Hülya Koçyiğit? "SAĞLIK ÇOK ÖNEMLİ AMA KAHVE GİBİ ÜÇÜ BİRARADA OLMALI"!..

Hülya Koçyiğit? "SAĞLIK ÇOK ÖNEMLİ AMA KAHVE GİBİ ÜÇÜ BİRARADA OLMALI"!..

Hülya Koçyiğit, "3'ü 1 arada" sağlığı tarif ederken ; "Beden sağlığı, akıl sağlığı, ruh sağlığı" diye nitelendiriyor? --->Magazinkolik röportaj yazarı Ferhat Şirin'in çok keyif alacağınız RÖPORTAJını okumak için TIKLAYINIZ?

Bu röportaj; Ferhat Şirin tarafından Medikaltürk Dergisi için gerçekleştirilmiştir?

Ne yazılır ne söylenir elbette düşünmek lazım. Varlığından büyük mutluluk duyduğum değerli sanatçı ve insan.

Uzun zamandır yaşama bakış açısı, röportajlarıma konuk etmek istediğim muhteşem insan. Sevgili Hülya Koçyiğit'le sonunda randevulaştık röportaj için.

Etiler'deki Harvard Cafer'de buluştuk. Son derece zarif sanatçı ruhu, kibarlığı ve doğallığı ile büyüledi beni Sevgili Hülya Koçyiğit.

Sorularımı dikkatle dinliyor ve ağzından dökülecek kelimeleri düşünerek seçiyordu sevgili Hülya Koçyiğit. Sorularımı farklı bulduğunu, yaşamın gerçekleri olduğunu ama maalesef unuttuğumuz değerler olduğu kanısını birlikte paylaştık.

Sevgili Okurlarım benim dünya bakışımı öğrendiklerimi sizlere sorular şeklinde aktardığımı anlayıp benimle paylaştığınızda bu beni çok mutlu ediyor.Sevgili Hülya Koçyiğit; konuğum olma nezaketinden dolayı kendisini ve yaşamdaki tüm canlıları Tanrının sonsuz sevgi gücüyle uğurluyor meleklerin hepimizi korumasını diliyorum.

Sevgiler Ferhat Şirin

**************************

-Ruhunu ve bedenini yorulduğunda nasıl dinlendirir Hülya Koçyiğit?

"- Temiz havada ağaçların arasında mümkünse deniz gören bir yerde deniz kenarı da olabilir ve klasik müzik dinleyerek veya çok sevdiğim bir kitabı okuyarak ya da merak ettiğim bir filmi izleyerek, bu şekilde ancak dinlenebilirim."

-İnsan evrenin çok önemli bütünüdür. Sizin bu gerçeğe bakış açınız;

"-Biraz geç fark ettiğimi düşünüyorum gerçekten insana hep saygılı oldum. İnsan emeğine çok saygı duydum. Ama benimde değerli bir varlık olduğum bilincine biraz geç vardım. Zamanımı çok bonkör kullanmışım şimdi düşünüyorum. Artık, biraz kendimi sevmem biraz kendimi okşamam, dinlendirmem, mutlu olduğum şeyleri yapmaya çalışmam lazım. Yılların yorgunluğu; 46 yılın ve birikimlerin yorgunluğu."

-Aslında kendi hayatımızın ilim adamı olabiliriz. Neden kendimizi keşfetmekten kaçınıyoruz?..

"-İşte az önce cevabını vermeye çalıştım. Ben hep başkalarına saygılı olmayı, başkaları için duygudaşlık kurmayı başkalarının gözünde ki Hülya'yı başka insanların mutluluğunu, refahını, onlar için olmayı başardım da, bu arada bir de "ben varmışım" onu geç fark ettim. Beden sağlığı, ruh sağlığı, akıl sağlığı üçünün birada olduğu zaman insan gerçek anlamda sağlıklı oluyor. Olduğu yerde kalamayan tek varlık insanoğlu. Yaşam değişim demek; kendimi yeniliklere, farklı şeyleri keşfetmeye çok açık bir insan olarak görüyorum. Artık kendime de sabırlı davranıyorum ve kendimi sürekli yenileyerek tedavi ediyorum?"

-Hülya Hanım hayat programınızda öfkenizi yönetmenin yöntemlerini buldunuz mu?

"-Bu bana çok küçük yaşta öğretildi adeta telkin edildi. "Sen ablasın senin kız kardeşlerin var onlar için bir örneksin. Hep her hareketimde; ablamız nasıl yapardı, ablamız ne derdi, ablamız diye" seni örnek alacaklar kendilerine, o nedenle işte öfkeni de kontrol etmelisin, sevgini de gösterebilmelisin. Öfke duyduğunuz bir şeyi hemen affetmek yoluna gitmek benim sürekli yaptığım bir şey. Hep böyle yani?"

-Yaşamda doğru yolu bulmak için duygularınızla anlaşmazlığı nasıl çözümlüyorsunuz?..

"-Ben çok sabırlı bir insanım. Zannediyorum en büyük özelliklerimden biri de çok sabırlı olmam. Sabırla birçok şeyin değişebileceğine inanıyorum. Sabrı ön plana alıp bir zaman geçmesini ondan sonra tekrar üzerinde düşündüğüm zaman çoğu zaman duygusal olarak vereceğim kararların beni yanıltacağını mantığında mutlaka devreye girmesi gerektiğini ama bazen duygusal karar vermekte çok isabetli olmuş dediğim de oluyor. Zaman ve sabır?"

-Ruhumuzu yeterince özgürleştirebilseydik tarihi sahneleri hayal âleminden izleyebilir miydik sizce?

"-Dediğiniz anlamda evet. Ne güzel olurdu. En büyük zenginliğimiz aklımız. Akıl büyük bir nasıl anlatayım hazine her şey aslında çünkü bunu yıllar sonra annem ağır bir felç neticesinde hafızasını kaybettiği zaman fark ettim. Yarabbi akıl ne kadar önemli sana işte kolunu oynatman için bile emir veriyor beyne. Konuşabilmen için görebilmen için. Hafıza gibi bir şey demek değilmiş. O büyük bir zenginlikmiş. Sözümün başında da dediğim gibi insanı çok değerli varlık olarak saygı ile seviyorum. Eğer karşılığında elektrik aldığım zaman daha da coşuyorum ama o elektriği alamazsam gösterdiğim sevginin karşılığında sevgiden nasibini almamış bir insan görürsem o zamanda da kapanıyorum çiçeklerin hani akşamsefasının kapanması gibi. Ama insanlara da bir tek bu yolla ulaşabiliyorum. Sevgimi vererek?"

-Yaşamda hedeflere giden yol gökteki yıldızların sayısı kadar mıdır sizce?

"-Valla nerdeyse o kadar öteki türlüsü şans oluyor zaten. Şans diye bir şey var ama onun haricinde insan aklıyla hedefini belirledikten sonra gökteki yıldızlar kadar çok engelli bir maninizde olsa o inandığınız beklediğiniz şeye ulaşmak için o an o sabrı o yolu izliyorsunuz. Aksi takdirde sahip olduğunuz şey o derece emek verdiğimiz bir şeyse siz onun bir değer olduğunu zaten fark edemezsiniz algılayamazsınız ve onu layık olduğu gibi değilse belki de hor kullanırsınız o da size küser gider?"

-Özgüvenini kaybeden insanlara, özgüvenlerini kazanabilmeleri için neler önerir Hülya Koçyiğit?..

"-Özgüven demek sözümüzün başında dediğimiz gibi hayattaki en değerli varlık insanoğlu. Kendine güvenmek tabi ki sonu olmayan bir şey ben kendime güveniyorum demekle olacak bir şeyde değil. O ancak yaşayarak elde ettiklerinizin farkında olarak kendinize saygınızı geliştirmeniz kendinize olan inancınızı güveninizi geliştirmenizle olacaktır?"

-Hülya Hanım sağlıklı beslenmek ve yaşamak için vücut sisteminizi nasıl yöneteceğinizi biliyor musunuz?

"-Herhalde çok iyi bilmiyorum. Aldığımız kaloriyi hareket ederek harcamak zorunda olduğumuzu biliyorum. Tabii ki sistemi hırpalayacak yoracak kadar ağır yemekler yemememiz, mümkün olduğu kadar doğal olanı seçmek gerektiğini de biliyorum. Bu tüketim toplumu büyük şehirlerde yaşamak ve doğayı sürekli olarak tahrip etmekle geçti yıllarımız. Modernleşme yıllarımız da doğayı bir o kadar da hırpaladık. Ruhen de temizliğe ihtiyacımız var. Ben geldim gidiyorum bir ömür yaşadım Allah ne kadar nasip ettiyse diyen hayatı bomboş geçmiş birçok insan tanıyorum. Türkiye'nin hala değişmeyen bazı geleneksel diyemeyeceğim zihniyet aslında zihniyet eksikliklerini ya da bozukluklarını değişmeyen çağdaşlaşmayan veya insancıllaşmayan yönleri benim içimi acıtıyor keyfimi kaçırıyor. Diyorum ki en az 45-46 yıldır bu ülkenin sanatçısıyım. Hep sevgi ektim sevgi istedim hiç mi bir etki olmadı bu insanların üzerinde bazen çok şiddet görüyorum, okuyorum, seyrediyorum. Bu şiddet niye? İnsanlara en yakışmayan şey bu. Hakikaten yakışmıyor.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum