşte son günlerin 5 manşetini fantastik kurgu hukuk fakültemizin paparazi bölüm başkanı olarak inceledim ve kahveler hazır ise bu güzel sonbahar gününü hep beraber şenlendirelim…

Hülya AVŞAR ve kiracısının yaşadığı problem aslında ülke genelinde çok yaygın. Özellikle kiralanma süresi kısa ve talep fazlalığı olan mülklerde maalesef kiracıyı da ev sahibini de son çıkan yargı paketini takip etmeye mecbur bırakan durumlar yaşandığını görüyoruz. Olayı özetler isek: Hülya Avşar’ın sahibi olduğu Sarıyer’deki evinin kirası 25 binden 45 bine çıktı. Avşar, “Kira da enflasyon gibi uçar” dedi, kiracı itiraz etti, mahkeme orta yol buldu. Aslında Hülya Hanım 50 bin talep etmiş ancak mahkeme 45 bin’e hükmetmiş oldukça isabetli olduğu kanaatindeyim. Çünkü hukuk zayıfı korur bu doğru ancak hukukun hedeflediği mutlak adalet ya da eşitlik değildir çünkü bu hedefler hayatın akışkanlığı içerisinde mümkün olması için çaba sarf ederken kaos yaratma ihtimali çok daha yüksek amaçlardır. Bunun yerine zayıfı ya da güçlüyü haklarını koruyarak denge sağlamaya çalışır. Kira meselesi de buna çok güzel bir örnektir çünkü kirada oturmak evi olmayan insan için tek çare olduğu gibi başka bir yerde oturmak istediğinden keyfi olarak sahip olduğu evde oturmayan malik de olabilir yani ideal değil hayatın kaos ve ihtimaller havuzuna göre ihtiyaç cevabı gereklidir. O yüzden şu an Türk Hukukunda kiracıyı sözleşme ile evden canı istediği gibi çıkaramasın diye kiracıyı koruyan kanunlar olduğu gibi ev sahibinin enflasyon dönüşümü ile kiradan alacağı paranın pul olmasını ve pasif gelirin artık anlamsız kaldığı durumları da engellemek için yasalar var. Kaldı ki Kira tespit davası olarak geçen hukuk davası da 5 yıl kiracılık dolmadan açılamaz yani Hülya AVŞAR’a mülkü için hakkı olan parayı talep ediyor diye açgözlü iması yapılması büyük haksızlık. Zaten 5 yıl geçmeden açılamayan bir dava için mahkeme kira tespitini yeni kiraya giren gibi hesaplamaz zaten, bölgedeki emsal nitelikte ev kiralarına bakar evet ama dosyada kiracı bulunan tarafın kaç yıl kiracı olduğuna ve ödeme durumuna da bakar. Yani aslında kamu düzeni sağlamaya çalışır. Hülya AVŞAR’a kira tespit davası kazandı diye anlamsız linçi desteklemiyorum, kendisine de hayırlı olsun diyorum mahkeme sonucu için.

Gezi davası sanığı Ayşe BARIM 284 gün tutuklu kaldıktan sonra, sağlık sorunları nedeniyle ev hapsine çıkarıldı; ama savcı itiraz etti, mahkeme yeniden tutukladı. Tutukluluğa itiraz kabul olmuş olsa da Ayşe hanım sağlık sorunları sebebiyle hastanede olduğundan taburcu olana kadar tedavisi hastanede sürecek ve bir nevi tutuklu yargılanma durumu fiilen delinmiş olacak. Ayşe Barım hakkında serbest bırakıldığında ünlüler tarafından yalnız bırakılması da çok dikkat çekmişti. Kimi eleştirdi kimi herkes kendini düşünür dedi ama burada yanlış anlaşılan benim görüşümce Ayşe BARIM siyasi bir figür olmamasına rağmen yargılandığı dava dan dolayı siyasilere özgü sahip çıkma refleksi bekleniyor olması. Halkın beklediği şenlikli tahliye görüntüleri Ayşe BARIM bir siyasi parti ile resmi ilişkide olsa idi kaçınılmazdı şu an ünlülerin yalnız bırakması ise siyasallaşırlar ise toplumun farklı düşününen hayranlarının kendilerini yanlış anlayabileceğinden çekince ki haklılarda. Çünkü Ayşe Hanım tutuklu olarak GEZİ PARKI DAVASI’ndan yargılanıyor, Tekelleşme davası için bir tutukluluk yok ki zaten öyle bir ceza da yok tekelleşme durumunda. Sayın savcının itirazı hakkında yorum yapmıyorum çünkü itiraz gerekçesine ulaşamadım maktu olarak bildiğim endişe ettiği konu beşeri ilişkilerinin çok kuvvetli olması sebebiyle istediği insanı starlaştıran birisi hakkındaki delilleri de karatabilir endişesi tabii bu sadece benim tahminim. Türkiye’de tutuklama, futbol gibi uzatma dakikalarıyla geliyor. Hâkim serbest bırakıyor, savcı “VAR’a bakalım” deyip yeniden tutuklatıyor. Şu an hastanede tedavi görmekte olduğundan Ayşe BARIM’a geçmiş olsun diyorum ve futbol ile karışık yorumumla beraber sonraki dosyamıza usulca yol alıyorum.

Ünlü oyuncu Nejat İŞLER küfür etti, muhabir de dayanamadı kafa attı özetle yaşanan durum bu. Sonuç: Hem hakaret hem darp dosyası gündemde. Karşılıklı şikâyetçi olunduğunu anladığımız olay sonrası muhabir bir açıklama yayımlamış sosyal medyadan. Bu açıklamasında kendisinden çok patronunu ve kızını koruduğuna dair şahsen benim çok inanmadığım kendini suçtan kurtarmaya yönelik bir savunma olduğunu gördüm. Nejat İŞLER açısından da düşünmek gerektiğini düşünüyorum basın emekçilerinin de zor çalışma koşullarında olduğunun farkındayım ama mesleğe daha önceden içkiliydi bilmem ne diye zaten sosyal linç yemiş bir ünlüyü alenen ve bilinçli olarak taciz etmek. Üstelik bu tacizi meşru göstermek için patronu ve kızını olaya dahil etmiş Nejat İŞLER açısından endişeye mahal yok aslında hakkında açılan sosyal medya sayfalarını ve alkollü görüntü vermek istemiyor olmasının ve röportaja zorlanamayacağının beyanını verirse derdini çok rahat anlatıp ağır tahrik altında olduğunu ispat edebilecektir diye düşünüyorum. Basın emekçisi kardeşimiz de lütfen kamera kayıtlarını ortaya koysun çünkü tesadüfi olduğundan kabul görmek ihtimali yüksek kimse adli bir vakaya dönüşeceğini düşünmezdi bir röportaj isteğinin. Her iki tarafın da fahri avukatlığını bir kıtır tavsiyelerle yaptıktan sonra diğer dosyamızla devam ediyoruz.

Ünlü oyuncu Ufuk BAYRAKTAR hakkında “iş yerinde birden fazla kişiyle yağma” iddiasıyla 12 yıla kadar hapis talep edildi. Daha önce Ufuk Bey’in DAYI olma rolünü fazla çalıştığından bahsetmiştik çünkü kendisinin adli sicilini araştırdığımızda bir hayli kabarık gelmişti bize ve bir an önce sadece rol gereği DAYI olarak görmek istediğimizi söylemiştik. Sayın savcı da aynı görüşte olacak ki iddianame hazırlanmış ve birden fazla kişiyle olduğundan ötürü nitelikli yağma olarak değerlendirdiği dosyayı tevzi etmiş. Tevzi etmek artık mahkeme numarası ve mahkeme dosya numarası ile beraber duruşma günü belirlenecek demek özet ile. Bu durumda zaten avukatları elinden geleni yapacaktır şüphem yok lakin Ufuk BAYRAKTAR’ın imajına gerçekten çalışması lazım çünkü toplumda kavgacı olarak gözükmek aslında suçsuz olduğu durumlarda dahi suçlu ilan edilebilme potansiyelini barındırıyor. Şöhrete ateşten gömlek denilmesinin yegane sebeplerinden biri de maalesef sizin açmadığınız cephelerde dahi savaşta olma potansiyeli taşıma durumu. Yağma çok ciddi bir suç olduğundan Ufuk BAYRAKTAR’a hem geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum hem de meslektaşlarım hukuki olarak hasar kontrolü yaparken iyi bir halkla ilişkiler uzmanı desteği ile mafyatik adam imajını da düzeltmesini tavsiye ediyorum.

Bombayı da sona sakladım. Arabeskin taçsız kraliçelerinden sahne adıyla güllü kimlik adı ile Gül TUT binlerce soru işaretiyle ahirete göç etti bizleri de o soru işaretleriyle baş başa bıraktı. Altıncı kattan düşerek hayatını kaybeden sanatçının dosyası cinayet masasına devredildi. Yüksekten düşmeye bağlı ölümler her zaman şüpheye gebedir lakin Güllü için roman havası oynarken düştü gibi kara komedi filmine konu olabilecek bir açıklama gelince insanlar ister istemez ilgi gösterdiler. Güllü ’nün çok sevilen bir isim olması zaten konuyu çözülene kadar manşetlerden indirmeyecek ama düşünsenize sıradan bir insan yüksekten düşerek hayatını kaybetmiş olsa ve görgü şahidi yakın ‘roman havası oynarken düştü ‘ dese bence yine manşet olurdu. Tabii ki Güllü gibi halk bu derece refleks göstermez konu tam olarak aydınlığa çıkana kadar manşetleri süslemezdi ama konu kendiliğinden cinayet olabilir mi şüphesini beraberinde getiriyor çünkü açıklama absürt. Asla acılı aileyi hedef almıyorum yaşanan bu şekilde de yaşanmış olabilir lakin açıklama çarpıcı ve isim şehir hayvan oynarken çıkmışçasına alakasız bir cümle olunca ister istemez şüphe ediliyor. Görüntülerin silinmiş olması sonradan eklenmesi, çelişkili ifadeler, pijama–elbise çelişkisi dosyada. Kasti bir durum olmasa da savcılığın taksir (taksir sonucu istenmeyen ya da öngörülmeyen) ile bir ölüme sebebiyet kuşkusu taşıdığı kanaatindeyim. Zaten planlı programlı ya da kasten bir cinayet olsa katil her şeyden önce tanık bırakmak istemez o sebeple savcılığın asıl derdinin taksir ile ölüme sebebiyet kuşkusundan tamamen arınıp dosyayı tertemiz kapatmak olduğu kanaatindeyim. Her ne olursa olsun sesi ve yorumuyla ülkenin hafızasına kazınan sanatsal bir değerdi Güllü ve dosyasının tertemiz kapanması için özen gösterilmesi hatırasına yapılabilecek en saygıdeğer hareket. Güllü’nün akraba ve yakınlarına en başta olmak üzere ben dahil tüm sevenlerine baş sağlığı diliyorum ve gün sonuna geçiyorum.

Magazin haberleri artık sadece “kim, kiminle, nerede?” değil; “hangi suç, hangi madde, hangi delil?” sorularını da beraberinde getiriyor. Türkiye’de hukuk ve magazin aynı masada oturuyor: biri kahve söylüyor, diğeri ceza istiyor. Yani o yüzden ünlü hayatların hukuki olarak başları belaya girdiğinde en doğru bilgiyi nereden alırız demiyoruz hemen magazinkolik’i açıyoruz ve hukukkolik köşesini okuyoruz. Bir sonraki yazımda sizlerle buluşmayı iple çekiyorum kıymetli okuyucularım sevgiyle kalın, hukuktan ayrılmayın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.