H.FEHMİ KETENCİ

H.FEHMİ KETENCİ

OHHH BE, YAZ EKRANI EZİYETİ NİHAYET BİTİYOR?

Yaklaşık üç aydır cefakar televizyon izleyicilerine çektirilen eziyet(!) nihayet sona eriyor? Televizyon izleyicisi yıllardan beri böyle eziyet görmedi desek abartmamış oluruz. Bunu sadece eleştiri olsun diye söylemiyoruz. Bu süre içinde konuştuğum yüzlerce televizyon izleyicisinin ve bulunduğum ortamlarda gözlemlediğim izleyicilerin neredeyse ortak şikayetlerini, yıllarını bu işe vermiş dikkatli bir televizyon eleştirmeni olarak dile getirmek amacıyla bu satırlara yansıtıyorum sadece..

Bir süredir, bıkmadan usanmadan televizyonlardaki programları izlemeye çalışıyorum.. Bıkkınlık(!) sınırını çoktan aşan "tekrar programlar, dizilere rağmen" yılmadan usanmadan, acaba izlemeye değer bir şeyler var mıdır diye çoğu zamanımı (fırsat buldukça) ekran karşısında geçirdim? Sadece Pekin Olimpiyat Oyunları yayınları dışında ( o yayınlarda TRT spikerlerinin, gaflarını, komikliklerini göz ardı edersek) izlemeye değer program yok gibiydi. Çaresiz, akılda kalan, izlendiğinde izlenilebilir özelliği olan dizilerin tekrarlarını izleyerek vakit geçirmeye çalıştım. Bu arada, şifreli kanallarda yayınlanan futbol takımlarımızın antrenman karşılaşmalarını, şampiyonlar ligi ön elemeleri futbol karşılaşmalarını izlemek vaziyeti biraz kurtardı. Ancak; yayınlardaki yayın kalitesizliği, karşılaşmaları anlatan spiker ve yorumcuların zevkimize limon sıkan gereksiz yorumları, işin tam olarak keyfini çıkarmamıza engel oldu?

Yaz ekranlarının en önemli yayınlarından biri; bir aya yakın süre ilgiyle izlenen "Pekin Olimpiyat Oyunları" idi. Burada her ne kadar bir iki yüzümüzü güldüren olayın dışında başarısızlıklarımız içimizi acıtsa da, hüsranlarımızı izlemek zor olsa da hayranlıkla izlediklerimiz çoktu..

Yüzmede Amerikalı yüzücünün sekiz madalya ve dünya rekorları ile taçlanan başarılarını, Jamaikalı sprinterin insanüstü hızını, rekorları altüst eden başarılarını, basketbol karşılaşmalarını, futbol karşılaşmalarını ve tabii, Olimpiyatların tarihe "muhteşem, olağanüstü" olarak yansıyacak açılış ve kapanış törenlerini, tüm olimpiyat süresince her şeyi planlı, hiç aksamadan sürdürülen organizasyonunu gözü yaşlı izleyerek, yaz ekranlarımıza yansıyan saçmalıkları bir nebze olsun unutabildik.. Tabi bu arada; TRT'de; yarışmaları ekrandan sunan spikerlerin hazırlıksız ve formsuz olmalarından kaynaklanan gaflarını, futbol yorumlarında bile zaman zaman izleyenleri çileden çıkaran futbol yorumcusunun basketbol final karşılaşmalarında kendini futbol karşılaşmasında sanarak yaptığı, basketbol terminolojisine uymayan yorumlarını saymasak, yine de Pekin Olimpiyat Oyunları'nın yayınları yaz ekranının yüz akıydı?

Şimdi, eziyetli yaz ekranı bitti yeni sezon başlıyor ? Pazar, pazartesi ve hatta Salı akşamlarına sarkarak izleyicinin en çok izlediği programlarda başı çeken spor programlarının, geçen dönemden kalan, devam edeceği varsayılan özlemle beklenen dizilerin dönemi başlıyor? Türk sporunun, özellikle Türk futbolunun çok bilmişleri daha şimdiden ilginçliklerini spor programlarında sıralamaya başladılar bile.. Futbolumuzun istikrarsızlığının ve olması gereken yerde neden olamadığının veya çıkabildiği yerde neden tutunamadığının nedenini başka yerlerde aramaya hiç gerek yok ki. Nedenini anlamak için ekranlarımıza yansıyacak spor programlarımızı ve oralardaki futbolumuzu kurtaran(!) çok bilmişlerin futbolumuzun ruhunu karartan yorumlarını, öngörülerini izlemeye devam etmemiz yeterli..

Bu yıl daha da hoşluklar(!)ın olacağı daha şimdiden belli olmaya başladı bile.. O çok bilen spor yoruncularımız, sırf reyting uğruna neler yapmaları gerektiği konusunda derslerini iyi çalışmış gibi görünüyorlar.. Daha şimdiden bu özelliklerini sergilemek için yola çıktılar bile..

Ekranlarda transferlerle ilgili o derin araştırmalarının sonucu olarak yorumlarıyla ortalığı toz duman edecekler gibi.. Dünya, Avrupa futbolundan ünlü hoca, futbolcu getirenlerin vay haline!?Bu anlayış, bugün Avrupa'nın en ünlü hocalarından, dünyanın da ileri gelen hocalarından birini, bir kaçını buradan göndermek, kaçırtmak için ne saçmalıklar yapmadı ki!..

Bunların çoğunun büyük gazetelerde köşeleri de var. Bu güce sahip olunca, ellerinde hak etmedikleri bir medya gücü olunca insanlar çok daha cesaretleniyor canım!.. Atınca mangalda kül bırakmamak, "ben söyleyeyim, yazayım da nereye giderse gitsin" anlayışına nasıl olsa ceza yok, dur diyen yok? Elinde; en güçlü televizyonların ekranı, en çok okunan gazetelerin spor sayfalarında köşeler var, amaç çok okunmak, çok izlenmek de olunca kim tutar sizi. Her şeyi siz iyi bilirsiniz. Herkese ders verebilirsiniz.. Eleştireceğim diye insanları, kurumları yerden yere vurabilirsiniz!..

Bu çok bilenler için körü körüne eleştirmek en büyük sanat. Ancak bilemedikleri, algılayamadıkları; sanat, sanatı icra etmesini bilenlerin elinde değerini bulur.. Eleştireceğim diyerek mangalda kül bırakmayanların, eline düştüğü için ahlanır vahlanır? Vah televizyonum vah!.....

YAZ EKRANINDA TADI DAMAĞIMIZDA KALANLAR!...

Yaz ekranında her şey kötü müydü, tabi ki hayır.. Ya yaz ekranı süresince ya da yaz ekranının bir bölümünde, bazen ilk kez "tekrar"ını, bazen da normal yayınını izleyerek tadı damağımızda kalan programlar, sayısı az olsa da vardı..

Bunlardan en önemlisi her şeye rağmen Pekin Olimpiyat Oyunları'ndan başta TRT olmak üzere ekrana yansıyanlardı. Bunu yukarıda geniş olarak anlatmaya çalıştık?

Peki ya diğerleri!... İşte akılda kalanlardan bir kaçı;

YÜZYÜZE / Olay TV Güncel Kuşağında

Yaz başında birkaç kez tekrarını izlediğim Olay TV'de "Güncel" kuşağında yayınlanan, Selda Hasret'in hazırlayıp sunduğu "Yüz Yüze" adlı program; hazırlanışı, içeriği ve de işlediği konuları itibarı ile izlerken keyf aldığım programlardan biri idi. Genel olarak; iş ve sanat dünyasının ileri gelenlerinin bilinmeyen yönleri, başarıları tam bir aile sohbeti ortamında ekrana yansıtılıyor.. Sunucunun güzel ve sevimliliğinin yanı sıra rahatlığı, konuklarıyla diyalogları, söyleşileri ve de saz eşliğinde kendinin seslendirdiği şarkılarıyla kurgulanmış ve oldukça akıcı olan program izlediğim sürece ilgimi çekti? Yeni dönemde bu program devam eder mi bilemiyorum.. Etmezse televizyon izleyicisi için kayıp olur diye düşünüyorum.

COSMO +PLUS / Kanaltürk

Bir diğeri ise; Kanaltürk'de ekrana gelen "Cosmo +plus" adlı program. Programı hazırlayan ve sunan Sevim Gözay.. Bir süre önce başka bir kanalda yaptığı progamı ile birlikte Kanaltürk'e transfer olmuş.. Aynı adlı program burada hazırlayıp sunmaya başlamış.. Ben tesadüfen kanaltürk'teki ilk programının tekrarını izleyerek programın içeriğine vakıf oldum. Çok beğendiğimi söylemeliyim. Program sunucusu çok rahat, olağanüstü diksiyonu, hitabet tarzı, konuklarının seçiminin yanı sıra özenle hazırlanan kurgusu ile izlediğim sürece keyf aldığım bir program. Programdaki konular güncel konulardan seçilmiş. O ilk izlediğim programdaki konulardan biri "Sex And The City Kadını Olmak" idi? Bu konu konuklarla filmlerden görüntüler eşliğinde tartışılyor. Tadı kaçmadan, konuklarla iyi diyaloglarla ve de konukların sözünü kesmeden. Program sunucusu belli ki işinin ciddiyetini kavramış, izleyiciye ve konuklarına saygılı, dahası; izlenirken izleyicinin gerek kalitesiyle ve gerekse içeriği ile keyf alacağı bir program hazırlamaya özen göstermiş. Sunuşu yumuşak, anlaşılır, konuklara sordukları sorular güzel, konuklarıyla iletişimi güzel ve kendi de çok sevimli ve güzel. Tüm güzellikler bir araya getirince izlenmesi güzel bir program yapılabiliyormuş.. Bu programı izlemeyenler çok şey kaybederler diyorum.. Tebrikler Sevim Gözay?.

Bu programı izledikten bir süre sonra Sevim Gözay'ı, tesadüfen Saba Tümer'in Haber Türk'deki programında konuk olarak gördüm. Konuk olduğu programda da kendini ifade ederken çok rahat ve etkileyiciydi? Orada öğrendiğim ve çok ilginç bulduğum, hatta hayranlık duyduğum bir başka özelliğini de öğrendim? Cosmo +Plus'un o modern görünüşlü, güzel konuşan sunucusu Sevim Gözay İmam Hatip Lisesi mezunuymuş.. Bu ek bilgiyi de yorumsuz olarak vermek istedim..

HAYATIN AYNASI / Kanaltürk

Yine ilgiyle izlediğim programlardan biri; hafta içi her gün Kanaltürk'de ekrana gelen ve Ece Pirim'in sunduğu "Hayatın Aynası" adlı sohbet programıydı. Bu program da ilgiyle izlediğim sohbet programlarından biri.. Program; sunucusunun rahatlığının, konuya hakimiyetinin, konuklarıyla ilgili olarak önceden hazırlanmasının ne kadar önemli olduğunu ve bu özelliklerin yansıdığı programların nasıl keyfle izlendiğinin bir örneğidir. Bu tür sohbet programlarının televizyon izleyicilerince ilgiyle izlendiğini burada bir kez daha belirtmeme gerek yok.. Tebrikler Ece Pirim?

LACİVERT GECE / Ses TV

Yine tesadüfen izlediğim, sevgili dostum Hurşit Yenigün ve Nur Yoldaş'ın Ses TV'de Pazar geceleri hazırlayıp sunduğu "Lacivert Gece" adlı müzik programı, bana göre son zamanlarda ekranlarda izlediğim çok güzel müzik programlarından biriydi.. Nur Yolda ve Hurşit Yenigün; gerek sunumları, gerekse izleyenlere tam bir nostalji ziyafeti çektiği Özdemir Erdoğan, Ergüder Yoldaş şarkıları, Aşık Veysel türküleri ve daha bir çok nostaljik şarkının yanı sıra Hürşit Yenigün'ün babası Hayrı Yenigün'e ait şarkıyı seslendirmesi ile müzikseverlere tam bir nostalji müzik dinleti gecesi yaşattılar.. Bu programı mutlaka izleyin? Tebrikler, teşekkürler Nur Yoldaş, Hurşit Yenigün?

Evet sevgili Magazinkolik okurları.. Güzel olan program nerede yayınlanırsa yayınlansın izleyici onu bulabiliyor, izleyebiliyor. Biz eleştirmenler, sadece tenkit etmeyiz.. Asıl yaptığımız, emek verilen güzel olan programlarla ilgili olarak televizyon izleyicisini bilgilendirmektir. Bunu yaparken emeğin hakkını da veririz.. Hak edeni eleştiririz ama iyinin hakkını da yemeyiz..

Biz işimize gelecek haftalarda da devam edeceğiz.. Güzelleri överek, baş tacı ederek, kötüleri eleştirerek, yererek??

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.