Hüsnü Şenlendirici... DENİZ HAYATIMDA TANIDIĞIM EN ÖZGÜR KADIN!"

Hüsnü Şenlendirici... DENİZ HAYATIMDA TANIDIĞIM EN ÖZGÜR KADIN!"

Türkiye'nin klarnet virtüözlerinden Hüsnü Şenlendirici, dört yıl sonra çıkardığı yeni albümüyle karşımızda...

O, hayatımda tanıdığım en özgür ruhlu kadın

Eski sevgilisi Deniz Seki'yi böyle tarif ediyor. Eşi Nazire Şenlendirici ile boşanma davası ise sürüyor. Yaşadıklarından pişman mı? Hayır! Yine de, "Hayatımın yarısında evliydim, artık evlenmeyi düşünmüyorum" diyor. Türkiye'nin klarnet virtüözlerinden Hüsnü Şenlendirici, dört yıl sonra çıkardığı yeni albümüyle karşımızda...

Türkiye'nin klarnet virtüözlerinden biri. Fakat, son yıllarda özel hayatı sanatının hep önündeydi. Hüsnü Şenlendirici, dört yıl aradan sonra nihayet bir projeyle karşımızda. 'Trio Chios' grubu ile birlikte 'Ege'nin İki Yanı' adlı yeni albümünü çıkaran ünlü Şenlendirici ile Babylon'da buluştuk.

Türkçe ve Yunanca şarkıların yer aldığı albümde güzel bir sentez yakaladıklarını söyleyen Hüsnü Şenlendirici, "Albüm bittikten sonra sahilde gezerken, arabada dinliyoruz, sanki kendimi Yunanistan'da geziyormuş gibi hissettim" diyor.

Deniz Seki ile bir 'yasak aşk' yaşayan Şenlendirici, onunla ilgili sorulara temkinli yaklaşıyor. Magazin basının kendilerini hoyratça harcadığını söyleyen Şenlendirici, en büyük haksızlığın bir türlü boşanamadığı eşi Nazire Şenlendirici'ye yapıldığını itiraf ediyor.

Deniz Seki'yle yaşadığı aşkı anlatan 'Adaletsiz Seçim' adlı şarkısı için şu yorumu yapıyor: "Şarkı gerçek. Onu başkasıyla söylemem!"

'Ege'nin İki Yanı' nasıl bir albüm?

Sakız Adası'ndan 'Trio Chios' üç ay önce Babylon'da konser verdi. Çok naif gerçek Greg müziği yapan bir grup. O gün, "Bunlarla bir şey yapmamız lazım" dedim. Arkadaşlar geldi, birkaç gün prova, sonra da kayıt yaptık ve albüm ortaya çıktı. Türk-Yunan tınılarını birleştiren güzel bir sentez oldu. Kapakta da zeytin dalı var üzerinde siyah ve yeşil zeytin var. Albümü dinlerken Ege müziğini ve serinliğini hissediyorum. Arşivlik bir albüm oldu.

Yunanistan'a gittiniz mi hiç?

Çok! İlk kez 14-15 yaşındayken trenle Selanik Festivali'ne gittim. Atina, Selanik konserleri keyifli olur. Biz nasıl Yunan müziğini seviyorsak, onlar da Türk müziğini seviyor. Damak tadımız benzediği gibi müziğimiz de benziyor. Daha önce Vassilis Saleas ile çalıştık. Klarneti Türkler kadar Yunanlar da çok seviyor. Bizim aramızda hep dostluk var zaten.

Çalkantılı bir dönem yaşadınız, hayatınızda neler değişti?

O çalkantıların bana müzikal getirisi oldu. Bunları kendime dert edinip, içinde boğulmaktansa, kendime pay çıkarmaya çalıştım. Güzel besteler çıkıyor, kendi albümüm için saklıyorum onları. Çalışım değişti biraz. Son zamanda gereksiz durağanlık olmadığı için bu 'ekşın' bana müzikal olarak daha çok şey yapma fırsatı veriyor.

Şöhret neleri değiştirdi?

Hayatımda çok büyük değişiklikler yaptı. Şu anda annemle yaşıyorum. Daha önce hiçbir evim olmamıştı. Bekar gibiyim. Bekar gibi derken, kendime münhasır yaşıyorum. Kendimi en özgür hisset- tiğim zamanlar diyebilirim. Rahatım, müzisyen arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. Kendime küçük bir köpek aldım, ismi Mozart. 2009 çok sağır, kısır bir dönemdi. 2006'dan beri var o sıkıntılar ama 2009 kötü bir yıldı.

Çok doğalsınız, sizde kadınların ilgisini çeken bu mu?

Olabilir. Ben gerçek bir adam olduğumu düşünüyorum. Kim ne isterse düşünebilir. Klarnetimi çaldığım kadar gerçeğim işte. Kendimi ifade etmekte bazen güçlük çekiyor olabilirim. Ama bu doğallık güzel, en güzel de klarnetime yansıtıyorum.

Dizi müziklerinde rastlıyorum bazen, taklit ediliyor musunuz?

Bana çok benzeyen bazı klarnetçiler var, dinlerken bazen "Allah Allah ne zaman çaldım bunu?" diyorum. Keyifli bir durum. Tarzının, tavrının taklit ediliyor olması ya da örnek alınıyor olması iyi bir şey. Mesela ders veriyor olsam, karşıma 30 öğrenciyi alsam bana benziyor şekilde çalamazlar ama adam beni dinleyip feyz alıyor demek ki.

'Roman açılımı' na ne diyorsunuz?

Önce başka açılımların hakkından gelmek lazım. Romanlar, asimile olmuş ve tamamen Türkleşmiş insanlar. Onların sorunu, herkesin sorunu; işsizlik, yoksulluk. Ben her şeklide taşın altına elimi koyarım. Şu anda ne yapacaklarını görmek için beklemedeyim. Bu işler toplantıya girip yemek yemekle olmuyor!

Politikayayı düşünüyor musunuz?

Romanların bir milletvekili olması gerekirse! Klarnet çalmakla bir yere kadar anlatıyorum onları. Onların haklarını savunabilmek adına olabilir.

Eşinize haksızlık ettiniz mi?

Resime büyük baktığımızda en büyük haksızlık ona yapıldı. Ama birçok insanın başına geliyor bu. Zamanında insanlar doğru adım atacak ki, buralara gelmeyecek işler. Ben tek başıma yapmış olamam herhalde her şeyi. Bunu söylüyorum sadece. Hatalardan ders almak lazım!

Bir daha aynı duruma düşer misiniz?

Vallahi bir daha evlenmeyi düşünmüyorum, boşanamadığım için hâlâ! Artık evlenmek yok aklımda! Hayatımın yarısında evliydim zaten. 17-18 yaşımda evlendim. Oğlum Ergin 15, kızım Nazlı 3.5 yaşında. 16 yıl evli kaldım.

Magazin basınıyla aranız nasıl?

Düzeldi artık. Her şeyin tavana vurduğu, cıvık cıvık olduğu zamana denk geldik biz. Onlar için iyi bir malzemeydik ama biraz suyunu çıkardılar. Hoyratça harcadılar bizi. Son zamanda bakıyorum biraz toparlandılar ama. Tiyatrocular da rahatsız edilince oyuncular ayaklandı, çok da iyi oldu biraz düzeldi her şey.

"Dert değil, ders edinmek gerek"

İki aşk arasında kaldınız. Pişman mısınız?

Özgür irademle, olumlu, olumsuz ne varsa yaşamak istediğim için pişman değilim. Sadece bunları dert değil, ders edinmek gerek! Hayata dair çok şey öğrendim. Güzel şarkılar yaptım. 10 senede öğreneceğimi kısa bir dönemde öğrendim, şimdi daha akıllı davranabiliyorum.

İkisini birden mi kaybettiniz?

Bilmem artık. (Gülüyor) Kaybetmek yok ya! Kafamda net bir şey var; müziği ve özgürlüğü kazandım! Hiç olmadığım kadar rahat ve özgürüm. Serin bir dönemdeyim, Müziğim beni besliyor, böyle etsin.

Nazire Hanım'la barışma olabilir mi?

Hayır. Boşanma davası devam ediyor.

Seki'nin, "Ben olsam cezaevinin kapısına çadır kurardım" demesine kırıldınız mı?

Kırılmadım. O lafı komik buluyorum. O anda duygusal olarak söylenmiş laflar.

Hiç karşılaştınız mı?

Hayır. Kırgınlığımız yok.

Peki telefonla görüştünüz mü hiç?

Hayır. Zannediyorum ki o da şu anda benim gibi müziğiyle haşır neşirdir. Bizi asıl unutmayanlar gazeteciler. Bunu yaz lütfen! Ben konuşmaktan rahatsız değilim ama gerek duymuyorum. Ortada bir şey olsaydı konuşulurdu.

Hiç konuşmamanız ilginç geldi!

Öyle olması gerekti. Bence kimse şikayetçi değil durumdan. O kadar olumsuzluktan sonra böyle olması çok daha mantıklı.

'Adaletsiz Seçim' özel bir şarkı değil mi?

Gerçek çünkü! Benim hayatımın önemli bir devresi. Ben de çok seviyorum. Geçende bir arkadaş düet yapmak istedi. "Ya tek başıma söylerim ya da hiç" dedim. Hatta şarkıya girdi, ben kestim.

Röportaj: Olcay Ünal Sert

Fotoğraf: Hüseyin Özdemir

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.