Oktay Kaynarca?  "HAYATIMA DAİR TEK EKSİĞİM; ÇOCUK `'

Oktay Kaynarca? "HAYATIMA DAİR TEK EKSİĞİM; ÇOCUK `'

"Adanalı" dizisiyle bir kez daha gündeme oturan Oktay Kaynarca; Medikal Türk Dergisi Magazin Müdürü Ferhat Şirin ile kendi Yaşamına ve Kişiliğine Dair Söyleşi Yaptı..

Uzun oyunculuk geçmişi ve sonrası "Kurtlar Vadisi" projesiyle zirveyi on ikiden vurdu.

Özel hayatı, aşkları ile magazin basınına bir hayli malzeme olurken, kırgınlıkları gazetecilerle kavgaları da uzun süre konuşuldu. Köşeme konuk etmek istediğim Oktay Kaynarca'yı bir yıl evvel aradım. Bir yıl içinde yaşanan telefon görüşmelerinden sırasında, "Adanalı" dizisiyle başarı grafiğini pekiştirdi?

Röportaj için zaman bulamayan Oktay Kaynarca ile röportaj gerçekleştirmek için röportaj öncesi son telefon görüşmemizi yaptık. Daha sonra beni TV8'deki program öncesi stüdyoya davet etti. Sevgili Kaynarca ile birlikte farklı sorularım ve akıllıca cevapları eşliğinde keyifli ve eğitici röportaj gerçekleştirdik.

En çok istediği ve çocuk özlemini samimiyetle dile getiren sevgili Kaynarca'ya ''Daha önünüzde çok zaman var tanrı müsaade ederse olur'' dediğimde, ''Yaşım geçti jenerasyon farkıyla zor'' diyen Kaynarca'nın; tüm isteklerinin Tanrı tarafından kabul görmesini diliyor, yaşamdaki tüm canlıları Tanrı'nın sonsuz sevgi gücüyle uğurluyor ve meleklerin hepimizi korumasını diliyorum?

Sevgilerimle,

Ferhat ŞİRİN

********************

-Hayat her canlıyı farklı sınavlardan geçiriyor. Yaşam programınızda mutluyum diyebiliyor musunuz?

"-Zaman zaman mutlu, zaman zaman mutsuz olduğumu hissediyorum. Aslında hayatın kendisine bakmak gerekir. Hayatın kendisine baktığımız zaman da, sürekli mutlu bir hayat içinde yaşıyormuş gibi davranmak kendimize mutluluk getirmiyor. Hayatın gelişine göre davranmak gerektiğine inanan bir insan olarak çok sevdiğim bir söz vardır. '' Dünya bir gündür, o da bugündür''. Bu sözü çok fazla hayata geçirebildiğimi düşünemesem de, çalıştığım zamanlardan arta kalan vakitlerde kendime özel zaman yaratmaya çalışıyorum. Kendine özel olan vakitleri mutlulukla işlemek lazımdır fakat bu ne kadar mutluluktur, tartışılır. "

-Size göre insanoğlunun sevgisizliğinin nedenleri nelerdir?

"-Sevgisizlik aslında başlı başına küçüklükten itibaren insanlara yüklenir. Küçükken; evinde sevgi ortamında büyümediyseniz ya da sevgi ortamında büyümüş olsanız bile ondan sonraki hayat serüveniniz sürekli sizi başka yönlere yasladıysa, gidecek yeri kalmadıysa sevgiye dair bir şeyler üretmek yerine tam tersi defans yapmaya belki de saldırganlığa yönelik bir şeyler geliştirmiş olabilirsiniz. Erkeklerden yola çıkarsak; erkeklerin mutluluğu kadınlara endekslidir. Kendi aramızda konuştuğumuzda ve gözlemlediğimizde ortaya çıkan üst başlık hep şu; iyi bir araba almayı, iyi bir işte çalışmayı, daha iyi bir konumda olmayı, yakışıklı olmayı, seksi olmayı, başarılı olmayı her şeyi aslında erkekler bilinçaltında kadınlar için yapıyorlar. İşin bilinçaltında ki durum budur. Hayatımızda nerdeyse her şeyi kadınlara endeksliyoruz. Annelerimiz, kız kardeşimiz, sevgilimiz bunların hepsini göz önüne getirdiğimizde böyle bir durum ortaya çıkıyor. "

-Umut veren hayaller, sağlıklı ve mutlu yaşamınızın anahtarı mıdır?

"-Hayal kurmadan olmaz, her şey hayal kurarak başlar. Eminim tanrı da hayal kurarak yaptı her şeyi. Önce hayal kurdu dedi ki; '' bir şey yapacağım ve öyle mükemmel bir şey yapacağım ki, insanı yaratacağım...'' Hayal etti ve çok mükemmel bir şey olan insanı yarattı. Her şey hayal etmekle başlıyor o yüzden hayal etmenin gücü, sınırı, çerçevesi, biçimi olamaz. Her şeyi hayal edebilirsiniz. Her şeyi yasaklayabilirsiniz ama hayal etmeyi yasaklayamazsınız. Bizim yaptığımız işin bire bir karşılığı hayal kurmaktır. Hayal kurduktan sonra her şeyi yavaş yavaş hayata geçirirsiniz. "

-Tanrıyla bağlantınız yoğun mu? Ya da hangi psikoloji ile daha iyi iletişim kurarsınız?

"-Tanrıya inanırım. Tanrıyla arama giren hiçbir şeye inanmam. Yani tanrıyla aramda bir aracı kabul etmem. Benimle direk iletişime geçtiğini bilirim. Benim de direk onunla iletişeme geçtiğimi o da bilir."

-Bize gerçek karakter kimliğinizi nasıl doğru analiz edersiniz?

"-Bazen başarılı, bazen başarısız, bazen hırslı ama normal insanlardan bir tanesiyim. Hayatta önüme gelen her türlü duruma birden bire reaksiyon gösteren genel çizgi itibariyle ben agresif bir adamım. Hayatım boyunca ilk önce durup, sakin olup, soğukkanlılık içerisinde işimi halleden biri olmadım. Tabi ki de bu yönüm bazen başıma sorun ve bela açtı. Bunun bir karakter biçimi olduğunu düşünüyor ve ani çıkışlarımdan vazgeçemiyorum."

-Hepimizin hayatında bazı duyguların eksiklikleri vardır, Oktay Kaynarca'nın hayatında var olmasını isteği eksiklikler nelerdir?

"-Allaha çok şükürler annem, kardeşlerim, yakın arkadaşlarım, çok sevdiğim bir işim var. Kendimce varlıklıyım. Bugüne kadar hayal ettiğim her şey benim oldu. Hiç bir şey sekmedi. Sadece bir eksikliğim var o da çocuk?"

-Sizce öğrenilmiş kanıtsalınmış, çaresizlik akıl zayıflığı mıdır?

"-Bu duruma sadece akıl zayıflığı demek yanlış olur. Aklı yerindedir, kafası çalışıyordur fakat insanda öğrendiği ve kanıtladığı şeyin dışına çıkamama şartları bazen başka türlü gelişebilir. Durumun dışına çıkabilme cesareti ve gücü olmayabilir. Herkesten aynı davranışları bekleyemeyiz. Kişiler var olduğu güne kadar biriktirdiği şeylerle yaşamayı seçebilir. Onları yadırgamak yerine anlamaya çalışmalıyız, inancındayım."

-Ruhunuzun en özgürleştiği zaman yaşamınızın hangi noktasındadır?

"-Ailemden ayrılmaya karar verdiğimde. Kendim bir aile kurmadan ailemden ayrılan tek kişi benim. Ailemizde tek üniversite okuyan da benim. O yüzden bu çok önemli ve ciddi atılmış, ailede en önemli adımlardan biri."

-İnançlarımız, duygularımız ve davranışlarımız için seçeneklerimizin olduğunu neden göremeyiz?

"-Sadece kendi başımıza halletmek çok büyük bir birikim ve altyapıyla orantılıdır. Ama bence etrafımızdaki insanlarla, yaşadığımız çevreyle, seçtiğimiz yaşamla da doğru orantılıdır. Bunun zaman zaman farkına varırız ama hayat bazen izin vermez. Bu kafamızın karıştığı dönem içerisinde bu söylediğimiz olabilir diye düşünüyorum."

-Duygusal zekânızı nasıl keşfedersiniz?

"-Duygusal zekâ nasıl keşfedilebilir bilmiyorum aslında. Duygusal zekâ keşfedilebilir mi yoksa kendiliğinden var mıdır? Duygusal zekâmı nasıl keşfedebilirim diye hiç düşünmedim. Ama duygusallık bizim yaşamımızın ve işimizin bir parçasıdır. Sonuçta duygusal olmayan bir adamın benim yaptığım işin yapma şansı yoktur."

-Einstain: ''Hayal gücü bilgiden daha değerlidir'' demiştir. Sizce bilginiz yoksa hayal gücü yeterli midir?

"-Bence ikisini ayrı ayrı değerlendirmek lazımdır. Şöyle açıklıyım bu soruyu; biz çocukken uzay yolu dizisini seyrediyorduk. Uzay yolunu yazan senaristler o zaman ellerindeki görüntülü cihazla birbirleriyle konuşuyorlardı. Orda benim asıl dikkatimi çeken o konuştukları görüntülü muhteşem cihazdı. Senaryoyu yazanlar onun hakkında bir bilgiye sahipler midir? Zannetmiyorum. Daha sonra teknik o ellerinde görüntülü olarak konuştukları cihazı, bugün bizim elimize verdi. Demek ki hayal gücü her şeyden önce gidiyor."

-Başarılı olmayı mücadele olmaktan çıkarıp yaşam tarzı haline nasıl çevirebiliriz?

"-Bunlar çok iç içe kavramlar. Böyle bir telaş içinde olmalı mıyız? Onu da bilmiyorum. İlla başarılı olacağız duygusu da bizi çok yıpratabilir. Zaman zaman başarısız da olabiliriz. Hayat bizler için masaya başarısızlığı da koyuyor. O başarısızlıktan bir sürü başarı da elde edebiliriz. O yüzden ben başarısızlığı büyük felaketler zinciri olarak görmüyorum. Başarısızlıklara, bundan sonra yapacağım işler doğrultusunda almam gereken ders diye bakarım. Bir şeyi eksik yapmışımdır bir şeyi atlamışımdır. O başarısızlık benimdir onun yaşamayı becerebilirim. Sürekli ''başarılı olacağım'' ya da ''başarılı olmak zorundayım'' gibi bir travmayla yaşamak çok sıkıcı olur."

-Hayatımız bize mi bağlıdır? Hayat tuvali verir resmi biz mi yaparız?

"-Evet, hayat tuvali veriri resmi de biz çizeriz ama zaman zaman hangi fırçayı hangi rengi kullanacağımızı şaşırabiliriz. İstediğimiz resmi çizmekte bazen zorlanabiliriz. Çizdiğimiz resim bizce yetersiz kalabilir. Bütün fırçaları, renkleri ve şartları yerine getirsek bile, o resim bizim hoşumuza gitmeyebilir. Asıl önemli olan neden tekrar yeni bir resme başlamayalım?"

-Sağlıklı beslenmek ve yaşamak için vücut sistemimizi nasıl yöneteceğinizi biliyor musunuz?

"-Hayır. Beslenme programını yapmaya denedim ama bizim çalışma tempomuzun içinde bu pek başarılı olmuyor. Mesela bir hafta çok et yediysem öbür hafta sebze yemeğe çalışıyorum. bir hafta çok içki içtiysem öbür hafta içmemeye çalışıyorum. Hepimiz bildiği gibi babadan kalma usule kendimiz kontrol etmeye çalışıyoruz. ''Bu kadar alkol alayım, bu kadar kalsiyum alayım, ilaç vaktim geldi'' gibi söylemlerle dolu bir yaşam tarzı hiç bana göre olmadı."

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum