KAFASINI EDEP YERİYLE BOZAN SANATÇILAR !

Ayşenur YAZICI

Van'da her şey sallanırken, şehitlerin haberleri kandamlaları gibi her gün tek tek gündeme damlarken garip bir haber dağılıverdi! Mardin'de patlama, öğretmenler gününde "atama" konusunun hazin ağrısı da taze iken?

Her haber birden yok oldu ve internet, "edep yerini saksıyla örtme gereği duyan erkek", "bacak aralarına çiçekler koyup poz veren kadın"; ardından "sünnetli olup olmadığı tartışılan başka bir erkek" haberleriyle çalkalandı.

Medya da kendini aşmış durumda! Öyle haberler var ki gerçekten, "bana ne" diyesiniz geliyor! Yani bilseniz de haberdar olmasanız da hayatınızda bir şey değişmez.

Ama sosyal medya anında köpürüyor, birden yaşamın tek önemli konusu o abuk sabuk haber oluyor ve insanlar bunun üzerinde kapışıyorlar. E, ister istemez siz de hengâmenin içine dâhil oluveriyorsunuz birden. Tıkladığınız her sayfada bu var!

Şimdi, Doğuş'un bir yaprakla örterek saklayabilecekken, edep yerini saksıyla örtmekle ne anlatmak istediğini mi tartışacağız? Bedeninden başka sunacağı mahareti olmadığını sürekli resimlerle anlatan Hilal hanımın, çıplak bacakları arasından görünen çiçeklerle diğerine ne mesaj yolladığını mı?

Üç yıl önce Fatih'te camiden çıkarken türbanıyla görüntülendiğinde, "Üstümdeki benim cami kıyafetim. Normal hayatımda mini eteğimden, dekoltemden vazgeçmem. Zaten şu anda da içimde askılı bluzum var" diyen Hilal Cebeci için "normal" hayat ne demek? Anormal hayat hangisi? İman ve inanç belli yerlerde mi geçerli diye sorasım var, kesinlikle bulaşmak istemiyorum ama aklım da allak bullak! Magazinin gittikçe siyah-beyaz olması da beni endişelendiriyor. Susuyorum. Allah affetsin demekten başka yapabileceğim bir şey de yok.

Bu yazıyı yazarken aklıma Lady Gaga düşüverdi. Üzerine dövülmüş çiğ etleri elbise olarak giydiğinde "anormalliğin" enteresan bir tezahürü olduğu için günlerce tüm dünyada konuşuldu. Sıra dışıydı. Anormaldi? Ama bu şarkıcı sadece görüntüsüyle değil, şovları, muhteşem sahne performansı, müzikal yeteneği, kostümlerin orijinalliği ve danslarıyla, yenilik getirdiği birçok sahne düzenlemesiyle de 45 milyon face bookluyu peşine taktı.

Forbes dergisine göre dünyadaki en güçlü ve etkili 100 ünlü arasında gösterilen Lady Gaga çok mu güzel? Bilmem. Oğlumla yaşıt olan bu cin kız gerçekten sıra dışı ama ben onu bunca anormalliği içinde çıplaklığıyla hatırlamıyorum.

Dünyada 15 milyon twitter takipçisi olan Gaga değerli bir marjinal! Basit ve sıra dışı olmak kolay. Soyun ve ses çıkar yeter?

Rahmetli Michael Jackson da, eli edep yerinde dans ederdi. Diyeceğim o ki marjinal olurken, kendini ve mesleğini kirletmemeye çalışarak "sıra dışı" olmak gerçekten yetenek istiyor.

Çıplaklıktan başka maharet edinmek de emek vermeden, zaman harcanmadan, disiplinle çalışmadan mümkün değil.

Sanırım insanları kendine baktırmanın en kolay yolu ya bağırmak ya soyunmak.

Her ikisin de de kafalar kişiye çevrildiğinde "ses"ten ve "görüntüden" başka da şeyler de fark ediliyorsa, kafalarını ondan yana çevirenler baktıklarına pişman olmazlar?

Çıplaklığıyla ünlü Dj Hande Kaya, çıplak olmasa Dj'lik görevini yapamaz mı mesela?

Neyse. Bakalım kaç gün çalıp oynayacağız bu saksı muhabbetiyle. Ne kadar daha basitleşeceğiz, ne kadar daha gerçek gündemden uzaklaşacağız.

Türkiye'nin bir de sessiz gündemi vardır. Birileri yüzünü bile görmediği diğerleri için çabalar. Yıllarca yol gidilir, dönüp bakarsın bir arpa boyu gidilmiş. Ama olsun! Her hedefe yürüyüş bir "adımla" başlar. Nice kanunlara, nice mutlu sonlara uzun kilometreler kat edildikten sonra ulaşılır.

Tevazu güzel bir şeydir, ama yapılmış güzel işleri anlatmak tevazuu bozmaz. Bunun için, yaşam boyu onursal üye kabul edildiğim "insan sağlığı ve sosyal dayanışma" onurluğumu paylaşmak istedim. Yeni, çok değerli bir plaketim oldu. Üzerinde, "Yaşama bıraktığınız değerler anısına" yazıyor. Psikoonkoterapi Derneği iletti.

Yurt genelinde, 81 ilden toplanan 17 bin insanın, ortak moral havuzunda kanserliler için sessiz ve derinden çalışmasının ardından, plaketimi aldım. Ruhunuzu diri tutarsanız bedeni onardığına inanıyorum. Bunun için de elimin uzandığı her yere uzanıyorum. Elimden gelen bir şeyler varsa sakınmadan, kalben gidiyorum.

Avon'un bu seneki meme kanseriyle mücadele projesinde, Sezen Aksu, Ümit Boyner, Nükhet Duru ile beraber, ben de bir büstier tasarladım. Satışından elde edilecek gelirle, daha önceki yıllarda olduğu gibi, mamografi cihazı olmayan devlet hastanelerine cihaz armağan edeceğiz.

"Erken teşhisin" kadınların hayatını kurtardığı bu illet hastalıkta, çorbada tuzumuz olsun diye şevkle ayaklandık. Ben büstierimi tasarlarken "gelincik" çiçeğinden esinlendim ve çiçeği ters çevirip bedene giydirdim. Şimdi bu büstierlerin en yüksek fiyata bir hanımefendiye satılmasını istiyorum! Hatta bir beyefendi satın alıp, hem hayır işlesin hem hanımını sevindirsin istiyorum?

İmzamı taşıyan bir giysi ile yüzlerce kadının hayatını kurtarabildiğimi bilmek bile deli bir sevinç veriyor. Kibirlenmiyorum. Ünlü olmak ne işe yarar ki zaten? Bu gibi yardımlarda lokomotif mumlar olmak dışında.

Kundakla kefen arasına sığdırdığımız iyi günler kadardır yaşamak?