Sibel Can- Emir Sarıgül… AŞK VAR AMA CESARET YOK... SAKLANACAK NE VAR Kİ?

Gizli gizli yaşanan bir aşkın gölgesinde kalmış iki isim…

  Biri Türkiye’nin sahnede devleşen kadını, diğeri iş dünyasında genç, güçlü ve hareketli bir figür. İkisi de daha önce evlilik yapmış, hayatın dar sokaklarından geçmiş, kalpleri yorgun ama hâlâ hissedebilen iki insan…

İkisi de bekar, ikisi de hayatta çok şey yaşamış... Ama nedense bu aşk hep bir adım geride, hep bir sis perdesinin ardında. Aşk varsa, neden cesaret yok?

Ve şimdi… Fransa’da bir havaalanında aynı karede yakalanıyorlar. Yan yana, aynı uçağı beklerken. Aşk bu ya, gözlerinden taşıyor... Ama dudaklarından bir kelime bile dökülmüyor.

Neden?

Neden aşklarını saklıyorlar?

Neden kaçamak cevaplar, neden arka kapılardan çıkışlar?

İki bekar insansınız, neyi gizliyorsunuz?

Bu aşkı artık Güney Afrika’daki Boşimanlar kabilesi bile konuşuyor. Ama İstanbul’da hâlâ inkâr, hâlâ kaçış var.

Olmaz!

Aşk saklandıkça büyümez, kararır.

Aşk saklandıkça güzelleşmez, hırpalanır.

Üstelik bu aşk bir ilk değil…

Emir Sarıgül’ün ismi daha önce Buket Aydın’la da anıldı, hatta o dönemde Sibel Can ile arasında gidip geldiği bile söylendi.

Ama son aylarda ortalıkta tek bir isim konuşuluyor: Sibel Can.

Sibel Can birkaç hafta önce Fransa’nın Nice kentinden döndü. Havaalanında gazeteciler her zamanki gibi oradaydı. Gülücükler, nezaket, zarafet… Ama Emir Sarıgül? O başka kapıdan çıktı. Sessiz. Kaçak.

Ve yine o meşhur cevaplar:

“Görmedim, bilmiyorum, duymadım”

Adeta üç maymun oynanıyor.

Yahu bu nedir?

Birlikteyseniz, çıkın ortaya!

Değilseniz, neden aynı karede yakalanmaktan çekiniyorsunuz?

Aşk cesaret ister.

Aşk, el ele yürürken etrafa bakmamayı gerektirir.

Aşk, kalabalığa değil kalbe hesap vermekle yaşanır.

Sibel Can 1970 doğumlu, Emir Sarıgül ondan 11 yaş küçük. Evet, yaş farkı var. Ama bu bir sorun mu?

Değil!

Aşkın ölçüsü yaşla çizilmez, kalple hissedilir.

Eğer hâlâ saklanıyorsa, hâlâ inkâr ediliyorsa, işte o zaman asıl mesele ya içte bir korku, ya da dışta çözülememiş başka bağlardır.

Belki bir evlilik hazırlığı var, belki bir ayrılık.

Ama ne olursa olsun, biz gazeteciler “aşk var mı yok mu?” sorusunun değil, “neden bu kadar korkuluyor?” sorusunun peşindeyiz.

Çünkü biz şunu biliriz:

Aşk var ama cesaret yoksa, bu hikâyede eksik olan sadece itiraf değil, yürek de olabilir.

Ve son söz:

Aşkı saklayarak yaşanmaz.

Aşk, görünmekten korkmaz.

Aşk, yürünmesi gereken bir yoldur, beraber, dimdik, el ele…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.