Metin Akpınar... " BİREYSEL OLMAKTAN ÇOK TOPLUMSALIM!"

Metin Akpınar... " BİREYSEL OLMAKTAN ÇOK TOPLUMSALIM!"

Yankı bulan röportajları ile bilinen Ferhat Şirin FT Ekonomi Dergisi için büyük usta Metin Akpınar ile "Papatyam" dizisinin set arasında mükemmel bir söyleşi yaptı. Metin Akpınar

1964 yılında Ulvi Ulas Tiyatrosu'nda "gözümü kaparım vazife mi yaparım" profesyonel oyununa imza atan Akpınar 1967 yılında ülkemizin ilk kabare tiyatrosu olan Devekuşu Kabare Tiyatrosunun kurucuları arasında yer aldı. Türk sinemasında bir çok filmde yer alan Metin Akpınar birgün Zeki Alasya ile birlikte toplumsal içerikli komedi filimleri ile tanındı.

Hayatı Kendi akışına bırakmak hangi mantık doğrultusunda doğrudur?

Kaderciyseniz sizin için bir çizginin çizildiğine inanır ve o doğrultuda yaşarsınız. Hayat bana göre bu doğrultuda ilerlemiyor. İnsanı insan yapan genetik şifresi ve bulunduğu çevredir. Genetik şifrenin inisiyatifimiz dışında oluşturduğunu hesaba katarsak çevresel faktörler bizi biz yapan faktörlerin başında gelir.

Çevresel faktörleri ele aldığımızda hayatı- mızın yönü biraz da kendi elimizdedir. Akıllıca davrandığınızda biraz da şansınız varsa ve çevrenizi iyi takip edebiliyorsanız yaşamınıza o doğrultuda yön verebilirsiniz. Benim için bu yazıldı. İyi ve kötü Allahtan şeklinde düşünerek hayata yansıtmak kolayca kaçmaktan başka bir şey olmasa gerek.

Korktuğunuz yalnızlık aslında bilginizi ve ruhunuzu zenginleştirir mi?

Şöyle söylemeliyim biraz sakat bir sual bu. Her insan yalnızdır. Bizlerde kalabalıklar arasında yalnız hissedenlerdeniz. Etrafın çok kalabalık görünmesi kendi kendinize kaldığınızda acı bir yalnızlık hissetmenize engel olmaz. Bu hissiyat ressamsanız tualle, yazarsanız kağıda, mimarsanız ürününüze bir şekilde yansır. İşte o zaman yalnızlıktan yaratıcılık anlamında bir isyan gibi yararlanmış olursunuz.

Aşk denilen duygu tüm bedeninizdeki ritmi mutlu olarak değiştirmesine rağmen kalbimiz neden acır?

Birinci tanım doğru değil. Aşk mutlaka mutluluk getirmez. Aşk aslında kimyasal tepkime, beyinsel dağılım, beyinsel kargaşadır. Akıl yoluyla bir şeyler süzülerek kabul edilmediğinde aşk noktasında doğrular geçerli değildir. Aşk bir bakıma kimyasal bir hastalıktır. İnsanlar küçük yaşlarda kendilerine lider bir model edinirler.

Çocuğun kız yada erkek olmasına bağlı olarak anne ve baba eş dost, konu komşu, sporcu bazen de şöhret olur. Bu modeller idealinizde hep olur. O resmi çizersiniz. Gördüğünüzde ise hafızanız sizi yoklar ve hayalinizle çatıştırır. İşte o zaman aşk başlar.

Aşkın birinci aşaması bulunduğunuza sevinmektir. İkinci aşaması ona dokunmak ve onunla beraber olmaktır. Aşk meselesi kendi kendine olur. İşte o yüzden aşkı kimyasal tepkime olarak görürüm. Acıyla bitmesi de gerçekle karşılaştırıldığı zamandır.

Gerçeğin görülmediği noktada mukayese ettiğiniz insanı ve mukayese ettiğiniz yaşamı arar. Bulmaya çalışırsınız fakat o değildir. Herkesi bilemem ama genel de aşk acıyla biter.

Metin Akpınar bugüne kadar bilinmeyen duygu dünyasında takıldığı bir gerçeği bizimle paylaşır mı?

Paylaşmaz. Çünkü herkesin kendi dünyasında başkasının bilmemesi gereken şeyler vardır.

Tek bir parmak bir çakıl taşını bile taşıyamaz . sizce hangi anlam ifade ediyor?

Bende birkaç tane anlam ifade ediyor. Tek kelimeyle ifade edilirse bireysel olmaktan çok toplumsal olmamın yararlarını vurgulamak için söylenmiş olabilir. Her canlı hayatı farklı anlamlarladır. Her yaşam bedeli farklıdır. Burada sizden istediğim mutlu olabilmeyi anlatmanızı ve bunu okurlarımla paylaşabilir misiniz?.

Mutlu olabilmek biraz rahat, özel ve uygun yaşamaktır. Hayatın size sunduklarını uygun olarak yaşarsanız mutlu, hayatın sunduklarına rağmen yaşarsanız mutsuz olursunuz. Mesela çok duygusal bir insanın cerrah olması hayata rağmen yaşamasıdır.

Neşteri alır hayat kurtarırsınız. Ama bu insanların etini keserek bir işi yaptığınız gerçeğini hiçbir zaman değiştirmez. Bu şekilde sürdürülen yaşam insanı mahveder. Sevmediğiniz işte olduğu gibi sevmediğiniz insanla yaşam tarzını ve inanç dünyasını tasvip etmediğiniz toplumlarla beraber olmak da mutluluğa rağmen yaşamak demektir ve mutsuzluk kaçınılmazdır.

Mutluluk öncelikli olarak uygun yaşamak, ikinci aşamada ise bulabilmektir. Sanatın en kısa tarifi doğa insanı ve toplum için kendinizi kattığınız şeyleri başkasına katma reaksiyonudur. Bu yüzden sanatsal yaratıcılık sanatsal kaygı gibi hissiyat insanı mutlu eder. Her şeyi dengede tuttuğunuz zaman mutlu olursunuz.

Mutluluk hormonu olarak bilinen serotoniniz arttığı zaman mutlu olursunuz. Bazı ilaçlar depresyonik ve piskolojik sorunların oluşması halinde verilir. Serotonini bloke eden enzim kapatılır ve serotonin değeri yükselmeye başlar. Dolayısıyla kişi kendini mutlu hisseder.

Bayanlar çikolata yediklerinde mutlu olduklarını söylüyorlar. %75 kakaolu çikolata yediğinizde yalnız kalıp dua ettiğinizde, sevdiğinizle seviştiğinizde evrenin işleyişini izlediğinizde yalnız kalıp dua ettiğinizde bazı şeylere bakıp onlardan yaşam gücü aldığınızda mutlu olursunuz. Son dönemde Amerika'da yapılan bir deneye göre gülme mimiğinin sentetik olarak serotonini arttırdığı ve hiç gülme ihtiyacı olmadığı halde gülümsemenin mutluluk hormonunu arttırdığı açıklanmıştır.

Sağlıklı beslenmek ve yaşamak için vücut sistemimizi nasıl yöneteceğinizi bilir misiniz?

Çok iyi biliyorum ama yapmıyorum. Hayat tarzı olarak her şeyi fazlasıyla yaşıyorum. Çok kızarım, çok yerim, çok içerim, çok iyi oyunumu oynarım. Her şeyi fazlasıyla yaşadığım için sağlıklı beslenmek ve yaşamak konusunda bir şeyler eksik kalıyor.

Ferhat Şirin

Bu ayki değerli konuğum Metin Akpınar. Bir çok konuğum için düşüncelerimi yazarken çocukluğuma dönmek zorunda kalıyorum. Çünkü birçoğu çocukluğumdan bugüne gelen gerçek sanat hazzını yaşamış gerçek sanatçılar yıldız olmakta böyle bir şey değil midir?

Onlar uzun yıllar bizlerle yaşar. Tüm canlılarda olduğu gibi bir gün bedenlerini bırakıp gitseler de, bizlerle yaşar. Yaşamalılarda? bizlerde yaşatmalıyız da? her biri yaşarken gelin hep birlikte değerlerini bilelim yıldızlarımızın.

Sayın Metin Akpınar röportajını "Papatyam" dizisinin setinde gerçekleştirdik. Pozitif yaklaşımına yumuşak ve içten samimiyetine hayran kalmamak mümkün değildi. Çocuklar set arası çağırırlarsa "gitmek durumundayım" diyecek kadar iş prensibini özümsemiş büyük usta.

En hızlı yaptığım röportajdı. Sorularıma verildiği hızlı, bilimsel ve öğretici cevapların hepimizin bilgi eksikliğine faydası olacağına inanıyorum.

Tanışmaktan ve röportaj konuğum olmasından mutluluk duyduğum büyük usta Metin Akpınar'ı sonsuz saygı ve sevgi dileklerimle teşekkür ederken yaşamdaki tüm canlıların Tanrı'nın sonsuz sevgi gücü ile uğurluyor ve meleklerin hepimizi korumasını diliyorum.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.