Rıza Çalımbay... 'ÖNCE İNSAN SONRA FUTBOLCU YETİŞTİRMEK LAZIM'

Rıza Çalımbay... 'ÖNCE İNSAN SONRA FUTBOLCU YETİŞTİRMEK LAZIM'

Neslihan Yavuzcan, Beşiktaş futbol takımının ‘Atom karıncası’ ve yıllarca da kaptanlığını yapan kaptan Rıza Çalımbay ile posta agzetesi için röportaj yaptı.

Röportaj: Neslihan Yavuzcan

[email protected]

Fotoğraf: Muzaffer Kantarcıoğlu

Beşiktaş futbol takımının ‘Atom karıncası’ ve yıllarca da kaptanlığını yapan kaptan Rıza Çalımbay bu hafta ki konuğumuz. Profesyonel futbol oyunculuğunu bıraktıktan sonra kariyerinde teknik direktör olarak ilerleyen Rıza Hoca, bu sezon Kasımpaşa sporu çalıştırıyor. Ve geçtiğimiz haftalarda Çaykur Rize spor- Kasımpaşa maçından sonra karşılaşmanın hakemi Deniz Çoban’ın canlı yayında Rıza hoca’dan ‘hatalı karar verdim, özür dilerim, hakemliği de bırakıyorum’ demesiyle de büyük bir gündeme de imza attı. Evli ve 2 kızı, hatta torunları da olan Çalımbay ile bakalım neler konuştuk..

-Profesyonel futbol oyunculuğundan sonra Teknik direktör oldun. Farkları nedir?

-Beşiktaş’ta 20 sene oynadım keza Milli takımda da. Çok şampiyonluklar yaşadım. Ardından kaptanlığını yaptım. Doya doya bir geçmişim oldu. Ama teknik direktörlükte ise her şeyi sıfırdan alarak başlamanız gerekiyor. Futbol oynadım, biliyorum ile olmuyor. Kendini geliştirmen gerekiyor. Liderlik vasfının olması gerekli. Ben en büyük şansım Beşiktaş’ın 10 yıl boyunca kaptanlığını yapmış olmam. Futbolu bitirir bitirmez Mustafa Denizli hocamla mili takımda 4 yıl çalıştım. Sonra Daum’un yardımcılığı derken tek başıma hazırım dedim. Ve buralara kadar geldim.

-Bu sezon Kasımpaşa sporu çalıştırıyorsun. Değerlendirir misin?

-Problemi hem saha dışında hem de içindeydi. Onları düzeltmeye çalıştık. Şu an da gayet iyi gidiyor. Lig çok uzun bir maraton önemli olan bu istikrarı koruyup, ligi bitirmek.

TÜRK FUTBOLU ALT YAPIYA YATIRIM İLE KURTULUR

-Türk futbolu nasıl kurtulur?

-Bana göre yüzde yüz hiçbir kulüp alt yapıya gereken önemi vermiyor. Altyapı da yapılan büyük bir yanlış var, o da çocuklara eğitim veren antrenörler çok genç. Oraya çok tecrübeli hocaların gitmesi gerekiyor. Yöneticiler altyapıya iyi bir bütçe de ayırmak zorundalar. Bizim zamanımızda Beşiktaş’ın en büyük özelliği alt yapıdan bizleri yetiştirdi.

-Senin döneminde Beşiktaş’ın en büyük özelliği futbolcuların üniversiteli olmasıydı.

-Onlar okumuşlardı. Ben ilkokulu bitirdim. Takım kaptanı bendim ama. Üniversite okuyanlara çok büyük saygım var. İmkânım olsa okumayı çok isterdim. Hem okumak hem de kendini yetiştirmek çok önemli. Bu dünyanın en güzel şeyi, üzüldüm tabii okuyamadığım için ama hiçbir zaman da dert etmedim. İngilizce öğrenmek için İngiltere’ye gittim, kendimi geliştirdim.

BİR TEKNİK DİREKTÖRE KÜFÜR ETMEK, DAYAK ATMAK YAKIŞMAZ

-Hedeflerine hep ulaştın, şimdi ki hedeflerin?

-Ben önce iyi bir futbolcu olmak istiyordum, Beşiktaş, dünya karmasında oynamak, kaptanlık. Hepsini gerçekleştirdim. Bulunduğun yerin başarılı olması hedefi ilerliyorum. Büyük hedefim 4 büyüklerin dışında bir takımı şampiyon yapmak. Ve en büyük hedefimse Avrupa’da bir takımda çalışmak.

-Hangi hocaları beğeniyorsun ve hangi özelliklerini aldın?

-Ayrım yapmak istemiyorum. Mustafa hoca ile de fatih hoca ile de çalıştım. Her teknik direktörden özellikler aldım, almaman gereken özelliklerde vardı, onları da aldım bir kenara attım. İyi taraflarını alıyorsun, kötü taraflarını da görüyorsun, yapmıyorsun. Davranışları, ikili ilişkilerini beğenmezdim.

-Ergin Ataman geçen sezon oyuncusuna tokat attı. Bir antrenörün küfür etmesi, dövmesi olmalı mıdır?

-Öyle saçma sapan şey mi olur. Bir kere teknik direktör dediğin adam lider olacak, baba olacak. Oradaki her şeye hakim olacak. Ve kendisine saygı gösterilmesini kendisi sağlayacak. Ergin olsun, başkası olsun. Bir teknik direktöre yakışmaz, çirkin kimseye yakışmaz. Bizim de kızdığımız hakikaten tepki gösterdiğimiz oyuncular oluyor. Kötüyse oynatmazsın, başkasına şans verirsin. Veya başarısızsa yollarını ayırırsın.sezonun başında tavrını koyacaksın. Oyuncularda bazı şeyleri kabul edecek.

HAKEM DENİZ ÇOBAN BÜYÜK BİR CESARET GÖSTERDİ

-Canlı yayında Deniz Çoban haken senden özür diledi. Ve hakemliği bıraktığını söyledi. Sen de büyük bir olgunlukla Deniz Çoban’a sahip çıktın. Nasıl oldu?

-Maç bittikten sonra kendisine ‘penaltı, penaltı değildi’ dedim. O da yok Rıza ‘penaltı’ idi dedi. İçeriye girdik, zor bir maçtı. Canlı yayındayken yanımıza geldi. ‘ben hata yaptım, buraya çıkmamda yanlıştı, kendi kariyerimi ortaya atıyorum’ dedi. ‘Bunlar olur, hocam daha bin tane maç yöneteceksin’ dedim. Bayağı üzüldü. Sonra soyunma odasına gittim. ‘penaltıyı bilerek mi verdin?’ dedim, o da ‘hayır’ dedi. ‘O zaman rahat ol hocam, hepimiz hata yapıyoruz.’ dedim. Hakemlerin işi çok zor. Bizler düşünerek bir karar veriyoruz. Onlar o an da vermek zorunda.

-Sizin puan gitti tabi?

-Gitti ama hocamın canı sağ olsun. O puan bize geri gelir ilerde.

-Hakemliği bırakması ile ilgili ne düşünüyorsun?

-Yıllar önce Beşiktaş da oynarken hakem bize gol attı. O an da hakemin durumunu gördüm, içine oturdu. Burada da art niyet yok. Deniz hocayı çok takdir ediyorum açıkladığı için. Bu olay unutulur giderdi yoksa. Yapmayabilirdi. Büyük bir olgunluk ve cesaret gösterdi.

ÖNCE İNSAN SONRA FUTBOLCU YETİŞTİRMEK LAZIM

-Gençlere ve ailelere ne tavsiye edersin?

-Bizim zamanımızda aileler göndermezdi. Şimdi ise aileler çocuklarını elinden tutup futbolcu olsun diye getiriyorlar. Bir kere bu işi sevmek lazım. Futbolculuk kolay bir meslek değil. Hep günlük başarıya bağlı bir meslek. Kimse geçmişe bakmıyor. Her türlü fedakarlık içinde çok çalışmak, kendine iyi bakmak gerekli. Özellikle 4 büyükte oynayan futbolcular topluma mal olmuş insanlardır. Normal davranamazsınız. İyi örnek olmalısınız.

HEM OKUYUP, HEM FUTBOL OYNAMAK İSTERDİM, OLMADI

-Keşkelerin ve pişmanlıkların var mı?

-Futbolcularıma söylediğim bir şey dir bu. ‘Maçtan sonra sakın keşke demeyin, 90 dakikaya kafanızdakileri sığdırmanız gerekiyor’ diyorum. Ama hayatımda keşke çok Hayatı futbol veya basketbol gibi oynadığın zaman hata yapmazsın. Ancak bazen hayatta oluyor yanlışlar. Keşke dediğim şeylerden bir tanesi hem okuyup, hem futbol oynamak isterdim. Hayata girişinde ve sosyal yaşantında çok önemli bir faktör okumak. Benim kızlı, erkekli arkadaş gruplarım hiç olmadı, yaşayamadım. Onları yaşamayı çok arzu ederdim. Futbolcu olmasaydım, doktor olmayı isterdim.

-Uzun evliliğin sırrı nedir?

-Saygı.. 2 kızım var. 1.5 yaşında ve 50 günlük de torunum var. Dede olmak da müthiş bir duygu. Kızlar ve torunlar da Beşiktal’lı.

SİYASETÇİLER DAHİL HERKES FUTBOLU KULLANIYOR

-Şansal Büyüka ‘futbol bir mafya’dır’ demişti bana verdiği bir röportajda. Sen ne düşünüyorsun?

-Mafya ağır bir yükleme. Herkes bir kere genelde futbolu kullanıyor. Seçimlerde parti başkanları hangi şehre gidiyorsa o takımın atkısıyla çıkıyor. Futbol inanılmaz bir sektör. Beşiktaş ruhu nedir senin için?

-Bizim zamanımızda amatör ruh vardı. Beşiktaşa’a başladığımda paramara gözüm görmezdi. Formasını giymek, çantasını taşımak yeterdi. Zaten siziiyi olunca para da geliyor. Şimdi Beşiktaş’ın armasını görmek bile bana yetiyor. 5 tane önemli şey hayatımda. Milli takım, Beşiktaş ve İnönü, Sivas spor ve 4 eylül stadı. Hepsini de çalıştırırım fark etmez benim için.

-Yurt dışında adımızı tekrar duyaracak mıyız?

-Neden olmasın. 14 yabancı, altyapıların halleri, kulüplerin borçları, düzelirse. Bunları bir masaya yatırıp düzenlerseniz,  her şey dörtdörtlük gider. Ne olursa olsun altyapıdan önce insan, sonra kaliteli sporcu yetiştirmemiz lazım.

-Ülkemiz için ne mesaj verirsin?

-Herkesin bir bütün olması, ırk, din, dil ayrımının son bulması gerekiyor. Bunca insanın ölmemesi gerekiyor. Siyasetçiler bir bütün olup Türkiye’nin menfaati çalışmalı. Kendi menfaatlerinden çok ülkemizi düşünmeliler. Güzel bir ülkeyiz. Herkesin gözü ülkemizde. Ve biz öyle bir ülkeyiz ki zor günümüzde bütün oluyoruz. 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.