Kadınlarımız, Kızlarımız her gün şiddete maruz kalmakta ve ne yazık ki bir kısmı bu şiddet, kin ve öfke seli içinde yaşamını kaybetmekte... 

 

Bireysel silahlanmaya karşı faaliyetler yürüten Umut Vakfı'nın verilerine göre sadece 2015 yılında maruz kaldıkları şiddetten dolayı 414 Kadınımız yaşamını kaybetmiş. İstatistiki olarak 365 günde 414 can... Gün başına 1 kadından fazla... 

 

Her gün haberlerde Kadın Cinayetlerinin kanıksandığına da şahit olmuş biri  olarak bu konuya kendimce Solopella yapımlarım vasıtasıyla dikkat çekmek istedim. 

 

Birazdan izleyeceğiniz yapımı yaparken duygusal olarak oldukça zorlandığımı iletmek isterim. İstatistiki bilgiler, o istatistiğin parçası olan isimler ile ifade edildiğinde matematiksel verilerden çıkıp yaşamın bir parçası oluyorlar. Ben de bunu yapmaya çalıştım; her gün Türkiye'nin herhangi bir yerinden gelen "Ayrılmak istediği eşi tarafından öldürüldü" başlığının altındaki özneleri hatırlatmak istedim. 

 

O canlar, yitirilmiş canlar değil... O canlar katledilmiş canlar... 

 

Yaşamları çalınmış, katledilmiş o canların çoğunun yaşam süreçlerinde önemli sayılabilecek bir Türkü yolculuklarına eşlik etmişti. Geleneksel Kına Türküleri arasında söylenegelen "Yüksek yüksek tepeler" türküsü... Bu türkümüz kadın ağzı ile yazılmış, evlendiğinde ailesinden uzağa gitmiş bir gelin tarafından yaktığı düşünülen bir Edirne yöresi türküsü... 2 gün sonra idrak edilecek "Dünya Kadınlar Günü"nü göremeyecek olan kadınlarımızın da çoğunun dinlediği ve dinlerken gözyaşı döktükleri bir türkü... 

 

Erkek ağzıyla söylenebilmesi için türkünün sözlerine de müdahale edip 3. tekil şahıs olarak sözlerde değişimler yapmam da gerekti. 

 

Bu sefer çok uzun bir açıklama oldu. Ancak toplumumuzda her gün açık olup oluk oluk kanayan bu yaranın iyileştirilmesi açısından hepimizin sorumluluğu olduğunu düşündüğümden bu açıklamaları yapmak ve duygularımı paylaşmak istedim. 

 

Daha olumlu, güzel ve yaşanabilir bir gelecek için yapacaklarımızda Allah hepimizin yardımcısı olsun...